19 Şubat 2024 09:55

Traktörler Atina yolunda: Yunanistan köylüleri direnmeye kararlı

Köylüyü üretemez hale getiren ve tarım şirketlerini besleyen AB politikalarına karşı Yunanistan köylülerinin son kararı salı günü traktörlerle Atina'ya gelmek. İşçi ve öğrenciler de eyleme katılacak.

Traktörler Atina yolunda: Yunanistan köylüleri direnmeye kararlı

Fotoğraf: 902.gr

Seyit ALDOĞAN
Atina

Hükümet ve Avrupa Birliği (AB) ortak tarım politikalarının kendilerini üretemez durumuna getiren uygulamaları karşısında mücadele etmekten başka bir yol kalmadığını söyleyen köylüler, başta Atina olmak üzere direnişlerine kent merkezlerinde devam etme kararı aldılar.

BAŞBAKANLA GÖRÜŞME

13 Şubat’ta Başbakan Kiryakos Miçotakis ile görüşen köylü koordinasyon komiteleri temsilcileri, doğal afetlerden kaynaklanan tüm zararların ödenmesi, tarım alanında kullanılan akaryakıt fiyatlarının vergilerden muaf tutulması, elektrik fiyatlarının düşürülmesi, kredilerde kolaylıklar sağlanması, tarım araçlarında ve gübrede katma değer vergisinin kaldırılması, doğal afetlerden korunmaya yönelik altyapıların oluşturulması vb. talepler ileri sürmüş ancak tatmin edici cevaplar alamamışlardı. Başbakan Miçotakis’in elektrik faturalarında indirim yapılacağını ve 76 milyon avroluk bir destek verileceğini söylemesi üretici köylüler tarafından “kırıntı” ve taleplerini karşılamaktan uzak önlemler olarak değerlendirildi. Devlet Bakanı Makis Voridis ve diğer hükümet yetkilileri köylülerin taleplerinin karşılanması durumunda bütçenin “delineceği” ve gelir dağılımında dengesizliklerin ortaya çıkacağını savunurken köylüler şimdiye kadar verildiği iddia edilen destek paketlerinin kapitalist tarım şirketlerinin işine yaradığını ve yoksul köylülerin söz konusu desteklerden ancak kırıntılar alabildiğini söylüyorlar.

KÖYLÜLER DEĞİL TARIM ŞİRKETLERİ KAZANIYOR

AB ortak tarım politikalarının yoksul köylülüğü daha çok yoksullaştırdığını ve bu politikaların devam etmesi durumunda kapitalist tarım şirketleri dışında üretici köylünün kalmayacağını söyleyen üreticiler, genel nüfusa oranla köylü nüfusunun hızla düşmesinin en önemli nedenlerinden birinin de bu olduğuna dikkat çekiyorlar.

AB ortak tarım stratejisi 2023-2027 planında yapılan tespitler, tarım üreticilerinin sorunlarının çözümünün değil kapitalist tarım şirketleri ve tekellerin devasa kârlarının gözetildiğini ortaya koyuyor. Yunanistan Tarım Bakanlığının sitesinde ortak tarım politikaları üzerine yapılan değerlendirmede “Müdahaleler Yunan tarımının rekabeti güçlendiren yeni bir tarım üretimi modeline geçmesini hedeflemektedir” denilmesi, gıda sektöründeki devasa kârların tarım üreticilerine değil gıda tekellerine gittiğini gösteriyor. Enerji, gübre, tarım araçları vb. alanlarda yaşanan fahiş zamlar tarım üreticilerini üretemez duruma getirirken tekellerin çıkarları için planlanan “rekabetçiliğin” faturasının da yoksul üreticilere kesildiği görülüyor. Köylülere dönüm başına verilen 28 avro desteğin 21.5 avroya düşürülmüş olması kanıtlardan sadece biri. Bu, yıllık destek politikasında 320 milyon avroluk bir düşüş anlamına geliyor.

KÖYLÜ NÜFUSU AZALIYOR

Yunanistan İstatistik Kurumunun tüm verileri köylü nüfusunun hızla düştüğünü ve köylü statüsünde bulunan önemli bir oranın işçileştiğini ya da yarı köylü veya yarı işçi olduklarını ortaya koyuyor. Geçtiğimiz yüzyılın başlarında yapılan toprak reformunun yanı sıra özellikle Teselya Ovası ve çevresindeki köylülerin edindiği küçük ölçekteki toprakların miras nedeniyle bölünmesi veya geçim sorunları dolayısıyla satılması tarım üreticilerinin sayısının hızla düşmesine neden olurken AB ortak tarım politikaları bu süreci bir yandan hem hızlandırdı hem de sömürüyü katmerleştirdi. Bir anlamda Yunan köylüler yaşam savaşı verir duruma gelmiş oldular. Yunanistan’da kapitalist çiftlikler devasa ölçekte tarım arazilerine sahip oluyor ve köylüler mülksüzleşirken kapitalist şirketlerin mülkiyetleri giderek büyüyor.

KÖYLÜ TEMSİLCİLERİNDEN ATİNA KARARI

Başbakanla yapılan toplantıdan sonra Teselya Ovası’nda bir araya gelen elli “barikat temsilcisi” direnişlerini değişik mücadele biçimleriyle yaygınlaştırma ve bu doğrultuda önümüzdeki salı günü başkent Atina’da gösteri yapma kararı aldıklarını açıkladılar. Koordinasyon komitelerinin kararları doğrultusunda sembolik olarak belli sürelerle arterleri ulaşıma kapatan köylüler, salı günü komşu ülkelere giden gümrük kapılarını ve limanları da kapatacaklarını duyurdular.

Larisa kenti köylü sendikaları adına açıklama yapan Rizos Marudas “Traktörlerimizle, tarım makinelerimizle, otobüslerimizle, kuzeyden güneye ülkenin her yerinden çiftçileri 20 Şubat salı günü Atina’da yapacağımız kitlesel gösteriye katılmaya davet ediyoruz” dedi ve Atina halkına “Gösteriye sahip çıkma ve kendi gösterisi olarak görme” çağrısı yaptı. Köylü sendikaları ayrıca işçi ve emekçi sendikalarına da destek çağrısı yaptı.

‘AB POLİTİKASININ HEDEFİ, KÜÇÜK ÜRETİCİLERİ YOK ETMEK’

YUNANİSTAN köylü hareketine ilişkin Evrensel’e açıklama yapan Yunanistan Komünist Partisi (KKE) Sözcüsü Tanasis Pafilis, “Gıda maddelerini üretiyor olmalarına rağmen süper marketlere giremeyen bir köylü nüfusundan bahsediyoruz” diyerek şunları söyledi: “AB ve hükümetlerin izlediği ortak tarım politikaları üretim maliyetlerinin tavan yapmasına, dolayısıyla da köylülerin üretemez duruma gelmesine neden oldu. Ya maliyetine üretim yapıyorlar ya da zarar ediyorlar. Neden? Çünkü AB’nin ortak tarım politikalarının hedefi küçük üreticileri yok etmek ve büyük kapitalist çiftliklerin daha fazla büyümesini ve daha fazla kâr elde etmesini garantilemek”

KÖYLÜ KOORDİNASYON KOMİTELERİ NASIL ÖRGÜTLENDİ?

YUNANİSTAN’da köylülerin gösterilere başlaması ve barikatlar oluşturmasından hemen sonra her bölgede bütün köylülerin katıldığı toplantılar yapıldı. Toplantılarda direniş boyunca kendilerini temsil edecek bir komite kuruldu ve eylem biçimleri, talepler ve hareketin merkezileşmesi başta olmak üzere tüm ayrıntılar bütün katılımcıların ortak iradesiyle kararlaştırıldı. Direnişin her aşamasında bu toplantılar yapılıyor ve kararlar hep birlikte alınıyor. Görüşmelerin sonuçları ya da öneriler bu genel toplantılarda tartışılıyor. Belirleyici olan sendikaların değil genel toplantılarda alınan kararlar.

Her bölgede köylü sendikaları olmasına rağmen en geniş katılım ve irade birliği sağlanması için koordinasyon komiteleri yetkili duruma geliyor.

Her bölgede kurulan koordinasyon komitesinin bir araya gelmesi sonucunda da merkezi komite oluşuyor. Ülke genelindeki hareketin koordinesinden ve direnişten sorumlu olan bu komite ihtiyaç duyuldukça bölgelerden birinde bir araya gelerek ülke genelinde hareketin koordinesini ve yönetilmesini üstleniyor.

Yunanistan genelinde şu anda değişik bölgelerde kurulan elli kadar koordinasyon komitesi bulunuyor.

İŞÇİ SENDİKALARI VE ÖĞRENCİ ÖRGÜTLERİ EYLEME KATILMA KARARI ALDI

Batı Trakya’dan Girit Adası’na kadar elli köylü barikatının oluşturduğu, koordinasyon komitesinin işçi emekçi örgütlerine yaptığı destek çağrısı ardından işçi sendikaları federasyonları ve çok sayıda sendika şubesi, eyleme destek vereceklerini ve gösteriye katılacaklarını açıkladılar.

Yunanistan Gıda ve İçecek İşçileri Federasyonu, Tarım Bakanlığı Emekçileri Federasyonu, Eczane ve İlaç Emekçileri Federasyonu, Basın ve Kağıt Endüstrisi Emekçileri Federasyonu, İnşaat İşçileri Federasyonu, Telekomüniksyon Emekçileri Sendikası, Gıda ve Turizm İşletmeleri Emekçileri Sendikası, Belediye Emekçileri Sendikası, Metal İşçileri Sendikası, Tersane Emekçileri Sendikası, Liman İşçileri Sendikası, Posta ve Kurye Emekçileri Sendikası, Muhasebeciler Sendikası vb. çok sayıdaki sendika ve emekçi örgütleri ortak bir bildiri yayımladı. Sendikalar köylü direnişine desteklerini açıkladılar, “Çiftçi kazanırsa biz işçilerin de kazanacağını biliyoruz” diye başlayan bildiride şunlar dile getirildi:

“Çiftçilerin kazanması halinde büyük sanayicilerin, büyük süpermarketlerin, armatörlerin ve enerji holdinglerinin kaybedeceğini biliyoruz. Çünkü tarladan ürünü maliyetine satın alıp raflarda yüksek fiyatlarla bize satan onlardır. Çünkü, üye ülke hükümetlerinin uyguladığı Avrupa Birliği ortak tarım politikasından yararlanarak, kârlarını artıranlar, köylüleri topraklarından edenler ve işçi emekçilerin alın terinden zengin olanlar onlardır. İşçilerin, emekçilerin ve köylülerin ortak düşmanları onlardır. İşçilere ağır çalışma koşulları dayatan ve açlık maaşını reva gören, haftada 5 gün ve günde 8 saat çalışmayı kaldıran, bizi çok zor koşullar altında üreten çiftçinin ürettiği ürünü satın alamayacak hale getirenler onlardır! İşte bu yüzden işçiler ve köylüler müttefiktir. Şimdi bizi bir araya getiren slogan etrafında birleşme zamanıdır: Onların kârı bizim yaşamımız!”

Bu arada öğrenci örgütleri de gösteriye destek vereceklerini açıklamış bulunuyorlar.

Evrensel'i Takip Et