26 Şubat 2024 05:30

İş yasaları değişti, kaybeden işçi oldu

İktidar yeni iş yasası değişikliği hazırlığında. Çalışma Bakanı "İşçimizin ve işverenimizin haklarını önceliyoruz” dese de şimdiye kadar değişikliklerde kaybeden hep işçi, kazanan da sermaye oldu.

Fotoğraf: Pexels

Paylaş

Başta Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere AKP iktidarı temsilcilerinin verdiği demeçler, İş Yasası’nda değişiklik yapılmasına ilişkin hazırlıkların başladığını gösteriyor. İktidar kanadından yapılan açıklamalarda çalışmalara ilişkin ayrıntı verilmezken, orta vadeli program, 12. kalkınma planı ve Çalışma Bakanlığının 2024-2028 yıllarını kapsayan strateji planında esneklik vurgusu dikkat çekiyor. Özellikle Çalışma Bakanlığının strateji planında ‘güvenceli esneklik’ olarak yer alan esnek çalışma başlığı; AKP’nin iktidara geldiğinden bu yana hayata geçirilen uygulamalara bakıldığında emekçiler için daha fazla hak kaybı tehlikesine işaret ediyor. Bugüne kadar İş Yasası’nda yapılan değişiklikler ise emekçilere daha fazla hak kaybı olarak döndü.

AKP, iktidara geldiği daha ilk yıllarda patronların talebi doğrultusunda İş Yasası’nda köklü bir değişiklik yaptı. ‘Esnek istihdam’ ve ‘esnek çalışma’ üzerine kurulan yeni yasada esnek istihdam biçimleri “kısmi süreli iş sözleşmesi”, “belirli süreli iş sözleşmesi”, “geçici iş ilişkisi”, “ödünç çalışma”, “çağrı üzerine çalışma” diye tek tek sıralandı.

Çalışma sürelerinin esnekleştirilmesi üzerinden kurgulanan esnek çalışma kapsamında çalışma süresi belirsizleştirildi ve günlük çalışma süresinin haftaya farklı biçimde dağıtılmasına olanak tanındı. Fazla mesai ücreti yerine geçmesi üzerine ‘denkleştirme’ telafi çalışması ve kısa çalışma düzenlendi. Böylece İş Yasası yeni bir kural temelinde şekillendi: Belirsizliğe ve esnekliğe olanak sağlamak...

TAŞERON ALDI BAŞINI GİTTİ

Önceki İş Yasası’nda asıl işler, diğer yasal kurallara uyulduğu sürece taşerona verilebiliyorken, AKP’nin yaptığı değişiklikle asıl işlerin taşerona verilebilmesinin önü açıldı. Türkiye’de asıl işlerin taşerona en çok verildiği, taşeronlaşmanın en çok yaygınlaştığı dönem, bu yeni İş Yasası’nın yürürlükte olduğu AKP döneminde oldu.

Örneğin kara yollarının asıl işi olan yol onarım ve bakım işi, ‘Teknolojik nedenle uzmanlık gerektirmediği’ gerekçesiyle taşerona ihale edildi. Bir yandan da kağıt üzerinde yardımcı işler taşerona verilirken, fiilen asıl işler taşeronlaştırıldı. Kağıt üzerinde temizlik işçisi gözüken yüz binlerce işçi, asıl işlerde çalıştırıldı. Taşeron işçi sayısı, kamudaki kadrolu işçi sayısını genelde dörde-beşe katlarken; sağlık ve üniversiteler gibi bazı alanlarda bir kadrolu işçi başına 40-50 taşeron işçi düşmeye başladı.

2018’de 696 sayılı KHK ile taşeron işçilerin kadroya alındığı iddia edilse de işçilerin çalışma koşulları değişmedi.

İŞ GÜVENCESİNİN KAPSAMI DARALTILDI

Türkiye’de iş güvencesi ilk kez 15 Ağustos 2002’de yürürlüğe giren 4773 sayılı Yasa ile geldi. Bu yasaya göre 10 veya daha fazla işçinin istihdam edildiği iş yerlerinde çalışan ve yasada öngörülen diğer koşulları taşıyan işçiler, iş güvencesi kapsamına alınırken, AKP yeni yasayla bu şartı ‘30 işçi’ye çıkardı. Böylece Türkiye’de işçilerin yarısından fazlası iş güvencesi kapsamı dışında kaldı.

KADRO YERİNE SÖZLEŞME

AKP’nin patronlar için attığı adımlardan biri de yeni bir kamu personel rejimiydi. AKP bu projesini ‘kadrolu memur’ yerine ‘sözleşmeli personel’ alarak başlattı. 2002’den 2011 yılına gelindiğinde memur sayısı yerinde sayarken, sözleşmeli personel sayısı 12 katına çıkarak 322 bin 146’ya kadar ulaştı. 2011 seçimleri öncesi, bir seçim yatırımı olarak sözleşmeli personelin yarısı kadroya geçirildi. Buna rağmen AKP iktidarı döneminde, memur sayısındaki artış yüzde 28’de kalırken, sözleşmeli personel sayısı yüzde 500 arttı.

ÖZELLEŞTİRMEDE HIZLI ARTIŞ

Kamu işletmelerinin ‘Sendikalı, güvenceli, düzenli ve sürekli çalışmanın mümkün olduğu’ iş yerleri olarak bilindiği ülkeyi yöneten AKP iktidarı, yine esnekleşme projesinin bir parçası olarak kamunun üretimden elini çekmesi, ekonominin tümüyle piyasaya terk edilmesi için kamu işletmelerinin büyük çoğunluğunu birer birer sattı. AKP, özelleştirmelerle düzenli, sürekli, güvenceli, sendikalı, görece iyi ücretlerle çalışmayı da gasbetmiş oldu.

SENDİKASIZLAŞTIRMA HAMLESİ

Toplu iş sözleşmesinin yarım asrı aşkın tarihinin olduğu Türkiye’de, sendikalaşma AKP döneminde dibe vurdu. 2002’de yüzde 9.5 olan toplu iş sözleşmesi kapsama oranı 10 yıl sonra, 2012’de ilk kez yüzde 5’in altına düşerek yüzde 4.5’e kadar geriledi. Özelleştirme ve taşeronlaştırma ile büyük darbe yiyen sendikal örgütlenme, AKP’nin gözetimi ve denetiminde patronlarca adeta iğdiş edildi. Her yıl binlerce işçi sendikalı olduğu için işten atılırken, AKP’nin “yeni Türkiye”sinde sendika seçme ve sendikaya üye olma özgürlüğü fiilen rafa kaldırıldı. Kamu emekçileri alanında yandaş sendikacılık beslendi, mücadeleci sendikaların önü kesilirken, yandaş ve/veya işveren güdümlü sendikacılık muazzam destek gördü.

HEDEFİNDE KIDEM TAZMİNATI VAR

AKP’nin ekonomiye ilişkin hedef ve politikalarının yer aldığı üç yıllık orta vadeli programda ise (OVP), doğrudan kıdem tazminatı ibaresi geçmese de “Tamamlayıcı Emeklilik Sistemi” ile iktidar bir kez daha kıdem tazminatını ve kamusal emeklilik sistemini hedefe koydu. Plana göre kıdem tazminatı fonu oluşturulacak. Emekçiler emekli olmadan ve 60 yaşından önce bu parayı kullanamayacak. Kullanmaya hak kazananlar ise yüzde 25’ini toplu olarak çekebilecek, geri kalanı maaşlarına yansıtılacak. Bu modelle hedeflenen ise kıdem tazminatının ortadan kaldırılması ve kamusal emeklilik sisteminin lağvedilmesi.

“HEDEF, KIRINTILARI DA BERTARAF ETMEK”

Daha önceki değişikliklerin sonuçlarına bakıldığında, hak kaybı, kayıt dışı çalışma ve güvencesizliğe rastlandığını hatırlatan Doç. Dr. Taner Akpınar, “Bugün işçinin elinde hâlâ haklar varsa yeni değişikliklerle bertaraf edilecek” dedi.

1980’den sonra ‘esneklik’ lafının dillerden düşmediğini belirten Taner Akpınar, “Oysaki gerçek, esnekleşmenin hak kaybı, kayıt dışı çalışmanın artması, güvencesizleşme olduğudur. Bunu öngörü olarak söylemiyoruz. Ortaya çıkan sonuçlar bu oldu” dedi. Daha sonra ‘güvenceli esneklik’ kavramının ortaya atıldığını dile getiren Akpınar, “Bu çok oksimoron bir kavram. Çalışma koşullarını esnekleştirme zaten güvencesizleştirmek için yürütülen bir operasyon. Esnekleştirerek güvence sağlamak mümkün değil” ifadelerini kullandı.

Akpınar İş Yasası’nda yapılması planlanan değişikliğe ilişkin ise şunları söyledi: “Mevcut Kanun’da işçilerin az çok kazanımı olan yasalar bile uygulanmıyor. Örneğin, Türkiye’deki İş Kanunu’na göre fazla mesailerle bile en fazla 270 saat çalışılabilir. Gelin görün ki 350 saat çalıştırılanlar var. Akademisyen Fatih Güngör’ün bir çalışması vardı. Buradaki hesaplamaya göre mevcut Kanun’un ortaya koyduğu maksimum çalışma saati uygulansa 1 milyon kişiye istihdam açılır. Getirilecek yeni düzenlemelerin işçilerin bugün ellerinde hâlâ kanunlardan doğan sosyal haklar varsa bunların da yeni düzenlemelerle bertaraf edileceği çok açık.”

Türkiye’de iş cinayetlerinin sürekli arttığını vurgulayan Akpınar, “2013 yılında 6331 İş Sağlığı Güvenliği Yasası öncesi İş Kanunu kapsamında bağımsız kanun yapıldı ama bakın istatistiklere, 2013’ten beri herhangi bir azalma yok iş cinayetlerinde. Kabul gören yaklaşıma göre iş kazası işçiye yükleniyor. Devletin uygulamaya koyduğu yasaların arkasında da bu düşünce var. Oysa iş kazaları sömürü ve kapitalist üretim tarzıyla, sömürünün artan baskısıyla ilgili” dedi.

AKP DÖNEMİNDE EMEKÇİLERİN KAYIPLARI

AKP’nin iktidara gelir gelmez İş Yasası’nda yaptığı değişikliklerden sonra kaybeden emekçiler oldu. AKP iktidarı döneminde emeğin milli gelirden aldığı pay geriledi, sermayenin ise arttı. İş cinayetleri hızla artarken sendikalaşma oranı azaldı, grev hakkı fiilen ortadan kalktı.

EMEĞİN MİLLİ GELİRDEN ALDIĞI PAY ERİDİ

AKP döneminde ve başkanlık rejiminde bölüşüm ilişkileri kötüleşti. Başkanlık dönemi öncesinde milli gelir içinde emeğin payı yüzde 35.3 iken 2022’de yüzde 25.2’ye geriledi. Buna karşılık milli gelir içinde sermayenin payı başkanlık rejimi öncesi yüzde 48 iken 2022’de yüzde 56.7’ye yükseldi.

ASGARİ ÜCRET ORTALAMA ÜCRET HALİNDE

AKP’li yıllarda asgari ücret hızla ortalama ücret haline geldi. AKP döneminde toplu sözleşmeli iş yerleri de dahil olmak üzere ücretlerle asgari ücret arasındaki makas kapandı. 2005 yılında asgari ücret ortalama ücretin yüzde 46’sı iken 2020’de yüzde 60’ına çıktı. 2023’te ise emekçilerin yarısından fazlası asgari ücretle çalışıyor. Asgari ücretin yüzde 10 ila 20 fazlası da dahil edildiğinde bu oran yüzde 65’i buluyor.

"VERİMLİLİK’ ARTTI, ÜCRETLER ERİDİ!"

AKP döneminde işçiler daha fazla çalışıp üretirken ücretleri geriledi. 2009’dan bu yana verimlilik 60 puan artarken reel birim ücret 8 puan azaldı. AKP hükümetleri döneminde işçiler daha çok çalışıp daha çok üretirken daha az ücret aldı.

Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütünün (OECD) 2022 yılı verilerine göre, Türkiye’de haftalık çalışma süresi ortalama 45.7 saat olarak uygulanırken, her 3 kişiden 1’i ise haftada 50 saatten fazla çalışıyor.

İŞÇİDEN DAHA ÇOK VERGİ ALINDI!

2000 yılında 2 bin 500 TL olan ilk vergi dilimi yeniden değerleme oranına göre artırılsaydı 2023’te ilk vergi dilimi 182 bin 109 TL olarak uygulanmalıydı. Oysa 2023 yılında ilk vergi dilimi 70 bin TL olarak uygulandı. Dolaylı vergiler 2000’de yüzde 59 iken 2022’de yüzde 64’e ulaştı.

AKP SENDİKAL HAKLARI ZAYIFLATTI!

21 yıllık AKP iktidarı sonunda gelinen tablo yüzde 14 civarında resmi sendikalaşma oranı, yüzde 12.4 fiili sendikalaşma oranı ve yüzde 8.1 civarında toplu sözleşme kapsamı. Özel sektörde toplu sözleşme kapsamı ise yüzde 4.7. Özel sektörde işçilerin yüzde 95.3’ü sendikalı değil.

GREV HAKKI FİİLEN YOK EDİLDİ

AKP döneminde grev hakkı yok edildi. Greve katılan işçi sayısı 1963’ten bu yana en düşük düzeye indi. AKP hükümetleri grev yasaklamalarının kapsamını genişletti. AKP döneminde 20 grev erteleme kararnamesi yayımlandı ve 195 bini aşkın işçinin grevi yasaklandı. Buna karşılık 21 yıllık AKP döneminde yalnızca 90 bin (fiili grevler hariç) işçi greve çıkabildi.

EMEKLİLER KAYBETTİ

AKP emeklilik yaşını ve prim gün sayısını artırdı. Emekliler arasında eşitsizlikler yarattı. Emekli aylığı güncelleme katsayısı, aylık bağlama oranları, aylıkların alt sınırı düşürüldü. Aylık artışları resmi enflasyon oranıyla sınırlandırıldı. SSK’lerin alt sınır aylığı 1999 öncesinde yüzde 70 iken 5510 sayılı Yasa ile emekli aylıklarının sınırları yüzde 35-40 oranına geriledi.

2008’de sosyal güvenlik alanında yapılan düzenlemeler sonucu emekli aylıkları düştü ve bu durum emeklilerin iş aramasına ve/veya çalışan yoksul emekli olmasına sebep oldu. 2002’de asgari ücret 184 TL iken en düşük işçi emekli aylığı 257 TL idi. 2002’de en düşük emekli aylığı asgari ücretin yüzde 40 üzerindeyken, günümüzde emekli aylığı 10 bin, asgari ücret ise 17 bin lira.

PATRONA DESTEK FONU

AKP döneminde İşsizlik Sigortası Fonu patronu destek fonuna dönüştü. 2002’de toplam 56.9 milyon TL fon giderlerinin 46.8 milyon TL’si işçilere yapılan ödemelere ayrılmıştı. Fon kaynaklarının yüzde 82.2’si işsizlere ödenmişti. 2022’de ise 55.6 milyar TL giderin 12.3 milyar TL’si işsizlere ayrıldı. İşçilere yapılan ödemeler ise işsizlik sigortası fonu giderlerinin yalnızca yüzde 22.1’ini oluşturdu. Giderlerin yüzde 76.1’i ise patronlara aktarıldı. Geçtiğimiz hafta ise İşsizlik Sigortası Fonu bir önceki yıl prim gelirlerinin oranı yüzde 30’dan 2024 yılı için yüzde 50’ye yükseltildi. Böylece fondan patronlara daha fazla kaynak aktarılmasının yolu açıldı.

İŞ CİNAYETLERİNDE DİKKAT ÇEKEN ARTIŞ

Çalışma Bakanlığı ve İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği (İSİG) Meclisinin verilerine göre AKP döneminde 33 bine yakın işçi iş cinayetlerinde hayatını kaybetti.

Çalışma Bakanlığı verilerine göre 2003’te 811 işçi, 2011’de ise 1710 işçi iş cinayetlerinde hayatını kaybetti. Çalışma Bakanlığının verilerine göre iş cinayetlerinin ortalaması yıllara göre 800-900 bandında gözüküyor. 2012’den bu yana rapor paylaşan İSİG Meclisinin verilerine göre ise iş cinayetleri sürekli arttı. İş cinayetleri yıllık 1800 ila 1900 bandında seyrederken, 2020 yılında ise 2 bin 427 ölüm meydana geldi.

KIDEM TAZMİNATI ERİDİ

1978’de asgari ücretin 7.5 katı olan kıdem tazminatı tavanı, 1982’de asgari ücret ile bağının koparılmasının ardından hızla düşmeye başladı. 2002’de asgari ücretin 4.8 katı olan kıdem tazminatı tavan tutarı 2023 itibarıyla asgari ücretin 2 katına geriledi. AKP kıdem tazminatını da eritti. (İŞÇİ SENDİKA SERVİSİ)

Yeni yılda Evrensel aboneliği hediye edin
ÖNCEKİ HABER

Almanya’da yeniden bayraklaşan çağrı: Irkçılık bir daha asla

SONRAKİ HABER

İsviçre’de emekliler için iki önemli oylama gündemde

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa