İstanbul Üniversitesi öğrencilerinden yerleşkelerin ziyarete açılmasına tepki: Müze değil üniversite!

Rektörlük tarafından kapıları ziyartçilere açılan İstanbul Üniversitesi yerleşkesi öğrenci olmayan kişilerce doldu. "Ziyaretçiler" müzede eser izler gibi öğrencileri izledi, amfilere kadar öğrencilerin girip fotoğraflarını çekti. İstanbul Üniversitesi öğrencileri, rektörlüğün “Bilimin kapılarını halka açıyoruz” söylemiyle üniversitesin yerleşkelerinin ziyrete açılmasına tepki gösterdi. Öğrenciler kararın; bilime, akademik özgürlüğe, her yaşam tarzından öğrencilere ve üniversite bileşenlerine yönelik tehdit yarattığına dikkat çekti.

Yakın zamana kadar fakülteler arası öğrenci geçişlerine dahi izin verilmeyen üniversiteye ilişkin karar, 8 Şubat'ta “İstanbul Üniversitesi dünyaca ünlü kampüsünün kapılarını ziyaretçilere açtı” başlıklı haberlerle duyuruldu. Gelişmeye sosyal medyada #iümüzedeğilokul etiketiyle yoğun tepki gösteren öğrenciler, bugün Beyazıt Kampüsünde bir basın açıklaması gerçekleştirdi. Açıklamada karardan derhal geri dönülmesi, tüm üniversite bileşenleri için, özgür, demokratik ve güvenli bir üniversite ortamı tahsis edilmesi istendi.

"DUVARSIZ ÜNİVERSİTE" BÖYLE OLMAZ

"Okul ara tatildeyken, öğrenciler okulda değilken oldu bittiye getirilerek alınan bu kararı kabul etmiyoruz" denilen açıklamada, rektörlüğün “Duvarsız Üniversite” ve halkı bilimle buluşturma söylemiyle meşrulaştırmaya çalıştığı kararın, iddia edildiğinin aksine halkı bilimle buluşturmaktan uzak olduğu belirtildi. Açıklamada, "Üniversitelerin halk ve öğrenci arasında bir 'bilim köprüsü' olması ancak güvenli kampüslerin inşa edildiği, karar süreçlerine tüm bileşenlerin dahil olduğu ve akademide özgürce bilim yapılabildiği bir yaklaşımda mümkündür. 'Duvarsız Üniversite' ise öğrencilerin fakülteler ve kampüslerde özgürce dolaştığı, taciz ve saldırı korkusu yaşamadan güvende hissettiği, sosyal aktiviteler ve üniversite yaşamına katılabildiği bir üniversitedir" denildi.

İstanbul Üniversitesi yönetiminin baskıcı uygulamalarının hatırlatıldığı açıklamada "İstanbul Üniversitesi, öğrencilerine daha geçen döneme kadar fakülteler arası giriş yasağı uygulayan, (CİTÖK gibi) kendi öğrenci dostu kurumlarının etkin işlemesine destek olmayan, öğrencilerin sosyal alanlarını ve kulüp etkinliklerini kısıtlayan, öğrencilerin tüm taleplerine rağmen okulun geleneksel şenliklerini, hatta öğrencilerin piknik dahi yapmasına izin vermeyen, Kayyum Rektör Osman Bülent Zülfikar’ın şahsi malı ve şirketi gibi işleyen bir yapı haline gelmiştir" ifadeleri kullanıldı.

Alınan her kararla okulun daha çok ticarethaneye dönüştüğü belirtilen açıklamada, "Okulumuzu bir ticarethane gibi işletmek için eğitimin ve akademik gelişmenin bir kılıf olarak kullanılmasının karşısında net tavrımızı koruyoruz. Kaliteli, eşit ve adil eğitim ilkeleri doğrultusunda, öğrenci merkezli ve güvenli kampüsler istiyoruz" denildi.

"ÜNİVERSİTE, EVRENSEL ANLAMINDAN KOPARILIYOR"

Açıklamada "Rektör’ün açıklamasında bir araç olarak kullandığı aydın toplum söylemi, öncelikle halkı hareketsiz ve bilgisiz gören, üniversiteyi ve bilimi halktan koparan, üniversiteyi yalnızca bir isme indirgeyen üstencil bir bakış açısının yansımasıdır. Üniversitenin evrensel anlamından ayrılarak bir müze haline getirilmesi, zaten sosyokültürel aktivitelere ulaşamayan halkımız ve toplumun genç kesimi düşünüldüğünde bu yaklaşımın ürünüdür" denildi.

Geçtiğimiz aylarda ve tarihte öğrencilere ve akademisyenlere yönelik üniversite önünde ve içerisindeki çok sayıdaki saldırının hatırlatıldığı açıklamada alınan kararın üniversite bileşenleri açısından büyük tehdit barındırdığı şu sözlerle ifade edildi:

"Üniversitemizin tarihi düşünüldüğünde yalnızca öğrenciler değil, akademisyenler, personeller ve üniversitenin bütün bileşenleri olası güvenlik açıkları sebebiyle, kampüste dahi, hedef haline gelebilir. Bu durumun, zaten tartışmalı olan akademik özgürlüğü baltalayacağı ortadadır.Öğrenciler arama ile içeri alındığında dahi birçok güvenlik açığıyla karşılaşılan okulumuzda, daha önce alınamayan güvenlik önlemleri “Duvarsız Üniversite” sistemi dahilinde nasıl alınacaktır?"

Kararın, yerleşkede nispeten güvenli bir ortamda yaşayan hayvanları da olumsuz etkileyeceği de belirtildi.

"KAMPÜS KAPILARI ZİYARETÇİLERE DEĞİL ÖĞRENCİLERE AÇILSIN"

Öğrenciler taleplerini şöyle sıraladı:

• Alınan bu karar geri çekilsin,
• Özgür, demokratik ve güvenli bir üniversite ortamı tüm üniversite bileşenleri için tahsis edilsin,
• Fakülteler arası geçiş yasağı kaldırılsın,
• Kampüs kapıları ziyaretçilere değil öğrencilere açılsın.

Açıklama, "İstanbul Üniversitesi öğrencileri olarak duyuruyoruz; kampüslerin ziyaretçilere açılması kararı geri çekilene kadar net tavrımızı koruyacağız ve taleplerimizi ısrarla tekrar edeceğiz" ifadeleri ile son buldu.

ZİYARETÇİLER AMFİLERDE: "SENİ İZLEMEYE GELECEĞİM"

Öte yandan yerleşkeye girişleri serbest bırakılan ziyaretçiler, amfilere dahi girdi. Çok sayıda kişinin dolduğu okulda öğrenciler tedirginliklerini sosyal medyada paylaştı.

February 13, 2024

Bazı öğrenciler de "Amfinin içinde gezinip fotoğraf çekmeye başladılar "fotoğraflarımızı çekmezsiniz" şeklindeki tepkilerimizi kâle bile almadan çekmeye devam edip gittiler. Sizlerin bilime yakın hissetsinler amacıyla kapıları açmanız bu şekilde tacize uğramamıza sebebiyet veriyor. "İstanbul Üniversitesi müze değil okul" diyerek duruma tepki gösterdi.

Bir ünviersiteli kadın ise taciz ve tehdit içeren bir mesajın ekran görüntüsünü şu notla paylaştı:

"İnsanlara bu özgürlüğü tanırken amacınız neydi? Ders saatleri, sınıfları her yerde açık açık yazıyor isteyen biri gayet rahat buna ulaşabilir. Sirk maymunu gibi sergilenmemiz bir yana sapığı, psikopatı rahat rahat dışarıda geziyorken beni kim nasıl koruyacak?"

February 13, 2024

February 13, 2024

(İstanbul/EVRENSEL)

İstanbul Üniversitesi öğrencileri: Müze değil okul!