21 Şubat 2024 14:21

İliç'te ÇED raporu için ara karar: Mahkemeden bilgi ve belge istendi

Çöpler madeni ÇED olumlu raporuna TMMOB’nin açtığı davada mahkeme ara kararında bakanlıktan belge istedi. TMMOB avukatları, mahkemeden belge beklemeksizin yürütmeyi durdurmasını talep etti.

Fotoğraf: AFAD

Paylaş

Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliğinin (TMMOB) Anagold’un Erzincan İliç’te Çöpler bölgesinde işlettiği altın madeninin kapasite artışıyla ilgili açtığı davada Erzincan İdare Mahkemesi ara kararını açıkladı. Şirkete 2021 yılında Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından verilen Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) olumlu raporunun yürütmenin durdurulması için mahkeme, Bakanlıktan belge beklediğini belirtti. TMMOB avukatları, yürütmenin durdurulması işleminin belge beklemeksizin gerçekleşmesi gerektiğini belirtti.

"MADEN FAALİYETE DEVAM ETTİKÇE TEHLİKE ARTIYOR"

Duvar'dan Osman Çaklı'nın aktardığı duruşmada, TMMOB avukatları Ekin Öztürk ve Ferhat Çelepkolu, Çöpler Kompleks Madeni İşletmesinde tesisin faaliyette bulunduğu her an tahribat ortaya çıktığı ve daha büyük tehlikeler yaşanmasına olanak sağlandığını ifade ederek, yürütmenin durdurulması gerekliliğine vurgu yaptı.

Ara kararda yürütmenin durdurulması talebini ara erteleyen mahkeme, şirketin lisans şartlarının ortadan kalkmasıyla ilgili çevre izin ve lisans belgesinin iptaline ilişkin işlemler ile dayanağına ilişkin bilgi ve belgeleri talep etti. Mahkeme kararında şu ifadelere yer verildi:

“Çöpler Kompleks Maden İşletmesi'nde 13 Şubat’ta tarihinde gerçekleşen toprak kayması olayının nasıl ve ne şekilde meydana geldiğine yönelik açıklama getirilerek, olayın gerçekleştiği yerin koordinat bilgilerinin yer aldığı harita ve krokilerin renkli örneklerinin, meydana gelen toprak kayması sonrası yapılan ön inceleme ve araştırmanın tamamlanıp tamamlanmadığı sorularak, hazırlandı ise ön inceleme / araştırma raporu ile dayanağı bilgi ve belgelerin onaylı ve okunaklı bir örneğinin gönderilmesinin talep edilmektedir. Davanın durumuna ve olayın niteliğine göre yürütmenin durdurulması isteminin, ara kararı gereği yerine getirildikten ya da cevap süresi geçtikten sonra incelenmesine, ara kararı süresinin (5) gün olarak belirlenmesine, ara kararı gereğinin verilen süre içerisinde, eksiksiz ve usulüne uygun olarak yerine getirilmesine oy birliği ile karar verilmiştir.”

TMMOB: RAPOR BİLİMSELLİKTEN VE GÜVENİLİRLİKTEN UZAK

TMMOB, proje alanında siyanür kullanılacağı, bunun da çevreye zarar vereceğini hatırlattı. Asit maden drenajının topraktaki birçok minerali yok ettiğine değinen TMMOB, dava dilekçesinde, dava konusu projenin bulunduğu alanda mera, orman ve tarım arazilerinin bulunduğunu ve arazilerin amaç dışı kullandığını kaydetti. TMMOB avukatları, madenin Çöpler ve Sabırlı köylerine 250 metre mesafede olduğu, proje aşamasında çevresel etki sürecine katılım ilkesinin yok sayıldığı, raporun eksiklikler ve hatalarla dolu olduğu, yöre halkının bilgilendirilmediği, kamu yararına aykırı bir proje olduğu kaydederek, nihai raporun bilimsellikten ve güvenirlikten uzak olduğunu ifade etti.

Anagold avukatları ise ÇED raporunun mevzuat ve usullere uygun olduğunu belirterek, davanın iptal edilmesi gerektiğini savundu. Avukatlar ayrıca, şirketin ÇED yönetmeliğinde yer alan usullerin yerine getirildiğini, proje aşamasında uzman kişilerden rapor alındığını kaydetti.

AVUKAT YILDIRIM: BÜTÜNSEL DEĞİL PARÇA PARÇA ÇED RAPORU ALINDI

Öte yandan madenle ilgili 'ÇED gerekli değildir' kararı sonrası dava açan Avukat Barış Yıldırım, şirketin hem dava öncesinde hem de sonrasında bütünsel ÇED raporu almadığını söyleyerek, "Şirket, ruhsat sahalarını parça parça bölerek ÇED başvuruları yapmakta ve hukuka aykırı ÇED kararları almakta" dedi.

DHA'ya konuşan Türkiye Barolar Birliği (TBB) Çevre ve Kent Hukuku Komisyonu üyesi Avukat Barış Yıldırım, Çöpler Altın Madeni'nin bulunduğu sahanın Munzur Havzası'nda olduğunu ve kimyasal maddelerle altın ayrıştırma işleminin devam etmesi ile bölgede yaban hayatı ve ekosistemin yok olacağını söyledi. Yıldırım, "Projenin yürütüldüğü saha, Munzur Dağları havzasında önemli doğa alanı içerisinde ve yine önemli bitki alanı içerisinde. Proje sahasında bugüne kadar saptanmış 2 bin 250 bitki türü var. Yine proje sahasının içerisinde bulunduğumuz havza, Avrupa'nın yaban hayatı ve yaşam ortamlarını koruma sözleşmesi Bern Sözleşmesi hükümlerine göre; kesin koruma altında bulunan dağ keçisi, ayı, su samuru, başak ve hatta neslinin dünyada yok olduğu değerlendirilen Anadolu parsı gibi türleri barındırıyor. Yine bölge önemli kuş alanı olarak da değerlendirilebilecek bir bölge. Ülkemizin en büyük su toplama havzasına sahip nehri durumundaki Fırat Nehri havzasının da tam neredeyse merkezi" dedi.

"PROJEDE ISRAR EDİLMESİ HUKUKA AYKIRI"

Yıldırım, "Türkiye Cumhuriyeti'nin ulusal mevzuatına göre; korunması zorunluyken bu ekosistemlere ve insan çevre sağlığına zarar veren bu projede ısrar edilmesi hukuka aykırı. Anayasamızın 56. maddesi yine 2872 Sayılı Çevre Kanunu'nun 1, 3 ve 30'uncu maddesi hükümlüleri uyarınca projenin derhal faaliyetlerinin durdurulması gerekiyor. Aksi halde dünyanın en önemli sistemlerinin başında gelen Munzur ekosistemini kaybederiz. Munzur ekosistemi, Avrupa'nın herhangi bir ülkesinden çok daha fazla bitki türü içeriyor. Anayasanın 17. maddesine göre; yaşam hakkını korumak, devletin temel görevlerinden bir tanesidir. Bu bakımdan yaşam hakkının korunması yükümlülüğü, çevrenin korunması yükümlülüğü, ekosisteminin korunması yükümlülüğü bulguları nazara alınarak, projenin derhal faaliyetlerinin sonlandırılması ve madenin tamamen kapatılmasını talep ediyoruz" diye konuştu. (HABER MERKEZİ)

ÖNCEKİ HABER

"Deprem bölgesinde 90 bin 200 seçmen kayıp"

SONRAKİ HABER

Ordu EMEP: Belediye halkın parasını çöpe atmaya devam ediyor

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa