21 Şubat 2024 12:41

Dünyada 150 metre, İliç'te 257 metre... "Altın madeninde liç yığını aşımı felaketi getirdi"

Katliamın yaşandığı İliç'teki madeni inceleyen Karadeniz Teknik Üniversitesinden bilim insanlarını dünyada 150 metreye ulaşan liç yığınının burada 257 metreyi bulduğunu ortaya koydu.

Fotoğraf: DHA

Paylaş

Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Heyelan Uygulama ve Araştırma Merkezinden (UYGAR) bilim insanlarının yer aldığı heyetin incelemeler de maden katliamının üretim hırsıyla gerçekleştiğini ortaya koydu.

Erzincan'ın İliç ilçesinde 9 işçinin, çöken siyanürlü liç yığını altında kaldığı altın madeni sahasında, LİDAR teknolojisine sahip insansız hava aracı ile ölçüm ve incelemelerde bulundu. İncelemelerde; 'liç yığını' yüksekliğinin kontrol edilebilir seviyenin üzerinde olduğu tespit edildi. UYGAR Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Hakan Ersoy, "Dünya literatüründe, maksimum 150 metre olan 'liç yığını'nın burada 257 metreye ulaştığını tespit ettik; bu inanılmaz bir rakam. Dünyada böyle bir liçe rastlamadık. Kontrol edilemeyen bir liç yığınında su içeriğinin fazla olup, üretim sahasındaki patlatmalara çok yakın bir noktada yığılması, felaketi de beraberinde getirdi" dedi.

"ANALİZLERİMİZ DEVAM EDİYOR"

DHA'ya konuşan UYGAR Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Hakan Ersoy, yapılan çalışmaya ilişkin bir rapor hazırladıklarını belirterek; incelemenin detaylarını ve elde ettikleri sonuçları aktardı. Prof. Dr. Ersoy, maden sahasında 3 boyutlu ölçüm ve inceleme yaptıklarını ifade ederek, "KTÜ olarak felaketin ardından araştırma yapmak üzere sahadaydık. Oraya gitmemizdeki ilk hedef, heyelanın neden geliştiğini ortaya koymak ve bir daha bu tür felaketlerin meydana gelmemesi yönünde veri toplamaktı. Bunun için de rektörlüğümüzün merkezimiz bünyesine kazandırdığı LİDAR entegre insansız hava aracımızla 3 boyutlu veriler, sayısal analizlerin yer aldığı bir inceleme yaptık. Maden sahasında AFAD koordinasyonunda arazinin sayısal ve 3 boyutlu modelini elde etmek için yaklaşık 4 saatlik bir uçuş gerçekleştirdik. En önemli amacımız elde ettiğimiz verileri kullanarak geriye dönük analizlerle heyelanın nedenlerine ulaşmaktı. Şu anda analizlerimiz devam ediyor. Nihai noktaya geldik, oluşturduğumuz raporu kamuoyu ile paylaşacağız" dedi.

"257 METRE YÜKSEKLİKTE LİÇ YIĞINI BİZİ ÜRKÜTTÜ"

Maden sahasında gözlemledikleri en önemli sorunun 'liç yığını' yüksekliği aşımı olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Ersoy, "Oraya gittiğimizde farklı manzaralarla karşılaştık. Gördüğümüz en önemli sorunlardan birisi 'liç yığını'nın; yani cevher zenginleştirme, altının elde edilmesi için üzerinde çalışılan malzemenin yüksekliğiydi. Liç yığını nedir? Ocakta üretilen ve kırma eleme tesislerinde belli boyutlara getirilen malzeme, altında geçirimsiz malzeme olan bir zemine seriliyor. Bunun üzerine damlama ya da benzeri yöntemle siyanür içeriği olan çözelti veriliyor. Bu çözelti cevherden sızarken altını da alıyor ve alttaki tabakadan altına ulaşılıyor. Bu işlem sürekli tekrarlanıyor ve yığınlar oluşuyor. Biz 'liç yığın'larıyla alakalı araştırma yaptık. Dünya literatürüne baktık; liç yığının maksimum 150 metreye ulaştığını gördük. Fakat bir burada kullandığımız insansız hava aracı ile 257 metreyi gördük. Yani taban kotuyla maksimum kot arasında 257 metre mesafe oluşmuş, bu inanılmaz bir rakam. Kanaatimizce bu yükseklik kontrol edilebilir seviyeden çıktı. Dünya literatüründe böyle bir liçe rastlamadık. Günümüzde, demirden betondan 200 metre yükseklikte binalar inşa edilemezken, sadece yığma şeklinde depolanan bir malzemenin 257 metre yükseklikte olması bizi ürküttü. Bir de orada 100 metrelik vadi yüksekliği var, yani orada 350 metrelik bir piramit oluştu. Orada hareketin hızlanmasının en büyük sebebi, liç yüksekliğinin yanı sıra vadinin de yüksek olması. Felaketi büyüten de buydu" diye konuştu.

'EN ÖNEMLİ SONUÇLARDAN BİRİSİ DE YANLIŞ YER SEÇİMİYDİ'

Patlatmalar nedeniyle 'liç yığını'nın tekrarlı yüklere maruz kaldığını da söyleyen Prof. Dr. Ersoy, "UYGAR çalışma grubu olarak, burada elde ettiğimiz en önemli sonuçlardan birisi de yanlış yer seçimiydi. Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü'nün (MTA) güncel fay haritasında, maden sahasının 300-400 metre yakınından bir fay hattı geçtiği görülüyor. Yaşanan kazayı bu fay tetiklemedi ama tetikleyebilirdi. Bir de yığın ocak sahasına o kadar yakın ki ocakta meydana gelen patlatmalar nedeniyle 'liç yığını' tekrarlı yüklere maruz kaldı. Şu da önemli, görüntülerde buradaki malzemenin bir sıvı gibi aktığını gördük. Buradan yola çıkarak da 'liç yığını'ndaki su içeriğinin normal standartlardan yüksek olduğunu düşünüyoruz. Özetle kontrol edilemeyen bir 'liç yığını'nda su içeriğinin fazla olup, üretim sahasındaki patlatmalara çok yakın bir noktada yığılması, felaketi de beraberinde getirdi" ifadelerini kullandı.

NE OLMUŞTU?

Kanadalı SSR ve Çalık ortaklığındaki Anagold Madencilik Sanayi ve Ticaret A.Ş.'nin 2010 yılı Aralık ayından beri altın üretimi yaptığı Çöpler Maden Sahası'nda çıkarılıp istiflenen siyanürlü liç yığını 13 Şubat saat 14.28'de çöktü. Yaklaşık 10 milyon metreküp pasa 200 metrelik yamaçtan vadiye aktı. 9 işçi geniş bir alana yayılan pasanın altında kaldı.

Ayrıca olay sonrası başlatılan soruşturma kapsamında gözaltına alınan 8 şirket yetkilisinden 6’sı tutuklandı. Tutuklanan 6 kişinin Baş Mühendis Murat Bayraktar, Mühendis Şenol Demir, Vardiye Amiri Soysal Doğan, Saha Sorumlusu Abdülkadir Cansız, Saha Yetkilisi Hüseyin Üstündağ ve Şirket Vekili Jain Ronald Guille olduğu belirtildi. İki kişi ise adli kontrol uygulamasıyla serbest bırakıldı. Faciadan 5 gün sonra, 18 Şubat'ta SSR Madenciliğin Başkan Yardımcısı ve Türkiye Müdürü Cengiz Demirci de gözaltına alındı. Demirci çıkarıldığı mahkemece adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.

Göçüğe ilişkin Erzincan Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlatılan Bilirkişi Ön Raporu'nda asıl işveren Anagold Madencilik asli kusurlu bulunmadı, alt işveren şirketlere denetim yapmadığı gerekçesiyle tali kusurlu olduğu ileri sürüldü. Raporda asli kusur ise gerekli önlemleri almadığı gerekçesiyle çalışan ve yöneticilerde bulundu. Öte yandan raporda faciaya yol açan denetimsizlik ve şirkete tanınan imtiyazlar konusunda herhangi bir siyasi sorumluluğa ise değinilmedi. (HABER MERKEZİ)

ÖNCEKİ HABER

İliç'te 9 işçiyi arama çalışmalarına ara verildi

SONRAKİ HABER

2023 yılında Tüketici Hakem Heyetine 707 bin 814 adet başvuru yapıldı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa