11 Şubat 2024 05:22

‘89 Baharı'nda eylem biçimleri ve işçi sınıfı kültürü

'89 Bahar eylemlerinin biçimleri ve yankılanan sloganlar dönemin kültürel atmosferini yansıtıyordu.

Fotoğraf: Mehmet Özer

Paylaş

Şeyma AKCAN

12 Eylül’ün baskı koşullarını kıran dönüm noktalarından biri ‘89 Bahar eylemleri oldu. Daha önce denenmemiş eylem biçimleri, direniş alanlarında yankılanan sloganlar ‘89 Baharı’na dair bir kültür yaratırken bu kültür işçilerin bir araya gelmesinde de önemli rol oynadı.

Daha ‘89 Baharı’na gelinmeden yapılan ve ‘89’un öncüsü kabul edilen NETAŞ grevi sendika bürokrasisinin “Mevcut yasalarla grev yapılamaz” iddiasını çöpe attı. 93 günün ardından kazanımla sonuçlanan grevin sermayenin dönemsel yönelimlerine indirdiği darbe, işçilerin grev alanında söylediği “aşk olsun da Netaş (işçileri) sana aşk olsun, iki kaşın arasına taş koydun” şarkısına yansımıştı.

Saç ve bıyık kesme, sakal bırakma, siyah gömlek giyme, siyah çelenk bırakma, telgraf çekme, açlık grevi, yemek boykotu gibi üretimi etkilemeyen eylemlerden, toplu viziteye çıkma, işe geç başlama, iş yavaşlatma gibi üretimi doğrudan etkileyen eylemlere kadar pek çok eylem biçimi işçi sınıfının günlük mücadelesinin önemli bir parçası olmuştu.

“Büyük Madenci Yürüyüşü: Zonguldak’ın Büyük Grevi (1990-1991)” Kitabının Yazarı Dr. Akın Bakioğlu, ‘89 Baharı’nı Türkiye’nin sosyal ve politik atmosferinde önemli bir dönemeç olarak tanımlarken bu eylemlerin kültürel boyutunun da dikkat çekici olduğunu vurguluyor. Bu eylemler, sadece ekonomik talepleri değil, aynı zamanda demokratik hak ve özgürlükler gibi daha geniş sosyal ve siyasi talepleri de içeriyordu. Kamuda işçilerinin başlattığı eylemlere kısa sürede özel sektör işçileri de katıldı ve eylem biçimleri çeşitlendi.

Eylem çeşitliliğine değinen Bakioğlu, “Grev, miting, yürüyüş gibi klasik eylemlerin yanı sıra toplu boşanma davaları, yemek boykotları, iş yerlerinde komitelerin oluşturulması gibi pek çok farklı eylem bulunmaktaydı. Özellikle işçilerin sokaklara dökülmeleri, geniş kitlelere seslerini duyurmayı ve taleplerini dile getirmeyi amaçlıyordu. Ayrıca farklı yerlerdeki işçi eylemleri ile dayanışma eylemleri de yapıldı” diyor.

Eylemlerde yankılanan sloganların da dönemin kültürel atmosferini yansıttığını söyleyen Bakioğlu, “‘İşçiler el ele, genel greve’, ‘İşçiler birleşin, iktidara yerleşin’, ‘Çankaya’nın şişmanı işçi düşmanı’ gibi sloganlar, eylemlerin kültürel boyutunu oluşturuyordu. Aynı zamanda, işçilerin birlikte yürüttükleri eylemler, onlara öz güven kazandırıyor ve sınıf bilincini güçlendiriyordu” ifadelerini kullanıyor.

‘89 Baharı’nın özelleştirmelerin sorgulanmasına da yol açtığına dikkat çeken Bakioğlu, “Bu eylemler, sadece ekonomik taleplerin değil, aynı zamanda demokrasi, adalet ve özgürlük gibi daha geniş sosyal ve siyasi taleplerin de bir ifadesiydi. Dolayısıyla, bu eylemler, sadece ekonomik bir mücadele değil, aynı zamanda toplumsal ve kültürel bir hareketin de parçasıydı” diyor. Eylemlerin işçilerin günlük yaşam pratiklerinde de dönüşüme yol açtığını söyleyen Bakioğlu, “Özellikle eylemlerin gerçekleştiği dönemde işçiler arasında var olan ön yargıların yıkılması önemli bir sonuç olarak ortaya çıktı” yorumunda bulunuyor. Bunun işçiler arasında birlik duygusunu artırdığını ve ortak talepler için mücadelenin zeminini sağladığını söyleyen Bakioğlu, “Ancak, 5 Nisan 1994 kararları sonrasında hükümetin aldığı ekonomik önlemler ve politikalar işçi sınıfının elde ettiği bazı kazanımları geri almak, eylemleri kriminalize etmek ve özelleştirmelere ivme vermek yönünde oldu. Taşeronlaşma, rödovans gibi yöntemler kamu sektörlerinde hakim üretim tarzına dönüştü” ifadelerine yer veriyor.

Bakioğlu, ‘89 Baharı’nın dönemin siyasetine olan etkisini ise “Hükümet, işçilerin taleplerini karşılamak zorunda kaldı ve seçimlerde de bu eylemlerin etkisi hissedildi. Toplu iş sözleşmelerinde dolayısıyla da işçilerin satın alma güçlerinde ciddi artışlar oldu. 1989 seçimlerinde, bir önceki seçimde en çok oy alan parti olan Anavatan Partisi ülke genelinde ciddi oy kaybetti” diye anlatıyor.

ÖNCEKİ HABER

Kamu işçisi Ankara’ya sokulmadı: Hükümet engelliyor, sendika merkezi ‘terörist’ ilan ediyor

SONRAKİ HABER

Diyanet okul içine de dışına da el atıyor

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa