GSB Başkent yurdunda öğrenciler zehirlendi: Yönetim suçu valizlere attı, "ellerinizi yıkayın" dedi
Ankara Çubuk’ta bulunan GSB Başkent Kadın Yurdunda öğrenciler zehirlendi, yurt yönetimi suçu kişisel hijyen ve valizlerin odalarda tutulmasına bağladı.
Temsili | Fotoğraf: Evrensel
İrem Hazal KELLECİ
Ankara
Ankara Çubuk’ta yer alan GSB Başkent Kadın Yurdunda öğrenciler zehirlendi. 29 Şubat Perşembe günü yurda gelen ambulanslar, pazar gününe kadar gelmeye devam etti. Yurdun önüne kurulan sağlık ekibi de yeterli gelmedi. Öğrenciler yurt yönetiminin ve GSB İl Müdürlüğünün suçu “kişisel” temizliğe atmasına sinirli.
Yurtta kalan bir öğrenci, yüzlerce kadının aynı şeylerden şikayetçi olduğunu belirtiyor. Zehirlenmeler sonucunda yurtta bir sağlık ekibi kurulsa da yurdun, çoğu KYK yurdu gibi, şehrin merkezine çok uzak olması sebebiyle bir revir olması gerektiğini söyleyen öğrenci; bir sağlık sorunuyla karşılaştıklarında sürecin daha da zorlaştığını da ekliyor. Öğrenci, daha önce il müdürüne revir talebini ilettiklerini, bunun mümkün olmadığı cevabıyla karşı karşıya kaldılarını da ekliyor.
Başka bir öğrencinin aktardığına göre kurulan sağlık çadırındaki ekibin her öğrenciye farklı farklı tanılar koyuyor. Doktorlar, zehirlenme vakası olduğunu söyleyip buna göre reçete yazarken, yurt yönetimi ve Gençlik ve Spor Müdürlüğü zehirlenme olmadığını, bunun bir çeşit salgın olduğunu iddia ediyor.
Öğrenci, yaşanılan durum karşısında yurt yönetiminin yemek şirketiyle bir sorun yaşamamak ve yemekhanedeki hijyen probleminin ortaya çıkmaması için çaba gösterdiğini söylüyor.
Yurt müdürünün odaları gezdiğini aktaran öğrenci, “Ellerinizi yıkıyor musunuz?”, “Valizlerinizi odada tuttuğunuz için salgın yayılıyor”, “Ne zehirlenmesi kızım, sularda sorun var virüs kapıyorsunuz", "Valizlerin bulunduğu ortamdan tabi ki virüs kaparsınız” gibi cümleler kullanıldığını, zehirlenmenin tüm suçunun öğrencilere yıkılmaya çalışıldığını anlatıyor.
Oysa öğrenciler, zehirlenme vakalarının öğrencilerden ziyade yemekhanedeki çatal, kaşık ve tepsilerin yeterince temizlenmemesi, yemeklerin yapılışında yaşanan hijyen sorunları ya da yemekhane girişinde bulunan el yıkama alanının bir süredir kullanıma kapalı olması gibi sebeplerle yaşanmasının kuvvetli ihtimal olduğunu vurguluyor.
Bir başka öğrenci ise yurdun tüm hijyen sorunlarına rağmen GSB İl Müdürlüğünün, “Ellerinizi yıkamadığınız için hasta oluyorsunuz” şeklindeki sorumluluğu kabul etmeyen tavrına tepki gösteriyor:
“Yemeklerde, odalarda hijyenik koşullarımız yok. Odalarda genel olarak 6 kişi kalıyoruz. Temizli sık yapılmıyor, ıslatılmış mop ile geçiliyor. Tuvaletler çok nadir temizleniyor. Yemekler için çok uzun sıra bekliyoruz. Bunun üzerine yemeklerden sürekli saç, böcek çıkıyor. Hatta geçtiğimiz günlerde arkadaşımın yemeğinden tavuk ayağı çıkmış.”
Yine yurtta kalan başka bir öğrenci ise “Zeren’i kaybettiğimiz dönemde yurtta artan protestolar sonucunda direnişi kırmak adına İl Müdürünün öğrencilerle konuşmak için aldığı toplantıda tüm bu sorunlardan bahsedildi ancak pratikte bir şey değiştirilmedi" şeklinde konuştu. Yurtların yeterince temizlenmediğini ve temizlendiğinde de tüm katın aynı kirli suyla temizlendiğini ifade eden öğrenci, bu zehirlenme vakasının beklenilen bir şey olduğunu söylüyor.
İl müdürüyle yapılan toplantıda, bu sorunun yanında aynı zamanda personel eksikliğine de dikkat çekildiğini söyleyen öğrenci, bin 500 kişilik bir yurdu tek bir kişinin temizlemeye çalıştığını ve bunun yetersiz bulduklarını söylediklerinde cevap olarak “Uzak olduğu için kimsenin burada çalışmak istemediği” yanıtını aldıklarını aktarıyor.
Bunların yanında, tüm mağduriyetlerine karşın yurt müdürünün alaycı tavrıyla yüzleştiklerini vurgulayan öğrenci, yurt yönetiminde yer almak istediklerini, bunu da bir temsil kurulunun kurulması ve bu kurulun yurt yönetimini denetlemesini istediklerini söylediklerinde aldıkları yanıtın “Olur mu öyle şey?” şeklinde olduğunu belirtiyor.
Daha önce medyada da yer bulan bir asansör düşmesi olayı yaşadıklarını ve bu olayda bir arkadaşlarının panik atak geçirdiğini söyleyen öğrenci, yurda sağlık ekiplerinin yurt müdürlüğü tarafından sessiz sedasız sokularak olayın üstünün kapatılmaya çalışıldığını ifade etti.
Halihazırda yurtta barınan öğrencilerin 4 saat gibi uzun bir süreyi bulan yolculuklar sonucunda yurda vardığını ve oturup sorunlarını ve taleplerini konuşabilecekleri vakitlerinin olmadığını söyleyen öğrenci, "örgütlülük ve dayanışma imkanlarının az olduğu bir ortamda iktidarın ve kuklası olan yurt yönetiminin" öğrencilerin birbirinden bihaber olmaları için elinden gelen tüm yöntemleri kullandığını söyledi ve ekledi:
“Bizler tüm karşımıza koyduklarınıza direniyor ve bizleri sıkıştırmaya çalıştığınız bu alanlarda dayanışmayı büyütüyoruz çünkü, biliyoruz ki bizim birliğimiz bu düzeni elbet altüst edecek."