EMEP Edremit adayı Demirel: Üretenler yönettiğinde bu tablo değişecek
EMEP Edremit Belediye Başkan Adayı Ahmet Demirel ile seçim sürecini konuştuk: "Bizim halkımıza sözümüz; birleşmek, örgütlenmek, birlikte mücadele ederek kentimize geleceğimize sahip çıkma sözüdür."
Fotoğraf: Evrensel
Seçimlere iki haftadan biraz fazla bir zaman kaldı, büyük kentler başta olmak üzere ülkenin her yanında çok gürültülü, çok paralı bir seçim çalışması devam ediyor.
Seçimler yaklaştıkça adayların vaatleri de dağıttıkları çeşitli "promosyon türü" ürünlerin sayısı da artıyor. Örneğin kimi yerlerde halka çorba dağıtımları, kimi yerlerde hazırlanan paketler ile seçim çalışmaları yürütülüyor.
Geçtiğimiz günlerde Balıkesir'de yerel seçim çalışmaları kapsamında belediyeye ait bir şantiyeyi ziyaret eden AKP Edremit Belediye Başkan Adayı Muhammed Vurmaz'ın işçileri karşısına diktikten sonra kahvaltı ederek oy istemesi tepkilere neden olmuştu.
Emek Partisi Edremit Belediye Başkan Adayı Ahmet Demirel ile seçim sürecini ve seçim çalışmalarını konuştuk.
ÇİFTÇİ OLARAK BAŞLADI, EMEKLİLİĞİNDE DE ÇALIŞTI
Kısaca kendinizden bahseder misiniz?
1966 yılında Çorum Sungurlu'ya bağlı Karakaya köyünde 6 çocuklu bir ailenin 5. çocuğu olarak dünyaya geldim.
Askerlik görevine kadar baba mesleği olarak çiftçilik yaptım. Askerlik dönüşü Ankara Büyükşehir Belediyesi'nde EGO Genel Müdürlüğü'nde 23 yıl şoför olarak çalıştım ve emekli oldum. Çalıştığım süre içerisinde hak arama mücadelesinden geri durmadım.
EGO İşçileri Kaza Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği kuruculuğu, yönetim kurulu üyeliği ve başkanlığı yaptım. Türk-İş'e bağlı Belediye İş Sendikasında işyeri temsilciliği ve amatör şube başkanlığı yaptım. Emek Partisi'nde üç dönem Mamak ilçe başkanlığı yaptım.
Emeklilere verilen ücretle geçinmek mümkün olmadığından dolayı çeşitli işlerde çalıştım ve son olarak Edremit'te site işçisi olarak yaşamımı sürdürüyorum.
"ÇABA SARFEDİLDİ ANCAK ORTAKLAŞMA SAĞLANAMADI"
Belediye başkan adaylığına nasıl karar verdiniz?
Emek Partisi tüm Türkiye'de olduğu gibi Edremit'te de emek ve demokrasi güçlerinin tek adam rejimine karşı seçimlere birlikte hazırlanması ve ortak aday etrafında birleşmesi için çaba sarf etti.
Bu amaçla Edremit'te partimizin de içinde olduğu bazı siyasi partilerin çağrısıyla 28 0cak'ta Edremit Yerel Yönetim çalıştayı yapıldı.
Bu çalıştaya sol,sosyalist partiler, emek örgütleri, meslek örgütleri, kitle örgütleri, inanç örgütleri ve çevre örgütlerini temsilen 34 kurum katıldı. Çalıştayda ortaya çıkan görüş ve talepler “kent sözleşmesi” olarak ilan edildi.
Ancak çalıştayı örgütleyen siyasi partilerden bazıları, parti merkezlerinin aldığı kararlar doğrultusunda seçime ayrı girme, bazıları ise henüz çalışmalar devam ederken farklı çevrelerle ilişkiler geliştirerek en popüler aday bulma yarışına girince ittifak kurulamadı. Böylece iyi başlayan bir çalışma, bir ortaklaşma sağlamadan dağılmış oldu.
Emek ve demokrasi güçlerinin ortaklaşması sağlanamayınca partimiz bir emekli belediye işçisi olarak beni Edremit'te belediye başkan aday olarak gösterdi.
REKLAMLI, PROMOSYONLU, GÜRÜLTÜLÜ SEÇİM KAMPANYALARI
Edremit'te yürütülen seçim çalışmaları hakkında bilgi verir misiniz? Rakiplerimiz ne yapıyor, siz ne yapıyorsunuz?
Partimiz gücünü işçi sınıfı ve emekçilerden almaktadır, bizim arkamızda rantiye ya da sermaye güçleri yok. Tüm Türkiye'de olduğu gibi Edremit'te de iktidar ve muhalefet partilerinin adayları genelde müteahhitlerden, bürokratlardan, zenginlerden, şirket sahiplerinden oluşmaktadır.
Gittiğimiz her yerde kahvelerde, köylerde bu adayların reklamlarıyla, büyük pankartlarıyla, otobüs, minibüs ve diğer araçlardan oluşan çok gürültülü kampanyaları ile karşılaşıyoruz.
Çeşitli paketler, çeşitli promosyonlar dağıtıyorlar. Yerel ve ulusal medyaya büyük boy reklamlar ve ilanlar veriyorlar. Örneğin Cumhur ittifakının Edremit Belediye Başkanlığı aday olan Muhammed Vurmaz, Balıkesir Büyükşehir Belediye bürokratlarından biri. Balıkesir büyükşehir'de körfezden sorumlu bir bürokrat olarak görev yapıyordu.
Balıkesir topraklarının %76'sı maden şirketlerine ruhsatlanmış durumda. Edremit'in eteklerinde bulunduğu Kaz Dağları delik deşik edilmiş durumda. Türkiye'de tescillenmiş sulak alanlarımızdan olan Dalyan Sulak Alanı inşaat şirketlerinin kullanımına açıldı. Bütün körfez kıyıları halka kapatılırken otellere, şirketlere rant olarak ikram ediliyor. Baştan başa körfezin bütün kıyıları betona gömüldü. Zeytinlik alanları, tarım alanları yapılaşmaya açıldı.
Edremit'in halka açık tek piknik alanı olan Şahindere Kanyonu ve piknik alanı, tel örgülerle çevrilerek birilerine peşkeş çekilmek isteniyor. Edremit halkının kurduğu Şahindere Dayanışma Platformu bir mücadele yürütüyor. 'Şahindere halkındır, gerekli düzenlemeler yapılarak halkın kullanımına açılmalıdır' diyoruz.
Edremit'in birçok mahallesinde bu yüzyılda ne yazık ki altyapı yok, arıtma yok. Büyük çoğunluğu emeklilerden oluşan kentimizde emeklilerin dinlenebileceği, oturabileceği, gezebileceği bir kent planlaması yok. Büyükşehirde olduğu gibi Edremit'te de belediye hizmetleri özelleştirilmiş taşeronlaştırılmış durumda. Halktan alınan vergilerden oluşan belediye bütçesi işçilere, emekçilere, gençlere, kadınlara, emeklilere, halkımıza değil şirketlere peşkeş çekilmektedir.
İŞÇİLERLE, KADINLARLA, GENÇLERLE, KÖYLÜLERLE...
Emek Partisi Edremitte nasıl bir seçim kampanyası yürütüyor?
Emek Partisi olarak gücümüz çerçevesinde işçilere, emekçilere, kadınlara, gençlere, emeklilere ulaşıp onlarla yüz yüze gelerek yerel yönetim anlayışımızı konuşuyoruz. İşçi ziyaretleri, ev toplantıları, kahve toplantıları, kurum ziyaretleri, pazarda, sokakta bildiri, broşür dağıtımı çalışmaları, afiş çalışmaları yapıyoruz. Kentin semt pazarı kurulan yerlerinde stant açarak sesli çağrılar yapıyoruz materyal dağıtıyoruz. Kendi imkanlarımızla giydirdiğimiz bir ses aracıyla gezerek sesli çağrılar yapıyoruz.
Gittiğimiz her yere işçilerin gazetesi Evrensel'i götürüyoruz. Evrensel'in o günkü manşeti üzerinden sohbetler yaparak gazeteyle dayanışma çağrıları yapıyoruz. Ayrıca semtlerde kurduğumuz stantlarda Evrensel Gazetesi dağıtımı da yapıyoruz.
Köylere giderek üretici köylü sendikasında örgütlenmeleri çağrısı yapıyoruz. Tarım alanlarının, ormanların yağmasına karşı birlikte mücadeleye davet ediyoruz.
Bu çalışmalar sırasında halktan genelde olumlu tepkiler alıyoruz. En çok sorulan soru; sol/sosyalist güçler olarak neden birleşmiyorsunuz sorusu oluyor. Biz de parti olarak sürece ilişkin görüşlerimizi halkımızla paylaşıyoruz.
"BİRLİKTE MÜCADELE EDEREK KENTİMİZE SAHİP ÇIKMA SÖZÜ"
Emek Partisi nasıl bir yerel yönetim anlayışını savunur?
Emek Partisi olarak biz 'kentler halkındır halk yönetsin' diyoruz. Belediye hizmetlerini yürütenler başta belediye çalışanı işçiler, emekçilerdir. Ancak ne yazık ki rantçı belediyecilik anlayışında işçilerin adı bile yok. İşçiler belediye yönetimlerinde söz sahibi değiller. İşçi ücretleri düzenli yatırılmıyor. İşçiler yıllık izin haklarını kullanamıyorlar. Belediye işçileri şirketleri devredildiği için işçiler de kadrolu değil taşeron ya da şirket işçisi biçimde parçalanmış durumdalar.
Halkçı belediyecilik, halkın kendi temsilcileri aracılığıyla belediye yönetimine katıldığı bir belediyeciliktir. Örneğin işçiler kendi temsilleri ile, mahalle sakinleri mahallelerde kurdukları mahalle meclisleri ile, kadınlar, gençler, çocukların temsilcileri ile yer aldıkları halk meclisleri kent hakkında kararların alındığı organlar olacaktır.
Edremit'te yaptığımız yerel yönetim çalıştayında halkımız nasıl bir yönetim istediğini ortaya koydu. Biz Emek Partisi olarak Kent Sözleşmesindeki halkımızın bu taleplerinin takipçisiyiz, halkımızla birlikte bu kararları hayata geçirmek için bir mücadele sürdürüyoruz. Kısacası bizim halkımıza sözümüz; birleşmek, örgütlenmek, birlikte mücadele ederek kentimize geleceğimize sahip çıkma sözüdür.
Geçtiğimiz günlerde Cumhur İttifakı'nın Edremit Belediye Başkan Adayı Muhammed Vurmaz'ın belediye işçilerini ziyaretinde; işçiler hazır ol vaziyetinde karşısında duruyorken kahvaltı görüntüleri basına yansıdı. Bu durumu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Kimi adaylar basına da yansıdığı gibi işçileri karşısına "hazır ol"da tutarak önlerinde kahvaltılarını yapıyorlar. Çünkü onlara göre işçiler karşılarında el pençe divan durması gereken sıradan kişilerdir. Kendileri ise seçkin yöneticilerdir. Çok para harcamışlardır ve bu harcadıkları paraların karşılığını alacaklardır.
Biz Emek Partisi olarak, sınıfın partisi olarak bu kentin her şeyini var eden işçi sınıfının yönetmesi için mücadele ediyoruz. Bizim anlayışımızda oradaki fotoğrafın tam tersi vardır. Kenti elleriyle temizleyen emekçiler, kentin yeraltı yerüstü bütün düzenini sağlayan işçiler yönetmesini de bilirler. Bugüne kadar siyaseti sermaye sınıfı kendine hak gördü, emekçilere siyaseti yasaklamak istediler. Emek Partisi başta işçiler olmak üzere emekçilerin siyasetini savunur, emekçilerin iktidar olduğu bir düzen için mücadele eder. O nedenle bizim fotoğrafımız onlarınkinin tam tersi olacaktır. Üretenler yönettiğinde bu tablo değişecektir. (Balıkesir/EVRENSEL)