Mücadele uzun erimli bir yolculuk
Patron her türlü yöntemi deneyebilecekken işçinin yalnızca yapabileceği iki şey olduğu dersini çıkarıyoruz böylece: Birliğini bozmamak ve üretimden gelen gücünü kullanmak.
Fotoğraf: Damla Kırmızıtaş/Evrensel
MESEM öğrencileri
Sincan/Ankara
Tüm Türkiye'de farklı işyerlerinden ve sendikalardan işçiler, ücret zammı ve sendikal hakları için mücadele ediyor. Biz de hem bu mücadeleleri konuşup tartışmak hem de beraber dersler çıkartmak için Sincan'da MESEM'li çıraklarla ve hizmet sektöründe çalışan gençlerle bir araya geliyoruz. Asgari ücretin 3’te 1’ini kazanan ve neredeyse her hafta başka bir ölümün yaşandığı MESEM programında güvensiz koşullarda çalışan çıraklar için ücret problemi çok yakın bir gerçek. Aldıkları düşük ücret raporlu oldukları günlerde bile kesintiye uğrayabiliyorken patronun keyfi tutumları sebebiyle geç de yatabiliyor. Gasp edilen haklarının ve emeklerinin karşılığını nasıl alabileceklerine ise cevap verirken zorlanıyorlar. Tam bu noktada son zamanlarda gelişen işçi mücadelelerini konuşuyoruz.
Liste biraz uzun, teker teker hepsinden kısaca bahsediyoruz ama dediğimiz gibi dersler çıkartmak için toplandık. Gaziantep’te gece 3:00'da Kimpack Plastik fabrikasının önünde ek zam talebiyle toplanan işçilerin önünde konuşan EMEP Milletvekili Sevda Karaca'yı dinliyoruz. İhracat rekorları kıranların Gaziantep’in büyük patronları değil üretimi yapan işçiler olduğunu söylediğinde gençler hak veriyor, kendi fabrikalarının patronlarının övündükleri ve kendi çalışma koşulları akıllarına geliyor. Yalnız gençlerin mücadelelere dair deneyimi zayıf. Bir gencin kafasında kuşku var, atlayıp söz alıyor: “Bu işçiler o gün işbaşı yapmayınca ücretlerini alamadılar. Hem patron zam verse de yarın fazla mesai yaptırır.” Bunun üstüne mücadele etmenin uzun erimli bir yol olduğunu konuşuyoruz. Nasıl ki bu düzen bir gecede kurulmadı ise işçilerin de bir gecede hepten değiştiremeyeceğinden bahsettiğimizde hak veriyor gençler. Nitekim Kimpack işçilerinin mücadelesi de taleplerinin bir kısmının kazanılmasıyla sonuçlandı.
BİRLİĞİNİ BOZMAYAN KAZANIYOR
Bu tartışmanın üstüne patronların her an her yöntemi denediği Mitaş'ı örnek veriyoruz. Günler süren mücadelede patronun iki defa sözünden dönmesini, ücretleri eksik yatırmasını, işten atıp gözdağı vermeye çalışmasını... İşçilerin bozulmayan birliğinin ve üretimi durduran iradesinin nasıl sonunda galip geldiğini. Tüm fabrikalarda üretimi yapan işçiler iken patronların ancak bu üretimden gelen zenginlik sayesinde bir güç sahibi olabildiğini. Patron her türlü yöntemi deneyebilecekken işçinin yalnızca yapabileceği iki şey olduğu dersini çıkarıyoruz böylece: Birliğini bozmamak ve üretimden gelen gücünü kullanmak.
Kendi ürettiği çikolatayı yiyemeyen Patiswiss işçilerini, kendi sendika merkezleri tarafından terörist ilan edilen Harb-İş işçilerini, Özak Tekstil işçilerini ve daha nicelerini konuşuyoruz... Çoğunluğu AKP’ye oy veren Eti Alüminyum işçilerinin “Yukarısı sesimizi duymuyor mu?” serzenişine gençlerin cevabı net: “Duyuyor da duymamazlıktan geliyor.” E patronlar tepemizde, yukarısı sizi duymuyor, o hâlde ne yapacağız diye sorduğumuzda ise Emek Gençliğinin önümüzdeki konferansını konuşmaya başlıyoruz.
EMEK GENÇLİĞİNİN SAFLARINDA BİRLEŞMEYE
Tüm Türkiye'de geçim sıkıntısı, işçi ve emekçiler için ücret problemi giderek artarken MESEM'li çıraklar ve genç işçiler de bundan payına düşeni alıyor. Kısa bir konuşmada bile gençler kendilerinin de benzer sorunlar yaşadığını, patronun her günün hesabını tuttuğunu, kendi cebinden para çıkmasın diye her yolu denediğini, olumsuz bir şey olursa patronun bunu kendilerinden çıkaracağını, çoğu zaman da kötü davrandığını anlatıyorlar. Bunun karşısında bir şekilde ses çıkarmaya hemfikiriz ama bir kaygı hakim: "Tek başıma sesimi çıkarır isem kimse duymaz ki".
Önümüzdeki aylarda 10. Konferans sürecini tamamlayacak Emek Gençliği de tam burada karşımıza çıkıyor. Genç işçi ve çıraklar bu koşullarda hayatlarına devam ederken patronların kâr rekorları kırmasına, “yukarıdakilerin” görmezden gelmesine seyirci kalmak zorunda değiller. İşyerlerinde denetimin sağlanması, güvenli çalışma koşulları, ücret zammı, nitelikli bir mesleki eğitim talep edebilirler. Genç işçi ve çırakların tüm bu taleplerini kazanmaları sohbetimizden çıkarttığımız derslere bakacak olursak birleşip mücadele ederek mümkün. Emek Gençliğinde birleşen genç işçiler ve çıraklar tüm bu sorunların karşısında kendi sözlerini söylüyor, kendilerinden olanları bularak mücadelelerini büyütmenin yollarını arıyorlar. Çünkü başka seçenekleri olmadıklarını biliyorlar.