13 Şubat 2024 18:03
Son Güncellenme Tarihi: 14 Şubat 2024 12:01

"Antep'ten Konya'ya direnen işçiler kazandı" | EMEP Milletvekili Karaca'dan sendika bürokrasisine yanıt: Asıl marjinal sizsiniz

EMEP Milletvekili Sevda Karaca, Antep'ten Konya'ya direnen işçilerin kazandığını belirterek, işçilere destek veren EMEP'e "marjinal sol" diyen sendika bürokrasisine "Asıl marjinal sizsiniz" dedi.

Fotoğraf: Damla Kırmızıtaş/Evrensel

Paylaş

Emek Partisi Antep Milletvekili Sevda Karaca, şubat ayında birçok fabrikaya yayılan işçi direnişlerine ilişkin basın toplantısı düzenledi.

Antep’ten Konya’ya pek çok fabrikada "insanca yaşanacak ücret" için ayağa kalkarak direnen işçilerin kazanımlar elde ettiğini belirten EMEP Milletvekili Sevda Karaca direnişler sırasında sendika bürokrasisinin direnişe geçen işçileri 'terörist', direnişlere destek veren EMEP’i 'marjinal sol grup" ilan ederek sermeyeden yana tavır aldığını dile getirdi. Karaca sendikal bürokrasiye "Asıl marjinal sizsiniz" diye cevap verdi.

Antep’te Organize Sanayi Bölgelerinde düşük ücretlere, hak gasplarına ve kötü çalışma koşullarına karşı işçi direnişlerinin yayıldığını anlatan Karaca, "İktidarın işçinin alın terinin üstüne çökme planı olan orta vadeli program ve 12. Kalkınma Planı açıklamasında; açıkça sermayeyi beslediğini ilan ettiği 2024 yılı bütçe görüşmelerinde; işçileri sefalete mahkum bıraktığını ilan ettiği asgari ücret zammı açıklamasında işçilere yine buradan seslenmiştik. Tüm fabrikalarda kitlesel işten çıkarma, işsizlik tehdidi, işçilerin insanca yaşanacak bir ücret talebinin önüne geçmek için kullanılacak demiş; emekçilere bu saldırılara karşı uyanık olma çağrısını yapmıştık" dedi.

Sevda Karaca'nın Meclis'te işçilerin taleplerini anlattığı direnişlere ilişkin değerlendirmeleri şöyle oldu:

DİRENEN ENDER ALÜMİNYUM İŞÇİSİ KAZANDI

İktidarın asgari ücret zammının bile altında olan, yalnızca yüzde 30 zamlı yatan maaşlarını kabul etmediler ve şalteri indirip kapının önüne çıktılar. Farklı bölümlerden aynı taleple birleşen işçiler; yüzde 60 zam alarak direnişlerini kazanımla sonuçlandırdılar. Ama aynı fabrikada beyaz yakalı işçilere yüzde 30 zam dayatıldı.

"KEY MENSUCAT İŞÇİLERİ SEFALET ÜCRETİNİ KABUL ETMİYOR"

Aynı gün bir diğer kıvılcım, depremin en çok etkilediği yerlerden olan İslahiye’den geldi. İslahiye Organize Sanayi Bölgesi’nde iplik üretimi yapan Key Mensucat fabrikası işçileri Başpınar’la aynı sesi yükseltti: “Sefalet zammını kabul etmiyoruz!” diyen 338 işçinin tamamı iş bıraktı, üretimi durdurdu. İşçilerin bir araya gelmesine karşı patronların suç listesine yeni bir şey eklendi. Daha direnişin 2. gününde sınıf kardeşine desteğini sunan Usta Group yöneticileri Organize Sanayi Bölgesine pankart asarak Key Tekstil’den ayrılan personellerin kendi fabrikasında işe alınmayacağını duyurdu! Bu küstahlık, bu aymazlık açıkça şunu ilan etti: Hak arayana iş yok! Bu kendini bilmezliğin kaynağı açık: Depremden en çok etkilenen yerlerden olan İslahiye’de devlet; evi barkı yıkılan işçiyi çalışmaya zorlayan patronlara ses çıkarmadığı gibi patronların kârı için ilk iş OSB’leri dizayn etti. Gücünü iktidardan alan sermayeye karşı üretimden gelen güç cevap vermeye devam ediyor.

"MİLAT HALI KARARLI BİR ŞEKİLDE DİRENDİ"

6 Şubat’a geldiğimizde Antep 5. Organize Sanayi Bölgesinden, Milat Halı işçilerinden bir ses geldi. Yüzde 52 zammı kabul etmeyen Milat Halı’nın konfeksiyon bölümü işçileri iş bıraktı ve gerçeği en çıplak haliyle söyledi: “Milat Halı bizim üzerimizden ihracat rekorları kırıyor, biz de hakkımız olanı istiyoruz.” İşçiler insanca yaşayacak ücretin yanında insanca çalışma koşulları da istedi. 31 gün olan aylarda 1 günlük ücretlerine patronun el koymasına, patronun izne çıkardığı işçiye izin ücreti vermemesine, devamlılık primlerinin kesilmesine, kıdem farkı verilmemesine karşı taleplerini birleştirdi ve eklediler “direnişe çıkan hiçbir işçi işten atılmayacak”.

1300 işçinin çalıştığı Milat Halı’da direnişe çalışanların sadece üçte biri katıldı. Buna rağmen üç gün boyunca kararlı bir şekilde direnen işçiler, taleplerinin bir kısmını kabul ettirebildi.

"KARŞILARINDA SADECE İKTİDAR YOKTU"

Bakın, işçilerin karşısında patron düzenine her şeyiyle siper olan iktidar yok yalnızca. Kendisini muhalefet olarak ortaya koyanlar da siperlik olmaktan imtina etmiyor. Milat Halı patronlarına emir kulluğu yapanlar arasında CHP’li isimler de var, sosyal demokrat olmaktan, emekten, emeğin hakkından, ranttan, talandan söz edip, “Napalım biz de emir kuluyuz, bu fabrikanın çalışanıyız” diyerek işçilerin karşısına dikilen, adı muhalefet olsa da özü sermaye kulluğu olanları da yazdık.

"KİMPACK İŞÇİSİ DİRENDİ VE KAZANIMLAR ELDE ETTİ"

O alevin bir kıvılcımı da 9 Şubat gecesi Zafer Tekstil’in organize sanayi bölgelerinin farklı bölgelerinde yer alan eski adıyla Naksan şimdiki adıyla Kimpack Fabrikası, Burteks, Bulut Tekstil Fabrikalarında yandı. Yaklaşık 2 bin işçi iş bıraktı. Fabrikaya yıllarını verdiğini ve hakkını istediğini söyleyen bir Kimpack işçisinin ağzından aktarıyorum: “Vallahi çocuklarımı daha az gördüm. Ama hiçbir şeyim yok. Aç açına yıllardır çalışıyorum. Tatil günümüz yok ya, tatil. Pazar günleri zorunlu 12 saat mesai yapıyoruz, insan değilmişiz gibi. Müdür bize dün diyor ki ‘Siz çok iyi çalışıyorsunuz sizin sayenizde ihracatlar yapıyoruz.’ O zaman niye hakkımızı vermiyorsunuz? Verin kardeşim o zaman, verin de çalışalım.”

Ürettiği zenginlikten hakkını isteyen Kimpack işçisi direndi ve kısmi kazanımlar elde etti. Bu 4 günlük direnişin en önemli kazanımıysa, birlik olmanın ve birliği bozmamanın neden hayati olduğunu öğrenmeleri oldu. 4 gün boyunca gece gündüz fabrika önünde kalarak, büyük zorluklarla, patronun muhatap almayan tutumuna karşı işçiyi muhatap almak zorunda bırakan direngenlikleriyle, önemli bir deneyim elde ettiler.

"SEYDİŞEHİR ETİ ALÜMİNYUM İŞÇİLERİ HAKKINI İSTİYOR"

Konya’da ilk 500’e giren Seydişehir Eti Alüminyum fabrikasındaki işçilerden biri kilometrelerce öteden Antep’li işçiyle aynı derdi anlatıyor: “Geçinmek için iki işte birden çalışıyorum. Çocuğumu ancak gece uyurken görebiliyorum” diyor.

AKP’nin kıymetlisi Cengiz Holding’e bağlı Eti Alüminyum sadece geçen sene 2,5 milyon TL teşvik aldı. Günde 19 saat çalıştırdığı işçiye reva gördüğü ücretse 15 bin TL! Eti Alüminyum işçileri, patronun teklif ettiği yüzde 56 zamma karşı yüzde 100’ün üzerinde zam talep ediyor. Sendikalarına rağmen hak talep eden ve fabrika önündeki eylem ateşinin başında eşleriyle, çocuklarıyla nöbet tutan işçiler “Sadaka değil hakkımızı istiyoruz” diyorlar...

"KAMU İŞÇİLERİ AYAKTA"

Sendikalarına rağmen hak talep eden bir diğer işçi grubuysa kamu işçileri. Hükümetle el ele vererek işçilerin ek zam talebini görmezden gelen sendikalarına ateş püsküren kamu işçileri taleplerinde ısrar ediyor: “Ek protokol tümüyle revize edilmeli ve ek zam işçinin talebi doğrultusunda belirlenmeli” diyor. İşçilerin taleplerini yok sayarak hükümetin teklifine imza attıktan sonra “Ben de memnun değilim” diyen Türk-İş Başkanı Ergün Atalay’a bir işçi şöyle cevap veriyor: “Yapma sayın başkan! 40 yıllık adamlara, makama hangi güç, hangi irade; memnun olmadığınız halde, mesul tutulacağınızı bildiğiniz, temsiliyete onay vermediğiniz sözleşmeyi, protokolü imzalatabilir ki? Söz uçar ama yazı ve görüntüler kalır. Bugünlerin müsebbipleri, o gün masanın iki tarafında oturan hem siyasi iradeler hem de siz yetkili temsilcilersiniz. Bizler de mutsuz işçi sınıfıyız. Eğer samimiysen eylem kararı al!”

"ESAS MARJİNAL SİZSİNİZ"

İlk günden beri partimiz Emek Partisi kamu işçilerinin yanında, taleplerinin arkasında yer aldı. Ancak devlet ve sermayenin ortak aklı burada da sendika maskesiyle devreye girdi: Hak talep eden işçiye “terörist” diyen Türk Harb-İş Sendikası Genel Başkanı Alaaddin Soydan; partimize ve işçilerin yanında duran İstanbul Milletvekilimiz İskender Bayhan’a “marjinal sol grup” deme gafletinde bulundu.

Bu ülkede milyonlarca insan geçim derdini hayatta kalma kalamama derdi olarak yaşarken, öfkesi arşa varmışken, bir avuç patron ve onun sopası haline gelen iktidarı muhalefeti ve patron sendikacıları pembe tablo çiziyor, asıl marjinal sizsiniz, asıl karanlık odak sizsiniz.

"BİRLEŞEN İŞÇİLER KAZANACAK"

Karaca son olarak “Konya Seydişehir’de Eti Alüminyum işçileri, Urfa'da Özak işçileri, ülkenin dört bir yanında kamu işçileri, Türkiye Kömür İşletmelerine (TKİ) ait Çan İşletmesi’nde taşeron firmalardaki şoför ve operatörler, Bursa, Çanakkale, Balıkesir ve Yalova’da Uluğ Enerji işçileri, Antalya Büyükşehir Belediyesi otobüs şoförleri, Erciyas Çelik Boru’nun Düzce ve Mersin’deki fabrikalarında işçiler, Gebze  Mersen işçileri, Bursa Ünver grup işçileri, İstanbul Beyda Gıda işçileri, Ankara Patiswiss çikolata işçileri, Agrobay işçileri, Moto kuryeler, Tersane işçileri, Özel sektör öğretmenleri, demiryolu işçileri, Salcomp işçileri, Antep’te ENDER Alüminyum, Selçuk İplik, Burteks, Bulut Tekstil, Milat Halı, Yasin Kaplan, Kimpack, Key Mensucat işçileri, Adana SASA PTA, Elyaf, Cips ve Low Melt Elyaf tesislerinin inşaatında çalışan işçiler, İstanbul ‘Yuvam Bahçeşehir’ inşaatında çalışan işçiler, İzmir MİCHA işçileri, HT Solar işçileri, Erciyas Çelik Boru işçileri, Patiswiss Çikolata işçileri, Portakal Plastik işçileri… Ve adını sayamadığım daha pek çok fabrikada, işletmede hakları için direnen işçiler… İşte son 10 günün ülke gündemine damga vurması gereken meselesinin özneleri… Birleşen işçiler kazanacak, bu barbar sermaye düzeni anca öyle yıkılacak!” dedi. (HABER MERKEZİ)

ÖNCEKİ HABER

PAÜ, öğrencilerin ders kayıt hakkını kariyer fuarına kayıt şartına bağladı

SONRAKİ HABER

İMO Denizli Genel Kurulu: “Katılımcı, mücadeleci odalar için dayanışmayı büyütelim!”

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa