Sömürgeci madenciliğin payandası Türkiye Maden-İş: Sömürge sarısı
Bergama, Soma, şimdi de İliç’te... T. Maden-İş yönetimi daha fazla üretim için işçileri ölümüne çalıştıran sistemin dayanağı olmaya, yerli yabancı maden tekellerini ve iktidarı aklamaya devam ediyor.
T. Maden-İş, web sitesinde Anagold Madencilik temsilcileri ile bir araya geldikleri fotoğrafı paylaşmıştı.
Fırat TURGUT
İstanbul
Erzincan’ın İliç ilçesinde mimar ve mühendislerin tüm uyarılarına rağmen kapatılmak bir yana kapasite artırımı yapılan Anagold’a ait madende 13 Şubat Salı günü çöken pasa dağının altında kalan işçilere, günler geçmesine rağmen ulaşılamadı. Günlerdir sessiz kalan Türkiye Maden-İş yönetimi ise sessizliğini bozarak bir açıklama yaptı. T. Maden-İş yönetimi geçmişteki uyarıları hatırlatarak, “Facianın yaşanmasındaki temel sebep yine kâr hırsıdır” dedi. Aynı T. Maden-İş 2022’nin haziran ayında yapılan uyarılara karşı Anagold patronlarının yanında yer alarak, “İşveren için üzerimize ne düşüyorsa yapmaya hazırız” demişti.
Maden-İş yönetimi önceki gün yaptığı yazılı açıklamada, “T. Maden-İş facianın yaşanmasındaki temel sebebin yine kâr hırsı olduğunu, iş sağlığı güvenliği uygulamalarının yetersizliğini ve insan hayatının ne kadar ucuzlaştırıldığını tespit etmiştir. Yaşanan bu maden faciasına kaza denmesi, ulaşmaya çalıştığımız 9 işçiye karşı yapılan büyük bir ayıp, hakaret ve iftira olacaktır. Çünkü bu bir kaza değil tamamen ihmalkarlık ve vurdumduymazlıktır. Bu zafiyet ve bu ihmalkarlık, işini düzgün yapan diğer işletmeleri ve yönetimleri de zan altında bırakmaktadır” dedi.
BÜYÜK İKİYÜZLÜLÜK
“Yıllar öncesinde bile, televizyon kanallarında dahi gündeme getirilen bölgenin tehlikeleri ve oluşan riskler, hangi maliyet hesabı korkusuyla görmezden gelinmiştir?” diyen Maden-İş açıklamasında şu ifadeleri kullandı: “Bu facianın müsebbipleri de ilk olarak bölge halkının hayvancılık, tarım gibi geçim kaynaklarını bertaraf etmiş, daha sonra bölge insanını iş vaadi ve imkan tüccarlığıyla kendine mahkum etmiştir. İşçinin sadece emeğini satın almamış, aynı zamanda geçimini, geleceğini ipotek altına almıştır. Bu nedenledir ki yöre insanı acı bekleyişlerini gelecek kaygısıyla sürdürmektedir. Türkiye Maden İşçileri Sendikası olarak yeter artık yeter diyoruz. Bu inorganik sistemin madencimize yaptığı zulme, yok sayma ve sömürmesine dur diyoruz.”
‘ANAGOLD İÇİN HER ŞEYİ YAPMAYA HAZIRIZ’
Maden-İş yönetimi 28 Haziran 2022’de ise İliç’te çalışan maden işçilerine ve Anagold şirketine gönderdiği mesajda şu ifadelere yer vermişti: “Değerli üyelerimiz; bizler ekmeğimizin derdinde, işimizin başında ve işverenimizin yanındayız. Değerli işverenimiz; şu an içinde bulunduğumuz olağan dışı gelişmelerin, iş yerimize karşı yapılmak istenen karalama çalışması ve çirkin bir kumpas olduğunun farkındayız. Sendikamız olarak işverenliğinizin kurulduğu ilk günden itibaren işçi sağlığı ve güvenliğine, çevreye, kısacası insana ve doğaya verdiği önem ve hassasiyete sonuna kadar kefil ve şahidiz. Bu süreçte üzerimize ne düşüyorsa yapmaya hazırız. Genel merkez ve şube olarak tüm üyelerimizle birlikte işverenimizin yanında olduğumuzu bildirir saygılar sunarız.”
BERGAMA’DA CANSİPERANE ŞİRKET SAVUNUSU
Sömürgeci maden şirketleri Türkiye’de siyanürle altın aramaya ilk olarak 2002 yılında Bergama’da başlamıştı. O dönem Eurogold (Normdany) Şirketinin kapatılması talep edilirken, bölgedeki işsizliği de koz olarak kullanan Maden-İş yönetimi bölgede bir miting düzenleyerek madenin faaliyetine devam etmesini istemişti.
Maden-İş Soma Şube Başkan Yardımcısı Mehmet Saç, mitingde yaptığı konuşmada şirketi şu sözlerle savunmuştu: “Bergama Ovacık Altın Madeni üretimini sürdürmek zorundadır. Çevre ve insan sağlığına zarar verecek olursa buna ilk sendikamız karşı çıkacaktır. İster istemez belirli çıkar gruplarının çevre ve insan sağlığı ile ilgili duyguları istismar ettiği şüphesi artıyor. Eğer, Bergama altın madeni mevcut durumda, işlevlerini yerine getiriyorsa, biz sendika olarak üyelerimizin, halkımızın çıkarları için, bu işletmenin devamını istiyoruz.”
REFERANS VERDİĞİ YER SOMA’YDI
Konuşmasında referans olarak 2014’te cumhuriyet tarihinin en büyük işçi katliamının yaşandığı Soma’yı referans veren Saç, “Bergama’nın çok yakınında olan Soma halkı da toprağın binlerce metre derinliğinden çıkan kömürle doyuyor ve şükrediyor. Simsiyah kömürün yaşamımızı nasıl aydınlattığını bilen Bergamalıların ışıl ışıl parlayan altının kıymetini bileceğini umut ediyoruz” demişti.
İŞÇİLER İŞTEN ATILIRKEN SESSİZDİ
Eurogold’un (Normandy) kapatılmaması için Bergama’da miting düzenleyen Maden-İş yöneticileri, aynı dönemde Türkiye Kömür İşletmelerinde (TKİ) başlatılan işçi kıyımına karşı üç maymunu oynamıştı. Onlarca işçinin işten atılmasını yazılı açıklamalarla geçiştirmeye çalışan Maden-İş yöneticileri, resen emeklilik adı altında onlarca işçinin kapı önüne konulduğu TKİ’ye bağlı işletmelere uğramamıştı. İşten atmaların en çok yaşandığı Güney Ege Linyitleri İşletmesi (GELİ) Bölge Müdürlüğü bünyesinde çalışan işçiler, “Sendika bize sahip çıkmadı. Biz de en azından bazı ekonomik haklarımızı kaybetmemek için emekliliği kabul etmek zorunda kaldık” dedi.
SOMA’DA İŞÇİLERİN UYARILARINA KULAK ASMAMIŞLARDI
T. Maden-İş 301 işçinin yaşamını yitirdiği cumhuriyet tarihinin en büyük işçi katliamında da patron yanlısı tutumuyla gündeme gelmişti.
Dava tutanaklarına da yansıyan raporlara ve ifadelere göre katliam öncesi işçiler içeride sıcaklığın arttığını belirterek olası tehlikeye dikkat çekmiş, T. Maden-İş yöneticileri ise uyarılara kulak tıkayarak işçilerin çalışmaya devam etmelerini istemişti. T. Maden-İş yöneticileri delege seçimlerinde, temsilciler aracılığıyla işçilere ilettikleri isimleri seçmelerini istemiş, aynı yönetimi İmbat Madencilik’te de uygulamıştı. Öte yandan Soma Katlimı’ndan sonra açılan davanın tek bir duruşmasına dahi katılmamışlardı.
İŞÇİNİN AİDATIYLA SALTANAT SÜRÜYORLAR
Maden patronları için işçiyi baskı altına almanın bir aparatı haline gelen T. Maden-İş yöneticileri, bu ilişkiler ağı içerisinde işçilerden kesilen aidatlarla bir saltanat sürüyor. 4 Merkez Yönetim Kurulu bulunan T. Maden-İş’in 2022’deki 7 ayı (1 Ocak - 31 Temmuz) kapsayan mali raporuna göre 7 ayda genel merkez yöneticilerine ücret, huzur hakkı, ikramiye, izin harçlığı adı altında 6 milyon 746 bin lira ücret ödendi. Bu ise aylık kişi başı 250 bin TL’ye, o dönemki dolar kuruyla 13 bin 500 dolara denk geliyor. Şu an ise 13 bin 500 doların karşılığı 400 bin TL’yi aşıyor. Öte yandan mali raporda sendikacıların yedikleri yemekten bindikleri arabanın benzinine kadar tüm harcamaların sendika kasasından karşılandığı belirtiliyor.
ESKİ BAŞKANA SENDİKANIN KASASINI AÇTILAR
Ayrıca T. Maden-İş’in Eski Genel Başkanı İsmail Aslan’la mevcut Genel Başkan Nurettin Akçul arasında, 16 Mayıs 2011 tarihinden başlamak üzere, 10 yıl süreli danışmanlık sözleşmesi imzalandığı da ortaya çıkmıştı.
Aslan’ın genel başkan adayı olmaması koşuluyla ‘danışmanlık’ adı altında 10 yıl süreyle, sendika genel başkanına sağlanan “Aylık ücret, ikramiye, kira/lojman yardımı, makam tazminatı, araç tahsisi, bu aracın yakıt ve bakım masrafları, telefon tahsisi ve telefon görüşme bedelleri, temsil ve konaklama harcamaları, hizmet süresi sonunda verilmesi gereken hizmet ödeneği” gibi ödeme alacağı, açılan davada bilirkişi raporuna yansımıştı.