Birleşik Metal-İş Kadın Komisyonu: Haklarımızdan, eşitlik mücadelemizden vazgeçmiyoruz
Gebze’de kitlesel basın açıklaması gerçekleştiren DİSK Birleşik Metal-İş Sendikası üyesi kadın işçiler, "Haklarımızdan, eşitlik mücadelemizden vazgeçmiyoruz” dedi.
Fotoğraf: Evrensel
Birleşik Metal-İş Kadın Komisyonu, 8 Mart öncesi talepleriyle yan yana geldi. Gebze Kent Meydanında gerçekleştirilen buluşmada metal işçisi kadınlar "Yaşasın 8 Mart", "Kadın yaşam özgürlük" ve "Yaşasın kadın dayanışması" sloganları attı. Kadınların eylemine Emek Partisi (EMEP) Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Arzu Erkan da destek verdi.
Dövizleriyle, pankartlarıyla Gebze Kent Meydanına yürüyen metal işçisi kadınlar, burada basın açıklaması gerçekleştirdi.
Kadın Komisyonu adına basın açıklamasını Gebze 1 No'lu Şube üyesi Emine Azak ile Gebze 2 No'lu Şube üyesi Kezban Türkmen okudu.
Açıklama sırasında sık sık “Kadın, yaşam, özgürlük”, “Yaşasın 8 Mart, yaşasın kadın dayanışması”, “Sendikalı, sigortalı, güvenceli iş”, “ILO 190 onaylansın, 6284 sayılı yasa uygulansın” sloganları atıldı.
Kadın işçiler, yaptıkları açıklamada, hayatın her alanında olduğu gibi iş yaşamında da toplumsal cinsiyet temelli birçok eşitsizlik ve ayrımcılıkla yüz yüze olduklarını belirtti:
“İşyerlerinde ücret eşitsizliğine, cinsiyetçi istihdam ve işbölümüne, cinsiyetçi dile, sadece kadın olduğumuz için işe alım süreçlerinden başlayan ayrımcılıklara, emeğimizin görünmez ve değersiz kılınmasına, erkek şiddeti ve tacizine karşı mücadelemiz devam ediyor.”
Kadınların kazanılmış haklarına yönelik saldırıların hız kesmeden sürdüğüne dikkat çeken kadın işçiler, hükümetin Orta Vadeli Programına ve iş yasalarında yapılmak istenen değişikliklere işaret etti. Hükümetin bu düzenlemelerle kadınlar için esnek, güvencesiz ve evden çalışmayı daha da yaygınlaştırmayı hedeflediğini vurgulayan kadın işçiler, “Böylece tüm bakım yükü ve ev işlerinin yine kadınların omuzlarına bırakılması planlanıyor. Bu asla kabul edilemez! Hayatlarımızı eve sığdıramazsınız! Bakım işini sadece kadınların görevi olarak görmekten vazgeçin!” diye konuştu.
İstanbul Sözleşmesi’nden çıkan hükümetin şimdi de Medeni Yasa’yı hedef aldığını belirten kadın işçiler, “Medeni hukuka dokunmanın laikliğe dokunmak demek olduğunun bir kez daha altını çiziyoruz. Gericiliğe asla geçit vermeyeceğiz” ifadelerini kullandı.
"EŞİT VE ÖZGÜR BİR DÜNYA KURACAĞIZ"
Birleşik Metal-İş Kadın Komisyonu tarafından yapılan açıklamanın tamamı şu şekilde:
“Kadınlar, tarih boyunca vermiş olduğu mücadelelerle seçme-seçilme hakkından kürtaj hakkına, çalışma hakkından medeni hukuka kadar kamusal ve özel alana yönelik nice kazanımlar elde etti. Biz kadınlar halen eşitlik ve özgürlük taleplerimizi yükseltirken, kazanılmış haklarımıza yönelik saldırılar da hız kesmiyor.
Bu 8 Mart’ı da ekonomik krizin, yerel seçim gündeminin gölgesinde, kadınlar için daha esnek ve güvencesiz istihdam arayışları içinde; medeni hukuk, anayasa değişikliği söylemleri altında saldırıların arttığı bir dönemde karşılıyoruz.
Bizler, ataerkil kapitalist düzene ve toplumsal cinsiyet eşitsizliğine karşı tepkimizi her yerde yükseltiyoruz. İşyerlerinde ücret eşitsizliğine, cinsiyetçi istihdam ve işbölümüne, cinsiyetçi dile, sadece kadın olduğumuz için işe alım süreçlerinden başlayan ayrımcılıklara, emeğimizin görünmez ve değersiz kılınmasına, erkek şiddeti ve tacizine karşı mücadelemiz devam ediyor.
Kadın istihdamının önündeki en büyük engel, çocuk ve yaşlı bakımına yönelik sosyal politikaların yokluğudur. Kreş fiyatlarındaki yüksek artış, kreşlerin sayısının yetersizliği kadınları istihdamdan çıkarıyor.
Hükümet, yaygın kreş ve yaşlı bakımı hizmeti sunmak yerine patronlarla kafa kafaya verip kadınların daha esnek, güvencesiz ve evden çalıştırılmasına yönelik hukuki düzenlemeleri Orta Vadeli Programına koymuş durumda. Böylece tüm bakım yükü ve ev işlerinin yine kadınların omuzlarına bırakılması planlanıyor. Bu asla kabul edilemez. Hatırlatıyoruz, bakım hizmetlerini omuzumuza yıkıp, hayatlarımızı eve sığdıramazsınız!
Bakım işini sadece kadınların görevi olarak görmekten vazgeçin! Aile bireyleri başta olmak üzere erkekler, aile içi iş yükünü, sorumluluğu eşit olarak yüklenmelidir. Ayrıca devlet ve işverenlerden ücretsiz, nitelikli kreş ve yaşlı bakım evlerini bir kamusal hizmet olarak almak en temel hakkımızdır. Kadınlar için esnek ve güvencesiz işler değil; düzenli, güvenceli ve sendikalı çalışma yaygınlaştırılmalıdır. Bu nedenle her mahalleye kreş ve yaşlı bakım evleri, her sanayi bölgesine kreş açılmalıdır."
"HAKLARIMIZA SALDIRMAKTAN VAZGEÇİN"
"Tek adam rejimi, cemaatler ve tarikatlarla birlikte İstanbul Sözleşmesi’nden sonra, şimdi de ana rahmine düştüğümüz günden ölümümüze kadar -hatta miras hukukuyla ölümden sonra da- sahip olduğumuz haklarımızın güvencesi olan medeni hukuku gündemine almış, çalıştay adı altında tartışmaya açıyor. Bizler medeni hukuka dokunmanın laikliğe dokunmak demek olduğunun altını bir kez daha çiziyoruz. Gericiliğe asla geçit vermeyeceğiz.
Bizler, yüzyılı aşkın bir süredir erkek egemen düzene, erkek şiddeti ve tacizine karşı evde, işte, sokakta, yaşamın her alanında özgürlük ve eşitlik mücadelemizi sürdürüyoruz.
Biz metal işçisi kadınlar, sendikalarda, işyerlerinde yaşamın tüm alanlarında kadınları yok sayarak eşit, özgür ve demokratik toplum inşa edilemeyeceğinin altını çiziyoruz. Kadın mücadelesinin dönüştürücü gücüne olan inancımızla, ataerkiye ve sömürü düzenine karşı isyanımızla eşit ve özgür bir dünya kuracağız.”
ÜCRETSİZ KREŞ, EŞİTLİKÇİ POLİTİKALAR...
Birleşik Metal-İş üyesi kadın işçiler, taleplerini ise şöyle sıraladı:
- Kadının üzerinden bakım yükünü alacak sosyal politikalar hayata geçirilmeli, ücretsiz kreş ve yaşlı bakımevleri yaygınlaştırılmalıdır. Her mahalleye, sanayi bölgesine ücretsiz, nitelikli kreşler açılmalıdır.
- Çalışma yaşamında kadın-erkek tüm işçiler, sayı sınırı olmadan, kreş hizmetlerinden faydalanmalıdır. Ebeveyn izinleri uygulanmalıdır.
- Kadına yönelik her türlü ayrımcılık sonlandırılmalı, eşitlik politikaları hayata geçirilmelidir. İstihdamda eşitlik sağlanmalı, cinsiyetçi işbölümü sonlandırılmalıdır.
- Kadınlar için güvencesiz, evden çalışma gibi esnek çalışma biçimleri değil; güvenceli, düzenli ve sendikalı çalışma hayata geçirilmelidir.
- İstanbul Sözleşmesi, ILO’nun 190 sayılı Şiddet ve Taciz Sözleşmesi ve 6284 sayılı yasa etkin bir şekilde uygulanmalıdır.
- İşyerlerinde kadına yönelik erkek şiddeti ve tacize karşı önleyici politikalar ve prosedürler oluşturulmalı, bu konuda farkındalık çalışmaları, eğitimler yapılmalıdır.
- Sendikalaşmanın önündeki tüm engeller kaldırılmalıdır.
- Toplumsal cinsiyete duyarlı işçi sağlığı ve iş güvenliği politikaları hayata geçirilmelidir.
- Medeni Kanun’dan doğan haklarımıza, nafaka hakkımıza yönelik saldırılar son bulmalıdır. Boşanmalar değil, şiddet ve taciz durdurulmalıdır.
- Devlet, demokratik kurum ve kuruluşlar, emek ve meslek örgütleri, sendikalar toplumsal cinsiyet eşitliğini benimsemeli ve kadını güçlendirecek çalışmalar için bütçe ayırmalıdır.
Basın açıklaması, “Yaşasın 8 Mart! Yaşasın kadın dayanışması!” sloganlarıyla son buldu. (Gebze/EVRENSEL)