Çevre savunusundan halk örgütlenmesine
Platformun kısa bir sürede yarattığı etki vatandaşların kalıcı halk örgütlenmelerine ihtiyacı olduğu gerçeğini bize tekrar hatırlattı.
Fotoğraf: Evrensel
Ramis SAĞLAM*
Son dönemde artan çevre sorunları neredeyse yaşamımızın odağına oturmaya başladı. Yer altı yerüstü tüm zenginliklerimizin yerli yabancı sermaye tarafından talan edilmesiyle karşı karşıyayız. Bu talan yerel tepkilere rağmen dünya kamuoyu gözü önünde yaşanmaya devam ediyor. Devlet denetimli, sermaye merkezli yaşanan çevre katliamları karşısında son dönemde yerellerde yaşanan fiili meşru direnişler de giderek artıyor.
İzmir’in Bakırçay Havzası’nın uzun süredir sermayenin rant merkezi olduğu biliniyor. Bu merkezin odağında ise gemi söküm ve ağır sanayi işletmelerinin oluşturduğu çevre kirliliğiyle Aliağa yer alıyor. Aliağa, Dikili, Menemen’in yanı sıra sermayenin yeni rant bölgesi olarak Foça’nın belirlenmesini büyük bir projenin önemli adımlarından biri olarak değerlendirmek gerekiyor.
TAŞ OCAKLARINA TAŞ KOYDUK!
Çevre katliamları karşısında örgütlenen önemli direniş merkezlerinden biri de Foça’da kurulan Foça Tarih ve Doğa Talanına Hayır Platformu oldu. Platformun kuruluşu, Kocamehmetler Köyü’nde davası süren fakat faaliyetlerine devam eden iki taş ocağı oldu.
Köyde yaşayan vatandaşlarla birlikte ilk adımları atılan platform oluşumu yeni açılmak istenen taş ocaklarına karşı mücadelenin merkezi oldu. 2500 yıllık Pers Mezar Anıtı’nın yakınında açılmak istenen taş ocağına karşı başlatılan mücadele Platformun adının duyulduğu ilk eylem oldu. Taş ocağı projesine karşı başlatılan mücadele, basın açıklaması ile bırakılmayıp semt pazarlarında imza kampanyaları, köylerde, mahallelerde halk toplantılarıyla devam ettirildi. Bu mücadele sonucunda taş ocağı projesinin iptal edilmesi Platformun ilk önemli başarısı oldu.
IŞIKLAR MEVKİİ DOĞAL SİT İLAN EDİLDİ
İlk taş ocağı projesinin iptalinin üzerinden kısa bir süre sonra yine Foça’nın başka bir noktasında Kocamehmetler Köyü’nün Işıklar mevkiinde taş ocağı projesiyle karşılaştık. Bu mücadele farklı bir kazanım daha sağladı. ÇED sürecinde taş ocağı açılmasına karşı verilen mücadele taş ocağı projesinin iptalini sağlarken, Işıklar mevkiindeki 26 bin dönümlük ruhsat sahası içinde arkeolojik çalışma başlatılmasının da yolunu açtı. Bu çalışma sonrasında 18 adet yakın çağ dönemine ait arkeolojik buluntu tespit edildi. Bu buluntuların tescil ettirilmesiyle birlikte Işıklar Mevkii Kültür Bakanlığı tarafından SİT alanı ilan edildi. Bu başarı Platformumuzun yaklaşık 14 aylık süreçte önemli somut kazanımları arasında yer aldı.
HER SABAH YENİ BİR KABUSLA UYANMAK
Platform her ne kadar taş ocaklarına karşı mücadele merkezli kurulmuş olsa da kısa bir süre sonra yaşam alanlarındaki tüm sorunların çözüm merkezi haline geldi. Foça’nın merkezinde açılmak istenen “Termal Turizm Projesi”, ilçenin tüm mahallelerinde yaşanan kaçak yapılaşma, tarım arazilerini yok eden hobi bahçeleri, 35 yıldır belediyenin de kullandığı aslında mera alanı olan kaçak hafriyat sahası Platformun yaygınlaşan mücadele alanlarına dönüştü.
NÜFUS YOĞUNLUĞU RANTSAL ÇÖZÜMLER
Tarım, balıkçılık ve turizm gelirleri ile geçimini sağlayan Foça’nın sahil şeridi bugün rant projelerinin merkezi haline getirilmek isteniyor. Projeler hazırlanıyor, Bakanlıklardan onaylar alınıyor. Bunun sonucu olarak art arda mantar gibi patlak veren konut projeleri de Platformun mücadele odağında yerini aldı.
İzmir Sanayici İş İnsanları Derneği’nin (İZSİAD) Projesi olan Ekoköy Projesini diğerlerinden ayıran özelliği ise sadece 510 dönümlük tarım alanının “ekolojik turizm” adı altında hileyle lüks villa rantına açılması değil, aynı zamanda bölgenin komple imara açılması tehlikesidir. Platformun, Ekoköy Projesi’ni (Lüks Villa Projesi) İzmir’in merkezine taşıması meslek odalarıyla diyaloga geçerek tehlikenin boyutunu kamuoyuna duyurması sonucunda bu önemli soruna yönelik mücadele hukuki süreç üzerinden devam ediyor.
‘NASIL BİR YEREL YÖNETİM İSTİYORUZ?’
Bugün gerek ülke çapında gerekse Foça merkezinde yaşanan ekolojik sorunların merkezinde 22 yıllık AKP iktidarının uygulamaları olduğunu söylemeye gerek bile yok. Fakat yaşanan sorunların kaynağı olarak sadece merkezi iktidarı gösterip havale etmek işin sadece kolay yolu olurdu.
Yerel yönetimlerin, yaşam alanlarında yaşanan tahribatlarını günlük mücadele içinde daha fazla görmeye başlamamız bizim de yeni bir yola çıkmamıza neden oldu. “Nasıl Bir Yerel Yönetim İstiyoruz?” tartışması da böylece başlamış oldu.
Bu soruya iki tür yolla cevap arayabilirdik. İlki kolay olanı yani bir grup deneyimi olan bildik kişileri bir araya getirerek cevap bulmaktı. İkinci yol ise sorunu yaşayan fakat sadece oy deposu olarak görülen, talepleri sorulmayan vatandaşlarla soruna cevap aramaktı. Biz ikinci zor yolu seçtik. Foça’da gerçekleştirdiğimiz altı halk buluşmasıyla vatandaşların nasıl bir yerel yönetim istediğini sorduk. Kahvelerde, pazaryerlerinde halk toplantılarında binlerce Foçalıyla birlikte sorunları ve talepleri tespit etmeye çalıştık.
HALK ÖRGÜTLENMESİ VE KENT MUTABAKATI
Halkla her buluşmamızda karşılıklı olarak birbirimizi tanımaya birlikte karşılıklı güven oluşturmaya başladık. Platform olarak halk toplantılarında önemli tespitlerimiz oldu. Halk günlük politikadan uzaklaşırken sorunlarıyla baş başa kalmanın çaresizliğini yaşıyor. Platformun kısa bir sürede yarattığı etki vatandaşların kalıcı halk örgütlenmelerine ihtiyacı olduğu gerçeğini bize tekrar hatırlattı. Her renkten sermaye partisine karşı güvensizlik önümüzdeki dönem çalışmaların nereye doğru yönelmesi gerektiğini bir kez daha gösterdi.
Halk Toplantıları’nda tespit ettiğimiz sorunları bir üst noktaya Yerel Yönetim Çalıştayına taşıdık. Çalıştay sonucunda oluşturulan Kent Mutabakatını kamuoyu ve parti adaylarıyla paylaştık. İşimiz bundan sonra seçim sonucu ne olursa olsun halktan aldığımız sözü halkla birlikte takip etmek olacak.
Biliyoruz her seçim çok önemli fakat her seçimin sonucunda geniş halk kesimlerinin örgütlenmesi çok daha önemli. 31 Mart yerel seçimlerinin sonucu ne olursa olsun Foça Tarih ve Doğa Talanına Hayır Platformu olarak doğanın yıkımına karşı mücadele etmeye devam edeceğiz.
*Foça Tarih ve Doğa Talanına Hayır Platform Sözcüsü