8 Mart 2024 08:00
/
Güncelleme: 11:17

‘Cennet’ten uzak bir parça: Aydınlı Mahallesi

Tuzla Belediye Başkanı Şadi Yazıcı’nın anlattığının aksine, Tuzla’daki marinaların ardındaki işçilerin yaşadığı mahallelerde cennetten bahsetmek imkansız. O mahallelerden biri Aydınlı.

‘Cennet’ten uzak bir parça: Aydınlı Mahallesi

Fotoğraf: Evrensel 

Hilal TOK
İstanbul

Yoğunluklu olarak işçilerin yaşadığı, sınırları içerisinde Tuzla Organize Sanayi Bölgesi bulunan, Tuzla’nın en kalabalık mahallesi, 70 bine dayanan nüfusuyla Aydınlı Mahallesinde yerel seçimlere doğru işçilerle, emekçilerle, emeklilerle, gençlerle ve işçi adaylarla bir araya gelerek, “Nasıl bir mahalle, nasıl bir yerel yönetim?​” sorusuna yanıt aradık. 

Tuzla’da, 1992 yılından beri yerel yönetim hep aynı siyasi akım elinde: Refah Partisi, Fazilet Partisi, AKP... 2009 yılından beri ise Şadi Yazıcı Belediye Başkanı. Bu yıl 3 dönem kuralına takılsa da yeniden aday. 2009 yılından 2019’a kadar oylarını her seçim sürecinde artıran Yazıcı’nın bu dönem “kesin kazanacağı” fikri ise sallantıda. Hem geçtiğimiz yerel seçimlerde CHP ile arasındaki oy oranı 6 bin 315 idi hem de son genel seçimlerde AKP yüzde 34.93 oy olarak 2018’deki yüzde 42 oy oranının da gerisine düştü. Dolayısıyla Tuzla’da seçmenlerin fikirlerinde bir değişim olduğu açık. Elbette AKP’den ayrı olarak Şadi Yazıcı’nın bireysel olarak da Tuzla’da bir etkisi var. 

TUZLA’DA MARİNALAR CENNETİNİN ARDI

Yazıcı da bunu görmüş olacak ki, bu seçimde hazırlıkları elden bırakmıyor. Seçim startı verilir verilmez Milliyet gazetesine verdiği demeçlerde, “Tuzla’yı bir cennet” olarak sunup, ilçeyi “Çilesiz ulaşım merkezi, bilim ve sanatla dolu” olarak tarif ediyor. Milliyet gazetesinden Eren Aka ile Tuzla’nın marinalarını geziyorlar ve Tuzla’nın bir cennet olduğu sonucunu çıkarıyorlar. Kuşkusuz Tuzla’nın marinaları bir görsel cennet sunabilir kimilerine ama bu marinaların ardındaki işçilerin yaşadığı mahallelerde bir cennetten bahsetmek imkansız. O mahallelerden biri Aydınlı. Sınırları içinde bulunan “Konaşlı” bölgesinde imar sorunu ile yıllardır mağdur edilen mahallenin sesi duyulmuyor, bu bölge Tuzla Deri Sanayisindeki işçilerin kurduğu ve yaşadığı bir yer. Aydınlı’nın diğer bölgelerinde de sorunları dinliyoruz mahallelilerden: “Sosyal alan yok, doğru dürüst yol çalışmaları bile yok, kaldırımlar kullanıma uygun değil, burası ilçenin en kalabalık mahallesi olmasına rağmen terk edilmiş bir bölge gibi…” 

İŞÇİ MAHALLESİNDE KADIN İŞÇİ ADAY

Aydınlı’ya doğru yola çıktığımızda sorunu daha en başında ulaşımda yaşıyoruz. İş giriş ve çıkış saatlerinde mahalleye giden otobüsler tıklım tıklım! Mahalleye giden bazı hatların sırasındaki insan sayısı 300’ü buluyor. Mahalleye direkt giden bir araç yok, Kartal’dan ya da Pendik’ten neredeyse tüm mahalleleri, iki üç ilçeyi dolana dolana varıyoruz. Yazıcı’nın dediği “Ulaşımı çilesiz merkez” burası değil anlaşılan.

DERNEKLER İŞÇİ SUNA’YI ADAY GÖSTERMİŞ

Mahalleye vardığımızda, bir tarafında gecekondular, bir tarafında lüks büyük binalar ya da eski 3-4 katlı binaların olduğu bir yerle karşılaşıyoruz. Mahallenin bir işçi muhtar adayı var. İlk önce onunla bir araya geliyoruz. Suna Eker, 52 yaşında bir çocuk annesi, bekar yemekhane işçisi bir kadın. Mahalledeki derneklerin ortak kararıyla aday çıkmış. Erzincanlı, 8 yıl tekstil işi yapmış, kreşte çalışmış, şimdi de bir fabrikada yemekhane işçisi olarak çalışıyor. Emekli olmasına rağmen çalışan yüz binlerce emekçiden biri. 

suna Eker

Fotoğraf: Evrensel 

YOKLAR MAHALLESİ...

Mahalleyi tarif ediyor önce Eker, “Bir işçi adayımız olsun dediler, neden olmasın dedik. Neden işçiler yönetmesin? Öyle girdim bu koşuşturmaya. Bu mahallede gençler uyuşturucu gibi alışkanlıkların ağında. Gençler için kültür merkezi, sanat merkezi gibi, gençlere fırsat sunan hiçbir şey yok. Burada bir sağlık merkezimiz yok, en yakın hastane yarım saat uzaklıkta. Herkesin koşulları bir taksi tutup oraya acilen gitmeye yetmeyebiliyor. Okullarımızda öğretmenlerimiz bile eksik, işçilerin çocukları yine işçi oluyor. Onları geliştirecek, hedeflerinin olmasını sağlayacak eğitim merkezlerimiz yok. Çocuklarımız için kreşimiz, yaşlılarımız için bakım merkezlerimiz yok. Burada kimin evine gitsek kreş talebinde bulunuyor. Devlet kreşi istiyoruz, bu işçi kadınların büyük ihtiyacı. Çocukları bırakacak yer bulamadıkları için çalışamıyorlar, çalışamadıkları için geçinemiyorlar. Kadına şiddet de bu mahallede yoğun, kadınlar için bir sığınmaevimiz olmalı, onları güçlendirecek mekanizmalar kurulmalı. Ulaşım yetersiz, nefes alamıyoruz otobüslerde. İşçi emekçiler için, onların aydınlık bir geleceği olması için çağdaş, güzel bir Aydınlı istiyoruz” diyor. 

PROPAGANDA YAPILMASIN DİYE PARA VERMİŞLER

Eker, demokratik bir seçimin bir mahallede bile nasıl tarumar edildiğini çarpıcı örnekle anlatıyor: “Burada Emlak Konutları var, seçim broşürleri dağıtmaya gittik. Sitenin yöneticisi bize burada dağıtım yapmamızın yasak olduğunu söyledi. Mahalledeki AKP’li iki muhtar adayı, buraya başka adayların giremeyeceğini söyledi.  Blokların örneğin asansörünü kiralamış, sadece o muhtar adayı kullanabilirmiş orayı. Her yerde para konuşuyor yani. Benim seçme ve seçilme hakkım var. Biz tepki gösterince, şikayet etmeyelim diye bu sefer bize ‘Size burada bir toplantı yapalım’a çevirdiler. Kabul etmedim, buna izin vermeyeceğiz. Her şey paraya dökülmüş, hadi ben kendimi tanıttım diğer adaylar nasıl tanıtacak? Bir sitede bile seçim rantı böyle dönüyor işte… Mahallede para veren erkeklerin siyaseti dönüyor. Herkes yarışabilir ama böyle değil.”

"HALKIN DENETLEYECEĞİ BİR MAHALLE"

Eker, mahallede AKP’nin rant planını da şöyle anlatıyor: “2009 seçimleri ve 2010 Anayasa referandumu döneminde Tuzla Belediyesi bölgenin bir kısmı için imar planı çıkardı. Bu kararla mahalle imarlı ve imarsız alanlar olarak ikiye bölündü. İmarlı alana TOKİ ve İBB binalar yaparken, imar planı çıkarılmayan alandaki hak sahiplerinin mağduriyeti yıllardır çözülmüyor. Vatandaşın ise imar hakkı yok. Konaşlı çok karanlıkta kalan bir yer. Yoksulluğun ağır olduğu, yalnız kalmış bir mevki.”

Konaşlı mahallesi

Fotoğraf: Evrensel 

TEPKİLİ GENÇLER ZAFER PARTİSİNİ DESTEKLİYOR

AKP ve CHP’ye tepkili olan gençler arasında, göçmen düşmanı Zafer Partisine yakınlık duyuluyor. Bir kafede çeşitli fabrikalarda çalışan gençlerle buluştuğumuzda, neden Zafer Partisine oy verdiklerini anlatıyorlar: Biri “İnsanın takım tutar gibi parti tutmasına karşıyız. Seçenek yok karşımızda, yani iki seçenek sunuluyor ya AKP ya CHP ikisini de istemediğimiz için Zafer Partisine oy vereceğiz. Genel seçim sonrası Sinan Oğan hepimizi yarı yolda bıraktı. Ona tepkiliyiz. Küçüklüğümüzden beri gördüğümüz; Şadi burada. Şu yola bakın. Ana caddedeki yol araba sürülecek vaziyette değil. Asfalt yok. Aydınlı’ya bir çivi çakmıyorlar. Sosyal yaşantı yok burada. Işıklandırmanın olmadığı yerler var, kadınlar özellikle tek başlarına yürüyemiyor karanlıkta. CHP büyükşehiri alınca sevinmiştik, daha çok halkın denetimi olur diye düşünüyorduk. Ama yine olduğu gibi devam etti. Gelen hep kendi menfaatini düşünüyor. Şadi’nin burada AKP dışında da bir oyu var. O yüzden yeniden alabilir seçimi. CHP’li olup yardım aldığı için Şadi Yazıcı’yı destekleyen tanıdıklarımız var. Hep müteahhitlik geçmişi olanlar, ya da ilişkisi olanlar aday. CHP’si de AKP’si de öyle.”

Gençler, “koltuğa kim oturursa kendini düşünüyor” tarifi yaparken, belediyelerde dönen rant ve yolsuzluğa da en çok tepkiyi gösteriyorlar. Gelen kimsenin bu düzeni değiştiremeyeceğini düşünüyorlar. “Biz tepki oyu olarak Zafer Partisine oy vereceğiz. İki seçeneğe de sıkışmak istemediğimiz için. Yoksa bir şey olmayacağını biliyoruz” diyorlar.

EMEKLİ OLUP HÂLÂ ÇALIŞIYORLAR: DERDİMİZİ İYİ ANLATMAK LAZIM

Aydınlı’da kahvehanelerinde konuştuk yerel seçimleri. “Fakir fakirleşirken zengin zenginleşti. Belediyesiyle, yerel yönetimiyle her şeyiyle bu iktidarı değiştirmemiz lazım” diye anlatıyor Emekli Celal, “Sosyal yaşantımız yok, Murat Kurum’un yolsuzlukları çok büyük. Artık halimizi bilen, gören, değiştirmeye uğraşacak yöneticiler istiyoruz.”

Masadaki bir deri işçisi “Sinirlenmeden, gerilmeden, bu düzeni hâlâ savunan halka evdeki yangının sebebini anlatmak lazım” diye öneride bulunuyor. Ardından “Bu dönem umut var. AKP’nin Tuzla’da oyları epey düştü. Kaymağı yiyenler belli, yoksullar da belli, yeniden kazanmalarına izin vermeyelim” diyor.

"TAPU SÖZÜ TUTULMADI, SOSYAL YARDIMLARLA OY TOPLANDI"

Bir başka emekli de, “Ülkeye bak ne durumda, işçiler bitmiş! Ben emekliyim hâlâ sanayide çalışıyorum, 60 yaşındayım” diyor. Bu gidişatın değişmesini istiyor ama, “AKP’si de CHP’si de aynı, umutlu değilim” diye devam ediyor. Bir başkası giriyor söze, “Bu mahallede 70 bin insan var bir hastane yok. Aydınlı halkına bir hastane şart” diyor. Eski bir deri işçisi de, “Bence bu sefer Şadi gider. Mahallemize bakıyorum kaç senedir hiçbir gelişme yok. Şadi hep patronlardan, müteahhitlerden yana. Şadi yardımlarla alıyor hep oyu. Sosyal yardımlarla seçmenini bağlıyor. Konaşlı’da Şadi belediye başkanı olmadan önce bize tapu vereceğini söylüyordu, bir tane tapu vermedi. Halk artık ekmeğe muhtaç, bir ekmeğe oy veriyorlar. Ama yoksullaştıran da onlar” diyor.

Masadakiler muhalefeti de eleştiriyor: “Halk yoksul, korkudan sokağa da çıkamıyor. CHP halkı niye sokağa çağırmıyor bu sefalete karşı? Bu değişimi yapacak olan halk. Ama bu halkı birleştirmek lazım” diyor.

Bahçıvanlık yapan bir emekli de, “Tuzla’da da, ülkede de bir değişim olmasını istiyorum. Belediye başkanı hep kendi adamlarını kuruma alıyor. Hep rant dönüyor. Emekli sadece kahvehaneye geliyor, başka hiçbir yere gidemiyoruz” diyor. Deri sanayide hâlâ çalıştığını söyleyen bir başka emekli de, “Biz çok kızıyoruz, AKP’lilere tahammül edemiyoruz. Ama onlara anlatabilmek lazım kendimizi, kızmakla, küsmekle çözüm olmayacağını gördük” diyor.  

TUZLA’NIN İŞÇİ ADAYI: DERİ İŞÇİSİ SALİH AKÇA

Mahallede kimle konuşsak genel seçimlerin ardından daha da umutsuz bir hava seziyoruz. Önceki seçimlerde İmamoğlu’nun adaylığı büyük umut veriyordu. Şimdi “Her gelen aynı” söylemi daha çok öne çıkıyor.

Tuzla Belediyesinde ise müteahhit ve patron adayların dışında işçi bir aday göze çarpıyor. Tuzla belediye başkan adaylarından biri 21 senelik Deri İşçisi Salih Akça. Deri işçiliği sırasında iş yeri temsilciliği ve  Deri-İş Tuzla Şube Sekreterliği yapmış, iki dönem Emek Partisi Tuzla ilçe başkanlığı görevini üstlenmiş. Akça, deri sanayisindeki deri atıklarından kaynaklı koku sorunundan ulaşıma, barınma sorunundan kentsel dönüşüme, sosyal ve kültürel alanların eksikliğinden altyapı problemlerine kadar uzanan yerelin bütün sorunlarının EMEP’in mücadele esaslarını oluşturduğunu anlatıyor. 

Halkçı bir belediyecilik için yerelde birliklerin kurulması ısrarlarının nedenini Akça şöyle açıklıyor: “Bu seçim dönemi kentlerin kâr ve rant kaynağı olarak yağmalanmasına karşı bir mücadele sürecidir aynı zamanda. Emekten yana bir yerel yönetim için her yerleşim bölgesinde atanmış temsilcilerin değil halkın kendi temsilcileriyle birlikte kendini yönettiği bir yerel yönetim için, seçilen kişilerin üstlendiği görevleri yerine getirmemesi durumunda halk tarafından geri alınabildiği bir yerel yönetim istiyoruz. Bunun için adayız, bunun için mücadele veriyoruz. İşçiler seçeneksiz değil, kendi adaylarıyla, kendilerinin denetlediği, yönettiği bir yerel yönetim mümkün” diyor.

EVRENSEL'İNMANŞETİ

Çayırhan’da çakal sofrası

Çayırhan’da çakal sofrası

AKP iktidarının özelleştirmek istediği Çayırhan Termik Santrali ve maden işletmesinin ‘adrese teslim’ ihalesi bugün gerçekleştirilecek. İşçiler ve kamuoyu özelleştirmeye karşı çıkarken, adrese teslim ihaleye sicili kabarık patronların katılması bekleniyor. Çayırhan’ı yutacak sofrada IC İçtaş, Cengiz, Kolin, Limak, Alagöz, Ciner, Yıldızlar SSS var. Ödenmeyen işçi ücretleri madenin satış fiyatından fazla!

317.36 milyon TL: Yunus Emre Termik Enerji Santralinin son 3 ayda ürettiği elektriğin değeri

204.9 milyon TL: Aynı dönemde 1000 işçinin ortalama ücretlerden patrona 'maliyeti'

0 TL: Şirket 2021, 2022 ve 2023 yıllarında hiç vergi ödemedi

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
2 Mart 2025 - Sefer Selvi

Evrensel'i Takip Et