“Hayvanlara şiddet uygulayanlar, kadınlar ve çocuklar için de bir tehlike”

Merve TUR
İstanbul

İstanbul Ağaoğlu My Word Sitesi’nin asansöründe Eros adlı kediyi döverek öldüren İbrahim Keloğlan’a verilen cezanın “iyi hal” indirimiyle 1 yıl 3 aya düşürülmesinin ardından hayvanlara yönelik şiddetle ilgili yasa yeniden gündeme geldi.

Hayvanları Koruma Kanunu 14’üncü maddenin birinci fıkrasının gereği bir ev hayvanına veya evcil hayvana işkence eden veya acımasız ve zalimce muamelede bulunan kişi sadece 6 aydan 3 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılıyor.

Hayvan Hakları Yasama İzleme delegasyonu sözcüsü Elif Ertürk, asansörde 6 dakika boyunca tekmelenerek öldürülen ve sosyal medyada tepki gösterilen hayvana şiddet olayıyla ilgili gerekli yasal düzenlemeleri Evrensel’e anlattı.

“KADINLAR VE ÇOCUKLAR İÇİN DE BİR TEHLİKE”

Elif Ertürk yaşanan şiddete dair değerlendirmesinde “Tam anlamıyla bir katil. Kadınlar ve çocuklar için de tehlike oluşturan bir kişi olduğunu düşünüyorum. Bu konu sadece hayvan hakları yönüyle değil bu yönüyle de ele alınmalı. Topluma karışmasını da sakıncalı olarak görüyorum” diye konuştu.

İstanbul Ağaoğlu My Word Sitesi sakinleri İbrahim Keloğlan'ın tutuklatılması için eylem düzenledi.

February 13, 2024

“SOSYAL MEDYAYA YANSIYANIN ÇOK DAHA ÖTESİNDE BİR ŞİDDET SÖZ KONUSU”

Hayvanları şiddete maruz bırakanlara çok az ceza verilmesini eleştiren Ertürk, “En çok tepki çeken olayda bile 3 ay yatıp çıkıyorlar. Konya barınağındaki kürekli katiller bile 3-4 ay yatıp çıktılar. Üstelik o olayda sistematik bir şiddet vardı ve bir defa olmuş bir şey değildi. Önce bu sistemin düzeltilmesi lazım. Hayvana işkence gibi suçlara hapis yatarı olan cezaların verilmesi gerekiyor. Hayvana şiddet zaman geçtikçe daha da artıyor. Sosyal medyaya yansıyanların çok daha ötesinde bir şiddet söz konusu. Fakat buna rağmen cezalar yok. İktidarda şu an kim varsa yasayı yapacak olan da odur” dedi.

Yerel seçimlerde kimi adayların vaatleri arasına sokak köpeklerini toplatmak olduğunu hatırlatan Ertürk, “’Başıboş Köpek Sorunu’ diye ortaya çıkan grup aslında bir suç işliyor. Hatta ben onlara suç örgütü diyorum. Bir süre önce sokak köpeklerini işaretleyen ‘Havrita’ diye bir şey çıkardılar ve köpeklerin yerlerini tespit edip o bölgede yer alan köpeklerin yok edilmesi talimatını veriyorlardı” diye belirtti.

“TOPLUMA NEFRET AŞILAMAYA ÇALIŞIYORLAR”

Topluma sürekli manipülatif haberlerle hayvan nefreti aşılanmaya çalışıldığının altını çizen Ertürk, “Bu grubu 3-4 köpekten korkan insanın bir araya gelip oluşturduğunu düşünmüyorum. Çalışmalarının birtakım insanlar tarafından yönetildiğini ve maddi destek aldıkları ortada. Örneğin, X’te sürekli bir etiket açılıyor ve bu etiket ilk sıraya parayla getiriliyor. Bu maddi kaynak nerden geliyor?​” diye sordu.

Köpeklerin toplatılması için toplumun ikna edilmeye çalışıldığını belirten Ertürk, bunun için de sosyal medyada birtakım çalışmalar yürütüldüğünü söyledi.

“ÇOCUKLAR ÜZERİNDEN ALGI YARATILIYOR”

Hassas noktalar üzerinden algı yaratıldığını ifade eden Ertürk, “Toplumun hassas noktası çocuklar, bu yüzden de ‘Köpek çocuğa saldırdı’ ve ‘Çocuklar sokakta güvenli değil’ gibi söylemleri tekrar tekrar gündeme getiriyorlar” dedi.

ABB Başkanı Mansur Yavaş’ın “Hayvanseverler elini taşın altına koymalı” açıklamasını hatırlatan Öztürk, “Bazı siyasetçiler ve siyasi partilerin adayları toplumun büyük bir kısmının sokaklarda köpek istemediğini sanıyorlar. Ama böyle bir durum yok ve trol hesaplarla neredeyse 2 senedir bu algı yürütülüyor. Bu toplumun kedi köpek gibi sorunu yok” diye konuştu.

HAYVAN ÜRETİMİ VE SATIŞI

Belediyelerin üstlerine düşen görevleri yapmadığını belirten Ertürk, “Kısırlaştırma sorumluluğunu yerine getirmiyorlar. Yerel yönetimler de üstlerine düşen sorumluluklardan kurtulmak için bu gündemlerin peşinden gidebiliyor. Yasadaki en büyük eksikliklerden biri de hayvan üretimi ve satışı. Bu bitmediği sürece hayvanlar acı çekmeye devam edecek. Çünkü üretilen ve satın alınan hayvan bir süre sonra sokağa bırakılıyor” dedi.

Ertürk, hayvanlara karşı şiddetin engellenmesi için yapılması gerekenler hakkında şu şekilde konuştu:

“Hayvana şiddet ve öldürme gibi olaylarda mutlaka yatarı olan hapis cezaları verilmesi gerekiyor. Hukuk sistemi buna izin vermiyorsa bile hayvan hakları konusunda böyle bir düzenleme yapılabilir. Özel gruplara nasıl yapılıyorsa hayvanlara uygulanan şiddette de ceza miktarları arttırılabilir.  Yerel yönetimler görevlerini mutlaka yapmalı. Kısırlaştırma ve toplumu hayvan hakları konusunda bilinçlendirmeleri gerekiyor. Mesela biri sokağındaki köpeği şikayet ettiğinde köpekleri toplatmak yerine köpeğin o alanda yaşaması gerektiğine dair yasayı anlatması gerekiyor.”

Hayvan hakları savunucularının marjinal bir grup gibi yansıtılmasına ilişkin Ertürk şunları söyledi: “Hayvan hakları savunucuları olarak kimse özellikle de siyasetçiler bizleri küçük ya da marjinal gruplar olarak düşünmesin. Ülkenin yoğun gündeminden dolayı mücadelemiz görünmüyor olabilir ancak kalabalığız ve hayvan hakları savunucuları olarak hayvanların yaşam hakkına yapılacak her müdahalenin karşısında olacağız.”

NE OLMUŞTU?

İstanbul Küçükçekmece’de Ağaoğlu My Word Sitesi’nde yaşayanlar, bahçede baktıkları kedilerin ölü bulunması üzerine sitenin güvenlik kameralarını izlediğinde kedinin site sakini İbrahim Keloğlan tarafından öldürüldüğünü görmüştü. Kediyi öldüren İbrahim Keloğlan, şikayet üzerine Asayiş Şube Müdürlüğü Çevre Doğa ve Hayvanları Koruma Büro Amirliği ekiplerince gözaltına alındı. Çıkarıldığı mahkemede adli kontrolle serbest bırakılan Keloğlan’a 3 yıla kadar hapis istemiyle dava açıldı. Mahkeme, Keloğlan’a 1 yıl 6 ay hapis cezası verdi. Ceza iyi hal indirimiyle 1 yıl 3 aya düşürüldü ve hükmün açıklanmasıyla Keloğlan geri bırakılmıştı. Mahkemenin Keloğlan’a ‘iyi hal” indirimi uygulayarak hükmün açıklanması geri bırakması sosyal medyada tepkiye neden oldu.

Kediyi asansörde işkenceyle öldüren sanığa iyi hal indirimine tepki

"İşaretlenen sokak köpekleri öldürülüyor" tartışması: Havrita’ya kapatma davası yolda

Hayvan hakları aktivistleri, sokak hayvanlarının kanuna aykırı toplanmasına tepki gösterdi