9 Mart 2024 18:03

Adana’da kadınlar barış, eşit bir dünya, ve eşit işe eşit ücret istedi

Adana Kadın Platformu’nun düzenlediği 8 Mart yürüyüş ve mitinginde bir araya gelen kadınlar barış, eşit bir dünya ve eşit işe eşit ücret talepleri ile yürüdü.

Adana’da kadınlar barış, eşit bir dünya, ve eşit işe eşit ücret istedi

Fotoğraf: Volkan Pekal/Evrensel

Adana Kadın Platformu’nun"Eşit, özgür, adil, şiddetsiz ve savaşsız bir dünya kuracağız" sloganı ile düzenlediği 8 Mart yürüyüş ve mitinginde bir araya gelen kadınlar barış ve eşit bir dünya, eşit işe eşit ücret talepleri ile yürüdü.

Uğur Mumcu Meydanı’nda gerçekleşen 8 Mart mitingi Kasım Gülek Köprüsü’nden yürüyüşle başladı. Kadınlar sömürüsüz, şiddetsiz bir dünya ve İstanbul sözleşmesinin uygulanmasını talep etti. Üniversite öğrencileri güvenli kampüs, güvenli kampüs talep etti. Deprem bölgesinde rantçı politikalara tepki gösteren kadınlar cezaevindeki mahpis kadın siyasetçilerin fotoğraflarını taşıdı. Ülke genelinde yılı direniş ve grevlerle geçiren kadın işçiler platformdan selamlandı.

“KOLLEKTİFA RİTMÊN AZAD’IN SAHNEYE ÇIKMASI YASAKLANDI”

Kadınlar miting alanına gelmesi ile yağmur başladı. Yağmur altında devam eden mitingde Yasemin Göksu sahne aldı. Sahne alması planlanan  Kollektifa Ritmên Azad grubunun mitingde sahne alması haklarında yürütülen bir soruşturma gerekçe gösterilerek Valilik tarafından yasaklandı. Yasağa kadınlar tepki gösterdi.

“DİŞİMİZLE TIRNAĞIMIZLA KAZANDIĞIMIZ HAKLARIMIZI TESLİM ETMEYECEĞİZ”

Adana 8 Mart mitingi

Fotoğraf: Volkan Pekal/Evrensel

8 Mart ortak metnini Derya Çiçek Nar ve Selma Çınkır okudu. Dünyanın bir çok yerinde kadınlar ve LGBTİ+’ları hedef alan sağ muhafazakar çizginin yükselme eğiliminde olduğuna dikkat çeken Derya Çiçek Nar, Türkiye’de de  yanına Yeniden Refah ve HÜDAPAR’ı da alan AKP, MHP iktidarının aynı çizgide olduğunu ifade etti. Kadınları ev içi ücretsiz emek, kutsal aile ve annelik üzerinden evlere hapsetmeye çalışan iktidarın İstanbul Sözleşmesinin de feshedilmesinin ardından 6284 Sayılı Kanun’u da hedefe koyduğunu dile getiren Nar, “Dişimizle tırnağımızla kazandığımız haklarımızı ataerkiye teslim etmeye niyetimiz yok” dedi.

“SERMAYE BÜYÜRKEN KADINLAR GÜVENCESİZLEŞİYOR”

Neoliberal politikaları sonuçlarının Türkiye’de de yaşandığını ifade eden Nar, iktidarın yaptığı düzenlemelerle esnek çalışmayı yaygınlaştırarak  kadınların ev içindeki ve emek piyasasındaki konumunu olumsuz etkileyen bir politika izlediğini ifade etti. Devletlerin sorumluluğunda olması gerekirken çocuk, hasta, yaşlı, engelli bakımının metalaştırıldığını ifade eden Nar, fiyatlarının çok yüksek olmasıyla bakım yükünün kadına yüklendiğini dile getirdi. Bu politikaların kadınları kamusal alandan, sosyal yaşamdan, üretimden uzaklaşmak zorunda bıraktığını ifade eden Nar, şunları söyledi, “Sermayelerine sermayeler katanlar kadınları yoksulluk çukuruna itiyor. Türkiye’de ve dünyanın hemen her yerinde kadınlar büyük ölçüde herhangi bir sosyal güvence olmadan, kayıt dışı çalıştırılıyor, ‘ucuz emek gücü’ olarak görülüyor ve eşit değerde işe eşit ücretten yoksun bırakılıyor. Olası bir krizde ilk işlerden biz kadınlar çıkartılıyoruz. İşsizlikle güvencesiz yaşam dayatmalarına mecbur bırakılıyoruz”

“DÜZENLEMELER KADINLARI VE ÇOCUKLARI HEDEF ALIYOR”

Basın açıklamasının kalan bölümünü de Selma Çınkır okudu. İktidarın İstanbul Sözleşmesi’nden çıktıktan sonra kadınları şiddete karşı koruyan 6284 Sayılı Kanun’nun yerli ve milli olmadığını her fırsatta dillendirdiğini ifade eden Çınkır, “Medeni Kanun’a yönelik düzenlemelerle makbul aile ve makbul kadınlık anlayışını Anayasal düzlemde kalıcılaştırmak isteyen iktidar, nafaka hakkımızdan soyadı kanununa kadar kazanılmış haklarımızı gasbediyor. Büyük Aile Mitingleriyle, kamu spotlarıyla LGBTİ+’lara karşı adeta bir imha politikası yürütülüyor. Kutsal ailenizin bir parçası değiliz, olmayacağız, nefrete inat varoluşlarımızı savunacağız” dedi.

MEB’in yönetmeliklerinde yapılan değişiklikler özellikle kız çocuklarını evlilik adı altında istismara maruz bırakılarak eğitimden kopardığını ifade eden Çınkır, “ÇEDES gibi projelerle bilimsel eğitim yok ediliyor; çocuklara çok küçük yaştan itibaren katı cinsiyetçi iş bölümünü yeniden üretecek pratikler öğretiliyor. Kadınları karanlığa hapsetmek isteyen siyasal islam rejimine karşı kadınlar laik, özgür, eşit bir yaşamı savunacak” dedi.

“ÜNİVERSİTELER DE SOKKALAR DA BİZİM”

Adana 8 Mart mitingi

Fotoğraf: Volkan Pekal/Evrensel

Geçen yıl asansörün bozulması sonucunda ölen Zeren Ertaş’ı hatırlatan Çınkır, “Nitelikli ve güvenli yurt taleplerini dile getiren kadınlara yurt yönetimleri tarafından soruşturmalar açılıyor. Genç kadınların yaşamı baskıcı yurtlar ve aile baskısıyla denetlenmeye çalışılıyor. Artan ekonomik kriz nedeniyle gençlerin çoğu okurken çalışmak zorunda kalırken, genç kadınlar çalıştıkları iş yerlerinde tacize ve mobbinge maruz kalıyor. Genç kadın cinayetlerinde kadınların yaşamları mercek altına alınarak, kadınlara bunun üzerinden ahlak dersleri veriliyor. Üniversiteler de , kampüsler de, sokaklar da bizim” şeklinde konuştu.

Adana 8 Mart mitingi

Fotoğraf: Volkan Pekal/Evrensel

“ADANA’DA BİREYSEL SİLAHLANMAYLA BİRLİKTE KADIN CİNAYETLERİ DE ARTIYOR”

Açıklanan 2023 verilerine göre Adana’nın silahla suç işleme oranında üçüncü kadın cinayetlerinde dördüncü sırada olduğunu ifade eden  Çınkır, “Bireysel silahlanmanın önünü açan bu iktidar kadınların yaşamlarını gittikçe güvencesizleştiriyor. Geçtiğimiz 2023 yılında 333 kadın erkek şiddeti sonucunda öldürüldü. Yaşamak için sokaklardayız. Adliye önlerindeyiz. Mahkeme salonlarındayız. İpek’in ve Merve’nin de sesiyiz! Çünkü biliyoruz ki, hayatlarımıza biz kadınlar sahip çıkabiliriz” dedi.

“KADINLAR BARIŞ İSTİYOR”

Adana 8 Mart mitingi

Fotoğraf: Volkan Pekal/Evrensel

Kürt sorununda inkar ve çözümsüzlük ve savaş politikasına tepki gösteren Çınkır, “İsrail’in Filistin’i işgali en başta bölgedeki bütün etnik, dinsel/mezhepsel çelişkilerin daha da şiddetlenmesinin ve başka soykırımların da gündeme gelmesinin yolunu açtı. Uzun süredir Ortadoğu’da; Suriye’de, Irak’ta, Yemen, Sudan’da ve Ukrayna’da devam eden çatışma ve savaş hali ekonomik krizleri derinleştirirken, emekçiler, halklar ve kadınların içinde bulunduğu şartlar daha da ağırlaşıyor. Biz kadınlar savaş değil barış istiyoruz. İsrail’e karşı, Filistin halkının sesi oluyoruz. AKP hükümetinin Rojava’yı emperyalist sömürgeci çıkarları doğrultusunda işgalinin karşısında Kürt halkıyla dayanışmamız sürecek. Savaşın ve sömürünün olmadığı, özgür bir dünyayı mutlaka kuracağız” dedi.

“EŞİT TEMSİLİYET İSTİYORUZ!”

Merkezi seçimlerde olduğu gibi yerel seçim de kadın temsiliyetinin sınırlı bir seçim olduğunu ifade eden Çınkır, “Eş başkanlığı gerekçe göstererek kayyım atayan, halkın iradesini gasbeden AKP, MHP iktidarının kadın adayı yok denecek kadar az. Kadınların taleplerini pembe otobüsler ile karşılayacağını düşünen iktidarın toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlayacak mekanizmalar hayata geçirilene kadar mücadele etmeyi sürdüreceğimizi bilmesini istiyoruz” diye konuştu.

“İSTANBUL SÖZLEŞMESİ UYGULANSIN”

Adana 8 Mart mitingi

Fotoğraf: Volkan Pekal/Evrensel

İstanbul Sözleşmesi ve 6284 Sayılı Yasa’nın etkin bir şekilde uygulanmasını gerektiğini ifade eden Çınkır, “Çalışma hayatında kadına yönelik her türlü ayrımcılığın terk edilmesi, esnek çalışma biçimlerine, cinsiyetçi iş bölümüne, ücret eşitsizliğine son verilmesi, ILO’nun İşyerinde Taciz ve Şiddeti Önlemeye yönelik 190 sayılı Sözleşmesi uygulansın. Çocuk, hasta, yaşlı, engelli bakımının kamusal hizmet olarak sunulması, ev işlerini kadının üstünden alacak sosyal politikaların yapılması ve hayata geçirilmesi derhal sağlansın. Kapatılan kamu kreşlerinin yanı sıra tam zamanlı, ücretsiz, nitelikli ve anadilinde hizmet veren kamu ve mahalle kreşleri açılsın” dedi. (Adana/EVRENSEL)

EVRENSEL'İNMANŞETİ

Kamuda işçiden gizli pazarlık

Kamuda işçiden gizli pazarlık

Türk-İş ve Hak-İş’in üç genel başkan yardımcısı, 600 bin işçiyi kapsayan kamu toplu sözleşme görüşmeleri için önümüzdeki hafta Çalışma Bakanlığına sunmak üzere zam talebini belirledi. Ancak zam oranı açıklanmadı. Pazarlığı yapılacak rakamdan haberi olmayan işçiler tepkili: “Neyi kimden gizliyorsunuz, taslağı açıklayın.”

22 bin 131 TL Türk-İş'in belirlediği açlık sınırı

72 bin TL Türk-İş'in belirlediği yoksulluk sınırı

30 bin TL kamu işçisinin ortalama ücreti

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
BİRTEK-SEN Genel Başkanı Mehmet Türkmen'in tutukluluğuna yapılan itiraz "kaçma şüphesi" gerekçesiyle reddedildi.

Evrensel'i Takip Et