Gazeteci Fırat Bulut hakkında bir soruşturma daha: Foyaları ortaya çıktıkça davaya sarılıyorlar
Gazeteci Fırat Bulut hakkında Şireci işçilerini hedef gösteren İyi Partili Mehmet Gürban hakkında yaptığı bir paylaşım nedeniyle ‘Yanıltıcı bilgiyi yayma’ suçlamasıyla soruşturma açıldı.
Fotoğraf: @firat_buluttt/Twitter
Gözde TÜZER
İstanbul
6 Şubat sonrası Elbistan Cezaevinde çıkan yangını videolu haber yapan ve hakkında “Halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma” soruşturması açılan Gazeteci Fırat Bulut hakkında, aynı suçlamayla bir soruşturma daha açıldı. Bu kez sebep Şireci Tekstil direnişinde işçilere küfür eden İyi Parti Milletvekili Mehmet Gürban hakkındaki bir paylaşımı… Gazeteci Bulut “İktidar; kaynağı kendisi olmayan hiçbir haber ve bilgiyi gerçek kabul etmiyor” dedi.
Gazeteci Fırat Bulut’un, depremden sonra Elbistan Cezaevinde çıkan isyan ve yangını videolarıyla paylaştığı için hakkında açılan “Yanıltıcı bilgiyi alenen yayma” suçlamasına karşın; cezaevinde yangın ve isyan çıktığı; üstelik bunu soruşturan savcının da, Bulut’a “Yanıltıcı bilgi yayma” soruşturmasını yürüten savcı olduğu öğrenildi. Bulut hakkında başlatılan bir diğer soruşturma ise sosyal medyada paylaştığı bir paylaşım oldu.
GÜRBAN PAYLAŞIMI SORUŞTURMA SEBEBİ OLDU
İyi Parti Antep Milletvekili Mehmet Mustafa Gürban, Antep’te ağustos 2023’te direnişteki Şireci işçilerine “akıllı olun” demiş, işçilerin yanında duran BİRTEK-SEN Genel Başkanı ve EMEP Antep Milletvekili Sevda Karaca’yı “provokatörlük”le suçlamıştı.
Gazeteci Fırat Bulut ise “Seçimden önce yine Antep’te işçilerle birlikte eylem yapan demokrasi güçlerine RT ederek destek olan Mehmet M. Gürban isimli İyi Partili seçimden sonra tutuşan patron için millete küfür ediyor, direnenlere terörist diyor, haber yapan gazetecileri hedef alıyor” paylaşımı yapmıştı. Savcılık bu paylaşım nedeniyle Fırat Bulut hakkında “Halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma” suçlamasıyla soruşturma başlattı.
HOŞLARINA GİTMEYEN HER ŞEY ‘YANILTICI BİLGİ’
Gazeteci Bulut yaşananlara dair “İktidar kaynağı kendisi olmayan hiçbir haber ve bilgiyi gerçek kabul etmiyor” dedi ve şöyle devam etti: “Kaynağı iktidar olmayan bilgiye savaş açılmış aslında. Gazetecinin görevi bilgi ve haberi halka duyurmak ve yaymaktır; toplumun bilgiye erişme hakkına saygı göstermek ve bunu sağlamaktır. Ancak iktidar bilgi üzerinde tekel kurarak kaynağı kendisi olmayan tüm haberlere savaş açtı. Hoşlarına gitmeyen her şeye ‘yanıltıcı bilgi’ diyorlar. Açıkçası Türkiye’de basın ve ifade özgürlüğü önünde hep engel vardı ama AKP’nin kendi hegemonyasını güçlendirmesiyle bu daha fazla gelişti. Halkın bilgiye ve hakikate ulaşması engelleniyor, toplum çok az ve kısıtlı bilgiye ulaşıyor. Gazetecileri davalarla, Kürt gazetecileri kapatma tehlikesiyle, Evrensel’i ilan hakkının gasbıyla engelliyorlar.”
‘YANILTICI BİLGİ’ DİYEN SAVCI YANGINI ARAŞTIRDI
Fırat Bulut’a bir dava da depremden sonra açılmıştı. Bulut, 6 Şubat 2023’te yaşanan depremlerinin ikinci merkez üssü olan Elbistan ilçesindeki E Tipi Ceza İnfaz Kurumunda çıkan yangını görüntüsü ile birlikte 8 Şubat’ta sosyal medya hesabında paylaştı. Bingöl Cumhuriyet Başsavcılığı, bu paylaşımdan dolayı Bulut hakkında TCK’nin 217. maddesinde düzenlenen “Halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma” iddiasıyla soruşturma başlatarak, ifadesinin alınması için hakkında yakalama kararı çıkarttı.
Gazetemize konuşan Gazeteci Fırat Bulut “Açıkçası devlet cezaevleri ile ilgili haber yapılmasını istemiyor. Deprem döneminde 18 bin tutuklu hükümlü depremden etkilenmişti ama yapılan haberlerin sayısı 3’ü 5’i geçmezdi. Devlet ısrarla o alanlara girilmesini istemiyor. Ben ilgili video ile haberi yapmıştım. Videoda dumanlar yükseliyordu” dedi.
2 GÜN GÖZALTINDA KALMIŞTI
Bulut 10 Mart 2023’te ise Ankara Esenboğa Havalimanında gözaltına alındı. İki gün gözaltında kalan Bulut, ifadesinin alınmasının ardından serbest bırakıldı. Savcılık, dosya için görevsizlik kararı vererek, dosyayı suçun işlendiği yer olduğunu iddia ettiği Elbistan’a gönderdi.
Bulut gözaltı sürecini ise şöyle anlattı: “Ben enkaz altından Ankara’ya giderken gözaltına alındım. Daha sonra fark ettim ki beni gözaltına alanlar gazeteci olduğumu da bilmiyor. ‘Sen bu haberi neden yapıyorsun’ diyorlardı. Birilerinin yönlendirmesiyle oldu. Çünkü çıkarıldığım nöbetçi mahkeme ‘Bu adam gazeteci’ dedi bıraktı. Ama savcılık ısrar etti ve dava açıldı.”
"BU İKTİDAR DEZENFORMASYON ÜRETİYOR"
Dava sürerken işler daha da karıştı. Zira Bulut’un avukatları; Elbistan 2. Asliye Ceza Mahkemesinde ekim ayında görülen davanın ilk duruşmasında, Elbistan cezaevinde yangın çıkıp çıkmadığının cezaevine sorulmasını talep etti. Gelen bilgiye göre yangın çıkmıştı. Raporda “Elbistan E Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda hükümlü veya tutuklu olan mahkumların yaşanan deprem nedeni ile isyan çıkardığı, mahkumlar tarafından çıkarılan isyan sonucunda Cezaevi Müdürlüğü sınırlarında bulunan A ve B blok kısımlarında yangın olayının meydana geldiği, olaydan sonra Elbistan Cumhuriyet Başsavcılığınca adli tahkikata başlanıldığı ve akabinde Adalet Bakanlığınca görevlendirilen müfettişler tarafından gerekli incelemelerin yapılarak rapor tanzim edildiğinin öğrenildiği…” denildi.
Gazeteci Bulut “Cezaevinde isyan ve yangın çıktı diyorlar. Bununla ilgili Adalet Bakanlığına gidiyor, Elbistan Cumhuriyet Başsavcılığı soruşturma başlatıyor, müfettiş gönderiliyor… Ve İncelemeyi yapan ile bana soruşturma açan savcı aynı kişi… Aslında herkes biliyormuş yangını ama bize ‘Dezenformasyon yaptı’ diyorlar. Kendi bildiklerini saklamak istiyorlar. Bu iktidar tüm kurumlarıyla dezenformasyon üretiyor” dedi.
"HABERLERİMİZ, GAZETECİLİĞİMİZ YARGILANIYOR"
İletişim Başkanlığına tepki gösteren Gazeteci Fırat Bulut, “Dezenformasyonla Mücadele Merkezi” kurulduğunu hatırlatarak “Bu kurum biz gazeteciler sahada haber yaparken, masa başında oturup ‘Şu yanlış, bu yanlış’ diyor. Ayrıca bugün iktidara yaslanan medya muhalif partiler, gazeteciler, gezi direnişçileri ile ilgili o kadar çok dezenformasyon üretiyor ki… Yani bir kaynak sürekli dezenformasyon üretiyor ve bunu kendisine bağlı İletişim Başkanlığı üzerinden yapıyor” dedi.
Fırat Bulut şöyle devam etti: “Gazetecililerin basın kartı almasından, kamu kurumlarından bilgi almaya, ülkeyi yönetenlerin toplantılarını izlemeye bile alınmaya, kolluk tarafından engellenmeye kadar onlarca sorun… Bütün bunlarla beraber sansür yasası denilen maddeyi getiriyor ve bununla ‘kamu düzenini’ gerekçe göstererek haberlerimizi, gazeteciliğimizi yargılayabiliyor.”