15 Şubat 2024 15:01

Gazeteler halkı "ikna" etmeye çalışıyor

İliç’te siyanürle altın aranan madendeki göçük iktidar gazetelerinin manşetlerindeydi. Gazeteler Murat Kurum’un hiçbir açıklamasına yer vermedi, iktidarın ve maden yetkililerinin iddialarını verdi.

Türkiye, Sabah, Hürriyet, Akşam'ın 15 Şubat 2024 tarihli 1. sayfaları

Paylaş

Gözde TÜZER
İstanbul

İliç’teki madende çöken pasa dağı tüm gazetelerin 1. sayfalarında yer aldı. Ancak iktidar gazeteleri, gerçekleri görmek yerine yetkililerin söylediklerine yer vermeyi tercih etti.

Sabah gazetesi 1. sayfasında “9 maden işçisi için acı bekleyiş” başlığını kullanarak arama kurtarma çalışmalarının sürdüğünü vurguladı. Sabah, ayrıca Enerji Bakanı Bayraktar’ın “6 ay önce madende denetim yapıldı” ve maden firması yetkililerinin “Önlem alındı, Fırat Nehri’nre siyanür sızması yok” sözlerine yer verdi. Gazete; Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar’ın “Senede en az 2 kere burayı teftiş ediyoruz. 6 ay önce madende denetim yapıldı” ifadelerini doğru kabul etti.

Ancak İliç’te 21 Haziran 2021’de yani pasa dağı bile çökmeden çok önce Fırat Nehri’ne sülfürik asit ve siyanür sızıntısı gerçekleşmiş, Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, şirkete 16 milyon 441 bin TL para cezası uygulayıp madenin faaliyetini durdurmuştu. Maden 23 Eylül 2022 itibarıyla yeniden faaliyete başlamıştı.

TÜRKİYE ‘SİYANÜR SIZINTISI YOK’ DEDİ

Türkiye gazetesi “Bölge ve nehirler temiz, Siyanür sızıntısı yok” başlığını kullandı. Çevre Bakanlığı’nın 10 bilim adamının bölgeyi incelemeye başladığı bilgisini paylaşarak siyanür sızıntısına rastlanmadığını iddia etti.

Bölgede yaşayan çevre aktivisti Sedat Cezayirlioğlu ise 13 Şubat’taki çökme sonrası gazetemize konuşmuş ve “Şu anda milyarlarca ton siyanür ve ölümcül madde Fırat nehrine doğru gidiyor. Madenin 350 metre altında Fırat nehrin barajı var” ifadelerini kullanmıştı.

Ayrıca Doç. Dr. Cavit Işık Yavuz gazetemize verdiği demeçte “Genellikle hidrojen siyanür havada acı badem kokusuna benzer bir kokuya neden olabiliyor. İliç’ten gelenlerin söylediğine göre orada da böyle bir koku hakim anladığım kadarıyla. Bu siyanür yayılımı olabileceği anlamına geliyor” demişti.

Türkiye gazetesi bilim insanlarının siyanür araştırmaları yaptığına yer verse de; Çek Cumhuriyeti, Almanya ’da ve Macaristan’da siyanürlü madencilik yasaklandı. Ayrıca AB Parlamentosu 2010 yılında AB Komisyonuna siyanürlü altın madenciliğinin AB topraklarında yasaklanmasını önerdi.

YENİ ŞAFAK ÇIPLAK ELLERİ GÖRMEDİ

Yeni Şafak gazetesi ise “Toprak böyle yuttu” başlığında “9 işçiyi metal radarlarıyla arama çalışması dün de devam etti” dedi. Ancak gazete arama kurtarma çalışmalarında alınmayan önlemlere elbette yer vermedi.

Olay yerinden gelen arama kurtarma çalışmalarındaki fotoğraflarda ekiplerin çıplak elle, koruyucu ekipmanlar olmadan siyanürlü toprakta çalışma yaptığı görülmüştü. Evrensel'e konuşan Maden mühendisi ve iş güvenliği uzmanı Aytekin Taşdemir, maden sahasına korumasız giren herkesin siyanür tehdidi altında olduğu uyarısında bulunmuştu. Taşdemir, şu anda o alana korumasız girecek herkesin siyanür nedeniyle hayatını kaybedeceğinin altını çizmişti. Ancak tüm uyarılara rağmen ekiplerin çıplak el ile arama kurtarma çalışması yaptığı videolara da yansıyor.

‘ACI BEKLEYİŞ’ NEDEN GERÇEKLEŞTİ?

Akşam gazetesi “Madende en acı bekleyiş” dedi ve İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’nın “Metal radarlarla iz arıyoruz” sözlerine yer verdi.

İliç’te siyanürlü altın madenciliği başlatılması tartışma yaratmış, Anagold’un altın madenine ilişkin ÇED olumlu kararının iptali ve yürütmenin durdurulması talebiyle dava açılmıştı. Erzincan İdare Mahkemesinde görülen davada projenin çevresel etkilerinin kapsamlı bir şekilde değerlendirilmediği, mera alanları ile ilgili gerekli izinler alınmadan sondaj, yarma ve galeri faaliyetlerinin gerçekleştirildiğini, bu durumun tarım ve hayvancılığa olumsuz yansıyacağını, kirlenen yüzey sularının çevre köylerin içme suyunu etkileyeceğini, projede kullanılacak kimyasalların insan sağlığına ve ekolojik sisteme zarar vereceği belirtiliyordu.

TEK SUÇLU: ŞİRKET

Hürriyet’in manşetinde ise işçilerin 5.5 saat önce toprağın çatlaklarını gördüğüne yer verdi ve “Felaketi 5.5 saat önce gördüler” başlığını kullandı. Gazete 3 büyük hata yapıldığını belirterek “… maden şirketinin milyonlarca ton toprağı sıkıştırmadan biriktirmesi ve yağmur suyu drenajı yapmaması faciayı tetikledi. Fırat’a bu kadar yakın bir yere tesis kurulması ise bir başka hata” ifadelerini kullandı. Gazete iktidarın verdiği onayları görmezden gelerek, tek suçlunun “şirket” olduğu göndermesinde bulundu.

KURUM’UN İMZASI GAZETELERDE YOK

Gazetelerin, AKP’nin Eski Çevre ve Şehircilik Bakanı ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Murat Kurum hakkında en ufak bir bilgiye yer vermemesi dikkat çekti. Halbuki, Kurum; Çevre ve Şehircilik Bakanı olduğu dönemde bu maden için kapasite artırma kararı vermişti. Murat Kurum’un önceki gün yaptığı açıklamalar ise kafaları karıştırmıştı. Kurum “Çevre Bakanlığı, işletmenin kapasite artışı kararını vermez, veremez, çünkü böyle bir yetkisi yoktur. Sadece ve sadece kapasite artışının çevreye etkisini ölçer, onaylar ya da onaylamaz” demişti. Madenlerin çevreye etkisi onaylanınca ise kapasite artışı gerçekleşiyor.

"DEZENFORMASYON" MERKEZİ

Ayrıca Fahrettin Altun’un başında olduğu İletişim Başkanlığı tarafından hazırlanan Dezenformasyonla Mücadele Merkezi’nin yaptığı açıklamada “iddiaların gerçeği yansıtmadığı”na yer verildi. Açıklamada Murat Kurum’un adı hiçbir yerde geçmezken “kapasite artışlarına ÇED sürecinde onay verilmesi mevzuat kapsamında zorunludur ancak tek başına yeterli değildir. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığının maden işletmesinin kapasitesini artırma gibi bir yetkisi bulunmamaktadır” iddiasında bulundu.

ÖNCEKİ HABER

Küçükçekmece'deki silahlı saldırıya ilişkin 16 şüpheli tutuklandı

SONRAKİ HABER

Mitaş işçileri ‘ücretler yatırılacak’ sözüyle işbaşı yaptı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa