Çevre savunucuları İliç faciasıyla ilgili suç duyurusunda bulundu
Çevre savunucuları 8 kentte bulunan 18 ayrı adliyede, Erzincan İliç ilçesinde yaşanan maden faciasında sorumluluğu bulunan devlet ve şirket yetkilileri hakkında suç duyurusunda bulundu.
Fotoğraf: Evrensel
Ekoloji Birliği ve İklim Adaleti Koalisyonu çağrısıyla bir araya gelen çevre savunucuları, İzmir, Aydın, Muğla, Artvin, Adana, Çanakkale, Balıkesir ve İstanbul'da bulunan 18 adliyenin önünde Erzincan İliç'te yaşanan maden faciasına ilişkin sorumlular hakkında suç duyurusunda bulundu.
Suç duyurusu öncesi İzmir Adliyesi önünde konuşan Ege Çevre ve Kültür Platformu (EGEÇEP) Yöneticisi Derya Lim, İliç'te ekokırım suçu işlendiğini vurguladı.
Yapılan suç duyurusu ile yaşananların telafisi mümkün olmayan ağır doğa tahribatı ve "ekokırım suçu" olduğunu vurgulamak istediklerini belirten Lim, "Ekokırım, doğanın katledilmesi, gelecek kuşakları da etkileyecek şekilde, ağır ve telafisi mümkün olmayan doğa tahribatı, yani ekolojik yıkımdır. Öngörüldüğü, uyarıldığı, ölçümlendiği, verileri sunulduğu halde, sonucu bilinerek yapılan bu kasıtlı fiiler, ihmal edildi denilerek geçiştirilemez veya örtbas edilemez. Su döngüsü marifetiyle, Fırat Havzası'nın tamamına yayılmasına uzmanlar tarafından kesin gözüyle bakılan bu 'sınır ötesi doğa tahribatı', yani ekolojik yıkım, hava küre, yer küre ve su küreyi, çok ağır ve geniş ölçekte kirletmiş, gelecek kuşakların sağlıklı bir çevrede yaşam hakkını ellerinden almıştır" dedi.
Kasten işlenmiş suçlar karşısında hiçbir sorumluluk almayan yetkililer karşısında çıkmazdan kurtulmanın yolunun yine hukuktan geçtiğini ifade eden Lim, "Bu amaçla, sokaktaki yurttaşlardan 28 bin ıslak imza toplayarak sunduğumuz Ekokırım Yasa Teklifinin 5 Ocak 2024 tarihinden beri tüm vekillerin masasında olduğunu buradan duyururuz. Eğer vekiller, gelecekte, İliç gibi büyük ekokırımlardan ülkemizi korumak istiyorlarsa, dünyanın bu konuda aldığı önlemleri yerine getirir ve ekokırımın suç olarak ceza hukukumuzda yer alması için gereken Meclis oturumlarını başlatırlar" diye konuştu.
DİLEKÇENİN İÇERİĞİ
Hazırlanan suç duyurusu dilekçeleri hakkında da bilgi veren Lim, sorumlular hakkında "Çok sayıda insanı öldürme", "İnsan veya hayvanlar açısından tedavisi zor hastalıkların ortaya çıkmasına, üreme yeteneğinin körelmesine, hayvanların veya bitkilerin doğal özelliklerini değiştirmeye neden olabilecek niteliklere sahip olan atık veya artıklarla", "Çevreyi kasten kirletme", "Görevi kötüye kullanma" gibi suçlardan yargılanmasını istediklerini belirtti. Yine yaşananların "yaşama, maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkı", "sağlıklı ve dengeli çevrede yaşama hakkı" ve "çevreyi geliştirmek, çevre sağlığını korumak ve çevre kirlenmesini önlemek ödevi" haklarını ihlal ettiğini ifade eden Lim, "Yukarıda açıklanan nedenlerle; Anagold Madencilik Sanayi ve Ticaret AŞ yöneticileri ve çalışanları ile gereken idari önlemleri almayan, denetim yapmayan olaya yol açan izin ve ruhsatları veren kamu görevlilerinin tespit edilmesini, yapılacak soruşturma sonucunda, tespit edilen şüphelilerin atılı suçlardan cezalandırılmaları, şüpheli şirkete verilen tüm izinlerin TCK madde 60 gereğince iptali istemli olarak kamu davası açılmasını talep etmekteyiz" dedi.
Açıklamanın ardından adliye binasına giren yurttaşlar, suç duyurusunu savcılığa teslim etmek istedi. Savcı üst düzey yöneticiler hakkında suç duyurusu olduğu gerekçesiyle dilekçeleri Başsavcıya sormadan alamayacağını söyledi. Başsavcı ile görüşen savcı yurttaşların dilekçelerini kabul etti. Yine 18 ayrı adliye önünde yapılan açıklamalar sonrasında da suç duyurusu dilekçeleri savcılıklara teslim edildi. (İzmir/EVRENSEL)
BURSA SU KOLEKTİFİ ÜYELERİNDEN İLİÇ UÇUN SUÇ DUYURUSU
Bursa Su Kolektifi, İliç’te meydana gelen maden faciasında sorumluluğu olanlarla ilgili suç duyurusunda bulundu.
Bursa Adliyesi önünde bir araya gelen Bursa Su Kolektifi üyeleri basın açıklaması yaptıktan sonra suç duyurusunda bulundu.
Yapılan açıklamasında, İliç’te yaşanan felaketin tüm uyarılara rağmen önlem alınmaması, daha fazla kar için kapasite artışlarına göz yumulması ve gerekli denetimin yapılmaması sebebiyle göz göre göre geldiği vurgulandı.
9 işçinin vahşi madencilik yüzünden hayatını kaybettiği belirtilen açıklamada, “İktidar şirketler lehine maden kanununda değişiklikler yapma derdindeyken yaşanan bu facia maden yasasını şimdilik askıya aldırdı. Son maden tasarısına göre UMREK koduna göre raporlama zorunluluğu 4. Grup madenler dışındaki diğer madenler için kaldırılıyor. Böylece mermer, taş ocağı gibi faaliyetler için şirket maliyetini önceleyen değişiklik hayata geçirilmeye çalışılıyor. Bugüne kadar çeşitli kanunlarda ve yönetmeliklerde yapılan değişiklikler sayesinde maden firmalarının istedikleri her yerde ve her şeye rağmen madencilik yapabilmelerinin önü açılmış ve adına ‘kamu yararı’ denmişti” ifadelerine yer verildi.
“AĞIR METAL İÇERİKLİ KİMYASAL ATIK İŞÇİLERE MEZAR OLDU”
İliç’te yaşanan felaketin tüm uyarılara rağmen önlem alınmaması, daha fazla kar için kapasite artışlarına göz yumulması ve gerekli denetimin yapılmaması sebebiyle göz göre göre geldiği belirtilen açıklama, “10 milyon metreküp siyanür dahil ağır metal içerikli kimyasal atık işçilere mezar oldu” denildi.
Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği eski bakanı Murat Kurum’un “ÇED raporuyla heyelanın ne ilgisi var?” “Faaliyet Raporunu biz vermiyoruz” ifadelerinin hatırlatıldığı açıklamada, sorumluluk üstlenmeyen aynı zihniyetin Bursa Orhaneli’de, Eskişehir’de, Fatsa’da yeni oluşacak suç mahallilerinin de işaretini verdiği belirtildi.
“SİSTEM DEĞİŞMEDİKÇE AYNILARINI YAŞAYACAĞIZ”
Her zaman dediğimiz gibi “Sistem değişmedikçe yaşadıklarımız yaşayacaklarımızın göstergesidir” bu sebeple tüm yurtta ekolojistler olarak firma yöneticileri, dönemin bakanı Murat Kurum, ilgili birim ve müdürlükler için suç duyurusunda bulunuyoruz vurgusu yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi, “Yeryüzünü yok oluşa sürükleyen, canlı yaşamını umursamayan sadece belli azınlığın çıkarı için hareket eden sistemin sonucudur İliç’te yaşananlar ve bu yaşananlar ilk değildi. 2021 yılında Giresun’un Şebinkarahisar ilçesinde, Yedikardeş köyü yakınlarında Yıldızlar Holding’e ait Nesko Maden’in işlettiği Kurşun, Çinko, Bakır Ocağı’nda yaşanan atık barajı duvarında çökme gerçekleşti. 4500 ton ağır metal içerikli kimyasal atık önce Darabul Deresi’ne ardından da Kelkit Vadisi’ne yayılarak Kılıçkaya Barajına ulaştı. 9 ay sonra 30 Ağustos 2022’de TEMA Vakfı tarafından alınan numunelerin analizinde görüldü ki, bakanlıkça yapılan tüm çalışmalara rağmen doğal varlıklar üzerindeki kirlilik sınır değerlerin altına indirilememiştir. Ağır metaller, limitlerin çok üzerindedir ve Yetişkinler için “dikkat çekici”, çocuklar için ise “yüksek kanser riski” söz konusudur. Üstelik bölgedeki kirlilik ve kanser riski uzun yıllar boyunca devam edecek düzeydedir. TEMA’nın Şebinkarahisar’daki numunelerden elde ettiği analiz sonucu yaşanan felaketin yıllarca süren etkisini göz önüne sermiştir. Şimdi Erzincan İliç’te de benzer şekilde süreç yaşanıyor. Firmanın Çevre İzin ve Lisans Belgesi’nin iptal edilmesi yeterli değildir. İliç’te tüm madencilik faaliyetleri durdurulmalı maden derhal kapatılmalıdır. Kapatılacak madende çalışan işçilere emeklerinin sömürülmeyeceği yeni istihdam alanları yaratılmalıdır. Etkin bir yargı süreci başlatılmalı, sadece şirket yetkilileri değil, işletme ve kapasite artırımına izin veren mülki amirler ve bürokratlar da yargılanmalıdır. Vahşi madencilikten vaz geçilmeli; halkı ve ekosistemi önceleyen yasalar konmalıdır.” (Bursa/EVRENSEL)
EDREMİT: İLİÇ MADENİ KAPATILSIN! SUÇLULAR YARGILANSIN!
Edremit Demokrasi platformu İliç Çöpler Altın Madeni sorumluları hakkında suç duyurusunda bulundu. Edremit Adliyesi önünde bir araya gelen ekoloji örgütleri, çevre gönüllüleri, kitle örgütü ve siyasi parti temsilcileri suç duyurusu öncesi basın açıklaması yaptı. Basın açıklamasına Emek Partisi Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkan adayı A. Levent Tüzel ile Edremit Belediye Başkan Adayı Ahmet Demirel de katılarak destek verdi. Basın açıklamasını Kazdağı Doğal ve Kültürel Varlıkları Koruma Derneği Başkanı Süheyla Doğan ve Emek Partisi Edremit İlçe Başkanı Fikriye Yadırgı okudu.
İLİÇ MADENİ KAPATILSIN! SUÇLULAR YARGILANSIN! SUÇ DUYURUSUNDA BULUNUYORUZ!
Erzincan İliç Çöpler Kompleks Altın Madeni'nde yığın liçi sahasında meydana gelen kayma sonucunda yaşanan facia, 9 çalışanın kimyasal zehirli atık altında kalmasına ve geri dönüşü mümkün olmayacak bir şekilde çok geniş bir alanda hava, su ve toprağın kirlenmesine neden olduğu vurgulanan açıklamada; “Yaşanılan felaket, göz göre göre gelmiştir. 2013 yılında ve daha sonra açılan davalarda ve bilirkişi keşiflerinde yapılan uyarılar dikkate alınmamıştır. Anagold Madencilik, daha fazla kar ve rant uğruna, kapasite artışları yaparak, uygun olmayan arazi koşullarında üretime devam etmiş ve facianın yaşanmasına neden olmuştur. Bizler, doğa ve yaşam savunucuları olarak bu yaşanılan felaketin büyük bir ekokırım suçu olduğunu ve İliç'in bir ekokırım suç mahallisi olduğunu biliyoruz. Bu suça sebep olanlar hakkında çevreyi kasten kirletmek ve görevi kötüye kullanmaktan yargılanmaları için suç duyurusunda bulunuyoruz. Yaptığımız suç duyurusu ile İliç'te yaşanan, telafisi mümkün olmayan ağır doğa tahribatının yalnızca bir çevre felaketi değil ekokırım suçu olduğunu söylüyoruz. Ekokırım, doğanın katledilmesi, gelecek kuşakları da etkileyecek şekilde, ağır ve telafisi mümkün olmayan bir doğa tahribatıdır. Böylesi büyük ölçekte doğa tahribatına sebep olan kasıtlı fiiller ise ekokırım suçudur. İliç'te yaşananlar kesinlikle ihmal suçu değildir. Öngörüldüğü, uyarıldığı, ölçümlendiği, verileri bulunduğu halde, sonucu bilinerek kasıtlı bir şekilde işlenen bir suçtur” denildi.
“Sorumluluğu olan Anagold Madencilik Sanayi ve Ticaret A.Ş. yöneticileri ve çalışanlarının, gereken idari önlemleri almayan, denetim yapmayarak olayın meydana gelmesine yol açan, izin ve ruhsatları veren kamu görevlilerinin tespit edilmesini, yapılacak soruşturma sonucunda, tespit edilen şüphelilerin atılı suçlardan yargılanmalarını ve cezalandırılmalarını, şüpheli şirkete verilen tüm izinlerin TCK madde 60 gereğince iptali istemli olarak kamu davası açılmasını talep ediyoruz” denilen açıklamada Ekokırım suçunun örtbas edilmesine, sorumluların cezasız kalmasına izin verilmeyeceği ve konunun takipçisi olmaya devam edileceği vurgulandı. (Balıkesir/EVRENSEL)
ADANA EKOLOJİ PLATFORMU: SORUMLULAR YARGILANMALI
Adana Ekoloji Platformu, Erzincan’ın İliç İlçesi Çöpler köyünde, Anagold Madencilik Sanayi ve Ticaret A.Ş tarafından işletilen Çöpler Kompleks Madeninde 13 Şubat’ta yığın liçi alanında meydana gelen kayma ile ilgili sorumlular hakkında suç duyurusunda bulunarak madenin kapatılmasını talep etti.
Suç duyurusu sonrası Adana Adliyesi önünde yapılan basın açıklamasını okuyan platform Yürütme Kurulu Üyesi Tugay Bek, yıllardır dile getirilen uyarılar ve davalar dikkate alınmadan sürdürülen faaliyeti sosyal cinayet olarak tanımladı. Bek, “Etkin bir yargı süreci başlatılmalıdır. Şüpheliler hakkında soruşturma açılarak, yurt dışına çıkış yasağı konmalıdır. Sadece şirket yetkilileri değil, ölüm madeninde işletme ve kapasite artırımına onay veren siyasiler, mülki amirler de yargılanmalıdır” dedi.
“KAPASİTE ARTIŞINDA KURUM’UN İMZASI VAR”
2010 yılında işletilmeye başlayan madenin bu güne kadar Sivas-Divriği, Munzur, Malatya arasında geniş bir coğrafyada dört kez kapasite artışına gittiğini dile getiren Bek, siyanür liçi ile vahşi madenciliğin dayatıldığını ifade etti. 2022 yılında üst üste 2 kez siyanür sızıntısı gerçekleştiğinde Bakanlık tarafından göstermelik para cezası ile faaliyetlerin geçici süre durdurulsa da şirketin 3 ay aradan sonra yeniden faaliyete geçtiğini hatırlatan Bek, 3 kat kapasite artışına yönelik olumlu ÇED kararının o dönem Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı olan Murat Kurum tarafından onaylandığını ifade etti.
Adana Ekoloji Platformu, İliç'te Anagold'un işlettiği madende yaşanan iş cinayetinin sorumluları hakkında suç duyurusunda bulundu, madenin kapatılmasını talep etti@AdanaEkolojihttps://t.co/O1AV89PA0T pic.twitter.com/PhadOIx00U
— Evrensel Gazetesi (@evrenselgzt) February 27, 2024
“İKTİDAR İLİÇ’İ UNUTTURMAK İSTİYOR”
Çalık Grubu’nun “biz sadece finansal yatırımcıyız”, Enerji Bakanı’nın 'Halk sağlığını tehdit edecek bir durum yok', diyerek sorumluluğu üzerinden atmak istediğini ifade eden Bek, ilk bilirkişi raporunda Anagold'un asli kusurlu olmadığını iddia ettiğini belirterek siyasi iktidarın İliç’in ülke gündeminden düşmesini beklediğini ve adil ve şeffaf bir yargı süreci işletilmesini istemediğini dile getirdi.
“TÜM MADENCİLİK FAALİYETLERİ DURDURULMALI”
İliç'te tüm madencilik faaliyetleri durdurularak madenin kapatılmasını isteyen Bek, “Bağımsız odalar, bilirkişiler tarafından hava, su ve topraktan numuneler alınmasına izin verilmelidir. Tüm süreç, TTB, TBB, TMMOB ve ekoloji örgütleri gibi demokratik örgütlerin denetimine açık olmalı, şeffaflık sağlanmalıdır. Denetim sürecine, Fırat havzası ekosisteminin devamlı takibi mutlaka dahil edilmelidir. Göçük altında bulunan işçilere ulaşılmalı ve ailelerine tazminat ödenmelidir. Kapatılacak madende çalışan işçilere emeklerinin sömürülmeyeceği, sağlıklarını yitirmeyecekleri, ekolojik ortamda istihdam imkanları sağlanmalıdır” diye konuştu.
Bir ton topraktan sadece 1-2 gram altın elde edilmesi karşılığında binlerce ağacın kesildiğini, devasa siyanür havuzlarının açıldığını söyleyen Bek, “Bunca bedelin karşılığı olarak ülkemize kalan ise çıkarılan altının sadece 40’ta biridir ve bu da vergi afları, teşvikler ile fazlasıyla geri verilmektedir” dedi. (Adana/EVRENSEL)
"HEPSİ BİRER İLİÇ'TİR"
Kazdağı Doğal ve Kültürel Varlıkları Koruma Derneği, Erzincan İliç'te yığın liçi sahasında meydana gelen kayma sonucunda yaşanan facianın geri dönüşü mümkün olmayacak zararlara yol açması nedeniyle duyurusunda bulundu.
Yaşanılan felaketin, göz göre göre geldiğinin altının çizildiği açıklamada, "2013 yılında ve daha sonra açılan davalarda ve bilirkişi keşiflerinde yapılan uyarılar dikkate alınmamıştır. Anagold Madencilik, daha fazla kar ve rant uğruna, kapasite artışları yaparak, uygun olmayan arazi koşullarında üretime devam etmiş ve facianın yaşanmasına neden olmuştur" ifadeleri kullanıldı.
Suça sebep olanlar hakkında çevreyi kasten kirletmek ve görevi kötüye kullanmaktan yargılanmaları için suç duyurusunda bulunduklarını açıklayan dernek, ağır doğa tahribatının yalnızca bir çevre felaketi değil ekokırım suçu olduğunu belirtti.
Balıkesir ve Çanakkale'de halihazırda faaliyette olan metalik madencilik faaliyeti yürütüldüğünün vurgulandığı açıklamada, "Hepsi birer potansiyel İliç’tir. Lapseki ve İvrindi/Altıeylül’de Tümad A.Ş.’ye ait altın madenleri, Sındırgı’daki Zenit Madencilik’e ait Kızıltepe Altın Madeni, Karaayıt’taki Bilfer’e ait demir madeni, Balya’daki Eczacıbaşı’na ve Kalkım’daki CVK’ya ve Oreks’e, Lapseki Çataltepe’de Marmotek’e ait kurşun madenleri bunlardan bazılarıdır. Çalışan madenlerin dışında Bayramiç Hacıbekirler’de Cengiz Holding, Şahinli’de Tümad, Serçiler’de Koza, Orhanlar, Büyükşapçı ve pek çok yerde Bahar Madencilik, Sarıalan/Gökçayazı’da CVK Madencilik ve başka pek çok şirkete ait çok sayıda altın ve kompleks madencilik işletme ruhsatları bulunmaktadır. Bu projelerin tümüne karşı mücadelemizi çok yönlü olarak sürdürüyoruz" belirtildi. (HABER MERKEZİ)