18 Şubat 2024 12:42

Ayvacık Babadere’deki JES için bilirkişi “ÇED gerekli” dedi

Ayvacık Babadere’de açılmak istenen jeotermal kuyusu ile ilgili “ÇED Gerekli Değildir"  kararına karşı açılan davada bilirkişi raporunda ÇED sürecinin işletilmesi gerektiği dile getirildi.

Fotoğraf: Kazdağı Doğal ve Kültürel Varlıkları Koruma Derneği

Paylaş

Özer AKDEMİR

Çanakkale İli Ayvacık İlçesi Babadere, Kocaköy, Tasağıl Köyleri arasında işletilmek istenen JES için açılması planlanan jeotermal kuyuları için Çanakkale Valiliği'nce "Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) Gerekli Değildir" kararının iptali istemiyle açılan davada bilirkişi raporu belli oldu. Bilirkişilerın alanın tarım, su, arkeolojik özelliklerine dikkat çektiği raporda ÇED Raporunun bilimsel ve teknik yönden yetersiz olduğu görüşünü mahkemeye sundu.

Ege ve Marmara Çevreci Belediyeler Birliği, Kazdağı Doğal ve Kültürel Varlıkları Koruma Derneği, TMMOB Ziraat mühendisleri Odası, Gülpınar Sürdürülebilir Yaşam Derneği gibi kurumla ve yörede yaşayan yurttaşların bireysel başvuruları ile ÇED Gerekli Değildir kararına karşı açılan davada Çanakkale 1. İdare Mahkemesi bilirkişi keyfi yapılmasına karar vermişti. Yapılan bilirkişi keşfi sonrası uzmanlar tarafından hazırlanan rapor geçtiğimiz günledir mahkemeye sunuldu.

BİLİRKİŞİ RAPORUNDAN MADDELER

11 adet jeotermal kuyusunun açılmasının planlandığı bölgenin toprak yapısını, tarımsal özelliklerini, arkeolojisini ve sosyal dokusunu inceleyen bilirkişilerin mahkemeye sunduğu raporda özetle şu görüşlere yer verildi;

  • Jeotermal sondaj endüstrisinin en önemli problemlerinden biri olan kaçak ve boru problemleri; sondaj operasyonunun tamamlanamayıp kuyunun terk edilmesine varan sorunlara yol açabilmektedir. Bu nedenle, söz konusu problemleri en aza indirecek sondaj sıvısı kimyasalları kullanılmaktadır. Bu kimyasallara yönelik bir bilgiye rastlanmamıştır.
  • Sondaj alanlarında oluşacak bitkisel toprak ile hafriyat kazısının birlikte geçici depolama alanında biriktirilmesi durumunda depolama yüksekliğinin yaklaşık 5 m olacağı ortaya çıkmaktadır. Bu durumda toprağın kayması, yağış ile taşınması vb. olumsuz durumlara sebebiyet verebileceğinden ve bu hesaplamalarında teorik olduğu düşünüldüğünde uygulamada daha fazla hafriyat toprağı çıkacağından göz önüne alındığında 275 m2 alanın yetersiz olduğu ve teknik olarak mümkün olmadığı.

TUZLA ÇAYININ DİBİNDE 6 KUYU AÇILMAK İSTENİYOR

  • Tarım ve Orman Bakanlığı 2. Bölge Müdürlüğünün görüş yazısında; “sondaj alanının Tuzla Deltasında bulunduğu ve Tuzla Çayına yakın mesafede de (6 adet sondaj) çalışma planlandığı tespit edildiği” belirtilmiştir. Ayrıca yapılan çalışmada Çanakkale ilinin Tuzla, Menderes, Kocabaş ve Kavak Çayı Deltaları, Gökçeada’nın Kuzey Kıyıları, Karabiga Kıyıları ve Bozcaada sahil zonu Hassas Denizel Alanlar olarak belirlendiği, bu amaçla belli bir koruma statüsü oluşturulması amacıyla Tarım ve Orman Bakanlığı 2. Bölge Genel Müdürlüğünce teklifte bulunulduğu belirtilmiştir. Ancak PTD incelendiğinde bu alanlara yönelik herhangi bir değerlendirme yapılmadığı ve bu durumdan hiç bahsedilmediği görülmüştür.
  • Keşif günü yapılan değerlendirmelerde, sahadaki boruların oldukça fazla korozyona uğradığı görülmüştür.
  • Proje alanının sınırı deniz olmasına rağmen herhangi bir değerlendirme yapılmadığı görülmüştür.
  • Proje alanı için kümülatif bir değerlendirmenin yapılmadığı görülmüştür.

TARIM BÜTÜNLÜĞÜ BOZULACAK

  • Tarımsal potansiyeli yüksek sulu mutlak tarım arazilerinin bütünlüğünün bozulacağı, her bir sondaj alanında 1500 m2 olmak üzere toplamda 15000 m2’lik bir alanın üzerinin 20 cm kalınlığında beton dökülmek suretiyle tarımsal niteliğinin bozulacağı da dikkate alındığında oluşacak etkilerin kabul edilebilir düzeyde olmadığı değerlendirilmektedir.
  • Dava konusu alan ve projenin etki alanında 26/01/1939 tarihli ve 3573 sayılı Zeytinciliğin Islahı ve Yabanilerinin Aşılattırılması Hakkında Kanunda belirtilen alanlar bulunmaktadır.

BÖLGEDE YOĞUN ARKEOLOJİK KALINTILAR VAR

  1. Flora ve fauna elemanları için ortaya çıkabilecek riskler, bu risklerin olası etkileri ve alınması gereken önlemler ile önleyici/azaltıcı tedbirlere de gerçekçi ve uygulanabilir düzeyde yer verilmemiştir. Fauna çalışmalarının, fauna konusunda uzman bir araştırmacı tarafından yapılmadığı; flora ve fauna elemanları için ortaya çıkabilecek riskler, bu risklerin olası etkileri ve alınması gereken önlemler ile önleyici/azaltıcı tedbirlere de gerçekçi ve uygulanabilir düzeyde yer verilmediği görülmüş ve bu yukarıda zikredilen maddeler PTD Raporunda gözlenen önemli eksiklikler olarak tespit edilmiştir.
  2. Bu kadar yoğun arkeolojik buluntunun bulunduğu alanın arasında kalan alanlarda yüzeyde de görülemese de toprak altında arkeolojik kültür varlığı olma olasılığı yüksektir.

ÇED SÜRECİ İŞLETİLMELİ

102 sayfalık kapsamlı bilirkişi raporunun Sonuç ve Kanat bölümünde; ÇED Raporunun içeriğinin eksik ve yetersiz olduğu, bu eksikliklerin Çevre ve İnsan Sağlığına Olumsuz Etkilerinin inşaat ve işletme sürecinde yaşanması muhtemel olaylar olduğu değerlendirildiğinde bilimsel ve teknik yönden yeterli olmadığı belirtilerek projenin genel olarak ekosistemi ve çevrede bulunan yerleşim yerlerini ne ölçüde etkileyeceğinin belirlenmesi için ÇED sürecinin işletilmesi gerektiği dile getirildi.

“DAVA SONUCUNUN DA LEHİMİZE OLACAĞINI UMUYORUZ”

Bilirkişi raporunu değerlendiren Kazdağı Doğal ve Kültürel Varlıklarını Koruma Derneği Başkanı Süheyla Doğan, bölgede JES faaliyetlerinin her geçen gün artmasından duydukları tedirginliği ifade ederek, “Bölgede ciddi bir tehdit oluşturuyor JES’ler. Tuzla ve civarında tarım ürünlerinde verim düşüklükleri, hastalıklar var. Tuzla çayında balık ölümleri görüldü. Bilirkişi raporunun lehimize gelmesine sevinçliyiz. Kararın da lehimize olacağını umuyoruz” dedi.

ÖNCEKİ HABER

Kanser tedavisi gören futbolcu Mümin Talip Pazarlı hayatını kaybetti

SONRAKİ HABER

AFAD İliç’te risklere rağmen kapasite artımında sakınca görmemiş!

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa