"Nasıl bir yerel yönetim?" başlığıyla hazırladığımız ekimizde asıl konuşulması gerekenleri; nasıl bir kentte yaşadığımız ve kentin sorunlarının nasıl çözüleceği sorularına cevap aradık.
31 Mart’ta yapılacak olan yerel seçimlere; ekonominin büyüme hızının düştüğü, sanayi üretiminin daraldığı, tek adam yönetiminin sermayeyi yeni teşviklerle desteklediği, işçilerin, emekçilerin daha fazla yoksullaştığı bir ortamda gidiyoruz.
İçinde yaşadığımız kent İzmir’de güvenli konut ihtiyacı acil şekilde kendini hissettirirken, giderek artan betonlaşma, sanayileşme ile birlikte maden sahaları ve RES’ler, JES’ler ile birlikte havası, suyu, toprağı biraz daha kirletilen bir durumunda ne yazık ki.
Seçim süreci aday tartışması gölgesinde devam etse de asıl konuşulması gerekenler elbette, nasıl bir kentte yaşadığımız, kentin sorunlarının nasıl çözüleceği olmalı. Biz de Evrensel olarak, tartışmayı doğru noktaya çekebilmek adına “Nasıl bir yerel yönetim” başlıklı bir ek hazırladık.
Belediye bütçelerinin denetlenebilir olup olmadığı, ulaşımdaki sorunların nereden kaynaklandığı, depreme dayanıklı ve yaşanabilir bir İzmir için kentsel dönüşümün nasıl olması gerektiği, örnek yerel mücadele platformları, işçi ve emekçilerin kent yönetimine nasıl dâhil olabileceği gibi konular konunun uzmanları tarafından ele alındı.
31 Mart 2024 Yerel Seçimleri kentlerin kâr ve rant kaynağı olarak yağmalanmasına karşı işçi ve emekçilerin kent yönetiminde söz sahibi olma mücadelesi vereceği bir süreç olarak önümüzde duruyor.