23 Şubat 2024 11:43

"Yaratılış teorisi" biyoloji dersi müfredatında

Milli Eğitim Bakanlığı eğitimi dini referanslara göre düzenleme faaliyeti sürüyor. MEB 2024-2025 eğitim öğretim yılı biyoloji dersi müfredatında "Yaratılış teorisi"ni merkeze aldı.

Görsel: Pixabay

Paylaş

İktidarın eğitim dincileştirilmesi bir yandan CEDES projesiyle imamların derslere girmesi, seçmeli din derslerinin zorunlu hale getirilmesi ile sürerken müredat da dini referanslara göre düzenleniyor. 2017-2018 eğitim öğretim yılında müfredattan “Hayatın Başlangıcı ve Evrim” ünitesini kaldırıp evrim teorisini ile ilgili bilgiler ders kitaplarından çıkaran iktidar 2024-2025 eğitim öğretim yılı biyoloji dersi müfredatında da "Yaratılış teorisi"ni merkez aldı.

MEB tarafından hazırlanan, Biyoloji Dersi Öğretim Programı'nda “Biyoloji Dersi Öğretim Programı'nın Temel Felsefesi ve Özel Amaçları” başlığı altında şu ifadelere yer verildi, “Türkiye YüzYılı Maarif Modeli kapsamında geliştirilen biyoloji dersi öğretim programıyla yürütülen eğitim öğretim süreçlerinde yaratılış teorisi benimsenmektedir”

MEB’in hazırladığı Biyoloji Dersi Öğretim Programı açıklamasında "Yaratılış teorisi" ile ilgili şu ifadelere yer verildi;

“Biyolojik olaylar; bir plan ve programn gereği olarak ortaya çıkar, kainat ve içindeki canlı cansız tüm varlıklarda görülen mükemmel dengeye ve düzene işaret eder. Canlılar hem kendi yapı ve isleyişlerinde hem de birbirleriyle tam bir uyum içinde mükemmel bir denge oluşturur. Biyoloji bilimi ise yaşamın bu kusursuz düzenini, canlılığın ince detaylarını ve yaratılışın muhtesem tasarımlarını anlamaya kapı açar.

Biyoloji dersi öğretim programnda yer verilen her bir konu; öğencilere tabiatın, canlıların ve yaşamın birbirine baglanmış  muhteşem uyumunu, yapısını, hikmetini gösterme fırsatı sunmaktadır. Bu derste; öğencilerin sözü edilen yapının kodlarını keşfetmeleri, işleyişini ve düzeni anlamaları ve canlıların bu düzen içindeki yerini, birbirleriyle olan ilişkilerini anlamlandırmaları hedeflenmektedir.

Biyoloji dersi öğretim programı; öğrencilere yaşamın derinliklerine dair kapsamlı bir anlayış kazandırmayı hedeflemektedir. Ögrencilerin; biyoloji biliminin sağladığı bilgilerle, varlığın derinliklerini sorgulayarak, yaşamın anlamı üzerine düşünmeleri, aynı zamanda da yaşamın ve varlığın, canlı, cansız varlıkların mükemmel yapılarını ve işleyişinin arkasındaki büyük resmi görmeleri amaçlanmaktadır.

Ögrencilere, canlıların ve ekosistemlerin olağanüstü uyumunu ve düzenini gözlemleme ve bu gözlemleri daha geniş bir bağlamda değerlendirme fırsatı sunan biyoloji bilimi sayesinde öğrenciler biyoloji derslerinde; canlının muazzam çeşitliliğinin, emsalsiz bir sanatın yansıması olarak nasıl anlaşılabileceğini keşfedecek ve kainatta örgülenen muhteşem yapıyı görmeleri ve anlamaları mümkün olacaktır. Ayrıca öğrenciler, bilim ve yaratılış arasındaki ilişkiyi anlamlandırarak daha derin bir kavrayışa sahip olabileceklerdir. Bu doğrultuda canlıların  varoluşuyla ilgili doğruluğu ispatlanmamış teroriler olmakla birlikte Türkiye YüzYılı Maarif Modeli kapsamnda geliştirilen biyoloji dersi öğretim programıyla yürütülen eğitim öğretim süreçlerinde yaratılış teorisi benimsenmektedir.”

EĞİTİM SEN: MÜFREDAT DEĞİŞİKLİKLERİ İLE BİLİME VE BİLİMSEL GERÇEKLERE SAVAŞ AÇILMAKTADIR

Eğitim Sen biyoloji dersinin müfredatında “Yaratılış teorisi"nin merkez alınmasına tepki göstererek “Müfredat değişiklikleri ile bilime ve bilimsel gerçeklere savaş açılmaktadır” dedi

Eğitim müfredatını “dini” ve “milli” değerler çerçevesinde yeniden oluşturmayı merkeze alan iktidarın, müfredat ve ders kitapları üzerinden kendi siyasal ideolojisini açık ve örtük şekillerde öğrencilere aktarma konusunda ne kadar yetenekli olduğunu geçtiğimiz yıllarda yapmış olduğu müfredat değişiklikleri ile gösterdiği belirtilen açıklamada; “Geçmişte yapılan müfredat değişikliklerinde laik ve bilimsel eğitim geri plana itilirken, eğitim müfredatında sürekli vurgu yapılan bireyci değerlere ek olarak, belli bir inancı ve mezhebi temel alan “tek din” ve “tek kimlik” yaklaşımı üzerinden “milli” değerler, yoğun bir şekilde ders kitapları içine yerleştirilmiştir. Benzer bir durum yeni müfredat değişiklikleri tartışmalarında da yaşanmaktadır” denildi.

2016 yılında yapılan müfredat değişikliği ile 2017/2018 eğitim öğretim yılından itibaren ortaöğretim biyoloji dersindeki “Hayatın Başlangıcı ve Evrim” ünitesinin müfredattan tamamen çıkarıldığı hatırlatılan açıklamada; “O tarihe kadar müfredatta evrim teorisi, “Evrimleşmenin bir sonucu olarak türlerin değişimini ve yeni türlerin oluşumunu, evrime etki eden faktörleri ve mekanizmaları ile açıklayan teori” olarak anlatılmıştır. MEB, son derece sığ ve dar bir çerçevede olmasına rağmen evrim teorisini çağrıştıran tüm bilgileri ders kitaplarından tek tek ayıklamıştır” denildi.

Geçmişte bilimsel bir gerçek olduğu genetik kıyaslamalar ve analizlerle kanıtlanmış olan evrimin öğretilmesinden büyük rahatsızlık duyan MEB’in bilimsel gerçeklere gözlerini kapatarak bilim ile arasında net bir mesafe koymayı tercih ettiğinin anlaşıldığı vurgulanan açıklamada şöyle denildi; “Üstelik bununla da yetinmeyerek “yaratılış teorisi” gibi son derece tartışmalı bir konu olan biyoloji öğretim programının içine temel felsefe olarak yerleştirilmiştir. MEB’in ortaöğretim biyoloji öğretim programında benimsediği anlayış ve yapmak istediği şey bilime ve bilimsel gerçeklere doğrudan meydan okumaktır.

MEB, biyoloji öğretim programında benimsemiş olduğu yaklaşım, evrim teorisinin karşısına çıkarılan, metafizik veya dini gerekçelere kılıf oluşturmayı hedefleyen ABD merkezli “yeni yaratılışçılık” olarak da bilinen “akıllı tasarım” yaklaşımıdır. Bu yaklaşım, bilimsel yöntemlere dayanmayan ve test edilemeyen bir yaklaşımdır ve evrim teorisine alternatif oluşturma iddiasıyla ortaya çıkmıştır. Akıllı tasarım savunucuları genellikle özellikle biyolojik organizmaların yapısı, evrenin düzeni ve yaşamın karmaşıklığı gibi durumları, MEB’in Biyoloji öğretim programında yaptığı gibi, bir üstün varlığın veya tasarımcının (Tanrının) etkisi üzerinden açıklamaktadır.

Evrim teorisi, canlıların zaman içerisinde değiştiği gerçeğini bilimsel olarak açıklayan, içerisinde milyonlarca hipotezi barındıran, insanlık tarihinin gördüğü gelmiş geçmiş en güçlü bilgi bütünüdür.  Bu nedenle evrimi içermeyen bir eğitim sisteminin başta biyoloji olmak üzere, canlıları konu edinen hiçbir alanda neden ve nasıl sorularına doğru yanıtlar verebilmesi mümkün değildir.”

Evrim teorisinin biyolojiden genetiğe, tıptan ekolojiye kadar canlılığı ve canlıları ilgilendiren bilimsel çalışma alanlarını birbirine kopmaz bağlarla bağlayan en temel bilimsel ilke olarak kabul edilmesine rağmen MEB tarafından yok sayılmasının anlaşılır olmadığının altı çizilen açıklamada; “Biyoloji öğretim programında yapılan doğrudan siyasal-ideolojik bir ayıklama olduğu gibi, öğrencilerin canlılığı ve doğayı bilimin gözüyle görmesinden duyulan rahatsızlığın en açık göstergesidir.

Öğretim programları, bilimsel bilgileri aktarmayı, doğayı ve yaşamı bir bütün olarak kavramayı hedeflemeli, öğrencilerin çok yönlü gelişimlerine hizmet edecek öğrenme yaşantılarını içeren bir içerikte olmalıdır. Evrensel bilimsel gerçekleri yok sayan büyük ölçüde dini kural ve referanslara dayanan bir dilin kullanıldığı öğretim programlarının çocuklarımıza/öğrencilerimize verebileceği hiçbir şey yoktur.

Eğitim Sen olarak, yeni müfredat hazırlıklarını yakından takip etmeyi sürdürecek, laik bilimsel eğitime meydan okuma anlamına gelen benzeri girişimler karşısında laikliği, bilimi ve bilimsel eğitimi savunmaya devam edeceğiz” ifadelerine yer verildi. (HABER MERKEZİ)

ÖNCEKİ HABER

Tren katliamları sonrası görevinden alınan Veysi Kurt, TCDD Genel Müdürlüğüne atandı

SONRAKİ HABER

MASAK’tan Ayhan Bora Kaplan raporu: Sünnet takılarıyla kara para aklanmış olabilir

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa