10 Mart 2013 06:54

Sürekli bir mücadele yaratmak istiyoruz

Arif Bektaş / Sevgi Taş

İngiltere genelinde sendikaların üye sayısında pek bir artış görülmezken RMT’nin son zamanlarda artan üye sayısı ve yürüttüğü etkili mücadeleye ilişkin neler söyleyebilirsiniz?

Öncelikle bir sendikanın yapması gerekenleri yapıyoruz ki; burada en önemli şey sendikaya liderliğin üyeler tarafından yapılıyor olması. Sendikanın uygulayacağı politikalara kendilerinin karar vermesi ve benim gibi yöneticilerin de bu politikaları uygulaması. Tabi ki bizim de kendi düşüncelerimiz ve önerilerimiz de var. Ama asıl olarak işçilerin liderlik ettiği bir sendikayız.

RMT sendikası olarak kuruluş  ilkelerimize uygun olarak örgütleniyoruz ve mücadele ediyoruz. Bu ilkeler eğitim, işçi ücretleri ve şirket kârlarının mukayesesi. Ajitasyon, işçilerin daha iyi ücret, daha iyi çalışma koşulları ve daha iyi yaşam talep etmelerini sağlamak ve örgütlenmek. İşçilerin örgütlenmeleri ve patronlara karşı kendilerini ancak örgütlü oldukları takdirde koruyabileceklerini göstermek. Elimizden gelenin en iyisini yapmaya çalıştığımız için üye sayımız artıyor.  Nihai hedefe ulaşmış değiliz ve daha katetmemiz gereken uzun bir yol var. Ama parça parça, adım adım, tuğla tuğla ilerleme kaydediyoruz.

Devlet neden size ve sizin sendikanıza yönelik olarak sürekli olumsuz bir propaganda yapıyor?

Sanırım başarılı bir sendika olduğumuz için saldırıyorlar. Bizi bir tehdit olarak görüyorlar. Çok fazla çaba sarf etmeyen sendikalara karşı bir  müdahaleleri yok. Çünkü onların toplumu değiştirmek gibi bir derdi yok. Biz ise toplumu etkileyen en kötü unsurlara karşı çıkıyoruz, yaşanan haksızlıkları göz önüne sererek eşit bir toplum istiyoruz. Bizden bu denli korkmalarının sebebi işçilerle birlikte hareket etmemiz. Bizler RMT’nin  dışındaki sendikalarla bir rekabet içinde değiliz.  Demiryolu ve deniz taşımacılığı sektörünün dışındaki işçileri sendikamıza toplama gibi bir yarışımız yok ama işçiler bizim sendikamıza üye olmayı talep ediyorlar. Çünkü daha iyi çalışma koşulları ve yüksek ücret taleplerinin başarıya ulaştığını görüyorlar.

Neden, TUSC ve Halklar Tüzüğü gibi politik hareketler içerisinde yer alıyorsunuz?

Biz geniş kapsamlı kampanyalara dahil olmayı tercih ediyoruz. Günü kurtaran değil, sürekli bir mücadele yaratmak istiyoruz. Kemer sıkma politikalarının alternatifi ve Ulusal Sağlık Servisi’ni (NHS) korumak için başka yöntemler var. Güçlü sendikaların oluşmasına engel olan antisendikal yasaları geri almak için bütün güçleri bir araya getirerek, kitlesel bir örgüt  yaratmak istiyoruz.

Etkili bir mücadele yürütmek için neler yapılmalı?

Sendikalar Konfederasyonu (TUC), genel grevin hayata geçirilebilmesi yönteminin arayışı içinde ve üye sendikalar TUC’ye yapılabileceklere ilişkin görüşlerini yazılı olarak iletiyor.  RMT olarak bir günlük genel grev kararının hayata geçirilmesini talep ettik. Sadece çalışanlar değil çalışmayanlar ve işsizler de genel grev için TUC’ye çağrı yapmalı. Eğer işverenden bir talebiniz olmuşsa ve hayır cevabı aldıysanız yapacağınız iki şey var: Ya patronun söylediğini kabul edeceksiniz ya da mücadele edeceksiniz. Biz mücadele etmeden yanayız.

Öncelikle biz uluslararası mücadeleye inanan bir sendikayız. Sadece bizim sendikamıza özgün bir sorun değil, işçi sınıfının bir sorunu. Tüm dünya çapında işçiler saldırı altında ve bu bütün sorunların önüne geçmiş durumda. Bu nedenle sorumluluklarımızdan bir tanesi, tüm dünyadaki mücadeleye destek vermek. Ama öncelikli olarak yapmamız gereken bir günlük genel grevi hayata geçirmek, ancak ondan sonra Avrupa ve dünya çapında grevi planlayabiliriz.

İşçi Partisi, Muhafazakar Parti politikalarını hayata geçirdi, ama aynı zamanda yıllardan beri parti içerisinde dürüst bazı politikacılar da yer aldı. RMT bazı bölgelerde bu politikacıları destekledi. Eğer İşçi Partisinin politikalarını düşünürseniz, işçi sınıfının mücadelesini ilerleten değil engelleyen bir pozisyonda oldular, grevleri desteklemediler ve Ed Miliband da kesintilerin kaçınılmaz olduğunu ifade etti. Bütün bunlara rağmen İşçi Partisinin bazı politikacılarına destek vermek doğru bir politika mı?

Çok mükemmel bir durum değil, hayatın kendisi mükemmel değil. Sistem mükemmel değil. Bizler politik partiler değil, sendikalarız ve politik hedeflerimiz var. Politik hedeflerimizi ve amaçlarımızı ilerletmek için bizim yanımızda duran politikacıları desteklemeye hazırız. Bunların İşçi Partisi, RESPECT ya da TUSC milletvekili olmasından ziyade, bizim için işçi sınıfı için en iyi politikaları sağlayabilmek önemli. Bundan dolayı amaç ve hedeflerimizi destekleyen 30 İşçi Partisi milletvekilini destekliyoruz. Ama bu İşçi Partisi içinde olmayan ama bizim amaçlarımıza hizmet eden başka politikacılara destek vermeyeceğimiz anlamına gelmez.

Son olarak, işçi sınıfı mücadelesi nereye doğru gidiyor?

Bob Crow: İşçi sınıfının önünde altın bir fırsatın durduğunu düşünüyorum. Devam eden saldırılar, müttefikler oluşturmak ve toplumla birleşmek için bir fırsata dönüştürülebilir. Halk büyük saldırılar ile yüz yüze ve en büyük dostları, yerel kampanyalar ve sendikalar. Sendikalar şimdi yan yana gelip iş ve çalışma koşullarını savunmak ve her yerel gösteriyi desteklemek zorunda. Bakım evlerinin, hastanelerin ve okulların kapatılması gibi halkı kaygılandıran sorunlara karşı yapılan gösterilerde yan yana olmalılar. Bunun hareketi yükselteceğine inanıyorum. Kapitalizmin başarıya ulaşamadığını görecekler. Kapitalizm yapıcı olamaz bu nedenle. Halka ihtiyacı olanı verecek olan sosyalist bir toplumsal sisteme ihtiyaç var.

‘AŞIYI BULANA KADAR DENEMEK LAZIM’

SENDİKACILAR ve Sosyalistler İttifakı (TUSC) ve Halklar Tüzüğü gibi oluşumlar var. Bunların öncesinde Sosyalist İşçi Partisi (SLP) ve RESPECT vardı. Sizce TUSC ve  Halklar Tüzüğü’nün başarılı olması mümkün mü?

Öncelikle şunu söyleyeyim ki; bir ilaç keşfedildiğinde başarılı olabilmesi için en az 10,11 kere denenir. Mesala Louis Pasteur, aşıyı bulduğunda başarılı olması için sayısız kere denemek zorunda kalmıştır. O nedenle bizim de yaptığımız değişimi nasıl yaratabileceğimizi test etmek. Şundan eminiz; İşçi Partisi, Liberaller ve Muhafazakarlar bunu yapmayacak. Hepsi, büyük işverenleri anti-sendikal yasaları, ve tüm dünya çapındaki yasadışı savaşları destekliyor. Bu nedenle farklı bir parti istiyoruz, işçilerle ve uluslararası dayanışma içinde olacak, bundan daha da önemlisi yardıma ihtiyacı olan toplumsal kesimler ve işçiler adına kavga etmek için kollarını sıvayacak bir parti olmalı.


İNGİLTERE’de sendikaların yan yana gelmesi oldukça zor, hükümetin kazanılmış haklara çok yoğun saldırılar yapmasına karşın hâlâ bir birlik yok. Avrupa’da ve diğer ülkelerde genel grevler, etkili eylemler yapılmasına karşın, neden hala İngiltere’de sendikaların ortak bir  mücadelesi yok?

Geçtiğimiz Ekim ayında kesintilerin ve kemer sıkma politikalarının yanlış olduğunu ve alternatif politikaların var olduğunu göstermek için büyük bir yürüyüşte bir araya geldik. İki sene önce, Mart ayında yine tüm sendikaların ve örgütlerin bir araya geldiği büyük bir sendikal gösteri gerçekleşti. Sendikal mücadelenin ortak bir eylem ya da genel grev çağrısı yapacak kadar birlikte hareket ettiğini düşünmüyorum.

Bu yürüyüşlerin insanlar sorunlarının farkına varması için yararlı olduğuna inanıyorum, ama bundan sonra mücadelenin başka bir boyutta yürütülmesi lazım. Bu boyut sokağa çıkarak hayatı durdurmak ve hükümete, işçilerin omuzlarına yıktığı tasarruf ve kesinti politikalarını kabul etmediğimizi haykırmaktır. (Londra/EVRENSEL)