Kafeler, fotokopi, tüm alanlarımız kapatılıyor
Kampüs içerisindeki gelişmelerin bu denli dışarısında bırakılan, söz hakkı tanınmayan öğrenciler olarak bu işin sonunun nereye varacağını tahmin edebiliyoruz.
Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi öğrencisi
Ankara Üniversitesinin içinde dört fakülte barındıran Cebeci Kampüsünde bulunan Çatı Kafe, Coffee Break ve İletişim Fakültesinin kantininde bulunan Baykuş Fotokopi’nin kapatılacağını dönem başlarken öğrendik. Bu bilgiyi rektörlüğün bir duyurusu veya açıklaması aracılığıyla öğrenmiş olmayı biz de çok isterdik elbette! Fakat öğrencilerin bu işletmelerde çalışan kişilerle kurdukları kişisel ilişkiler aracılığıyla ve Pazartesi kampüse geldiğimizde bahsi geçen işletmelerin bazılarının toparlanıyor olmasıyla öğrendik. Rektörlük şeffaf davranıp öğrencilere bir açıklama yapmadığı için bildiklerimiz yalnızca söylentilerden ibaret. Bahsi geçen yerlerin sözleşmelerinin yenilenmediği ve buraların kim tarafından işletileceğine artık kayyum rektörün karar vereceği, az kişi tarafından da olsa konuşuluyor. Rektörün bu mekânların işletmesini eşine dostuna dağıtacağı, özellikle de oğluna vereceği dilden dile dolanmaya başladı. Kampüs içerisindeki gelişmelerin bu denli dışarısında bırakılan, söz hakkı tanınmayan öğrenciler olarak bu işin sonunun nereye varacağını tahmin edebiliyoruz.
REKTÖRLERİN KEYFİ KARARLARI CEBECİ İLE KISITLI DEĞİL
Bu senaryo elbette yalnızca Cebeci’de yaşanmıyor. Öğrencilerin ihtiyaçlarını gasp eden, bizi günümüzün büyük bir kısmını geçirdiğimiz kampüsümüzde söz sahibi yapmayan bir zihniyetin üniversitelerin demokratik geleneklerine ve eğitimine saldırısının bir örneği olarak karşımıza çıkıyor. Dışarıya göre görece daha ucuza yemek yiyebildiğimiz, ders notu çıkarttığımız yerler, muhtemelen aynı işi çok daha pahalıya yapacak kişilere peşkeş çekiliyor.
Cebeci Kampüsünün geçmişine baktığımızda ‘90’larda ve 2000’lerin başlarında öğrenci mücadelesinin çok yüksek olduğunu görüyoruz. Kampüsteki öğrencilerin gerek okulla ilgili sorunlarda gerek ülke gündemine dair konularda hızlıca yan yana gelebildiğini, tartışıp çözüm üretebildiğini görüyoruz. Bunun sebebi yan yana gelebilecekleri alanları beraber inşa etmiş olmalarıdır. Bugün ANKÜ’nün ne Rektörlüğü ne Dekanlıkları ne de AKP iktidarı bu alanları öğrencilere sunmayacak. Hatta tam aksi, AKP iktidarı yıllardır yaptığı gibi tüm araçlarıyla bu alanları tahrip etmek için çalışmaya devam edecek. Biz ise yaşanan bu gelişmelerin karşısında kampüslerde bulunan tüm imkanların öğrencilerin lehine, öğrenciler için kullanılması için mücadele etmeliyiz. Kampüsün hangi alanının ne için kullanılacağı probleminden ders saatlerinin belirlenmesi konusuna kadar, karar mekanizmalarında bulunmaya giden yolun taşlarını beraber dizmek zorundayız. Bunun yolu ise bulunduğumuz her sınıfta temsilcilik gibi demokratik öğrenci kurumları kurmaktan geçiyor.
Evrensel'i Takip Et