Akademisyenlere ihraçta ikinci dalga: AYM kararı tanınmıyor, göreve başlatılmıyorlar
KHK’lerle üniversitelerden ihraç edilen barış akademisyenleri AYM'nin göreve iade kararına rağmen üniversiteye alınmıyor. Akademisyenler için adeta ikinci bir ihraç süreci işletiliyor.
Fotoğraf: MA
Damla KIRMIZITAŞ
Ankara
2015-16’da ‘Bu suça ortak olmayacağız’ başlıklı bildiriye imza attıkları için üniversitelerden ihraç edilen yüzlerce akademisyenin işe iade süreçleri uzatılıyor. Olağanüstü hal (OHAL) kapsamında kanun hükmünde kararnameyle (KHK) görevlerinden o dönem ihraç edilen Barış Akademisyenlerinin, açtıkları davalar sonucu Anayasa Mahkemesi (AYM) tarafından verilen işe iade kararlarına bölge idare mahkemeleri ret kararı veriyor.
Ankara Üniversitesi Dil Tarih ve Coğrafya Fakültesi Sosyoloji Bölümünden Doç. Dr. Mustafa Kemal Coşkun da KHK ile üniversiteden ihraç edilen Barış Akademisyenlerinden. Eğitim Sen Ankara 5 No’lu Üniversiteler Şubesi Yürütme Kurulu üyesi olan Doç. Dr. Mustafa Kemal Coşkun, işe iade dosyalarında ‘iktidar sadakati’ üzerinden ret verildiğini belirterek, “AYM kararlarına uymuyorlar. ‘Devlete sadakat göstereceksiniz’ diye bize neden söylüyorsunuz o zaman? Bu Anayasa’ya kendiniz uymuyorsunuz önce” tepkisini gösterdi.
"HUKUKSUZ BİR SÜREÇ İŞLETİLİYOR"
Barış Akademisyenlerinin dosyalarında kopyala-yapıştır kararlar çıktığına dikkati çeken Doç. Dr. Coşkun, “Buradaki garabet 13. Bölge İdare Mahkemesi, herkes hakkında emniyetten, MASAK’tan, MİT’ten, jandarmadan bazı bilgi istiyor. Ve adı geçen herkes için, ‘Herhangi bir örgütle iltisakı bulunamamıştır’ deniliyor buralardan gelen bilgilerde. Buna rağmen Bölge İdare Mahkemesi işe iademize ret kararı veriyor. Gerekçe olarak da, ‘İmza atmak demek iltisaklı olmaktır’ diyor. Madem imza atmanın kendisi iltisaklı olmaksa ki başta imza attığımız belli, neden bu kurumlara soruyorsunuz? Bu kararı zaten vermişsin. Delil istiyorsunuz. Bunlar delildir. Tamamen hukuksuz bir süreç işletiyorlar aslında” dedi.
"AYM KARARI ÇİĞNENİYOR"
AYM’nin bildiriye imza atmanın ifade özgürlüğü olduğunu söylediği kararı hatırlatan Doç. Dr. Coşkun, “AYM buna ifade özgürlüğüdür dediyse AYM’nin bu kararını çiğneyip, bu iltisak göstergesidir diyemezsin. AYM’nin kararlarına uyulmadığı bu süreçle benzer bir süreci yaşıyoruz” dedi. 13. Bölge İdare Mahkemesinin gerekçeli karalrarında geçen ‘devlete sadakat’ ifadesine vurgu yapan Doç. Dr. Coşkun “Deniyor ki ‘Devlet kendisine sadık olanlarla çalışır.’ Burada sadakati devlete ya da iktidara sadakatli olarak kavrıyorlar. Sadakat ilkesi vardır fakat buradaki sadakat devlet memurunun Anayasa’ya ve hukuk kurallarına uygun davranmasıdır. Ama böyle işletilmiyor ve ret kararları veriliyor” dedi.
HERKESİN GÖZÜ DANIŞTAYDA
İstinaf sürecinde davalara 13, 14 ve 15. Bölge İdare Mahkemelerinin baktığını, 13. Bölge İdare Mahkemesinin çoğunlukla ret kararı verdiğini, 15. Bölge İdare Mahkemesinin ise daha karar açıklamadığını dile getiren Doç. Dr. Coşkun, kendi dava sürecine bakan 14. Bölge İdare Mahkemesinin ise iade kararı verdiğini fakat üniversite yönetiminin süreci Danıştaya taşıdığını söyledi. 14. Bölge İdare Mahkemesinin iade kararı verdiğini ama bundan sonra da vermeye devam edecek mi bilmediklerini dile getiren Coşkun “Danıştayda bekleyen 35 civarı dosya var. Bu süreçte ret alan arkadaşlarımız da başvuracaktır. Bu sayı da yükselecektir” dedi. Bu sayıların içinde üniversitenin ve ret kararı verilen akademisyenlerin başvurularının bulunduğunu aktaran Coşkun şöyle devam etti: “Otoriterlik böyle bir şey. İktidar hem yürütme hem yasama hem de yargı olmuştur. Cumhurbaşkanının sözünden kimse dışına çıkıp bir karar alamıyor. AYM kararlarına uymuyorlar. Devlete sadakat göstereceksiniz diye bize neden söylüyorsunuz o zaman? Bu Anayasa’ya kendiniz uymuyorsunuz önce” dedi.