17 Şubat 2024 04:30
Son Güncellenme Tarihi: 17 Şubat 2024 07:56

Türkiye Avrupa Gökyüzü Kalkanı'na giriyor: Maliyeti azaltmak istiyorlar

Türkiye’nin NATO bünyesinde Avrupa Gökyüzü Kalkanı Girişimi’ne dahil olmasını değerlendiren Siyaset Bilimci Erhan Keleşoğlu, Avrupa’nın maliyeti azaltmak için Türkiye’yi dahil ettiğine dikkat çekti.

Erhan Keleşoğlu | Fotoğraf: Özgür Gültekin/Evrensel

Paylaş

Şerif KARATAŞ
İstanbul

Türkiye ve Yunanistan “Avrupa Gökyüzü Kalkanı Girişimi”nde (ESSI) niyet mektubu belgesini imzaladı. ESSI’nın, NATO’nun Avrupa ayağını güçlendirerek, üye ülkelerin hava savunma yeteneklerini artırmayı hedeflediği belirtiliyor. 19 ülkenin üye olduğu girişim, Türkiye ve Yunanistan’ın katılımıyla 21’e yükseliyor. ESSI, farklı menzilli füzelere karşı çok katmanlı savunma sistemlerini içeriyor.

Türkiye’nin Avrupa Gökyüzü Kalkanı Girişimine katılmasını değerlendiren Siyaset Bilimci Erhan Keleşoğlu, "Bu Türkiye ile NATO arasındaki yakınlaşmanın devamı olarak yorumlanmalı” diye belirtti. Türkiye ile ABD arasında F-16 savaş uçakları nedeniyle NATO’nun lider ülkesi olan ABD ile yaşanan gerilimleri hatırlatan Keleşoğlu, İsveç’in NATO üyeliğinin kabulünden sonra ABD yönetiminin F-16'ya yeşil ışık yaktığını  belirtti, "ABD’nin bu kararı özellikle Almanya nezdinde de karşılığını bulmuş görünüyor” dedi.

MALİYETLERİ VE TEHDİTLERİ ÖNLEME GİRİŞİMİ

NATO’nun Avrupa Gökyüzü Kalkan Girişiminin Türkiye'nin özellikle son 10 sene içerisinde bütçeden oldukça fazla pay ayırdığı katmanlı hava savunma sistemi geliştirmesi açısından değerlendirilmesi gerektiğini vurgulayan Keleşoğlu, "Çünkü bu programlara çok oldukça yüksek bütçeler aktarılıyor. Ve bu kapsamda, Avrupalılar da Türkiye'yi dahil ederek bu yeni ortaya çıkan silahlanma yarışında özellikle Rusya'nın Ukrayna'ya işgali sonrasında gittikçe dünya çapında artan silahlanma yarışında maliyetleri azaltma ve maliyetleri azaltırken aynı zamanda tehditleri de önleme girişimi olarak değerlendirmek lazım” ifadelerini kullandı.

Avrupalıların Rusya'dan ve İran'dan kaynaklanacak füze tehdidini birincil tehdit olarak gördüklerini belirten Keleşoğlu, “Bu girişimi de bu manada değerlendiriyorlar. Çünkü hava savunma sistemi doğası gereği katmanlı olmak zorunda. Özellikle siz balistik önleme yapacak bir hava savunma sistemi geliştirecekseniz, bunun entegre bir sistem olması gerekiyor ve bu kapsamda da maliyetleri azaltmak ve tehditleri uzaktan önleme anlamında Türkiye ve Yunanistan’ı dahil etmek istediklerini söyleyebiliriz.” dedi.

İKTİDAR FIRSAT OLARAK GÖRÜYOR

Keleşoğlu'nun iktidarın askeri ve politik olarak bu süreci nasıl değerlendirmek istediğine dair değerlendirmesi ise şöyle oldu: "Türkiye açısından bu entegre sisteme dahil olmak özellikle son yıllarda gittikçe artan savunma bütçesinden savunma geliştirme, hava savunması geliştirme açısından bir fırsat olarak görülüyor. İkincisi de entegre sisteme dahil olarak, hava savunması açısından özellikle füzelere karşı bir şemsiye. Tabii ekonomik tarafı var. Özellikle Türkiye'nin ekonomik açıdan seçim sonrasında çok zorlanacağı sermaye kesimleri tarafından da artık yüksek sesle dile getirilmeye başlandı. Bu bağlamda Ankara'nın batıyla ilişkileri, özellikle sermayeyle ilişkileri güçlendirmeye çabaladığını söylemek mümkün. İsveç kararı sonrasında ABD ile ilişkiler bağlamında değerlendirmek gerekiyor."

"SİLAH SANAYİSİ BÜTÇEDEN KAYNAK İSRAFI DEMEK"

İktidarın Mısırla tekrar ilişki kurmasının, ABD ve AB ile ilişkilerdeki yumuşamanın iktisadi açıdan oldukça sıkışmış görülen iktidar açısından can simidi olduğunu belirten Keleşoğlu, bu gelişmelerin ülkedeki emekçiler için anlamına dair ise "Tabii sonuçta savunma harcaması demek başka kaynakların, yani halkların refahı için kullanabilecek sosyal harcamaların, silahlara gitmesi demek… Silah sanayiinin bütçeden ciddi bir kaynak israfı anlamına geldiğini altını çizmek gerekiyor” dedi.

Son dönemde savaş sanayi üzerinde tüm dünyada artan yatırımlara dikkat çeken Keleşoğlu, "Dünyada uluslararası sistemde bir dönüşüm söz konusu. ABD’nin küresel hegemon rolünü yitirmeye başlamasıyla birlikte ve farklı kırılma ve fay hatlarında, Doğu Avrupa'da ve Asya Pasifik'te önemli gelişmeler oluyor. Filistin'de yaşanan gelişmeleri takip ediyorsunuz. Tüm dünyada güç politikalarının öne çıkmaya başladığını görüyoruz. Benzetme uygun olacak mı bilmiyorum ama uluslararası güçler birbirlerine karşı Birinci Dünya Savaşı arifesindeki gibi silahlanma yarışı içerisinde. Umarım bu silahlanma yarışı korkunç sonuçlarını gördüğümüz paylaşım savaşlarına yol açmadan önlenebilir” ifadelerini kullandı.

ÖNCEKİ HABER

Yeni e dergisi “Filistin’in Kültürel Direnişi” etkinliği düzenliyor

SONRAKİ HABER

Katil otoban yine can aldı, Kuzey Marmara Otoyolu'ndaki kazada bir kişi hayatını kaybetti

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa