EŞİK: İdam cezasını ve şeri hukuku geri getirmek için kadınları kullanmaktan vazgeçin!
EŞİK'in idam cezası ve şeri hukuk tartışmalarıyla ilgili açıklamasında “Kadın cinayetlerini bahane olarak kullanarak idam getirmek isteyenler önce çıkarttıkları örtülü aflara baksın" dedi.

Fotoğraf: Burcu Yıldırım/Evrensel
Eşitlik İçin Kadın Platformu, (EŞİK) Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı Mustafa Desticinin “Kadın cinayetlerini önlemek için idam cezası ve kısas geri getirilsin” sözlerine tepki göstererek “İnfaz düzenlemesi” adı altında, Nisan 2020’de ve Temmuz 2023’teyapılan örtülü aflarla kadın katilleri ve çocuk istismarcılarının salındığını belirterek; “İdam cezasını ve şeri hukuku geri getirmek için kadınları kullanmaktan vazgeçin. Kadın cinayetlerini bahane olarak kullanarak idam getirmek isteyenler önce çıkarttıkları örtülü aflara ve cinsiyetçi yargı uygulamalarına baksın” dedi
İdam cezası ve şeriat hukukunun getirilmesi tartışmalarının gündemden düşmeyen konular haline getirildiği belirtilen açıklamada; “Adliyelerde şeriat, mitinglerde hilafet sloganları atılıyor. İnfial yaratan cinayet ve şiddet olaylarının ardından hemen idam cezası ve şeri hukuk güzellemelerine girişiliyor. İktidar ortakları Erdoğan ve Bahçeli idam cezasını sık sık gündeme getiriyordu. Son olarak 6 Şubat günü Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı Mustafa Destici yaptığı açıklamada ‘kadın cinayetlerini önlemek için idam cezası ve kısas geri getirilsin’ dedi” ifadelerine yer verildi.
Günde en az 3 kadın cinayeti işlenen ve İzmir’de taksi sürücüsünün durup dururken öldürülmesi gibi olayların yaşandığı bir ülke haline durup dururken gelinmediği hatırlatılan açıklamada; “Kontrolsüz bireysel silahlanma, kadın erkek eşitliğine saldırılar, sosyal ve ekonomik çöküş, Anayasal sisteme darbeye kadar varan hukuksuzluğun yol açtığı bu şiddet ortamını idam, hadım, kısas gibi çağdışı ve yeni şiddetler üreten cezalar ile düzeltemezsiniz” denildi.
“ÖNCE ÇIKARTTIKLARI ÖRTÜLÜ AFLARA VE CİNSİYETÇİ YARGI UYGULAMALARINA BAKSINLAR”
“İnfaz düzenlemesi” adı altında, Nisan 2020’de ve Temmuz 2023’teyapılan örtülü aflarla kadın katilleri ve çocuk istismarcılarının salıverildiği vurgulanan açıklamada şöyle denildi; “Sadece bu suçlular değil, Destici’nin partisinin de mecliste onay verdiği son düzenleme ile düşünce “suçluları” hariç uyuşturucu satıcılığından dolandırıcılığa kadar her türlü suç adeta suç olmaktan çıkarıldı. Yetmemiş olacak ki, Şubat sonuna kadar TBMM gündemine getirilmesi beklenen 8. Yargı paketinde de yeni aflardan söz ediliyor.
Eşini öldürmek suçundan tutuklu olup Temmuz 2023 affı ile serbest bırakılan katillerden biri 5 Eylül 2023’te Karabük’te ikinci eşini de annesi ile birlikte katletti. Bu sadece basına yansıyan bir örnek. Veri açıklamamak ya da çarpıtarak açıklamak normalleştirildiği için durumun vahameti kamuoyundan gizleniyor. Salınan katil ve istismarcıların ıslah olduklarının, çıktıklarında kaldıkları yerden devam etmeyeceklerinin güvencesini kim veriyor? Şiddet ve cinsel taciz uyguladıkları evlere gönderilen bu suçlulara karşı kadın ve çocukları kim nasıl koruyor? ‘Müslüman insanlar’dan biri olarak Destici’nin ittifak ortağından öncelikle bu soruların cevabını istemesi gerekmez miydi?”
"AMAÇ MÜCADELENİN ÖNÜNÜ KESMEK İÇİN KORKU İKLİMİ YARATMAK"
İdam cezasını geri getirmek isteyenlerin amacının kadın cinayetlerinin önlenmesi değil; her türlü demokratik mücadelenin önünü kesmek için korku iklimi yaratmak olduğunun altı çizilen açıklamada; “Ceza yasasında ömür boyu hapis gibi yeterince ağır cezalar vardır. Mesele bu cezaların kimler için ve nasıl uygulandığıdır. Topluma ve kadınlara karşı işlenen suçları suç olarak görmeyenlerin; suçluları koruyup kollayanların, sembolik para cezaları ile gizli ya da açık aflarla felç ettiği ceza hukuku sisteminin her bir torba yasa ile iyice bozulduğunu görüyoruz. 8. Yargı paketi de yine demokratik hukuk devletlerindeki yasa yapma usullerine tamamen aykırı olarak iktidarın tek taraflı keyfi düzenlemelerini içeriyor. Yine yeni af düzenlemelerinden söz ediliyor. Caydırıcılık için idam cezasını savunanlar, önce evrensel ceza hukukunun adil bir yargılama, caydırıcı ama orantılı bir cezalandırma, istikrarlı bir ceza infaz rejiminin hakkıyla uygulanmasını sağlasınlar” denildi.
“ASIL AMACIN ADIM ADIM LAİK HUKUKU YOK ETMEK OLDUĞUNU BİLİYORUZ”
“Şeri hukuk isteyenlere hatırlatmak isteriz ki; idam, kısas doğru cezalandırma yöntemleri olsaydı, yüzyıllardır idam cezası ve şeri hukuk uygulanan ülkelerde; ne kadın cinayeti ve cinsel suçlar meydana gelir, ne de örneğin hırsızlık olurdu. Kısas Pakistan’ın kimi bölgelerinde bir erkek tecavüz suçu işlerse, mağdurun ailesindeki erkeklerin failin ailesindeki kadınlara tecavüz etmesi şeklinde uygulanıyor” denilen açıklamada “Destici ve şeri hukuk isteyenlerin bu ülkenin kadınlarına önerdiği 'kısasta hayat’ bu mudur?” sorusu soruldu.
Cçıklamada son olarak şu ifadelere yer verildi; “Laik hukuk ve laik toplum düzenini savundukları için katledilen Konca Kuriş, Bahriye Üçok ve daha nicelerinin neden ve nasıl öldürüldüğünü hiç merak etmeyen ve yakalandıysa eğer faillerini affedenlere hatırlatırız: İdam, hadım gibi geri dönüşü olmayan, şiddeti yeniden üreten çağdışı cezalandırma yöntemlerinin, insancıl hukukta yeri yoktur. Laik hukuk ve laik toplumsal sistemden asla vazgeçmiyoruz. (HABER MERKEZİ)
Evrensel'i Takip Et