Almanya ordusu savaşa mı hazırlanıyor?
Ukrayna, Almanya’nın gündemini belirlemeye devam ediyor. Rusya’nın ortaya çıkardığı Alman subayların savaş görüşmesi sermaye partileri arasında tartışma yarattı, hükümet üzerindeki baskıyı artırdı.

Fotoğraf: Diego Herrera Carcedo/AA
Yücel ÖZDEMİR
Köln
3'üncü yılına giren Ukrayna Savaşı Almanya’nın gündemini önemli ölçüde belirlemeye devam ediyor. Son haftalarda, özellikle Taurus füze başlıklarının Ukrayna’ya verilmesiyle savaşa dahil olmayı savunan koalisyon ortakları Hür Demokrat Parti (FDP) ve Yeşiller cephesinden yapılan çağrılara, Başbakan Olaf Scholz net bir şekilde karşı çıkarak bunu “kırmızı çizgi” ilan etmişti. 500 km menzili olan Taurus füze başlıklarının Ukrayna’ya verilmesi durumunda, belirlenen hedeflerin kolay bir şekilde vurulacağından hareketle savaşın kaderini belirleyeceği ileri sürülüyordu.
Tam bu tartışmaların ortasında, Rusya’da yayın yapan RT televizyonu Alman hava kuvvetleri komutanlarına ait olduğu açıklanan 38 dakikalık ses kaydı yayınlandı. Kayıtta Singapur’da bulunan Alman Hava Kuvvetleri Komutanı Ingo Gerhartz’in üç üst düzey ordu mensubuyla Ukrayna’ya olası Taurus füze başlığının verilmesi değerlendiriliyor. 19 Şubat’ta “Webex” platformu üzerinden gerçekleştiği ifade edilen görüşmede, Taurus füzeleri gönderilmesi ile ilişkili olarak Ukraynalı pilotların eğitimi ve sistemlerin programlanması sürecine verilebilecek destek ile Ukrayna’nın Tauruslar ile vurması muhtemel hedefler ve ihtimaller de ele alınıyor. Görüşmede, Rus mühimmat depoları ile Rusya’yı karadan Kırım’a bağlayan stratejik öneme sahip Kerç Köprüsü vurulacak hedefler arasında sıralanıyor. Köprünün imha edilmesi için 10-20 arasında Taurus füzesine ihtiyaç duyulduğu da konuşuluyor. Rusya’nın karadan Kırım ile bağlantısının kesilmesi daha önce de yapılan birçok bombalamayla gündeme gelmişti. Ancak bugüne kadar yapılan denemelerin çoğu köprüye ciddi bir hasar vermemişti.
HÜKÜMETE "ŞAHİN" BASKI
Savunma Bakanlığının bilgisi dahilinde yapılan görüşmenin sonuçları üzerinden Savunma Bakanı Boris Pistorius’a bir brifing verilmesi amaçlanıyordu. Basında “Dinleme skandalı” olarak verilen haber-yorumlarda, komutanların görüşmesinde ele alınan başlıklar reddedilmedi ve yalanlanmadı. Üzerinde durulan asıl konu, dinlemenin kim tarafından ve nasıl yapıldığı oldu. Bu konuda Alman ordusu içinden bir sızdırmanın mı, yoksa Rusya’nın dışarıdan teknik bir dinlemeyle mi bilgileri elde edildiği üzerinde duruluyor. Konuyla ilgili olarak Askeri İstihbarat Örgütü (MAD) incelemeleri sürdürüyor.
Ses kaydı Scholz’un “kırmızı çizgi” ilan etmesine rağmen ordu içinde bazı kesimlerin bu seçeneği hemen bir tarafa atmadığı da gösteriyor. Bunların arasında biri 19 Ocak 2023’ten bu yana bakanlık koltuğunda oturan, savaş yanlısı tutumuyla öne çıkan ve bu nedenle “savaş bakanı” olarak tanımlanan Pistorius da var. Pistorius’tan önceki savunma bakanı Christine Lambrecht, Ukrayna’ya ağır silahların verilmesini “ağırdan aldığı” gerekçesiyle yürütülen bir kampanyanın ardından istifa etmişti.
Gelinen aşamada, ordu ve hükümet içinden Tauruslar konusunda Scholz ve partisi üzerinde baskı kurmak isteyenler ciddi bir çalışma başlatmış görünüyor. Ukrayna’nın savaşın kaybedilmesi durumunda bunun sorumlusunun Taurusları vermeyen Scholz olacağı havası estiriliyor.
Bilgileri ele geçirip yayımlayan Rusya ise, Alman ordusu içinde ciddi bir şekilde savaş hazırlıklarının yapıldığını göstererek ön almanın hesabı içinde. Ancak hedef sadece bu değil. Aynı zamanda Almanya’da genel olarak partiler arasındaki tartışmayı alevlendirmek, çelişkileri derinleştirmek... Nitekim ses kaydının yayınlanmasından sonra hükümet ve muhalefet partiler arasındaki tartışmalar alevlendi. Ana muhalefet partisi CDU/CSU Meclis Savunma Komsiyonunun acil olarak toplanmasını ve Scholz’un gelip açıklama yapması talebinde bulundu. Ayıca konuyla ilgili bir araştırma komisyonu kurulması da önerildi.
Ayrıca bu olayın Rusya’nın Almanya’da yasa dışı pek çok dinleme gerçekleştirdiğine delil olduğunu ileri sürenler de var. Federal Meclis Kontrol Komitesi Başkanı Konstantin von Notz, Rusya’nın dinleme yaptığının teyit edilmesi halinde bunun oldukça sıkıntılı bir sürece işaret edeceğini dile getirdi. Federal Meclis İstihbarat Kontrol Komitesi Başkan Yardımcısı Roderich Kiesewetter de “Rusya tabii ki bununla birlikte casusluk ve sabotajı karma savaş bağlamında ne ölçüde kullandığını göstermiş oldu. Çok daha fazla dinleme söz konusu olabilir ve bunların kararları etkilemek, kişileri itibarsızlaştırmak ve manipüle etmek için sızdırması beklenebilir” ifadelerini kullandı.
SERMAYE PARTİLERİ ARASINDAKİ ÇELİŞKİLER DERİNLEŞECEK
Alevlenen tartışmalar arasında “Sakin olma”, “Kontrolü kaybetmeme” çağrıları da sıkça yapıldı. Pistorius, olayı Rusya’nın Almanya’ya karşı yürüttüğü “Enformasyon savaşı” olarak niteleyerek Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’i Almanya’da iç siyaseti parçalamaya çalışmakla suçladı. Dinlemeyi “Hibrid bir dezenformasyon saldırısı” olarak değerlendiren Pistorius, Putin’in Almanya’nın kararlı duruşunu baltalamaya çalıştığını ileri sürdü. Savunma Bakanı ayrıca, ses kaydının yayımlanması karşısında gösterilen tepkinin sağduyulu olması çağrısı yaptı.
Görünen o ki, savaşın seyrine bağlı olarak Almanya’daki sermaye partileri arasında Ukrayna politikası üzerinden çelişkiler derinleşecek. Askeri harcamaların arttırılması, Ukrayna’nın silahlandırılması konusunda el birliğiyle çalışan güçlerin bir bölümü, bundan sonra işi doğrudan Rusya ile askeri olarak karşı karşıya gelmeye kadar vardırıyorlar. Aksi takdirde, Rusya’nın bu savaşı kazanmasının söz konusu olacağına inanıyorlar. Bununla asıl olarak Almanya’nın daha fazla savaşın parçası haline gelerek, egemenlik sahasını genişletilmesini arzuluyorlar.
SCHOLZ TEMKİNLİ
Scholz’un başını çektiği kesimler ise henüz temkinli hareket ediyorlar. Savaşın kontrolden çıkabileceği, bu nedenle tahmin edilenden de büyük felaketlere yol açacağını hesaba katıyorlar. “Ukrayna’nın kaybetmemesi, Rusya’nın kazanmaması” üzerine kurulan stratejinin hayat bulması için zamana ihtiyaç olduğunu söylüyorlar.
Ukrayna kaybetmeye yaklaştıkça özellikle Avrupa’da Ukrayna savaşına en fazla destek veren ülke olarak Almanya’da tartışmalar daha da alevlenecek. Bu aynı zamanda savaşa karşı çıkan güçlerin daha fazla seslerini yükseltmeye vesile. Önümüzdeki Paskalya gösterileri bunun önemli fırsatlarından birisi olabilir.
TAURUS FÜZELERİ TARTIŞMASI
Hem Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy hem de koalisyon ortakları Yeşiller ile Hür Demokrat Parti (FDP) ve ana muhalefetteki Hristiyan Birlik partileri (CDU/CSU), daha fazla askeri yardım için süreli açıklamalar yapıyor. Bu kapsamda menzil gücü yüksek Taurus füzesi verilmesi için Scholz üzerindeki baskıyı artırıyor.
Scholz, 500 kilometre menzile sahip füzelerin Almanya’yı savaşa doğrudan taraf yapma riskini taşıdığını açıklamıştı. Ayrıca Scholz, Ukrayna’ya askeri yardımlarda sıkı iş birliği yapılan ABD’nin de Rusya’ya karşı savaşta Ukrayna’ya uzun menzilli füze vermediğine dikkat çekiyor. İngiltere ve Fransa’nın da uzun menzilli füze yardımı yapmadığını ve Taurus’un Rusya’daki hedeflere ulaşabilecek kapasitede olduğunu da sıklıkla ifade eden Scholz, ayrıca, bu füzelerin ulaştığı hedeflerin hiçbir yerde ve hiçbir şekilde Alman askerlerle ilişkilendirilmemesi gerektiğini vurguluyor. Taurus’a yönelik toplantıya dair ses kaydının tam da tartışmanın hararetlendiği şu dönem yayınlanmasının tesadüf olmadığı yorumları yapılıyor.
Tauruslar savaşın kaderini değiştirebilecek şekilde Rusya’daki askeri üsleri, stratejik köprüleri, havaalanlarını vurabilecek özelliğe sahip. Koordinatlar verildiğinde önüne çıkan engelleri aşarak hedefi bulma özelliğine sahip “akıllı füze”. Bu da Ukrayna’nın doğusunda ateşlendiğinde Moskova’da belirlenen hedefi vurabileceği anlamına geliyor.
Almanya bugüne kadar Ukrayna’ya dört Iris-T hava savunma sistemi, iki Patriot bataryası, 52 Gepard uçaksavar tankı, 90 adet Marder tipi piyade savaş aracı, 30 adet Leopard 1 ve 18 adet Leopard 2 tankı Ukrayna’ya teslim edildi. Ayrıca bugüne kadar yaklaşık 28 milyar avro tutarında askeri yardım sağlanmış, bunun 7.1 milyar avrosu bu yıl içinde verilecek.
İkinci Dünya Savaşı’ndan bu yana sözde barışçıl bir dış politika izleyen Almanya, ABD sonra Ukrayna’ya en çok yardım yapan ülke konumunda. Ukrayna savaşının Almanya’ya toplam maliyetinin ise 200 milyar avro üzerinde olduğu tahmin ediliyor. Askeri harcamaları rekor düzeyde artırırken, savaş bölgelerine silah ve asker gönderme başta olmak üzere birçok tabuyu da kırdı. Gelinen aşamada pek çok açıdan daha fazla militaristleşmiş bir Almanya’dan söz edilebilir.
Evrensel'i Takip Et