15 Şubat 2024 13:55

İzmir'de 5 gazeteci 3 gündür gözaltında: "Gazetecileri derhal serbest bırakın"

DİSK Basın İş, İzmir’de ev baskınlarında gözaltına alınan 5 gazetecinin serbest bırakılması çağrısı yaptı.

Fotoğraf: MA

Paylaş

Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu’na (DİSK) bağlı Türkiye Basın, Yayın, Gazetecilik, Grafik-Tasarım, Baskı ve Ambalaj Sanayi İşçileri Sendikası (Basın-İş Sendikası), İzmir’de 13 Şubat’ta yapılan ev baskınlarında gözaltına alınan Mezopotamya Ajansı (MA) muhabirleri Semra Turan, Delal Akyüz ve Tolga Güney ile JINNEWS muhabiri Melike Aydın ve Gazete Duvar muhabiri Cihan Başakçıoğlu’nun derhal serbest bırakılmasını istedi. 

KISITLILIK KARARI

13 Şubat günü Mezopotamya Ajansı (MA) muhabirleri Semra Turan, Delal Akyüz, Tolga Güney, JİNNEWS muhabiri Melike Aydın, Gazete Duvar muhabiri Cihan Başakçıoğlu ile DEM Parti Basın Çalışanı Fatma Funda Akbulut, evlerine yapılan polis baskını ile gözaltına alındı.  Tutuldukları TEM Şube’de avukatları ile dün görüştürülen gazetecilerin gözaltına alınmaları sırasında kollarına ters kelepçe takıldığı ve polis şiddetine maruz kaldıkları ortaya çıktı. “Örgüt üyeliği” ile suçlanan gazetecilere dair soruşturma dosyasında kısıtlılık kararı bulunduğu için yöneltilen bu suçlamanın ayrıntıları bilinmiyor.

Gözaltında tutulan 5 gazetecinin ifade alma işlemlerine başlandı. Gazetecilerin yarın sabah adliyeye sevk edilmesi bekleniyor.

Beyoğlu’nda bulunan sendikanın genel merkez binalarında düzenlenen basın toplantısına Mezopotamya Kadın Gazeteciler Derneği (MKG), Dicle Fırat Gazeteciler Derneği (DFG), Sosyal-İş üyeleri ile çok sayıda gazeteci ve meslek örgütü temsilcisi katıldı. Toplantıda, “Gazetecilik suç değildir” pankartı açıldı.

DİSK Basın-İş Disiplin Kurulu Üyesi Diren Yurtsever, yerel seçime kısa bir süre kala gazetecilerin yeniden hedef alındığını belirterek “Özgür basın susturulamaz ve gazetecilik yargılanamaz” dedi.

"GAZETECİLİK KRİMİNALİZE EDİLMEK İSTENİYOR"

Basın metnini okuyan DİSK Basın-İş Yönetim Kurulu Üyesi İzel Sezer, “Türkiye’de gazetecilere dönük baskılar, gözaltı ve tutuklamalar sistematik bir hal alsa da özellikle seçim dönemi gibi kritik süreçlerde gözaltı ve tutuklama dalgası iktidarın olağan uygulaması haline geliyor. 13 Şubat günü MA muhabirleri Semra Turan, Tolga Güney ve Delal Akyüz ile JINNEWS muhabiri Melike Aydın ve Gazete Duvar muhabiri Cihan Başakçıoğlu, evlerine yapılan baskın sonucu ters kelepçeli bir şekilde gözaltına alındı. Aynı zamanda gazetecilerin kamera ve fotoğraf makinalarına da el konuldu” diye belirtti.

Gazetecilerin mesleki faaliyetleri nedeniyle iktidarın hedefinde olduğunu vurgulayan Sezer, “Evlerine baskın yapılması, İstanbul Protokolü ile işkence olduğu sabit olan ters kelepçeli bir şekilde gözaltına alınmaları, dosyaya gizlilik kararı konulması, 24 saat avukat kısıtlılığı getirilmesi gibi uygulamalarla, gazeteciler ve gazetecilik ‘kriminalize’ edilmek isteniyor. Başta Özgür Basın çalışanları olmak üzere bilgiyi tekelleştirmek isteyen iktidar, yargıyı gazeteciler üzerinde bir baskı aracı olarak kullanıyor. Bugün hukuksuz bir şekilde gözaltında tutulan meslektaşlarımızın her biri sahada olan, hak ihlalleri başta olmak üzere işlenen tüm suçları açığa çıkaran, toplumun haber alma hakkını gözeten bir yerden mesleğini icra eden gazetecilerdir. Gazetecilerin hakikati açığa çıkarması ve toplumun haber alma hakkını engellemeye dönük bu gözaltı ve tutuklamaları kabul etmiyoruz” diye konuştu.

DAYANIŞMAYI BÜYÜTME ÇAĞRISI

Basın özgürlüğünün demokrasinin en önemli kriterlerinden birisi olmasına rağmen Türkiye’de ciddi düzeyde tehlike altında olduğunun altını çizen Sezer, bu konuda dayanışmayı büyütme çağrısında bulundu. Sezer, sözlerini şöyle sürdürdü: “Özellikle gireceğimiz seçim süreci ile birlikte başta Özgür Basın emekçileri olmak üzere, gazetecilere dönük baskıların artabileceğini geçmiş deneyimlerimizden biliyoruz. Bu nedenle basının özgürlüğünü savunmak, toplumun haber alma hakkını savunmak sadece biz gazetecilerin sorumluluğu değildir. Başta gazeteciler olmak üzere Türkiye’de gazetecilik yapmanın koşullarının ortadan kalkmaması için, gazeteciliğin ‘kriminalize’ edilmemesi ve haber alma hakkını savunmak için herkesin bu baskılara karşı güçlü bir ses çıkarması ve dayanışmayı büyütmesi gerekiyor. Bizler, basının özgürlüğü için mücadele etmeye devam edeceğimizi, bu baskıların biz gazetecilere geri adım attıramayacağını söylüyor ve gözaltında tutulan

MLSA: İKTİDAR BİLGİYİ TEKELLEŞTİRMEK İSTİYOR

Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneği (MLSA) Eş Direktörü Veysel Ok, MA'ya yaptığı açıklamada “Gazeteciler yok olursa, muhalefet ve sivil toplum kuruluşları da yok olur” dedi.  Türkiye yargısının bağımsız ve tarafsız olmadığını söyleyen Ok, ülkede yaşanan hak ihlalleri, hukuksuzluklar ve yolsuzlukları göz önüne getiren ve kamuoyuna sunanın Kürt medyası olduğunu ifade etti. Ok, “Kürt medyası kamu görevlilerinin yaptığı hak ihlallerini haberleştirdikçe maalesef iktidar onlara karşı hukuksal kurumları kullanıyor. Kürt sorununda olan sertleşme, Kürtlerin yoğun olduğu kurumlarda baskıya dönüşüyor ve bu da Kürt medyasına yansıyor. Her seçim öncesi basına yönelik operasyonlar oluyor” diye vurguladı.

İktidarın Türkiye’yi “A Haber laboratuvarına” dönüştürmeye çalıştığını belirten Ok, şunları ekledi: “Medyayı tümden ele geçirmek isteyen iktidar; ‘Ben hak ihlali yapayım, çevre katliamı yapayım, kadınlara yönelik eşitsizliğe aykırı işler yapayım ama bunlarla ilgili haberler yapılmasın’ diyor. İktidarın temel amacı bilgiyi tekelleştirmek. Kendi merkezleri dışında haber kaynaklarını yok etmek istiyor.”

"SAVUNMAYI GAZETECİLERE BIRAKMAMAK LAZIM"

Muhalefetin ve sivil toplumun gazetecilere yönelik bu baskılar karşısında net tavır sergilenmesi gerektiğini vurgulayan Ok, "Seçim arifesindeyiz aynı zamanda hak ihalelerinin yoğun olduğu bir dönemdeyiz. Muhalefetin ve sivil toplum kuruluşlarının gazetecilere dönük yapılan bu yargısal tacize karşı ses çıkarmaları lazım. Çünkü muhalefetin yaptığı çalışmaları kamuoyuna yansıtan da gazetecilerdir. Eğer onlar yok olursa, muhalefette yok olur, sivil toplum kuruluşları da yok olur. Savunmayı gazetecilere bırakmamak lazım. Basına yönelik baskılara karşı tüm kesimin net bir tavır koyması lazım” diye konuştu. (MEDYA SERVİSİ)

ÖNCEKİ HABER

Antep Kimpack'ta direnişi kısmi kazanımla sonlandıran işçiler işten atılmaya başlandı

SONRAKİ HABER

Aday gösterilmeyen Bandırma Belediye Başkanı tiyatro festivalini iptal etti

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa