Mersin'de EMEP halk toplantısı: “Alternatif yok diyenlere Emek Partisi var diyelim”
Mersin Emek Partisi belediye başkan ve belediye meclisi üyesi adayları Esenli Köyü’ne ziyaret gerçekleştirdi. Adayları dinleyen köylüler "Alternatif yok diyenlere Emek Partisi var diyelim” dedi
Fotoğraf: Mahsun Kılıç/Evrensel
Mahsun KILIÇ
Mersin
Emek Partisi Akdeniz Belediyesi Meclis Üyesi Adayı Halil Kara, Toroslar Belediye Başkan Adayı İmdat Dağ ve belediye meclis üyesi adayları yaklaşan yerel seçimlere yönelik Halil Kara’nın doğduğu yer olan Akdeniz ilçesine bağlı Esenli Köyü sakinleriyle buluşmak için köyün kahvehanesinde bir araya geldi. Esenli Köyü ağırlıklı olarak üzüm ve narenciye üretimi yapan bir köy. Köyün hemen girişinde 2018 yılında otoyol için kurulan taş ocaklarının izleri görülüyor, ‘tıraşlanmış dağlar’. Köyün kahvesinde oturan köylülerle selamlaşan Halil Kara konuşma yaparak köylü toplantısını başlattı.
“ÖNERGELERİMİZİ KÖYLÜLER, İŞÇİLERLE BİRLİKTE HAZIRLADIK”
5 yıl önce Akdeniz Belediyesi Meclisinde bulunan diğer partilerin ‘tek başına Emek Partisi olarak ne yapacaksın’ sorularına yanıt vererek konuşmaya başlayan Kara: “37 kişilik mecliste 3 parti var ve bana tek başına ne yapacaksın diye soruyorlardı. Tek başına olma durumu yok, verdiğimiz önergeleri çeşitli odalar, sendikalar, bilim insanları, mühendis odaları, muhtar, memur, işçi ve köylülerle birlikte hazırlayıp, onların görüşüne ve taleplerine uygun öneriler vermeye çalıştık. Sokakta verilen hak arama mücadelesinden, doğanın talanına karşı duranlardan, nükleer santrala, taş ocaklarına, polipropilen fabrikalarına, Liman genişlemesine, greve çıkan işçilerle birlikte olduk hep, önerilerde o şekilde verildi”
“ÖNERGELERİ MÜCADELEYLE HAYATA GEÇİRDİK”
Mücadele eden güçlerle birlikte hareketin sonucunda Akdeniz Belediyesinde faaliyete geçen önergelere dair konuşan Kara: “Bu kadar çok üretim yapılan Akdeniz ilçesinde tarımsal hizmetler başkanlığı yoktu, önerge ve mücadeleyle yaptırdık. Çiftçilere ücretsiz gübre verilmesi için belediye meclisinde gündeme getirdik. 500 bin lira kaynak ayrılacak henüz verilmeye başlanmadı. Pandemide zorluk çeken belediye çalışanı işçiler için önerge verdik, bu önergeyi çalışan bir işçi önerdi bize, bizde yerine getirmeye çalıştık. Pamukluk barajı olursa 180 bin dönüm arazı sulanacak bu arazin 130 bin dönümü Akdeniz ilçesi sınırları dâhilinde, bunu da gündeme getiriyoruz”
HALK MECLİSLERİ VURGUSU
Verilen önergelerin daha etkin yapılabilmesi için halk meclisleri vurgusu yapan Kara, halk meclislerinden alınan kararların belediye meclislerinde karara bağlanması gerektiğini, herkesin bu mücadeleye katkı sunması gerektiğini ifade etti.
Sözü alan kahvehanedeki köylüler, kimisi direkt soru soruyor, kimisi ise kendi arasında konuşuyor.
“SESİMİZİ DUYURMAK İSTEYENLERİN YANINDA OLMALIYIZ”
Halil Kara’nın konuşmasının ardından köylüler kendi aralarında konuşmaya başlıyor ve soru soranlar oluyor, onlara kulak vermeye çalışıyoruz. Kahveyi işleten köylü yüksek bir ses tonuyla, “Bana göre narenciye bu sene cezalandırıldı. Suyumuz yok bizim, su için bir şey yapmıyorlar. Sulama anlamında devletten destek görmedik. Meclistekiler sormuyor mu bu köylü ne yapıyor? Hani nerede ürettikleriniz diye sormuyor? Nerede il ziraat müdürlüğü, yetkili kişiler nerede? Her şey 100 katı oldu ama bizim ürünler dalda kalıyor” diye tepki gösterdi.
Sohbet eden iki köylüden biri, “Köylüler olarak örgütlenirsek doğayı talan edemezler” derken başka bir köylüde söyleneni destekler nitelikte: “Emek Partisinin açtığı yoldan güçlerine güç katmak lazım. Senin sesinin duyurabilmek için çırpınan insanların yanında olmalıyız” diye yanıt verdi.
Başka bir köylü söze müdahil oluyor ve şunu söylüyor: “Dolanır dolanır konu yine Ankara’ya gelir”. Kahve sahibi köylü biraz sert çıkışarak yanıt veriyor: “Ankara’ya varana kadar önce seni beni çiğneyecekler, bizleri çiğneyecekler. Sen üstünden geçilmesine izin verdiysen o zaman senin tepene binerler. Sen üstüne basılmasına izin vermeyeceksin o zaman ben de izin vermeyeceğim, diğeri de izin vermeyecek. Halk devlettir, devlette halktır”
Diğer köylülerde aralarında konuşuyorlar, dalında kalan ürünlerinden dolayı şikâyet ediyorlar: “Yevmiye 100 lirayken üzüm 5 lira, yevmiye 800 lira oldu üzüm ise 10 liraya bile satamıyoruz.” Yanında oturan Abdurrahman adında başka köylü de: “50 ton portakal dalında kaldı, yere döküldü hep. İhtiyacı olan gelip alsın, sağa sola bıraktık portakalları.” Abdurrahman önceki yıllarda TBMM önüne gidip eylem yapan üretici köylülerden biri.
“HERKES FİRESİZ OY VERSİN”
Kahvede oturan başkaca köylülerle konuşuyoruz, dinliyoruz onları. Bir köylü Halil Kara için şunları söylüyor: “Herkes firesiz oy versin, bu köyden çıktı ve bizim için çalışıyor. Böyle köyden çıkan insanlar söz sahibi olsun bizler de söz sahibi olabilelim”
Başka bir köylü pamukluk barajından söz ederek şunları söylüyor: “Mersin’i kazanamıyor diye Pamukluk barajını tamamlamayarak su vermeyerek cezalandırıyorlar bizleri, bu köye hiç su desteği görmedik”. Başka bir köylüde hızlıca yanıt veriyor: “Siyaset artık eskisi gibi değil, kolun nereye uzanırsa o kadarsın”
Taş ocakları konusunda bir köylü konuşuyor: “Belediyenin hükmü olsa da yok aslında çünkü tek kişi yönetiyor”
“ALTERNATİF YOK DİYENLERE EMEK PARTİSİ VAR DİYELİM”
Başka bir köylüde Halil Kara’ya dair konuşuyor: “Halil hoca sesimiz oluyorsa bizde ona destek olalım. Bu köy için çalışan meclis üyesi görmedim, Halil hoca çalışıyor o yüzden destek olalım. Alternatif yok diyenlere Emek Partisi var diyelim”
Esenli Köyü Muhtarı Feyyaz Görgülü de rezerv alanlara dair konuşuyor: “Belediyeler diyor ki, ‘bize görüş gelir, gereğini yerine getiriyorlarsa uygundur deriz.’ Üst makamların çıkardığı kanunla birlikte Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle ‘rezerv’ alan uygulamasıyla mülkü amir 100 dönüm altı için kimseye bir şey sormaz. ÇED’ kararlarını belediyelere sormadan uygulayabiliyorlar”
Halil Kara köylülerin kendi aralarında konuştukları ve gelen sorulara toplu yanıt veriyor.
“ÖNEMLİ OLAN DEMOKRATİK TOPLUMSAL MÜCADELE YÜRÜTMEK”
Taş ocakları ve Cumhurbaşkanlığı kararlarıyla alınan kararların halkın ve kitle örgütlerinin mücadelesiyle alınan kararların nasıl geri alındığını örneklerle anlatıyor Kara: “İki örnek üzerinden gidelim. Davultepe’de Cumhurbaşkanlığı kararıyla bir bölge endüstri alanı ilan edildi. Halkın mücadelesiyle karar geri alındı. Yine Karaduvar’da Polipropilen fabrikası mikro plastik üreten bir tesis açılacaktı, yine odalar, sendikalar ve halkla birlikte yoğun mücadele edildi ve o kararda geri alındı. Sadece belediyelerin verdiği kararlar değil tepeden de karar gelebilir. Önemli olan demokratik ve toplumsa mücadele yürütmektir. Elbette belediyelerin açılmak istenen tesis veya başka şeylere olumsuz yanıt vermesi halka özgüven verir”
Kara, son olarak konuşulanlara ve sorulara yanıt olarak, dalında kalan ürünlerini satamayan üretici köylülere dair Akdeniz Belediye Meclisinde gündeme getirilene dair konuşuyor: “Üretici köylülere yönelik Mecliste gündeme bir şey getirdiğimde, ‘belediyenin görevimi diye soruyorlar’ . Belediye olarak soğuk hava deposu ve paketleme tesisi açma önerisi verdik. Üretici köylülerin elinde kalan ürünleri belediyeni almasını ve alınan ürünlerin okullarda öğrencilere meyve suyu olarak verelim diye, ama buna dair bir şey yapılmadı”