Demir yolu işçisini ayrıştıran adım: Özelleştirme
“Özelleştirmelerin sonuçlarını bundan önceki kamu kurumlarında gördük. İşçi-memur şimdiden tepkilerimizi eylemlerle dile getirmeliyiz. “Hele bekleyelim” demeye zamanımız kalmadı.”
Fotoğraf: Evrensel
Olcay SAL
Kamu hizmeti veren kurumlar AKP iktidarıyla tasfiye noktasına geldi. Devlete ait sanayi işletmelerinin özelleştirmesini kolaylaştırmak için 24 Ocak kararları sonrası işletmeler Kamu İktisadi Teşebbüslerine devredildi. Şu an geldiğimiz noktada bu kuruma bağlı olarak çok az kurum kaldığını söyleyebiliriz.
Bu kurumlardan bir tanesi son yıllarda özelleştirilmesi AKP tarafından sürekli gündemde tutulan Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları. 2011’de çıkarılan 655 sayılı KHK ile TCDD “yeniden yapılandırıldı” ve demir yolu işletmeciliği piyasaya açıldı. Bu kararname ile üçüncü şahıslara, kendi lokomotif, personel ve vagonunu temin etmesi durumunda işletme izni verildi.
KHK ile ilk adımı atılan özelleştirme planının devamı olan yasal değişiklik 6461 sayılı Türkiye Demiryolu Ulaştırmasının Serbestleştirilmesi Hakkında Kanun ile yapıldı. Kanunla TCDD’nin demir yolu altyapı işletmecisi olarak yapılandırılması planlandı. Kanun ile “TCDD Taşımacılık AŞ” adıyla bir şirket kuruldu ve demir yolu tren işletmeciliği bu şirket eliyle yapılmaya başlandı. Kanun demir yolu ulaşımının piyasaya açılmasının yasal zeminiydi.
YANDAŞ SERMAYEDARLAR DEMİR YOLLARINDA!
2013’te meclisten geçirilen Serbestleştirme Kanunu ile demir yollarında alt yapı bakım ve onarım hizmetlerinin özel şirketlere devredilmesinin yolu da açılmış oldu. İstanbul-Eskişehir-Ankara-Konya-Sivas yüksek hızlı tren hattının yapımı ve işletmeciliği yap-işlet-devret modeliyle Kolin, Limak ve Cengiz Holding gibi yandaş müteahhitlere verildi. Yine bu kanunla TCDD; “Altyapı Genel Müdürlüğü” ve “Taşımacılık AŞ Genel Müdürlüğü” ve “Türkiye Raylı Sistem Araçları Sanayi Genel Müdürlüğü” adları altında üçe bölündü. Bu bölünmede altyapı hizmeti, yolcu, yük taşıma ve fabrikalarda çalışan işçi ve memurlar arasında da bölünme yarattı. “Serbestleştirme” ile lojistik taşımacılığı yapan şirketler lokomotif ve vagon satın alarak büyüdü. Demir yolları gün geçtikte yandaş şirketler için adeta paylaşıma hazır hale getirildi.
Yaklaşık iki yıl önce de genel müdürlüklerden bağımsız “Teknik AŞ Genel Müdürlüğü” kuruldu. Altyapı ve bakım onarım işini hizmet alımıyla yaptırmak için bu şirkete personel alımı yapıldı; demir yollarının kendi personeli gün geçtikçe pasifize edildi.
Bu durum haliyle demir yolu işçilerini tedirgin ediyor. Bu tedirginlik iş yerlerinde işçileri ayrıştırırken, iş yeri amirleriyle işçiler arasında sürekli çatışmalara neden oluyor. Örneğin; sinyalizasyon bakım işi yapan demir yolu işçisi ile teknik AŞ işçileri arasında bölünmüşlük yaşanıyor. Bu bölünmüşlük de kurumun özelleştirilmesini hızlandırıyor.
AYRIŞTIRMA POLİTİKASI KARŞISINDA İŞÇİ NE YAPACAK?
Daha önceki özelleştirme uygulamalarını incelediğimizde en fazla zararı işçilerin göreceği aşikar. Peki, bu durumda demir yolu işçileri ne yapmalı?
Demir yollarının piyasaya açılmasının bedelini işçiler güvencesiz kalarak, ücretlerin piyasanın insafına bırakılmasıyla, halka ait olan kamu kaynaklarının sermayeye peşkeş çekilmesiyle, aşırı kâr hırsına bağlı iş güvenliği önlemlerinin alınmamasının bir sonucu olan iş kazaları ve iş cinayetleriyle ödeyecek.
Bunların karşısında işçi-memur ayrımı yapmadan örgütlü olduğumuz sendikaları zorlayarak özelleştirme girişimlerine karşı ortak bir tepkiyi göstermeliyiz. “Demir yolları halkındır satılamaz” talebi etrafında birleşmeliyiz. Demir yolları satılırsa halkın bir daha ucuz ve güvenilir ulaşım hakkına sahip olmayacağını anlatmalıyız. Demir yolunun tüm işçileri ve memurları bu özelleştirme girişimine şimdiden karşı çıkmalı, tepkimizi çeşitli eylemlerle dile getirmeliyiz. “Hele bekleyelim” demeye zamanımız kalmadı.
ÖZEL TEŞEBBÜSE BİR OLANAK DAHA!
Resmi Gazete’nin 16 Şubat 2024 tarihli nüshasında yayımlanan “Demiryolu İşletmeciliği Yetkilendirme Yönetmeliği” de özelleştirme kapsamında ele alınmalı. “Serbestleştirme Kanunu”na dayandırılarak çıkarılan bu yönetmeliğin amacı belirtilen şartları sağlayan özel teşebbüsün demiryolu endüstrisinde yetkilendirilmesi ve işletmecilik yapabilmesi olarak ifade ediliyor.