Okullarda ücretsiz yemek davası: MEB'in bahanesi depolama oldu
Okullarda bir öğün ücretsiz sağlıklı yemek için MEB'e karşı açılan davada Bakanlık, depolama sorunu, gıda zehirlenmesi ihtimali gibi sorunlara sığındı. Mahkeme, ara kararını yazılı olarak bildirecek.
Fotoğraf: Damla Kırmızıtaş/Evrensel
Damla KIRMIZITAŞ
Kübra KIRIMLI
Ankara
Tuzluçayır Kadınları Dayanışma Derneğinin okullarda bir öğün ücretsiz sağlıklı yemek verilmesi için Milli Eğitim Bakanlığına açtığı davanın ilk duruşması Ankara 3. İdare Mahkemesinde görüldü. MEB Hukuk Müşaviri, Bakanlığın uygulamada birçok aksaklık yaşandığını gözlemlediğini savunarak, “Bir öğün ücretsiz yemeğin verilmesi için nerede depolayacağız? Gıda zehirlenmesi yaşanabiliyor. Biz bunu pilot olarak denedik, kimi zorluklarla karşılaştık” dedi. Tuzluçayır Kadınları Dayanışma Derneği Başkanı Elif Sancı ise, “Biz çocukların lehine bu davanın sonuçlanmasını istiyoruz” dedi. Mahkeme, ara kararını yazılı olarak bildireceğini belirterek duruşmayı sonlandırdı.
2022'de Ekmek ve Gül’ün çağrısıyla Türkiye’nin dört bir yanına yayılan, eğitimin her kademesinde "Okullarda bir öğün ücretsiz sağlıklı yemek" talebi yakıcılığını artırdı. Tuzluçayır Kadınları Dayanışma Derneğinin okullarda bir öğün ücretsiz sağlıklı yemek verilmesi için Milli Eğitim Bakanlığına açtığı davanın ilk duruşması Ankara 3. İdare Mahkemesinde görüldü.
Duruşma öncesindeki açıklamalarda okullarda bir öğün ücretsiz sağlıklı yemek talebinin yakıcılığı anlatıldı. Bir dönem okul öncesinde sağlanan uygulamanın her kademeye yayılması gerekirken sessiz sedasız iptal edilmesine tepki gösterildi. Türkiye’nin farklı illerinde de sendikalar, barolar, dernekler ve kadınların çağrısıyla eylemler ve basın acıkmaları gerçekleştirildi; tüm çocuklara okullarda bir öğün yemek sağlanana kadar mücadele edileceği belirtilen açıklamalar yapıldı.
“OKULDA SORDUĞUMDA 4 ÖĞRENCİ KAHVALTI YAPMIŞTI”
Duruşmada söz alan Tuzluçayır Kadınları Dayanışma Derneği Başkanı Elif Sancı, derneğe başvuran kadınların yaşadıklarını şöyle anlattı: “Siz de çocuk oldunuz, çocuklarınız vardır; MEB adına gelen avukat da aynı şekilde. Ben aynı zamanda eğitimciyim. Okulda sorduğumuzda kahvaltı yapıp gelen 4 öğrenci var. Bir öğrenci için bir öğün ücretsiz sağlıklı yemeğin ne kadar da önemli olduğunu gösteriyor. Yarım gün süren okullarda, akşam hazırlanan bir yemek ne kadar sağlıklı olabilir? Biz yoksul bir ilçe olan Mamak’taki bir derneğiz. Hazırlanan yemeklerin diğer güne nasıl kalacağı bir yana sağlıksız, yetersiz yemekler koymak zorunda kalıyor aileler. Makarna, patates kızartması koyuyorlar. Bu çocuklar gelişemiyorlar. Bu pahalılıkta peynir, zeytin, meyvenin olduğu çanta ki bu sağlık bakanlığının önerdiği şekilde, yalnızca 100 lira bir öğün. Kantinde tost ayran 50 lira” dedi.
‘DAVA ÇOCUKLARIN LEHİNE SONUÇLANMALI’
Devletin okullarda öğrencilerin sağlıklı beslenebilmesi için kararlar vermesi gerektiğini vurgulayan Sancı, “Bir öğün ücretsiz sağlıklı öğün kampanyasında imzalar topladık. Burada bir çocuk bizi her gördüğünde 'Ne zaman beslenme olacak' diye soruyor. 'Makarna götürüyorum diyor, ben utanıyorum, açamıyorum' diyor. Devlet okullarında tam gün giden çocukları da düşününce, sağlıklı beslenirse bu toplumun çocukları sağlıklı bireyler olacaktır. Kadınlar bizden en çok kahvaltılık istiyorlar dernekte. Çünkü beslenme koymak için istiyorlar. Süt, peynir, yumurta talebi geliyor. Biz çocukların lehine bu davanın sonuçlanmasını istiyoruz” dedi
‘3 ÇOCUKTAN BİRİ OKULDAN AÇ DÖNÜYOR’
Avukat Elif Yetigin, kampanya başladığında Türkiye'nin dört bir yanında kadınları kampanyanın parçası olduğunu ifade etti. Yoksulluk derinleştiğini vurgulayan Yetigin, “Kadın derneklerine başvuran kadınların talepleridir bu kampanya. Kadınlar ciddi yükün altına giriyor. Beslenme çantasını hazırlarken ekonomik olarak, psikolojik olarak… Ne koyacağım, ne zaman koyacağım, koyamazsam ben ne yapacağım diye düşünüyor. Bu dava sadece çocukların değil bu kadınların da davası. Açlık sınırı 15 bine yükseldi. Açlık sınırı dört kişilik ailenin sadece gıda harcaması. Ama asgari ücret 2 bin lira altında. Bu aile kirayı, faturaları nasıl karşılayacak? Kadınları akşam saatlerinde pazarlarda görebilirsiniz. Daha ucuza meyve sebze almak için gidiyorlar. Hatta daha geç saatlerde artık sebze meyveyi ücretsiz alabilmek için gidiyor. 4 çocuktan biri okula gidiyor, aç dönüyor. Bu oran 3’te bire düştü” dedi.
‘BU HAK SAĞLANIRSA ÇOCUKLAR EĞİTİME DEVAM EDEBİLECEK’
Bakanlığın web sitesinde sitelerinde, sağlıklı öğün örneklerinin olduğunu belirten Yetigin, şöyle devam etti: “Her gün süt tüketmek zorunda, köfte tüketmek zorunda diyor Bakanlık. Davalı idare kendi sayfasına almış örnek listelerindeki sağlık bakanlığı listelerini kullanıyor. Çocuklar bunları tüketmeli diyor. İmkansız çünkü bu beslenme çantasına koymak zor bu ekonomik şartlarda. Beslenme listesi vermiyor artık okullar çünkü gerçekliği yok. Makarna getirmesi zararlı ama getiriyor öğrenci. Öğretmenler de baskı altında hissediyorlar. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı sosyal güvencesi olmayan kişilere, ihtiyaç sahibi ailelerin örgün öğretim okuyan çocuklarına kız çocuklarına 100, erkek çocuklarına 94 lira para yardımı ayırıyor. Oysa bir aile bir çocuk için beslenmeyi 98 liraya dolduruyor. Sağlıklı beslenmeyen çocuklar ciddi rahatsızlıklar yaşıyor bodurluk gibi. 2024 MEB’in bütçesi çok korkunç. Büyük bir kısmı personellere gidiyor. Okullar bugün salonlarını kiraya vererek hizmetli giderlerini ödüyor. Asıl önemli olan şey çocukların beslenmesi ve sağlığı. Ancak MEB bunu yapmıyor. Kadınlar binlerce imzayı Meclis’e ulaştırdılar. Talep edilen bir haktır. Tüm çocuklara bu hak verilmeli. Şili’de 60 yıldır devam eden bir uygulama var. Daha gelişmiş ülkelerde daha uzun süredir daha iyi koşullarda bu hak sağlanıyor. Biz biliyoruz ki Türkiye’de bu hak sağlanırsa çocukların eğitime devam etmesi sağlanacak.”
BAKANLIKTAN 'NASIL DEPOLAYACAĞIZ' BAHANESİ
MEB adına konuşan Hukuk Müşaviri Saadet Yıldırım ise derneğin bu davayı açmasının menfaati olduğunu düşünmediğini savunarak, “Bakanlık büyük bir bakanlık. 11. Kalkınma planları doğrultusunda birçok hedef önümüzde. Bu adımlar belli pilot ilde başlayabiliyor. Şanlıurfa, Gaziantep ve Hatay’daki 22 ilçede başlatıldı. Bakanlık bu uygulamada birçok aksaklık yaşandığını gözlemledi. Bir öğün ücretsiz yemeğin verilmesi için nerede depolayacağız. Gıda zehirlenmesi yaşanabiliyor. Biz bunu pilot olarak denedik, kimi zorluklarla karşılaştık. Hepsinin planlanması gereken şeyler. Üst düzey ailelerin çocuklarına yemek verilmesinden hoşlanmadıklarını ifade ettiler. Ben bir anne olarak çocuğumun okulda yemesinden hoşlanırım. Bakanlığımız çocuklara dair bazı faaliyetlere başlıyor. Belli başlı programlar ve bütçe var. Usul ve esastan reddini talep ediyoruz” dedi.
Avukat Heval Yıldız, “Bu talep sadece Tuzluçayır kadınlarının talebi değil, bu dava pek çok kadının, öğrencinin velinin talebi. Çocukların geleceği bu ülkenin geleceğidir, bu çocuklar tüm toplumun çocuklarıdır diyerek düşünülerek bu davaya sahip çıkıldı. Tüm toplumun menfaatine olan bir dava bu. Sadece velilerin ebeveynlerin değil. Bu aynı zamanda çocukların açlığının başarıyı nasıl etkilediğini gören öğretmenlerin davası. Bu ülkede açlıktan bayılan öğrenciler var, işte o öğrencilerin davası. Bu dava yüzbinlerce kişinin davası. Bu talebin ne kadar can yakıcı olduğu görüldü. Ancak bu talebimiz karşılık bulmadı. Bir gün imza standından seslenirken bir kadın dediği, elalemin çocuğundan banane. Bir başka kadın dedi ki , elalemin çocuğu yarın senin doktorun, öğretmenin olacak dedi. Burada bakış açımız farklı. Dernekler hak aramanın küçük bir birimi. Tüzüklere o dernek ne yapacağını yazsa, kağıt yetmez. Derneğin menfaati sorgulanmak isteniyor, oysa biz meseleyi geniş ele alıyoruz. Mesele derneğin menfaatine indirgenmek isteniyor. Dernek, kadınların yasal toplumsal ve politik bir fayda sağlaması noktasında kuruldu. Bundan daha net biçimde bu meseleyi kim ele alabilir, kim talep edebilir? Ataerkil bir ülkede yaşıyoruz, vardır elbette beslenme çantasını dolduran babalar ama asıl işi yürüten anneler. Bu tam anlamıyla Tuzluçayır kadınlarının menfaatinedir, asgari ücretle yaşayan ailelerin menfaatinedir, bir öğün ücretsiz yemeğin çocuklara verilmesi demek çocukların başarısı demek” diye konuştu.
‘MEB EN TEMEL YETKİSİNİ KULLANMIYOR’
Avukat İlke Işık da bakanlığın zaten yemek verildiği şeklinde yanıt verdiğine dikkat çekerek sözlerini, şöyle sürdürdü: “MEB sadece anaokullarında bir de taşımalı eğitime yemek veriyordu. Oysa bizim talebimiz tüm ülkede yankılandı, çünkü bu çok açık bir gerçek, kimsenin üstünden atlayamayacağı bir gerçek. MEB de talebimize itiraz etmiyor. MEB de evet haklısınız diyerek, savunmasında okullarda beslenmenin önemine yer veriyor. Anlaşamadığımız taraf nasıl bir taraf? MEB uygulamanın var olmasını kabul ediyor. MEB sadece yarım dönem verdi, şu an hukuk müşavirinden duyuyoruz neden çocuklara yemek verilmediğini. Sayın üyeler bu ülkede asgari ücret 17 bin TL. Biz hiçbir ücret ayrımı yapmıyoruz. MEB temel eğitim kanunu gereğince her çocuğun eğitim hakkını gözetmek zorunda. Fırsat ve imkan eşitliği sağlanmalıdır. Çocuklar eğitimden uzaklaşmaya başladı bü ülkede. Kız çocuklarından başlayarak çocukların eğitim hakkı gözetilmelidir. Esenyurt'ta Arda 14 yaşında hayatını kaybetti etti. Tam olarak burada MEB’e görevini hatırlatıyoruz. Kendi takdirine bırakılabilecek bir durum yok. MEB’e bugün diyoruz ki, en temel yetkini kullanmıyorsun. MEB bugün görevini yapmıyor. Sayın hukuk müşavirinin ifade ettiği takdir yetkisi yok, bunun nasıl uygulanacağını nasıl hayata geçireceğini söyleyecek olan MEB’in kendisi. Sayın heyet dilekçelerimizde uzun uzun yazdık. Çocukların üstün yararından bahsediyoruz. BM çocukların üstün yararından bahseder ve bu karar bizi bağlar. Bu dernek kendi üyelerinin çağrısına kulak tıkamayıp bu davayı açtı. Her çocuğun eğitim hakkından bahsediyoruz. Fırsat eşitliğinden bahsediyoruz. Deprem bölgesinde bile düzgün işlemeyen bir süreç var. Talebimiz uygulanabilirdi. Anaokullarında uygulamaya konan demek ki uygulanabilirmiş. Bir öğün ücretsiz yemek çok basit görünüyor ama çok gerçek bir talep. Çocukların eğitim hakkı beslenme ile birlikte bir bütündür. Hindistan’dan Kenya’ya kadar pek çok ülkede bu hak var. Anayasa gereği bu hak verilmelidir. Çocukların hakkını vermeleri gerekiyor. Her çocuğun eğitim hakkını alması gerekiyor. Bu kapsamlarda davanın kabulünü istiyoruz.”
MAHKEME, ARA KARARI YAZILI OLARAK BİLDİRECEK
Mahkeme heyeti, ara kararı yazılı olarak bildireceğini belirterek duruşmayı sonlandırdı.