12 Şubat 2024 02:40

Osmanlı’dan kaldığı söylenen tapu ile hak iddia edildi

Osmanlı arşivlerinden çıktığı iddia edilen bir tapu kaydı ile İstanbul Çekmeköy Merkez Mahallesi’nde hak iddia eden bir aileye karşı yurttaşlar dava açtı. Dava 2'nci kez istinafa gitti.

Fotoğraf: Alican Kaya

Paylaş

Eylem NAZLIER
İstanbul

Çekmeköy Merkez Mahallesi’nde yaşayan 200’e yakın aile, uzun yıllar önce zilyet haklarını ve kök tapularını almalarına rağmen evlerini kaybetmekle karşı karşıya… Bu hikaye Osmanlı arşivlerinden çıkan bir tapu kaydıyla başladı. Osmanlı döneminde tapu sahibi olan bir kişinin varisleri olduklarını iddia eden kişiler önce dava açtı, söz konusu arazinin yasal sahibi olduklarını öne sürdü. 132 dönümlük alana dair ilk dava 2003 yılında açıldı, 2010 yılında sonuçlandı. Davayı açanlar haklı bulundu. Önce 132 dönümün 23’ü davacı tarafa verildi.

Mahalleli olayı Yargıtaya taşıdı. Yargıtay kararında “Davanın hak düşürücü sürenin geçmesinden sonra açıldığı, davacıların dava dilekçesinde belirtmiş oldukları Ümraniye Asliye Hukuk Mahkemesinin kararında davacıların delil olarak aldıkları veraset ilamının sahte olduğu Hukuk Genel Kurulunun kararları ile sabittir” ifadelerine yer verildi. Varisler, mahallenin geri kalan kısmı için 2013 yılında Yargıtay kararını tanınmadan bir dava daha açtılar.

Yargıtay kararı ilamın sahte olduğunu, dava açan kişilerin de iddia edilen toprak sahibinin soyundan gelmediğini ortaya koydu. Ancak karara rağmen mahalleli yerel mahkemede haksız bulundu. Yerel mahkeme Yargıtayın sahte veraset ilamı kararını dikkate almadı. Bunun sonucunda da mahalleli istinaf mahkemesine başvurdu. Daha önce Yargıtaya atıfta bulunarak kararı usulden bozan istinafın ikinci kez aynı kararı vermesini bekleyen mahalleliler “Biz buradayız ve mahallemizi terk etmeyeceğiz” diyor. Eğer İstinaf, kararı onarsa 200’e yakın yurttaş, evlerinden olma riskiyle karşı karşıya kalacak.

"İSTİNAFTAN KARAR BEKLİYORUZ"

Mahalleli Emine Karaçöl Özdemir, 132 dönümlük parsele ilk davanın 2003’te açıldığını söyledi. 2010’da davanın sonuçlandığını ve karşı tarafın 23 dönümünü kazandığını anlatan Özdemir, “Geri kalan yer de Maliye Hazinesine kalıyor. Bu yer, bizim oturduğumuz alan… Bu alana ilişkin de 2013’te tekrar dava açıldı. Bu kez söyledikleri ve Osmanlı arşivlerinden çıkardıkları tapu ile 40 dönümlük alanı istiyorlar. ‘Burası bize kaldı’ diyorlar. Mahkeme, 2017’de onların lehine sonuçlandı fakat istinaf bozdu ve davanın tekrar görülmesine karar verildi. İkinci kez de davayı kazandılar ve şu an dosyamız istinafta, sonuç bekliyoruz” dedi. 

 "EVİMİZDEN OLMA RİSKİYLE KARŞI KARŞIYAYIZ"

İstinafın bozma kararı vermesi gerektiğini dile getiren Özdemir, “Davacıları bölgeden tanıyan kimse yok. Çekmeköy bundan önce bildiğiniz bir köy. Dosyada tanıklık yapanları da buranın yerlileri tanımıyor. Verasetin sahte olduğu söyleniyor ama bu veraset incelenmeden karar veriliyor. Bizim hiçbir beyanımız dikkate alınmıyor. Şimdi evimizden olma riskiyle karşı karşıyayız. Vergileri, elektrik, su, doğal gaz faturalarını ödedik. Birtakım adamlar çıkıp geliyor ‘Bizim dedemizden kaldı’ diyor. Sahte veraset, yalancı bilirkişiler ve tanıklarla bu arsaları elimizden almaya çalışıyorlar. Burada bir adaletsizlik var ve biz bu adaletsizliği mahkemeye sunduğumuz halde mahkeme bizi görmüyor ve taraflı karar verildiğini düşünüyoruz. Birilerinin cebini doldurmak, burayı peşkeş çekmek için taraflı karar verdiklerini düşünüyoruz. Burada yaşayanlar 3 aylık yaşlılık maaşıyla geçinen insanlar, oğlunun sakat maaşıyla evini geçindirmeye çalışan insanlar, asgari ücretle, dul maaşıyla geçinen yoksul halk” diye konuştu. 

"MÜCADELE EDECEĞİZ"

Sadi Toprucak, 1991 yılında yerleşmiş mahalleye. Arsayı zilyet devriyle aldıklarını söyleyen Toprucak, “Devletin; elektrik, su, doğal gaz gibi bütün hizmetlerini kullanmakta ve vergilerimizi ödemekteyiz. En az 70 senelik zilyetlik hakkımız vardır. Buranın yerli muhtarlarını dosyada tanık göstermek istedik. Fakat bu kabul edilmedi. Karşı tarafın ise orada hiç oturmamış, hiç tanınmayan birisinin şahitliğini kabul ettiler. Biz mücadelemizde haklıyız, uydurdukları bir hikayeyle bizim elimizden yerlerimizi almaya çalışıyorlar. Bizim mahallede engelli çocuğuyla yaşam mücadelesi verenler, asgari -emekli ücretle geçinen insanlar var. Onlarca insan mağdur edilecek. Mücadele edeceğiz” dedi. Davacılarının avukatının Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Mehmet Uçum olduğunu söyleyen Toprucak, “Cuma günü çekildi, ama Uçum ailesi davacıların hâlâ avukatlığını yapıyor. Bu da mahkemeyi etkiliyor” ifadelerini kullandı.

ÖNCEKİ HABER

Küçük insanın dava adamı Brecht 126 yaşında: Sokak onun için bir dünya

SONRAKİ HABER

Adana'da emekliler için insanca yaşayacak ücret ve EYT’ye kökten çözüm talebi

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa