27 Şubat 2024 04:07

Gebze’den bir işçi

Nedense abi ve abla demeyi severim ben. İşçilik hayatımda derin izler ve anılar bırakan abilerim oldu. Ama geriye dönüp baktığımda anısı ve izi olan iki ablam vardı. Biri şu anda Almanya’da yaşayan Elif abla diğeri de Semra abla. Ama nasıl oluyor da yaşamınız boyunca topu topu dört beş kez gördüğünüz, işçi evlerinde oturup sohbet ettiğiniz, evine bir kez konuk olduğunuz, neredeyse yirmi yıldır hiç görmediğiniz bir ablanız nasıl olur da yüreğinizde iz bırakıyor. Nasıl oluyor be Semra abla!..

Gebze. ’90’lı yılların başları. Özellikle büyük fabrikalarda TEZSAN, AEG (şimdiki General Elektrik), Makina Takım, Akkardan SA, Chrysler, Arçelik vb. toplam kalite, kalite çemberleri, esnek çalışma adı altında MESS öncülüğünde sermaye sınıfı biz işçilere yeni bir saldırı hazırlığı içinde iken, doğrusu biz de işin pek farkında değildik. Sendikaların da pek gündeminde yok. Sanırım sınıfa yönelik bu saldırı paketini dert edinen, işçileri aydınlatmaya çalışan, bu konuda yazılar yazan bir tek abla vardı. Semra abla.

Semra ablayı ben ilk tanıdığımda İhsan abinin eşi olarak algıladım. Elbette abla İhsan abinin yoldaşı, yol ve hayat arkadaşıydı. Ama ben sonraları anladım ki Semra abla, Semra ablaydı. O yıllar Akkardan SA’da çalışıyorum. Ablayla birlikte esnek çalışma ve kalite çemberleri ile ilgili bir işçi arkadaşın evindeyiz. Abla hem fabrikalardaki gelişmeleri dinliyor hem de aydınlatıcı bilgiler veriyor. Arada çay içiyoruz. Semra abla çay bardakları boşalınca kalkıyor çay servisi yapıyor. O işçi evinde bir misafir gibi değil, ev halkı gibi davranıyor. İşçi arkadaşın eşi ‘Abla sen otur ben getiririm, ben alışkınım çay servisi yapmaya’ dese de abla kulak asmıyor. Bizim pek umurumuzda olmasa da ablanın kalkıp çay getirmesi bizleri de rahatsız ediyordu. Çareyi bulmuştuk çay içmeye ara verdik. Sohbetin sonuna doğru devrim, sosyalizm üzerine konuşmaya başladık.

Hiç abartmadan yazıyorum. Ben de birkaç kelam ettim. Semra abla gülümseyerek “Yahu sen daha çayını kendin alamıyorsun, nasıl devrim yapacaksın” deyince ben de “Abla devrimi ben yapmayacağım, biz yapacağız” dedim. “İyi o zaman” dedi: “Devrime çayları doldurarak başla.” O gün bugündür eşim şahidimdir, çay servisi yapmaya devam ediyorum.

Adım gibi biliyorum be abla. Öyle ipe sapa gelmez hayallerin olmadı senin. Sömürüsüz bir dünya kurabilmek, çocuklara ve kadınlara bir gül bırakmaktı tek derdin. Atıldın kavganın en önüne, umudunu koyup girdin mücadelenin zorlu ateşine. Haydi yoldaşlar kardeş sofrasına dedin, yüreğini de koydun ortaya.

Ah be ablacım bazen ıskalıyoruz hayatı. Keşke seninle bir bardak çay daha içebilseydik. Sana söz çaylarda bizden!.. Yüreğimiz buz tuttu be Semra abla.

Evrensel'i Takip Et