05 Mart 2024 04:20

Amed’den Antalya’ya çok dilli konserler: Bu koro ‘dillerin yok olmaması’ için

Yeniden Sanat Müzik Topluluğundan Serdar Baysal “Gençler kendini ifade edecek yer bulamıyorlar. Yerel yönetimlere kaliteli yaşamı oluşturmada herkese eşit, adil hizmet konusunda çok iş düşüyor” diyor.

Fotoğraf: Elif Bilen Taş

Paylaş

Elif Bilen TAŞ
Antalya

Kalabalık bir ailede büyüyen Serdar Baysal’ın müzik tutkusu dengbej olan dedesiyle Amed’de başlıyor ve Antalya’da devam ediyor. 

Antalya’da Yeniden Sanat Müzik Topluluğunu kuran Koro Şefi Serdar Baysal ve ekibi şubat ayını konserlerle ve yoğun çalışmalarla bitirdi. “Tek Telden Çok Dile, Yörelerden Ezgilere” bir kış konseri sunan müzik topluluğu Türkçe, Kürtçe, Arapça, Ermenice, Arnavutça, Zazaca, Azerice, Çerkezce, Farsça dillerinde türküler seslendirdi. Farklı koro topluluklarını da çalıştıran Serdar Baysal şubat ayında çok dilli iki konser daha verdi.

Konserlerinin ardından Serdar Baysal ile keyifli bir söyleşi yaptık. Baysal, “Çiftçi bir ailede kırsalda büyüdüm. Yedi kardeşim var, müziğe merak saldım, çünkü bizim ailede dedem dengbejdi. Türkçede karşılığı müzik kullanmadan uzun havanın değişik bir versiyonu ile acıları, mutlulukları, haksızlıkları, baharın gelişi gibi bir çok olayı, duyguyu has kendi sesiyle dile getiren kişidir dengbej. Şakiro buna en iyi örnektir. Dedem bana ilham oldu, çocukluğumdan  beri müzikle uğraştım.” diyor.

‘SİYASİ NEDENLERLE KONSERVATUVARA GİDEMEDİM’

Serdar Baysal siyasi engellere takıldığını, bu yüzden konservatuar eğitim hakkının elinden alındığını da söylüyor; “93 yılında Mezopotamya Kültür Merkezi diğer adıyla Navenda Çanda Mezopotamya Amed Merkezi  açılınca ilk öğrencilerinden biri oldum. İlk müzik eğitimimi oradan aldım, amatör olarak bağlama çalmaya başlamıştım sonra profesyonel eğitim aldım. Silvan Belediyesinde müzik eğitimleri vermeye başladım. Yedi sene çalıştıktan sonra birçok arkadaşımla ihraç edildik. İktidar yanlısı olmadığımız için. Viyana’da konservatuvar kazandım ama bazı prosedürler ve siyasi nedenlerle gidemedim. Kardeşimin rahatsızlanması üzerine Antalya’ya yerleştim, kısa bir süre sonra pandemi başladı. Müzisyenlerin en çok zorlandığı dönemlerden biriydi. İntiharlar oldu. Pandemi sonrası Eğitim Sen’de küçük koro çalışmalarına başladık.”

‘ANA DİLİ HAKTIR VE HİÇBİR DİL YOK OLMAMALIDIR’

Baysal neden çok dilli konserler verdiğini şöyle ifade ediyor: “Ben yedi yaşına kadar ana dilim olan Kürtçe konuştum. Bana dayatmayla Türkçe öğretildi. Bugün bu dilde türküler öğretmeye çalışıyorum. Keşke eğitim dilim de Kürtçe olsaydı. Ana dili haktır ve hiçbir dil yok olmamalıdır. Antalya’da ilk konserimden sonra biraz çalkalanmalar olmuş Kürtçe türkü seslendirdiğimiz için. Kendi köyümde dayakla öğrenmişim Türkçeyi, bedelini de ödemişim. Bu konuda çekincem yok, dillerin yok olmaması için elimden geleni yapmaya devam edeceğim. Lakin burada başka diller de konuşuluyor. Bütün dillere aynı mesafedeyim, ulaşabildiğim bütün dillere ulaşmaya çalıştım. Korist olmak için gelenler arasında önceliğim başka dillerden türkü okuyabilmeleri, sesi titrer, sahne heyecanı olur hiç önemli değil. Önemli olan o dili yaşatmak. Koromuzun repertuvarı böylelikle genişledi. Arapça birkaç parça seslendirdim. Sonrasında Ermenice, Arnavutça, Lazca, Çerkesçe, Farsça, Zazaca eklendi. Gençlere de öncelik veriyorum, ama çalışma koşulları engel oluyor.”

‘MAHALLELERDE KÜLTÜR MERKEZLERİ KURULMALI’

Baysal, belediyede çalışma tecrübesinin olduğunu ve sanat için yapılacak hizmetlerin çok maliyetli olmadığını belirtti: “Antalya’nın kültürel ve sanatsal anlamda çok da gelişmiş bir il olduğunu düşünmüyorum. Yerel seçimlere giderken de sanatsal aktivitelere yeterli salon yok. Muratpaşa Belediyesinin kültür salonunda konser veriyoruz. Yer verme konusunda sorun yaşamadık ama salon ücretsiz verilmiyor. Bağlama, keman çalıyorum üç dil biliyorum, dokuz dilde türkülerle konser veriyorum. Benim gibi birçok arkadaşım var. Mahallelerde kültür merkezleri, sanat atölyeleri açıp gençlere ve çocuklara eğitim verilmeli. Belediyeler istihdam sağlayabilir, Döşemealtı büyük bir ilçe, Kepez yine öyle. Burada yaşayanlar neden yürüme mesafesinde müziğe, sanata ulaşamasın. Belediyeler iktidardan medet ummaksızın yapabilmelidir, çok maliyetli işler değil. Benim yedi senelik belediye bünyesinde tecrübem var. Biz öğrencilerimize sadece ders vermiyoruz, kendilerini ifade etme, değer görme, kolektif çalışma ve sorumluluklar alma konusunda da iç içe zaman geçiriyoruz. Antalya’da uyuşturucu, gençler arasında çok yaygın. Çocuklar, gençler kendini ifade edecek yer bulamıyorlar. Yerel yönetimlere kaliteli yaşamı oluşturmada herkese eşit, adil hizmet sunma konusunda çok iş düşüyor.”

ÖNCEKİ HABER

Timsah'ın Kutusu: Moyano’dan seçme öyküler

SONRAKİ HABER

Meteoroloji, 2 il için 'turuncu' 14 il için 'sarı' uyarı verdi

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa