Koronavirüs salgınının üzerinden 4 yıl geçti: Aşı karşıtlığı engellenmeli
Koronavirüsün üzerinden geçen 4 yılda yaşananları konuştuğumuz TTB Pandemi Çalışma Grubu Üyesi Prof. Dr. Özgür Karcıoğlu, aşı karşıtlığının engellenmesi gerektiğine dikkat çekti.
Fotoğraf: Pixabay
Eylem NAZLIER
İstanbul
Türkiye’de Sağlık Bakanlığının ilk koronavirüs vakasını açıkladığı günden bu yana tam 4 yıl geçti.4 yıllık süreçte yaşananları Türk Tabipleri Birliği (TTB) Pandemi Çalışma Grubu Üyesi Prof. Dr. Özgür Karcıoğlu’na sorduk. Geçmişten ders çıkarılması gerektiğini söyleyen Karcıoğlu, bilime kulak verilmesi ve aşı karşıtlığının engellenmesi gerektiğine dikkat çekti. Ölümlerin aşı olmayanlarda ve kronik rahatsızlığı olanlarda yaşandığına dikkat çeken Karcıoğlu, İnfluenza başta olmak üzere halen süren salgınlara karşı önlem alınması gerektiğine vurgu yaptı.
RESMİ RAKAMLARA GÖRE 102.174 KİŞİ HAYATINI KAYBETTİ!
COVID-19 pandemisi dünyada resmi olarak 2020 Ocak ayı sonunda ilan edilmişse de birçok bulgu virüsün 2019 yılında değişik ülkelerde hastalık ve ölümlere neden olduğu yönünde… Ancak Türkiye’de ve diğer birçok ülkede test olanaklarının geciktiğine dikkat çeken Karcıoğlu, “Corona, Mart 2020’de kanıtlanan olgu ve ölümlerle birlikte kabul edilmiştir. Dünyada pandemi boyunca 775 milyon kişi hasta olmuş, yaklaşık %1’i (7 milyon kişi) ölmüştür. Ülkemizde Sağlık Bakanlığınca açıklanan verilere göre pandeminin toplam 102.174 kişinin ölümüne yol açtığı bildirilmiş, fakat bu sayı Mart 2023’ten sonra güncellenmemiştir” diye konuştu.
"AŞILAMAYLA BİRLİKTE ÖLÜMLER DÜŞTÜ"
Test pratiklerinin dönemlere göre büyük farklılıklar gösterdiğini hatırlatan Karcıoğlu, “2022 sonrasında oldukça düşük oranlarda ve belli bir kritere bağlı olmadan test yapılır hale gelmiştir. Yaygın aşılamanın başladığı 2021’in ilk aylarından itibaren yoğun bakım yatışları ve ölümlerde keskin bir düşme izlenmiştir. Kesin olarak bildiğimiz, yoğun bakımlarda ve ölen hastalar arasında tam aşılı ve bağışıklık problemi olmayanların neredeyse hiç bulunmadığı gerçeğidir. Ölen hastaların ortak özellikleri aşısız, orta yaş ve üzeri, akciğer, kalp hastalıkları, kanser gibi bağışıklık sistemini bozan ve ölümü kolaylaştıran hastalıklara sahip olmalarıdır. Çocuklar ve bağışıklık problemi olmayan gençlerde şiddetli hastalık ve ölüm yok denecek düzeydedir” dedi. Karcıoğlu, salgının Türkiye’de de gelişmekte olan ülkelere benzer şekilde keskin dalgalarla ilerlediğine dikkat çekti.
"AŞI KARŞITI BİLGİNİN YAYILMASI ENGELLENMELİ"
“Devlet aşı karşıtı bilgi kirliliğini geriye çevirdiğinde aşılanma oranları hemen etkilenecektir” diyen Karcıoğlu, “Örneğin aşılar üzerinden kayıtlı ve kanıtlanmış hiçbir ciddi olumsuzluk bulunmamasına rağmen aşıların kalp krizlerine, felce, kısırlığa ve diğer ölümlere yol açtığı safsatası birçok masum insanı etkilemekte ve aşıdan geri durmasına yol açmaktadır. Bu yönden bakıldığında bu tür yalanları yayanlara karşı yaptırım uygulanmalıdır” şeklinde konuştu.
"GERÇEK SAYI, RESMİ ÖLÜM SAYISININ 2.5 İLA 3 KATI"
Karcıoğlu sözlerini şöyle sürdürdü: “Gerçek ölüm oranlarını ortaya koymada belediyelerin bünyesindeki Mezarlıklar Müdürlükleri üzerinden pandemideki ölümler ile önceki yılların ortalamalarının farkları hesaplanmış ve “fazladan ölümler” (excess deaths) kavramı temel alınarak tahmini ölüm sayıları ortaya çıkarılmıştır. Buna göre resmi ölüm sayılarının 2.5 ila 3 katı sayılara ulaşılmıştır.” Karcıoğlu salgınla ilgili koruma önlemlerinin devlet öncülüğünde eğitimle ve önlemlerle desteklenerek yürütülmesinin iyi sonuçlar vereceği uyarısında bulundu.
NASIL BİR SALGIN YAŞANIYOR?
“Bu yıl hangi salgınları görüyoruz?” sorusuna ise Karcıoğlu şöyle cevap verdi: “Testler çoğu merkezde yapılamadığından, test yaygınlığı düşük olduğundan tam olarak hangi virüslerin/ajanların ana sorumlu olduğunu söyleyemiyoruz, ancak tahminler yürütebiliyoruz. Gözlemlerimiz İnfluenza (A ve B), RSV, COVID-19’un çeşitli varyantlarının, rinovirus gibi diğer eski üyelerle birlikte miks bir salgın olduğu yönündedir. Burada ilginç noktalardan biri, hafıza faktörünün etkisiyle halkta ağırlıkla COVID-19 endişesi hüküm sürse de aslında yaklaşık benzer ölüm oranlarına sahip olan İnfluenza virüsleri için böyle bir endişenin olmamasıdır.”
"DENEYİMLERİMİZDEN DERS ALMAMIZ LAZIM"
Karcıoğlu sözlerine şöyle sonlandırdı: “COVID-19 veya diğer pandemilerle mücadelede ‘zincir en zayıf halkası kadar güçlüdür’. Bu motto sağlık hizmetleri organizasyonunda gerçek yaşamın ifadesidir. Aşılanma oranının ve maske kullanımının düşüklüğü, sigara içme oranının yüksekliği, beslenme yetersizliği, toplum tabanlı aile sağlığı hizmetlerinin geliştirilememesi, salgın yönetiminde bilimsel, mesleki kuruluşlar, odalar, sendikalar ve uzmanlık derneklerine danışılmaması, şeffaf ve açık bilgilendirmede yetersizlik salgın yönetimini engelleyen faktörlerdir. Cümle tersten okunduğunda gelecekteki salgınların nasıl yönetileceği ortaya çıkmaktadır. İnsanlar ve toplumlar, deneyimlerinden ders aldıkça gelişir.”