14 Mart 2024 04:45
Son Güncellenme Tarihi: 14 Mart 2024 08:19

Sendikalaştıkları için işten atıldılar: İki nesildir Durak Tekstil’de sömürülüyoruz

Sendikalaştıkları için işten atılan Durak Tekstil işçileri: "Biz iki nesildir fabrikada sömürülüyoruz. Bu sömürüye itiraz ettik, hakkımızı alana kadar mücadele edeceğiz."

Fotoğraf: Evrensel

Paylaş

Uğur ÖKDEMİR
Bursa

Bursa’daki Durak Tekstil’de sendikalaştıkları için işten atılan Öz İplik-İş üyesi 6 işçinin fabrika önündeki mücadelesi yaklaşık bir aydır sürüyor. Sendika haklarını kullandıktan sonra çeşitli bahanelerle işten çıkarılan işçiler anne babalarının da bu fabrikada çalıştıklarını hatırlatarak, “Biz iki nesildir fabrikada sömürülüyoruz. Bu sömürüye itiraz ettik, hakkımızı alana kadar mücadele edeceğiz” dedi.

Kendilerini sendikalaşmaya götüren sebepleri anlatan işçiler gerekli iş güvenliği önlemlerinin alınmadığını, bir sorunu ilettiklerinde çözüm beklerken kendileriyle dalga geçildiğini ifade etti.

2021’in eylül ayında Durak Tekstil’de işe başladığını belirten Muhammed Bilal Yıldırak, “İçeride kötü çalışma ortamı ve hakaretler var. İnsanların gözlerini korkutarak ‘Buradan çıkarsan başka bir yerde çalışamazsın’ diyorlar” dedi. Yıldırak İş Kanunu’nun 25/2 maddesinden işten atıldığını söyledi.

"ASİT ELİMİ YAKTI"

Fabrikada asitle iş yaptıklarını söyleyen Yıldırak, “Elim değdi, elim komple yandı. Ufacık bir damlası elini komple yakabiliyor. Hiçbir şekilde önlem yok. Bir sağlıkçı var, pansuman yapıyor, sonra ‘Hadi git çalışmaya devam et’ diyor. İşe ilk girdiğimizde, ‘Çalıştığımız yer kimyasal içerisinde olduğu için üç günde bir doktorun yanına gideceksiniz, sağlık kontrolü yapılacak, denetimlerden geçeceksiniz’ gibi söylemler oldu ama hiçbir şekilde ne bir doktorun yanına gittik ne denetim yapıldı. Kimyasal içinde çalışan işçilere genelde ayran ve yoğurt verilir ama burada zorla istiyoruz bize ayran verin diye” dedi.

İçeride insanlara köle muamelesi yapıldığını belirten Yıldırak, “Burada insana değer denen hiçbir şey yok. İnsanlık denen hiçbir şey yok. Sadece kendi ceplerini düşünüyorlar. Hiçbir şekilde işçiyi düşünmüyorlar. Beş yıllık bir elemanın maaşı 17 bin 402 lira asgari ücretin sadece 400 lira fazlası. Bu bir kere hak değil” diyerek duruma tepki gösterdi.

"SERVİS OTOBANIN ORTASINDA BIRAKIYOR"

İşçilerden Erkan Yeni de alınmayan önlemlerden şikayetçi. Kimyasal bölümde çalıştığını ifade eden Yeni şunları söyledi: “Doktora gittim, bana ‘Al kremi kendin sür’ dedi. Yani doktor benimle ilgileneceğine yaranı kendin sar diyor. İşe girdiğimizde bize sağlık kontrolü yapacağız dediler ama bir gün gelmediler. Sekiz aydır burada çalışıyorum bir gün geldiklerini görmedim.”

Evlendiği zaman ev değiştirmek zorunda kalan ve buna bağlı olarak servis güzergahını da değiştirmek istediğini dile getiren Yeni şöyle devam etti: “Beni otobanda bırakıyorlar resmen. Karşıdan karşıya geçmek için bariyerlerden atlıyorum. Ya orada bir araba bana çarpıp ölsem kim hesap verecek? Gidiyorum, söylüyorum, dalga geçer gibi ‘Yürüyerek git o zaman diyorlar. Burada servis kaza yaptı 2 arkadaşımız öldü, 1 arkadaşımız da ağır bir ameliyat geçirdi. Arkadaşlar öldükten sonra da ‘Emniyet kemeri takmadıkları için öldüler’ dediler. Siz önlem almadığınız için öldünüz demek istediler. 2 insan hayatını kaybetmiş, onların dedikleri lafa bak. Ben gidip diyorum biri daha mı ölsün, bunu mu istiyorsunuz, cevap olarak ‘Ne yapalım, maliyet çok çıkıyor, oraya servis gitmiyor’ diyorlar.”

"ŞİMDİ İÇERİDE ZAM YAPTILAR"

İşten çıkarılırken kendisine ‘Servis ayarlayamadık’, bazı işçilere de ‘Küçülmeye gidiyoruz’, ‘Sendikaya üyeymişsiniz’ denildiğini söyleyen Yeni, “25/2’den bizleri çıkardılar, hırsızlıkla suçluyorlar. Bu bizim ömür boyu önümüze çıkacak bir şey, iş hayatımızı bitirmeye çalıştılar. Biz hakkımızı savunacağız. Sonuna kadar da davamızı sürdüreceğiz. Fabrika önünde beklemeye başladıktan sonra 2 bin lira iyileştirme yapmışlar içeride” dedi.

"HIRSIZ DAMGASI VURDULAR"

Beş ay önce sendikalaşma mücadelesine başladıklarını söyleyen Umut Can Polat, “Daha sonra sendikal çalışma olduğu anlaşınca bizlere ‘Eskiden bu tarz olaylar oldu burada, yapmayın, size mi kaldı, siz niye yapıyorsunuz’ dediler. Hepimizi aynı gün farklı sebeplerle işten çıkardılar. Bizler emeğimizin karşılığını almak için mücadele ettik ama bizlere hırsız damgası vurdular işten çıkarma koduyla. Biz burada hep sömürüldük. Benim annem de burada çalışıyordu, kız kardeşim de burada çalıştı, işten çıktı. Biz iki nesildir burada sömürülüyoruz. Buna artık bir dur demenin vakti gelmişti ve sendikalaşma süreci başladı. Haklarımızı alana kadar devam edeceğiz” dedi.

"BENİM EMEĞİMİ ÇALIYORSUNUZ"

Dokuz aydır Durak Tekstil’de çalışan Onurcan Polat, “İçerideki kötü çalışma koşulları, baskı, mobbing ve düşük ücretten dolayı sendikalaşmaya gittik ve bu sebepten işten çıkarıldık. İçeride iş güvenliği yok. Bir lodos çıkıyor camlar uçuyor. Biz buraya girerken şirket doktoru ‘Biz sizi üç günde bir veya haftada bir ziyarete geleceğiz’ dedi. Boyahanede çalışıyorsun, kimyasal maddenin içerisindesin ama gelmediler. Kendi hakkını savunuyorsun seni hırsızlıkla suçluyorlar. İşten çıkarılırken bu çok ağırımıza gitti. Orada oturuyorsanız benim emeğimin sayesinde oturuyorsunuz. Hırsız ben miyim? Asıl hırsız sizsiniz. Siz benim emeğimi, alın terimi çalıyorsunuz” dedi.

ÖNCEKİ HABER

Foça’da kolonları çürük okulda eğitime son verildi

SONRAKİ HABER

AKP Grup Başkanvekili Efkan Ala: Yeniden Refah 100’e yakın ilçe istedi

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa