İran'da zorunlu başörtü yasasına itiraz eden kadınlar, gözetim altında tutuluyor ve araçlarına el konuyor
8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü öncesinde açıklama yayımlayan UAÖ; İran yetkililerinin zorunlu başörtüsü yasasına itiraz eden kadınları hedef alan geniş çaplı politikalar yürüttüğünü belirtti.
Fotoğraf: Fatemeh Bahrami/AA
8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü öncesinde açıklama yayımlayan Uluslararası Af Örgütü (UAÖ), İran yetkililerinin baskıcı nitelikteki zorunlu başörtüsü yasalarını uygulamak için kadınların ve kız çocukların kamusal alanlarda yaygın olarak gözetlenmesini ve kadın sürücüleri hedef alan kitlesel polis kontrollerini içeren geniş çaplı bir politika yürüttüğünü belirtti.
İran’ın örtünme yasalarına meydan okudukları için kadınlar; yargılandı, kırbaç veya hapis cezasına mahkum edildi ya da para cezası veya “ahlak” derslerine katılma gibi başka türde cezalarla karşı karşıya kaldı.
UAÖ'nün Şubat 2024’te topladığı 46 tanıklığın yanı sıra mahkeme kararları ve savcılık emirlerini de içeren resmi belgeler üzerinde yapılan değerlendirmede, devlete bağlı farklı birimlerin, kadınlara ve kız çocuklara yalnızca özgürlük haklarını kullandıkları için zulmedilmedildiği ortaya çıktı.
KADINLARA VE KIZ ÇOCUKLARINA; GÖZETİM, POLİS DENETİMİ, RUHSAL BASKI...
UAÖ, İran’da kadınların ve kız çocukların karşılaştığı korkutucu günlük gerçek hakkında fikir vermesi için toplandığı tanıklıklardan 20 bölüm yayımladı.
UAÖ, Orta Doğu ve Kuzey Afrika Direktör Yardımcısı Diana Eltahawy konu hakkındaki açıklamasında, “İran yetkilileri, ‘Kadın, Yaşam, Özgürlük’ protestolarının ardından zorunlu örtünmeye karşı direnişi kırmayı amaçlayan kötücül bir girişimle kadınları ve kız çocukları devamlı gözetim ve polis denetimine maruz bırakmak, günlük yaşamlarını aksatmak ve üzerlerinde şiddetli bir ruhsal baskı oluşturmak yoluyla terörize ediyor. Aşırı sert taktikleri, kadın sürücüleri yolda durdurup toplu halde araçlarına el koymaktan insanlık dışı kırbaç ve hapis cezaları vermeye kadar değişiyor” dedi.
Eltahawy sözlerini şöyle sürdürdü:
“Kadınlara ve kız çocuklara yönelik artan zulüm, BM İnsan Hakları Konseyi’nin, Mahsa (Jina) Amini’nin gözaltında ölümünden sonra bilhassa kadınlara ve kız çocuklara karşı işlenen ihlalleri araştırmakla görevli Veri Toplama Misyonunun görev süresini uzatma oylamasından birkaç hafta önce meydana gelmektedir. BM İnsan Hakları Konseyi üye devletleri, bağımsız bir uluslararası mekanizmanın, gelecekte sorumluların yargılanması amacıyla kanıtları toplamaya, birleştirmeye ve incelemeye devam etmesini sağlayarak kadınlara ve kız çocuklara yönelik saldırılardaki cezasızlık kriziyle mücadele etmelidir.”
"ARAÇ İÇERİSİNDE BAŞÖRTÜ TAKMAYAN KADINLAR ZULME MARUZ KALIYOR"
Alçaltıcı nitelikteki zorunlu başörtüsü yasalarını uygulayan birimler arasında Ahlak Koruma Polisi, trafik polisi, savcılık makamları, mahkemeler, İstihbarat Bakanlığı ve Devrim Muhafızlarının yanı sıra Besic paramiliter güçleri ve sivil giyimli diğer görevliler yer alıyor.
Kadınlar araç içinde başörtü takmadıkları için zulme maruz bırakılıyor
Resmi açıklamalara göre Nisan 2023’ten bu yana İran’ın Ahlak Koruma Polisi, başörtü takmayan veya “düzgün bir şekilde” takmayan kadın sürücülerin ve yaşları dokuza kadar düşen kız çocukların içerisinde bulunduğu yüz binlerce araca keyfi olarak el konulmasını emretti. Tanıklıklara göre bu emirler, gözetim kameralarıyla çekilen fotoğraflara veya başörtü takmayan kadın sürücü ve yolcuların olduğu araçların plakalarını rapor etmek için sokaklarda devriye gezen ve bir polis uygulaması kullanan Nazer adlı sivil giyimli görevlilerin raporlarına dayanıyor. Son aylarda yetkililer, yoğun kara yollarında kadın sürücülere karşı toplu rastgele araç durdurma ve kontrolleri de gerçekleştirdi. Polis memurları kadın sürücüleri araçlardan indirerek plakalarını sisteme girdi ve araç hakkında el koyma emri varsa, sürücüleri polis merkezlerine götürerek araçları bağladı. Uygulamaya itiraz eden kadınların arabalarını bağlamak için çekiciler getirildi.
"KADINLAR UZAK ŞEHİRLERDE MAHSUR BIRAKILIYOR"
UAÖ’nün görüştüğü 11 kadın, işe, doktora veya okula gidip gelmek gibi sıradan günlük işlerini yaparken karşılaştıkları korkutucu araç takipleri, durdurmalar ve ani bağlama işlemlerini anlattı. Polisin güvenliklerini tamamen hiçe saydığına dikkat çeken görüşmeciler, bazı kadınların işlek otoyollarda veya evlerinden uzak şehirlerde mahsur bırakıldığını söyledi.
Görüşülen kişiler, araçlarını Ahlak Koruma Polisi’nden geri alma sürecinde uzun kuyruklarla karşılaştıklarını, yetkililerin toplumsal cinsiyete dayalı hakaretler ettiğini ve kadınları ve yaşları dokuza kadar düşen kız çocukları görünüşleri yüzünden azarladığını, saçlarını örtmeleri için alçaltıcı talimatlar verdiklerini ve kırbaç, hapis cezası veya seyahat yasağı tehdidinde bulunduklarını belirtti.
"KADINLARDAN, ZORUNLU ÖRTÜNMEYE UYACAKLARI KONUSUNDA YAZILI BEYAN ALINIYOR"
Birçok vakada, Ahlak Koruma Polisi’nden üst düzey yetkililer, 15 ila 30 günden sonra, park ve çekici işlemleri için keyfi ödemelerin yapılmasının ve kadınlar, kız çocuklar ve/veya erkek akrabalarından zorunlu örtünmeye uyacakları konusunda yazılı beyan alınmasının ardından aracın bırakılmasına karar veriyor.
Diğer vakalarda, Ahlak Koruma Polisi kadınları ve kız çocukları savcılık makamlarına sevk ederek, araç içinde başörtüsü takmadıklarını rapor ediyor ve araçların bırakılmasını savcılık kararına bağlıyor.
KAMUSAL ALANLARDA HİZMETE ERİŞEMEME
Kadınlar, UAÖ’ye, toplu taşıma, havaalanları ve bankacılık hizmetlerine erişimlerinin nasıl devamlı engellendiğini ve başörtüsü takmaları şartına bağlandığını da anlattı. Devlet görevlilerinin özellikle havaalanlarında şapka takan kadınların ve kız çocukların girişini engellediğini ve giysilerinin kol boyu, pantolonları ve üniformalarının uzunluğunu ve kesimini incelediğini ifade ettiler.
17 yaşındaki bir kız çocuk, UAÖ’ye, kamera görüntülerinde sınıfta başörtüsüz göründüğü için okul müdürünün uzaklaştırma kararı verdiğini ve bir daha başörtüsünü çıkarırsa onu Devrim Muhafızları İstihbarat Örgütü’ne bildirmekle tehdit ettiğini söyledi.
"SUÇ DOSYALARININ KAPATLMASI İÇİN 5 AHLAK DERSİNE KATILIM GEREKİYOR"
UAÖ, dört kadının savcılıktan, haklarındaki suç dosyalarının kapatılması için en fazla beş “ahlak” dersine katılmalarını ve bir yıla kadar herhangi bir “suç” eyleminden kaçınmalarını isteyen emirler aldığını belgeledi. Kadınlardan biri, dersi veren savcılık yetkilisinin katılan 40 kadını yüksek boşanma oranlarıyla suçladığını ve “çıplak” göründükleri için onları azarladığını aktardı.
UAÖ, ayrıca para cezasına çarptırılan diğer üç kadının vakalarını da belgeledi. Bir kadın, pişmanlığını ifade eden bir mektup yazmaya zorlandı ve para cezasıyla tehdit edildi.
Savcılık makamları ve hakimler, para cezalarının yanı sıra birçok kadını ve kız çocuğu kırbaç ve hapis cezasıyla da tehdit etti. Bir kadın ölümle, bir diğeri ise cinsel şiddetle tehdit edildi. 16 yaşındaki bir kız çocuğun babası, UAÖ’ye, dava sırasında, bir çocuk mahkemesi hakiminin kızına saldırgan bir biçimde neden zorunlu başörtüsü kurallarına uymadığını sorduğunu ve onu kırbaç ve hapis cezasıyla tehdit ettiğini söyledi. Çocuk davada beraat etti ancak Ahlak Koruma Polisi’nde bir taahhütname imzalamaya zorlandı.
Ocak 2024’te yetkililer, Roya Heşmati’ye kamusal alanda başörtüsüz göründüğü için verilen 74 kırbaç cezasını uyguladı. Heşmati sosyal medya hesabından paylaştığı tanıklığında, “orta çağdan kalma bir işkence odası” olarak tarif ettiği bir odada bir erkek yetkilinin, bir hakimin gözetiminde kendisini kırbaçladığını ifade etti. (HABER MERKEZİ)