7 Şubat 2024 13:21

TPD: Deprem illerinde duygusal acılar daha derin yaşanıyor

Türkiye Psikiyatri Derneği, depremin üstünden geçen 1 yılda kısmen toparlanma olması beklenirken, bölgenin büyük çoğunluğunda toparlanmadan bahsetmenin pek mümkün olmadığını belirtti.

TPD: Deprem illerinde duygusal acılar daha derin yaşanıyor

Fotoğraf: Elif Ekin Saltık/Evrensel

Türkiye Psikiyatri Derneği (TPD), 6 Şubat 2023’te meydana gelen depremlerin 1. yılında yazılı açıklama yaptı. Açıklamada, “Bir yılda kısmen toparlanma olması beklenirken bugün bölgenin büyük çoğunluğunda ne yazık ki toparlanmadan bahsetmek pek mümkün değil. Bölge halkının tüm ihtiyaçları gibi ruhsal ihtiyaçları da azalmadı. Hatta ilk dönem acının yeni olması nedeniyle yaşamsal zorluklar ön planda iken şu an duygusal acılar çok daha derin yaşanıyor, çok daha fazla fark ediliyor” denilerek, Türkiye'nin bir deprem ülkesi olduğu hatırlatarak; depremden etkilenen kişilerin beslenme ve barınma gibi temel ihtiyaçlarının karşılanması ve üyeleri arasındaki dayanışmanın gücünden faydalanacakları sosyal ağlarının korunması için önlemler alınmasının önemli olduğu ifade edildi.

Türkiye Psikiyatri Derneği açıklamada depremin birinci yılında halen deprem bölgesinde birçok sorunun çözülmediğine değinerek şunları ifade etti. “Bir yıl sonunda ne yazık ki bölgede hala cenazesine ulaşılamayanlar, çadırlarda, konteynerlarda yaşayanlar, temel ihtiyaçlarına ulaşamayanlar var. Bir yılda kısmen toparlanma olması beklenirken bugün bölgenin büyük çoğunluğunda ne yazık ki toparlanmadan bahsetmek pek mümkün değil. Bölge halkının tüm ihtiyaçları gibi ruhsal ihtiyaçları da azalmadı. Hatta ilk dönem acının yeni olması nedeniyle yaşamsal zorluklar ön planda iken şu an duygusal acılar çok daha derin yaşanıyor, çok daha fazla fark ediliyor.”

“6 ŞUBAT BİR DOĞAL AFETTE İNSAN ELİNİN EN ÇOK YER ALDIĞI AFETTİ”

Depremlerin çok şiddetli olması, bölgede yaraların sarılmasının gecikmesi, siyasi otoritelerce eşit ölçüde yıkım olmayan ve farklı sosyokültürel yapısı olan bölgelerin gereksinimleri arasındaki farkların gözetilmemesi ve bunun sonucunda bazı bölgeler yaşamsal desteğe daha kolay erişebiliyorken bazı bölgelerin hiç erişememesinin yaraları ne daha da derinleştirdiğinin ifade edildiği açıklamanın devamında şu ifadeler yer aldı. “6 Şubat depremlerini diğer doğal afetlerden ayıran en temel özellik belki de bir doğal afette insan elinin en çok yer aldığı afetler olmasındaydı. Teknolojik gelişmeler enkaz altında bir süre yaşanmaya devam edilebildiğini ancak bunun çok uzun süre olmadığını bizlere gösterdi. Ne yazık ki başta bölge halkı olmak üzere tüm ülke olarak bu sürece yakından tanık olduk, afetin çok ötesinde acılar ve çok yoğun duygular yaşadık.”

Türkiye Psikiyatri Derneği’nin depremin ilk anından itibaren bölge halkı ile bölgede yaşayan psikiyatristlerle ve bölgede psikiyatri eğitimi alan uzmanlık öğrencileri ile irtibat halinde olduğunun hatırlatıldığı açıklamada, “TPD Merkez Yönetim Kurulu, Afetlere Hazırlık ve Müdahale Birimi ve Ruhsal Travma ve Afet Psikiyatrisi Çalışma Birimi Üyeleri, Şube Yönetimleri ve Türkiye Psikiyatri Derneği üyesi tüm psikiyatristler insani ve mesleki anlamda yaptıkları ile tüm uzmanlık dernekleri ve hatta dünyadaki tüm psikiyatri dernekleri içinde örnek oluşturacak özveri ve çaba ile bölgede oldular.Türkiye Psikiyatri Derneği ilgili bütün kurulları ile ilk günden itibaren bölgedeki psikiyatristlerle irtibat sağladı. Toplantılar yapılarak bölgeye gidebilecek ya da deprem sonrası ruh sağlığı desteği sunabilecek tüm ruh sağlığı uzmanlarına açık eğitimler hızla organize edildi. Deprem nedeniyle aksayan psikiyatrik tedavi hizmetlerinin bir an önce hızla düzenlenmesi ve deprem nedeni ile ortaya çıkabilecek psikiyatrik destek hizmetlerini sağlayabilmek adına hızla bölgeye gönüllü psikiyatrist gidişi planlandı. Dernek üyesi psikiyatristlerin beşte biri bölgeye gitmek üzere gönüllü oldu. Hızla üç merkezde haftalık dönüşümlerle gönüllü psikiyatristlerce ruhsal destek sağlandı ve altı ay boyunca düzenli olarak sürdürüldü. Psikiyatrik destek başta tabip odaları olmak üzere bölgede sağlık hizmeti sunan birimlerle koordinasyon içinde sürdürüldü. Psikiyatrik desteğe uzaktan erişim olanağı sağlayan çevrimiçi görüşme sistemi kuruldu. Burada da dernek üyesi gönüllü psikiyatristler tarafından psikiyatrik destek hizmeti sağlandı. Bölgede uzmanlık eğitimi almakta olan uzmanlık öğrencilerinin sağlık durumları, yaşamsal ihtiyaçları, eğitim ihtiyaçları değerlendirilerek Türkiye Psikiyatri Derneğinin pek çok kurulunun farklı konularda katkısı ile gereken destekler sağlandı. Uluslararası uzmanlık dernekleri ile irtibat kuruldu ve işbirlikleri oluşturuldu.”

“DAYANIŞMANIN GÜCÜNDEN FAYDALANARAK ÖNLEMLER ALINMALI”

Depremde yaşananların 1. 2. ve 6. ay faaliyet raporlarında kayıt altına alındığına değinen açıklamada, “Türkiye Psikiyatri Derneği bölge ile irtibatını ve bölgede destek hizmetini bölge ve zamanın koşullarına göre değiştirerek halen devam ettirmektedir. Hepinizin bildiği gibi Türkiye bir depremler ülkesidir. Yaşanan afetler son olmayacaktır. Afetlerin büyük insani felaketlere dönüşmemesi için hem devlet kurumları hem afetlerde sağlık ve sosyal hizmetlerin organizasyonu ve sunulmasında görev alan mesleki örgütleri birbirleriyle koordinasyon içinde hazırlıklarını sürdürmelidir. Türkiye Psikiyatri Derneği olarak tüm ilgili kurumlarla işbirliği ile felaketlere önceden hazırlık planlamaları yapmaktayız.  Yeni felaketlere ülke olarak tüm kurumlarla hazırlıklı olmak önemli.6 Şubat depremleri bize bir kez daha gösterdi ki psikiyatrik destek yaşamsal ihtiyaçlar karşılanmadan uygun biçimde yapılamaz. Depremden etkilenen kişilerin beslenme ve barınma gibi temel ihtiyaçlarının karşılanması ve üyeleri arasındaki dayanışmanın gücünden faydalanacakları sosyal ağlarının korunması için önlemler alınması en önemli destektir” ifadelerine yer verildi. (Ankara/EVRENSEL)

EVRENSEL'İNMANŞETİ

İktidarın mengenesi öfkeyi durduramıyor

İktidarın mengenesi öfkeyi durduramıyor

Antep’te polis, mahkeme kararını tanımadı, ekmek mücadelesi veren işçilere müdahale etti. İşçi, siyasetçi, öğrenci, muhalif belediye, basın… Herkes mengenede! Cezaevinde olanların sayısı cezaevi kapasitesini 90 bin aştı. Buna rağmen hükümet daha çok insanı daha uzun süre cezaevinde tutacak yargı paketi hazırladı. Yine de tepki cezalandırılarak durdurulamıyor!

90 bin fazla: 301 bin 397 kapasiteli cezaevinde 392 bin 456 kişi kalıyor.

32 adet: 11 cezaevi yapımı sürüyor, 21 yeni cezaevi projesi hazır.

Yüzde 700: 2002’de 49 bin 512 olan mahpus sayısı yüzde 700 arttı.

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
2 Mart 2025 - Sefer Selvi

Evrensel'i Takip Et