Eğitim Sen’den ortak mücadele çağrısı: ÇEDES ve MESEM projeleri durdurulsun
Milli Eğitim Bakanlığı önünde ve birçok ilde ÇEDES Protokolü ve MESEM projesine karşı açıklama yapan Eğitim Sen; ÇEDES ve MESEM projelerinin durdurulmasını talep ederek ortak mücadele çağrısı yaptı.
Fotoğraf: Damla Kırmızıtaş/Evrensel
Eğitim Sen Ankara şubeleri, ÇEDES Protokolü ve MESEM projesine karşı Bakanlık önünde açıklama yaptı. MESEM ve ÇEDES derhal durdurulması gerektiğini belirten Eğitim Sen Ankara 3 nolu Şube Başkanı Melek Aşır, “Öğrencilerimizi, velilerimizi ve demokratik kamuoyunu MESEM ve ÇEDES uygulamalarına karşı birlikte tutum almaya ve ortak mücadeleye davet ediyoruz” dedi.
illi Eğitim Bakanlığı önünde yapılan açıklamada konuşan Eğitim Sen Ankara 3 nolu Şube Başkanı Melek Aşır, eğitim sisteminde ve okullarda iktidarın siyasal-ideolojik hedefleri doğrultusunda piyasacı ve dinci bir kuşatmanın yaşandığını ifade ederek, “Millî Eğitim Bakanlığı’nın patronlara ucuz iş gücü sağlamak için gündeme getirdiği Mesleki Eğitim Merkezleri (MESEM) ve eğitim sistemini büyük ölçüde dinselleştirmeyi hedefleyen ÇEDES projesinin sonuçları, öğrencilerimizin ve çocuklarımızın nasıl tehlikeli bir kuşatmayla karşı karşıya olduğunu göstermektedir” dedi.
‘’MESEM DAHA FAZLA CAN ALMADAN DURDURULMALI"
MESEM uygulamasının öğrencilerin patronlara ucuz iş gücü olarak sunulmasının önünü açtığını vurgulayan Aşır, “Son yıllarda iktidar eliyle derinleştirilen ağır ekonomik ve toplumsal sorunlar MESEM’leri bir tercih olmaktan çok, yüzbinlerce çocuk ve genç için adeta bir zorunluluk haline getirilmiştir. Çocukların yasal olarak tehlikeli ve çok tehlikeli işlerde çalıştırılması yasak olmasına rağmen, MESEM bünyesinde çalıştırılan çocuklar/gençler iş cinayetlerinde yaşamını yitirmeye devam etmektedir. Çocuk işçiliğinin devlet eliyle meşrulaştırılması anlamı taşıyan MESEM uygulaması nedeniyle sadece son bir yıl içinde en az 8 çocuk çalışırken hayatını kaybetmiştir. MESEM uygulaması daha fazla can almadan durdurulmalı, patronları değil öğrencileri merkeze alan nitelikli bir mesleki eğitim politikası hayata geçirilmelidir” diye konuştu.
“OKULLAR DİNİ İÇERİKLİ FAALİYET MEKANLARI OLAMAZ”
ÇEDES Projesi kapsamında atılan adımların ise laik eğitim ve laik yaşama açıktan meydan okuma anlamına geldiğini belirten Aşır şöyle devam etti: “Cumhuriyet tarihinin en kapsamlı dinselleşme uygulaması olarak karşımıza çıkan ÇEDES Projesi, çocukların zihinsel gelişim süreçlerine ve pedagoji bilimine tamamen aykırı bir içerikte hazırlanmış ve 81 ildeki bütün okullarda uygulanmaya başlamıştır. Okul içinde ve dışında yapılan dini içerikli etkinlikler, özellikle toplu namaz etkinlikleri ve öğrencilere mezarlık temizletilmesi gibi etkinlikler çocukların zihinsel gelişimi açısından sakıncalıdır. Sınıflarda dini içerikli etkinlikler (sınıflarda Kâbe ve mezar maketleriyle yapılan etkinlikler) laik eğitime ve eğitim-öğretimin amaçlarına temelden aykırıdır. Öğrencilerimizin iktidarın siyasal-ideolojik hedefleri doğrultusunda okul içinde ve dışındaki katılmasına izin verilmesi çocuğun üstün yararı ilkesine aykırıdır ve Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi’ne göre doğrudan çocuk istismarı anlamına gelmektedir. Eğitim sisteminin belli bir dinin ve belli bir mezhebin kurallara göre biçimlendirilmek istenmesi, çocuklarımızın dini etkinlikler üzerinden istismar edilmesi kabul edilemez bir durumdur. Bu nedenle eğitim kurumları dini içerikli faaliyet ve etkinliklerin değil, laik ve bilimsel eğitimin mekânları olmak zorundadır” dedi.
MESEM ve ÇEDES projeleri uluslararası sözleşmelerde yer alan çocukların hakları ve eğitimi ile ilgili temel haklar ve özgürlüklere temelden aykırı olduğuna dikkat çeken Aşır, projelerin derhal durdurulması gerektiğini belirtti. Öğrencilerin bu gibi projelerin parçası haline getirilmesine sessiz ve tepkisiz kalmayacaklarını vurgulayan Aşır, “Eğitim ve bilim emekçileri başta olmak üzere, öğrencilerimizi, velilerimizi ve demokratik kamuoyunu MESEM ve ÇEDES uygulamalarına karşı birlikte tutum almaya ve ortak mücadeleye davet ediyoruz” dedi.
“BAKANLIK GÖRÜŞME TALEPLERİMİZİ YANITSIZ BIRAKIYOR”
Eğitim Sen Genel Başkanı Kemal Irmak, “Bakanlığın önündeyiz. Bizim bakanlığımız uzun süredir birçok soruna dair görüşme taleplerimizi ısrarla cevap vermeyerek reddettiğini gösteriyor. Müfredat alanında yeni uygulamalar var. Biz buradan eğitim alanında oluşan birçok sorun karşısında sadece penceresinden dışarıya bakan bir Bakan olarak tanımlıyoruz. Sorunlara kulağını tıkamış. Varsa yoksa eğitimi nasıl dinselleştirebiliriz, nasıl piyasalaştırırız diye düşünüyor. Yaklaşık 1 milyon önlük okullarda giyilsin diye diktirildi. 300 milyonluk bir para bu. Okullara öğün yemeden giden yüz bin çocuğumuz var. Temiz suya ve sağlıklı beslenmeye ulaşamıyor bu çocuklar. Bakanlık bu talebe ve çıkarılan sesi bir türlü görmüyor” dedi. (Ankara/EVRENSEL)
İSTANBUL
Eğitim Sen İstanbul Şubeleri, İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü önünde basın açıklaması düzenledi. MESEM ve ÇEDES protokollerinin iptal edilmesinin talep edildiği açıklamada “Karanlığa teslim olmayacağız”, “Laik, bilimsel, anadilde eğitim” sloganları atıldı. “Dersi öğretmen verir, ders okulda verilir” pankartıyla toplanan eğitim emekçileri Cizre’de 40’tan fazla öğrenciyi istismar eden erkeğin Sarıgazi’de görevlendirilmesine de tepki gösterdi.
“MESEM ZORUNLULUK HALİNE GELDİ”
Açıklamayı İstanbul 1 Nolu Şube Başkanı Barış Uluocak okudu. Türkiye’de uzun süredir eğitimin piyasacı ve dinci bir kuşatmanın altında olduğunu ifade eden Uluocak, “Millî Eğitim Bakanlığı’nın patronlara ucuz iş gücü sağlamak için gündeme getirdiği Mesleki Eğitim Merkezleri (MESEM) ve eğitim sistemini büyük ölçüde dinselleştirmeyi hedefleyen ÇEDES projesinin sonuçları, öğrencilerimizin ve çocuklarımızın nasıl tehlikeli bir kuşatmayla karşı karşıya olduğunu göstermektedir” dedi.
MESEM uygulamasıyla öğrencilerin patronlara ucuz iş gücü olarak sunulduğun altını çizen Uluocak, “Son yıllarda iktidar eliyle derinleştirilen ağır ekonomik ve toplumsal sorunlar MESEM’leri bir tercih olmaktan çok, yüzbinlerce çocuk ve genç için adeta bir zorunluluk haline getirilmiştir. Ülkede en düşük emekli aylığının 10 bin lira olduğu koşullarda MESEM kapsamında çalıştırılan yoksul ailelerin çocukları, okumak yerine zorunlu olarak çalışmaya zorlanmaktadır. Ekonomik sorunlarla ve ağır borç yüküyle boğuşan yoksul emekçi aileleri, asgari ücretin yüzde 30’u ila yüzde 50’si arasında ücret ödenmesi nedeniyle MESEM gibi uygulamalara mecbur bırakılmıştır” diye konuştu.
“MESEM PATRONLARA TEŞVİK SİSTEMİDİR”
MESEM bünyesinde çalıştırılan çocukların iş cinayetlerinde yaşamını yitirmeye devam ettiğini söyleyen Uluocak, “MESEM öğrencilere mesleki eğitim verilen ya da iddia edildiği gibi staj üzerinden beceri kazandıran bir uygulama değil, patronlara kaynak aktarmak amacıyla oluşturulmuş bir teşvik sistemidir” dedi. İktidarın kendi dünya görüşüne uygun nesiller yetiştirme hedefi doğrultusundaki ÇEDES Projesinden de bahseden Uluocak, “Sınıflarda dini içerikli etkinlikler (sınıflarda Kâbe ve mezar maketleriyle yapılan etkinlikler) laik eğitime ve eğitim-öğretimin amaçlarına temelden aykırıdır. Devletin, sadece bir dinin ve mezhebin öğretilerini, sadece belli bir inanca özgü değerleri tüm okullarda ‘tek doğru’ olarak öğretmeye çalışması farklı inançtan öğrencilere yönelik açık bir dayatma ve ayrımcılık anlamına gelmektedir. Öğrencilerimizin iktidarın siyasal-ideolojik hedefleri doğrultusunda okul içinde ve dışındaki katılmasına izin verilmesi çocuğun üstün yararı ilkesine aykırıdır ve Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi’ne göre doğrudan çocuk istismarı anlamına gelmektedir” ifadelerini kullandı.
Uluocak, Eğitim Sen okulların piyasa odaklı ve dini içerikli faaliyet ve etkinliklerin değil, laik ve bilimsel eğitimin mekânları olması için mücadele etmeye devam edeceklerini söyleyerek açıklamayı sonlandırdı.
İSTİSMARCI ERCAN ORTAOKULDA GÖREVLENDİRİLDİ
Uluocak’ın ardından Eğitim Sen 2 Nolu Şube Kadın Meclisi olarak Sarıgazi’de istismarcı bir öğretmenin görevlendirilmesine ilişkin basın açıklaması okundu. Burak Ercan isimli erkeğin 2019’da Cizre ilçesinde müdür yardımcısıyken 43 öğrenciye cinsel taciz, cinsel saldırı ve istismardan iki ayrı dosyadan 22 ay 15 gün ve 3 yıl 9 ay hapis cezası aldığı aktarıldı. Müfettişlerin kesin ihraç talebine karşılık Ercan’ın 60. Yıl Sarıgazi İmam Hatip Ortaokulunda öğretmen olarak görevlendirildiği ifade edilerek şöyle denildi: “Burak Ercan'ı hakkında kesinleşmiş cezası bulunmasına rağmen öğretmenliğe devam etmesini sağlayan sorumlulara sesleniyoruz. Sizlerin asli görevi itirazlarımız sonucunda taciz failini bir okuldan alıp başka bir okulda görevlendirmek değil çocukların ruhsal ve fiziksel sağlığını gözeterek böyle bir şahsın eğitim ve öğretim ortamından derhal uzaklaştırılmasını sağlamaktır.
Bu sürecin takipçisi olduğumuzu yeniden belirterek Burak Ercan'ın derhal okuldan uzaklaştırılması için çalıştığı okulun ve İl Milli Eğitim Müdürlüğü önünde basın açıklaması yapacağız. Bu konuyla ilgili olarak da sizlerin desteğini bekliyoruz.” (İstanbul/EVRENSEL)
BOLU
Eğitim Sen Bolu Şubesi ÇEDES ve MESEM projelerine karşı bugün Bolu Milli Eğitim Müdürlüğü önünde açıklama yaptı. Şube Başkanı Dilek Çakman yaptığı açıklamada; "Çocuklarımızın ve öğrencilerimizin siyasi iktidarın siyasal - ideolojik hedeflerine ulaşmak için hayata geçirilen MESEM, ÇEDES ve benzeri projelerin parçası haline getirilmesine sessiz ve tepkisiz kalmayacağımız bilinmelidir. Bu konuda eğitim ve bilim emekçileri başta olmak üzere, öğrencilerimizi, velilerimizi ve demokratik kamuoyunu MESEM ve ÇEDES uygulamalarına karşı birlikte tutum almaya ve ortak mücadeleye davet ediyoruz" dedi. (Bolu/EVRENSEL)
TARSUS
Eğitim Sen Tarsus Şubesi MESEM VE ÇEDES projelerine karşı yaptığı açıklamada öğrencilerinin bu tür projelerin hedefi haline getirilmesine sessiz kalmayacağını belirterek birlikte mücadele çağrısı yaptı.
Millî Eğitim Bakanlığı’nın patronlara ucuz iş gücü sağlamak için gündeme getirdiği Mesleki Eğitim Merkezleri (MESEM) ve eğitim sistemini büyük ölçüde dinselleştirmeyi hedefleyen ÇEDES projesinin sonuçlarının, öğrencilerin ve çocukların nasıl bir tehlikeli kuşatmayla karşı karşıya olduğunu gösterdiği belirtilen açıklamada; “Eğitim Sen, toplumun bütün bireylerinin, temel insan hakları ve özgürlükleri doğrultusunda, herkesin kendi anadilinde, cins ayrımcı olmayan, eşit demokratik, laik, bilimsel, parasız ve kamusal nitelikli eğitim görmesini savunmaktadır. MESEM ve ÇEDES projeleri uluslararası sözleşmelerde yer alan çocukların hakları ve eğitimi ile ilgili temel haklar ve özgürlüklere temelden aykırıdır ve derhal durdurulmalıdır" denildi. (HABER MERKEZİ)
ORDU
Ordu’da MESEM ve ÇEDES projelerine karşı yapılan eylemde projelerin sona erdirilmesi için ortak mücadele çağrısı yapıldı.
Basın açıklamasını okuyan Eğitim Sen Ordu Şube Başkanı Nurşen Kaymaz Türkiye’de uzun süredir eğitim sisteminde ve okullarda iktidarın siyasal-ideolojik hedefleri doğrultusunda piyasacı ve dinci bir kuşatmanın yaşandığı belirtilerek; “Millî Eğitim Bakanlığı’nın patronlara ucuz iş gücü sağlamak için gündeme getirdiği Mesleki Eğitim Merkezleri (MESEM) ve eğitim sistemini büyük ölçüde dinselleştirmeyi hedefleyen ÇEDES projesinin sonuçları, öğrencilerimizin ve çocuklarımızın nasıl tehlikeli bir kuşatmayla karşı karşıya olduğunu göstermektedir” dedi.
“Bir gün okul, dört gün iş” sloganıyla hayata geçirilen (MESEM) uygulaması öğrencilerin patronlara ucuz iş gücü olarak sunulmasının önünü açtığını belirten Kaymaz; “MESEM projesiyle 300 bini çocuk olmak üzere, 1 buçuk milyonun üzerinde insanın emeği patronların hizmetine sunulurken, yüzbinlerce çocuk ve gencimiz MESEM’in çarkları arasında acımasızca öğütülmektedir. Yüzbinlerce çocuk ve gencimiz ‘çırak’ ya da ‘stajyer’ kimliğiyle işçi gibi çalıştırılıp emek sömürüsünün sınırları zorlanmaktadır” dedi.
ÇEDES projesiyle atılan adımların ise laik eğitim ve laik yaşama açıktan meydan okuma anlamına geldiğini belirten Kaymaz “Eğitim ve bilim emekçileri başta olmak üzere, öğrencilerimizi, velilerimizi ve demokratik kamuoyunu MESEM ve ÇEDES uygulamalarına karşı birlikte tutum almaya ve ortak mücadeleye davet ediyoruz” dedi. (Ordu/EVRENSEL)
GİRESUN
Eğitim Sen Giresun Şubesi MESEM ve ÇEDES projelerinin sona erdirilmesi talebiyle basın açıklaması yaptı
Eğitim Sen Giresun Şubesi Başkanı Yıldıray Bıçak tarafından yapılan açıklamada; “Çocuklarımızın ve öğrencilerimizin siyasi iktidarın kendi siyasal-ideolojik hedeflerine ulaşmak için hayata geçirilen MESEM, ÇEDES ve benzeri projelerin parçası haline getirilmesine sessiz ve tepkisiz kalmayacağımız bilinmelidir. Bu konuda eğitim ve bilim emekçileri başta olmak üzere, öğrencilerimizi, velilerimizi ve demokratik kamuoyunu MESEM ve ÇEDES uygulamalarına karşı birlikte tutum almaya ve ortak mücadeleye davet ediyoruz.
Eğitim Sen olarak okullarımızın piyasa odaklı ve dini içerikli faaliyet ve etkinliklerin değil, laik ve bilimsel eğitimin mekânları olması için bütün gücümüzle mücadele edecek, iktidar eliyle hayata geçirilen MESEM ve ÇEDES dayatmasına karşı bütün gücümüzle mücadele etmeyi sürdüreceğiz” dedi. (HABER MERKEZİ)
SAMSUN
Eğitim Sen Samsun Şubesi de Çiftlik Caddesi Süleymaniye geçidinde yaptığı basın açıklamasıyla MESEM ve ÇEDES projelerinin İptal edilmesini talep etti.
Açıklamaya Eğitim Sen üyelerinin yanı sıra KESK üyeleri, emek ve demokrasiden yana dernekler ve siyasi partiler de katıldı. Açıklamada sık sık "Karanlığa teslim olmayacağız", "Laik, bilimsel, demokratik eğitim", "MESEM VE ÇEDES İptal edilsin", "İmamlar camiye, öğretmenler okula, herkes kendi işine" sloganları atıldı.
Eğitim Sen Şube Başkanı İsmail Yavuz’un okuduğu açıklamada şunlara yer verildi:
"Millî Eğitim Bakanlığı’nın patronlara ucuz iş gücü sağlamak için gündeme getirdiği MESEM ve eğitim sistemini büyük ölçüde dinselleştirmeyi hedefleyen ÇEDES projesinin sonuçları, öğrencilerimizin ve çocuklarımızın nasıl tehlikeli bir kuşatmayla karşı karşıya olduğunu göstermektedir.
MESEM projesiyle 300 bini çocuk olmak üzere, 1 buçuk milyonun üzerinde insanın emeği patronların hizmetine sunulurken, yüzbinlerce çocuk ve gencimiz MESEM’in çarkları arasında acımasızca öğütülmektedir. Yüzbinlerce çocuk ve gencimiz ‘çırak’ ya da ‘stajyer’ kimliğiyle işçi gibi çalıştırılıp emek sömürüsünün sınırları zorlanmaktadır.
MESEM öğrencilere mesleki eğitim verilen ya da iddia edildiği gibi staj üzerinden beceri kazandıran bir uygulama değil, patronlara kaynak aktarmak amacıyla oluşturulmuş bir teşvik sistemidir. 12 yıllık zorunlu eğitim süresini fiilen 8 yıla indiren ve devlet eliyle ucuz işçiliği özendiren MESEM uygulaması daha fazla can almadan durdurulmalı, patronları değil öğrencileri merkeze alan nitelikli bir mesleki eğitim politikası hayata geçirilmelidir.
Cumhuriyet tarihinin en kapsamlı dinselleşme uygulaması olarak karşımıza çıkan ÇEDES Projesi, çocukların zihinsel gelişim süreçlerine ve pedagoji bilimine tamamen aykırı bir içerikte hazırlanmış ve 81 ildeki bütün okullarda uygulanmaya başlamıştır.
Okul içinde ve dışında yapılan dini içerikli etkinlikler, özellikle toplu namaz etkinlikleri ve öğrencilere mezarlık temizletilmesi gibi etkinlikler çocukların zihinsel gelişimi açısından sakıncalıdır. Sınıflarda dini içerikli etkinlikler (sınıflarda Kâbe ve mezar maketleriyle yapılan etkinlikler) laik eğitime ve eğitim-öğretimin amaçlarına temelden aykırıdır.
Devletin, sadece bir dinin ve mezhebin öğretilerini, sadece belli bir inanca özgü değerleri tüm okullarda ‘tek doğru’ olarak öğretmeye çalışması farklı inançtan öğrencilere yönelik açık bir dayatma ve ayrımcılık anlamına gelmektedir." (Samsun/EVRENSEL)
ÇORUM
Çorum’da Kadeş Barış Meydanı’nda ÇEDES Protokolü ve MESEM projesine karşı açıklama yapan Eğitim Sen, ÇEDES ve MESEM projelerinin durdurulmasını talep ederek ortak mücadele çağrısı yaptı. Bazı siyasi parti ve demokratik kitle örgütlerinin yöneticilerinin de destek verdiği basın açıklamasında konuşan Eğitim Sen Çorum Şubesi Yürütme Kurulu Başkanı Kenan Sırma, iktidarın kendi dünya görüşüne uygun nesiller yetiştirme hedefinin tüm topluma yönelik fiili bir dayatma haline getirildiğini söyledi. Eylemde, Eğitim Sen'in konuyla ilgili basın açıklaması okundu, eğitim emekçileri olarak, ÇEDES ve MESEM başta olmak üzere, tüm gerici uygulamalara ve öğrencileri ucuz emek gücü olarak kullanan uygulamalara karşı çıkacakları vurgulandı. (Çorum/EVRENSEL)