Öğrenciyi köleleştiren program
Çoğu öğrenci bu durumdan şikayetçi olsalar bile seslerini duyuramıyor. Bunun nedeni öğrencilere yapılan ekonomik ve toplumsal baskılar.
Endüstrimizin koruyucuları (1883), Mayer Merkel & Ottmann lith
Güven GÜL
Yenimahalle/Ankara
Bir meslek lisesi son sınıf öğrencisi olarak ben ve Türkiye'deki çoğu meslek lisesi öğrencisi gün geçtikçe daha zor şartlarda, iktidarın artan baskılarıyla eğitimlerine devam etmeye çalışıyoruz. En büyük örneklerinden biri olan MESEM (Mesleki Eğitim Merkezi) öğrenciyi resmen bir işçi gibi haftanın 4 günü çalıştırıp asgari ücretin %30'unu vererek genç yaşta yorucu iş hayatına sokuyor. Geçtiğimiz günlerde kafasını çalıştığı yerdeki iş makinesine sıkıştıran, güvenlik kamerası ve başında usta olmadığı için 16 dakika boyunca fark edilmeyen MESEM'li arkadaşımız 14 yaşındaki Arda T. hayatını kaybederek MEB'in mesleki eğitim projesinin sonuçlarını bir kez daha acı bir şekilde gösterdi.
BU DÜZENE TAMAM DİYEMEYİZ!
Öncelikle Türkiye’de yaşayan öğrenciler olarak bilinçli bir şeklide örgütlenmeli ve yapılan haksızlığa karşı durmamız gerekmektedir. Yenimahalle'de meslek liseli öğrenciler ve MESEM'li arkadaşlarımızla bu konuyu konuştuğumuzda hepimizin ortak isteğinin hem okulda hem de işyerlerinde nitelikli bir şekilde eğitim görmek olduğunu görüyoruz. Ben staj gördüğüm yerde yapmam gereken işi yapmak yerine bir ara eleman gibi atölyenin temizliği, çalışanların getir götürü gibi eğitimimle alakasız şekilde çalıştırıldım. Çoğu öğrenci bu durumdan şikayetçi olsalar bile seslerini duyuramıyor. Bunun nedeni öğrencilere yapılan ekonomik ve toplumsal baskılar. Bunu değiştirmenin yolları ise ÖTK (Öğrenci Temsil Kurumu) gibi platformlarda bir araya gelerek hep birlikte sesimizi duyurmakta yatıyor. Gerek öğrenci kimliğiyle gerek sivil kimliğimizle bir arada olarak geleceğimiz için mücadele etmeliyiz.