11 Şubat 2024 21:28
/
Güncelleme: 21:29

Ölümün kıyısında yaşamamak için bir seçeneğimiz var!

Normalde iş yerlerinin hem devlet yetkilileri tarafından hem de bizim çalışmamızdan dolayı MESEM koordinatör öğretmenler tarafından denetlenmesi yönetmeliklere ve iş kanuna göre zorunluluk.

Ölümün kıyısında yaşamamak için bir seçeneğimiz var!

Fotoğraf: Unsplash

MESEM öğrencisi

OSTİM/Ankara

Öğrenci olduğuma bakmayın, kendimi zerre gram öyle görmüyorum. 4 yıldır sanayideyim. Makina-CNC bölümü özelinde birçok iş yerinde çalıştım. Bu yerlerin tamamı OSTİM'de bulunan, kimisi 3-5 kişilik kimisi ise birkaç yüz kişilik işletmelerdi.

Bir sene Meslek Lisesi'nde okuduktan sonra MESEM programına geçtim. Bunun nedeni ise biraz ailemin iş öğren, derslerin de çok iyi değil demesi; biraz da benim isteğim. Bir yandan iş öğrenip bir yandan cebime para girmesi beni tatmin ediyordu. Başlarda böyleydi doğrusu. Sonra tabii ki birçok angarya iş, getir götür... Usta ve patronların baskısı, kötü muamelesi bir yandan devam etti. Çalıştığımız yerlerde sözde eğitim için bulunuyorduk. Ama hem fiziki koşullarımızı aşan işlere zorlandık hem de iş tanımımız dışında birçok şey yaptık. Bu beni ve birçok arkadaşımı işten soğuttu. Her zaman aklımızdan geçen tek şey iyi bir eğitime ulaşamadıysak başımıza geleni çekmek zorundayız oldu. Başlarda tatmin eden para kazanma ve iş öğrenme, bu baskılara yenik düşer hale geldi.

İHMALLER İSTİSNA DEĞİL SIRADAN

Son günlerde iki MESEM'li arkadaşımızın peş peşe ölüm haberleri geldi. Elbette bunları duyunca üzüldüm. Benim çalıştığım yer ne kadar kalabalık olsa da karanlık bir işletmenin en ücra köşesinde çalışan başka arkadaşlarım var. Bu haberler bundan dolayı bende istemsizce bir korku da yarattı. Ben dört kez yaralandım. 15-20 ton çeken vinçlerle, tonlarca plakaların taşındığı ve işlendiği bir işletmede yeterli ekipman ve önlem olmadan çalıştım. Ayağıma kalıp düşme tehlikesi atlattım. 18 metre kare demir plakanın plazmada işlenmek için vinçte kaldırıldığını ve gönyeli bir şekilde tezgaha indirilmesi gerektiğini düşünün. 17 yaşında bana bu iş yaptırıldı. Kimse yanımda yokken işi çevirebilmek için o kadar dikkatsiz şeyler yapıyordum ki “nasıl olsa bir şey olmaz” diyerek. Bunlar tabi kimsenin umurunda değildi. Normalde iş yerlerinin hem devlet yetkilileri tarafından hem de bizim çalışmamızdan dolayı MESEM koordinatör öğretmenler tarafından denetlenmesi yönetmeliklere ve iş kanuna göre zorunluluk. Tabi tüm bunlar hak getire. Öyle usulsüzlükler oluyor ki. Mesela bir kere patron, denetime geldiklerinde bizi bir kuytuya saklamıştı siz çıkmayın diyerek. Anlattığım hikayeler koşulların biraz olsun anlaşılması için bir örnek. OSTİM bu ve benzerleri gibi birçok tehlikenin ve ihmalin her an yaşanabildiği örneklerin olduğu bir yer.

ENDİŞEMİZİ MÜCADELEMİZLE BİRLEŞTİRELİM

MESEM programı bizim önce belirli hayallerle aldatıldığımız sonra da gerçeklerle tanışınca içinden çıkacak hiçbir olanağımızın kalmadığı bir sömürü sistemi. Birçoğumuz bu sistem içerisinde her gün yaralanmaya, parça parça yitip gitmeye, ölümün kıyısında yaşamaya mecbur bırakılıyoruz. Yukarıda da dediğim gibi endişe duyuyorum. Ancak bu endişelerle bir yere varmak zorundayız. Bu yaşadıklarımızı hiçbirimiz hak etmiyor ve daha iyi çalışma koşullarına sahip olmak istiyoruz. Öyleyse bunun için işletmelerin isteklerimizi karşılamasını bekleyip bunu hayatımızla ödemeyelim. Tek seçeneğimiz bize sunulanı yaşamak değil! Gücümüzü göstermek için birleşip hayatımıza, en insanca haklarımıza sahip çıkalım!

Evrensel'i Takip Et