20 Şubat 2024 04:55
Son Güncellenme Tarihi: 20 Şubat 2024 08:17

TMMOB Genel Sekreteri Dersim Gül: İzin verip göz yumanın hiç mi suçu yok?

Siyanür liçiyle altın çıkarılan madende göçük olan İliç, Türkiye'de felaket yaşanan ilk yer değil. İliç'te doğa ve işçi katliamına imza atan Anagold tekeli de sabıkalı tek şirket değil.

Fotoğraf: Serhat Zafer/AA

Paylaş

Nisa Sude DEMİREL
İstanbul

İliç’te Anagold Madencilik’e ait Çöpler Madeninde yaşanan liç yığını göçmesinin ardından toprak altında kalan işçileri arama çalışmaları sürüyor. Daha öncesinde de siyanür sızıntısının yaşandığı madende Anagold’un çevre izin lisansı iptal edildi. Bir yandan da iktidar cephesinden sorumluluğu yalnızca firmaya yıkan açıklamalar yapılıyor. Yaşanan liç yığını göçmesinde kamu görevlilerinin sorumluluğunun ve firmanın facialarının görmezden gelinmesini TMMOB Genel Sekreteri Dersim Gül, Evrensel’e anlattı.

‘2022’DE DE KAMU GÖREVLİLERİ KOVUŞTURULMADI’

2022’de siyanürlü boru patladığında da TMMOB olarak Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Erzincan İl Müdürlüğü ve Bakanlık yetkilileri ile ilgili suç duyurusunda bulunduklarını hatırlatan Gül, “Ancak kovuşturmaya yer yok kararı verilmişti. Ama aynı zamanda liç sahasında meydana gelecek riskler karşısında bir tedbir alınmadığı, liç sahasında oluşacak olumsuzluklar göz ardı edildiği için şirketin kusurlu olduğuna ilişkin bir ibare vardı” dedi. Ancak izin ve denetim sürecinde yer alanlara ilişkin bir karar olmadığına dikkat çeken Gül, “Onları zaten direkt devre dışı bırakıyorlar. Bölgede maden ruhsatı açısından Enerji Bakanlığı; ÇED süreci, izin ve denetimler açısından Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığının sorumlulukları var. Örneğin şimdi firmanın çevre izin lisansı iptal edildi, bu gibi süreçlere ilişkin yetkileri var Bakanlığın” diye konuştu.

‘SİYANÜR FACİASINDAN SONRA LİSANS SÜRESİ UZATILDI’

Çevre izin lisansının beş yılda bir yenilendiğini, Anagold’a ait lisansın tarihinin 2023’te dolduğunu ancak yeniden süresinin uzatıldığını aktaran Gül, “Bu çok yakın bir tarih, daha 2022 temmuzda siyanür borusu patlamıştı. Hemen bunun arkasından çevre izin lisansı uzatıldı. Neye göre uzatılıyor? Normalde lisans denetim altında iptal edilebilir, iptal edilmesi lazım ancak siyanür faciası görmezden gelinerek süresi uzatılmış. Burada sorumluluğu olan Bakanlık yetkilileri var” ifadelerini kullandı.

Şimdi çevre izin lisansının iptalinin göstermelik bir adım olduğunu ifade eden Gül, “Şu anda zaten üretim prosesinin bir zinciri kopmuş durumda, üretime zaten devam edemez. Şu anda lisans iptal, ancak yeniden başvuruyla lisans alınabiliyor. Yeniden çalışmaya başlayabilirler, muhtemelen şirket tekrar başvuracak ve çalışmaya devam edecek, bu teorik olarak mümkün” dedi.

BAKANLIĞA UZANAN SORUMLULUK ZİNCİRİ

Bu zamana kadar yapılan denetimlerin de prosedürden ibaret olduğunu vurgulayan Gül, “Denetim yapılıyor, yapılmıyor değil. Ancak 2022’de denetimler yapılırken siyanürlü facia yaşanmış. Yine denetimler yapılırken çatlaklar, sızıntılar, akmalar var. Demek ki gerçek anlamda bir denetim yapılmamış. Bu yaşananda Bakanlığa kadar uzanan, bütün ilgili yetkili düzeylerde Çevre ve Şehircilik Bakanlığının sorumluluğu var” diyerek kamu görevlilerinin sorumluluğuna dikkat çekti.

AFAD DA KADERİ FİRMAYA BIRAKMIŞTI

AFAD tarafından İliç’teki altın madeninin kapasite artırımına dair Erzincan Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğüne bağlı ÇED, İzin ve Denetiminden Sorumlu Şube Müdürlüğüne yazılan yazıda Çöpler Madeninde gerçekleşecek olan riskler sıralanmış ancak kapasite artırımına izin verilmişti.

Raporda şu ifadelere yer verilmişti: “İlimiz genelinde köylerimizin yaklaşık yüzde 80’ini kagir veya kerpiç yapılar oluşturmaktadır. Bu nedenle yerleşim yerlerinde olabilecek olumsuz etkilerin işletmenin faaliyetleri sırasında da rutin bir şekilde izlenmesi ve gözlem altında bulundurulması gerekmektedir.”

MİLYARLIK TEŞVİKLER VERİLDİ

İliç’te yaşanan facia, Anagold ile iktidarın birlikteliğini gözler önüne serdi. İktidara yakın Çalık ile yabancı tekel SSR’nin ortak olduğu şirkete milyarlık teşvikler verildi, vergi borçları affedildi. Maden ilçedeki tüm hayatı ele geçirirken, AKP ile arası iyi olmayana iş verilmedi. 24 ilin yüzde 63’ünü maden tekellere açan iktidarın hazırlığını yaptığı yeni yasa ise talanı daha da büyütecek.

İLİÇ İLK DEĞİL, ANAGOLD TEK DEĞİL

  • Yüzde 50’şer hisse ile Lidya Madencilik (Çalık Grubu) ile Alacer Gold (SSR Mining) şirketlerinin ortak olduğu Polimetal Madencilik şirketi tıpkı Erzincan’daki Çöpler Altın Madeni gibi Balıkesir Bigadiç’te bakır, çinko, altın ve gümüş içeren polimetal madenciliği yapıyor. Polimetal madencilik şirketi Bigadiç’te de İliç Çöpler Altın Madeninde olduğu gibi açık ocak yöntemi ve altın cevherlerinin siyanür liçiyle elde edilen çözeltiden altının çıkarılmasına yönelik bir ayırma tekniği ile yani siyanür kullanarak altın üretiyor.
  • Kayseri Develi’deki Öksüt Altın Madeni, Kanadalı Centerra Gold altın şirketine ait bir işletme. 1993 yılından beri faaliyetine devam eden işletme sık sık işçilerin hak arama eylemleri ve madende meydana elen sağlık sorunları ile gündeme geliyor. Gazetemizde de işçilerin kanlarında cıva ve kurşun çıkması ile ilgili haberlerini yaptığımız işletmede, şirket yetkililerinin ortamda cıva zehri olduğunu bile bile altın döküm odasında çalışanları ve bu odanın güvenliğinden sorumlu olan güvenlik görevlilerini odaya gönderdiği bilirkişi raporları ile ortaya konmuştu. Onlarca işçinin zehirlenmesi ve bazılarının kalıcı sağlık sorunlarına maruz kaldığına yönelik raporlarla birlikte işçilerin açtıkları davalar hala devam ediyor. Yöredeki siyaseti ve yerel yönetimleri belirleme gücü bile olan altın madeni firması, skandallara rağmen kapasitesini artırıyor.
  • Çine Madran Dağı Topçam köyünde Ali Cennet Coşkun ailesinin evine 30 metre uzaklıkta patlatmalı madencilik yapılıyor. Coşkun ailesinin bu durumu ilçedeki tüm yetkililere, CİMER üzerinden bakanlıklar ve Cumhurbaşkanlığına bildirmesi hiçbir işe yaramadı. Dahası, eşiyle birlikte, maden çalışanları tarafından silahlı saldırıya uğradılar. Açtıkları davalarda hiçbir sonuç çıkmadı. Maden hâlâ Coşkun ailesinin evinin dibinde, Türkiye’nin en ünlü kaynak sularından Topçam kaynağının tam üzerinde patlatmalı madenciliğe devam ediyor.
  • İzmir Gaziemir’deki nükleer atık çubukları ancak gazetelerde haber olduktan sonra kamu kurumlarının gündemine girebildi. Bu arada şirket hurda akülerden kurşun elde edilen fabrikayı çoktan terk ekmişti. Nükleer atık çubuklarının ülkeye nereden girdiği hâlâ belli değil. Atıklar ise İzmir’in metropol ilçelerinden Gaziemir’de, Aktepe ve Ermez mahallelerinin ortasına, AVM ve şehirler arası çevre yolunun dibinde, çevresi sadece tel örgülerle çevrilmiş olarak duruyor.
  • Altın madencilerinin hemen her fırsatta “en çevreci ve işçi dostu maden” diye övündükleri, adı ‘çevreci’ye çıkmış ünlü televizyonculara program adı altında reklam yaptırdıkları Kanadalı TÜPRAG altın şirketinin İzmir’in içme suyu havzasında 13 yıldır işlettiği Efemçukuru Altın Madeni ise son dönemde 1. derece doğal sit alanında genişleme çalışması için sondajlar yapıyor.
  • Cengiz Holding, Artvin Cerattepe’de Kafkasör Yaylası’nda, kentin su havzasında bakır ve altın üretimine devam ediyor. Artvin’de Anagold ve diğer maden firmaları da altın arıyor.
  • Kayseri-Nevşehir il sınırındaki Himmetdede Altın Madeni Koza’dan TMSF’ye geçtikten sonra katbekat büyüdü. Madenin açık ocağı yüzlerce metre derine inerken, yığın liç sahası ise buğday tarlalarının ortasında siyanürle altın ayrıştırmaya devam ediyor. Bozkırın her damlası çok değerli olan sularının yüz binlerce tonu bu altın madeni tarafından yer altından çekiliyor.

ŞİRKETE GÖRE SORUMLU ‘BİRKAÇ KİŞİ’

İliç’teki madenin yüzde 80’inin sahibi olan Kanadalı SSR Madencilik AŞ’ye göre, katliamın sorumlusu “ekibin birkaç üyesi”. Şirket, bakanlığın talep ettiği “iyileştirme” çalışmalarını tamamlayarak tekrar faaliyete geçmeye hazırlanıyor.

Şirketten yapılan açıklamada, “Birkaç ekibimiz üyesinin son olayla ilgili olarak suçlamalarla karşı karşıya olduğunu kabul ediyoruz ve yasal süreci saygıyla karşılarken gerekli desteği almalarını sağlıyoruz. SSR Madencilik ayrıca Çöpler çevresel izinlerinin iptal edildiği bildirilmiş ve işletmenin ileri bir tarihe kadar askıya alınacağını bildirmiştir. Yakın dönemdeki iyileştirme çalışmaları için bakanlık yetkililerinin talimatları doğrultusunda planlama yapılmış olup, başlangıçta Sabırlı Vadisi’nden yığın sızdırmaz malzemenin kaldırılması ve kalıcı bir depolama alanına taşınması üzerinde odaklanılacaktır. SSR Madencilik ayrıca iyileştirme ve kurtarma çalışmalarını desteklemek için üçüncü taraf müteahhit kaynaklarını da göndermektedir” denildi.


DEVLETİN İHMALLERİNİ KAPATMAK İÇİN PATRONU SUÇLAMAYI TERCİH ETTİLER

İliç’te siyanürle altın aranan madende yaşanan göçük neredeyse 1 haftadır gazetelerin manşetlerinde. Ancak iktidar gazeteleri önce yaşananların bir “kaza” olduğunu söyledi. Sonra enerji bakanının “Denetimler yapıldı” açıklamalarına yer verdi. Şimdi ise iktidarın ihmallerini kapatmak adına patronu suçlamayı tercih ediyorlar.

İLK GÜN: FACİA, DEHŞET, KAZA

İliç’te 13 Şubat Salı günü Anagold’a ait madende çöken pasa dağı ertesi gün gazetelerin de manşetlerindeydi. İktidar medyası 14 Şubat’ta “facia”, “dehşet”, “Su gibi aktı” gibi ifadeler kullandı. 14 Şubat’ta Sabah gazetesinin 1. sayfasında “Madende heyelan: 9 işçi toprak altında” denilirken yaşananlar bir “doğa olayı” gibi sunulmuştu.

6 AY ÖNCE DENETİM YAPILMIŞ

15 Şubat’ta ise iktidar gazeteleri halkı ikna etmeye çalışmış ve madene ÇED olumlu raporu veren eski Çevre Bakanı Murat Kurum’un hiçbir açıklamasına yer vermezken, iktidarın ve maden yetkililerinin iddialarını sayfalarına taşımıştı. Yeni Şafak gazetesi, “Toprak böyle yuttu” başlığıyla verdiği haberde “9 işçiyi metal radarlarıyla arama çalışması dün de devam etti” demişti. Gazeteler ayrıca Enerji Bakanı Bayraktar’ın “6 ay önce madende denetim yapıldı” sözlerini manşete taşımıştı.

19 Şubat Pazartesi günü ise iktidarın gazetelerinin manşetleri ve televizyonları maden şirketini suçladı, iktidarın hatalarını ise yok saydı. Yeni Şafak, “Çatlağa rağmen risk yok dediler” manşetinde “Anagold Madencilik’e bağlı İliç’teki altın madeninde toprak yığınındaki çatlak saatler önce fark edilmesine rağmen facia önlenmedi” dedi. Akşam gazetesi ise oldukça küçük gördüğü haberinde “Bu çatlaklar delil oldu” başlığını kullandı. Haberde, “İhmali gösteren kareler delil olarak dosyaya girdi” denildi. İktidarın televizyon kanallarında ise maden mühendislerine yaptırılan yorumlarda iktidarın hiçbir hatasına yer verilmezken maden şirketi tek suçlu ilan edildi. (MEDYA SERVİSİ)

ÖNCEKİ HABER

Liseli gençler Sanat Fabrika / Genç Hayat Şenliği'nde buluştu.

SONRAKİ HABER

New York ve San Francisco'da Filistin'e destek yürüyüşü: 8 kişi gözaltına alındı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa