EMEP'ten İliç için suç duyurusu: Sorumluluğu olanlar yargılansın
İliç’te sorumluların yargılanması için suç duyurusunda bulunan EMEP, sadece şirket yetkililerinin değil işletme ve kapasite artırımına onay veren tüm kamu görevlilerinin de yargılanmasını talep etti.
Fotoğraf: Evrensel
İliç’teki maden katliamının ardından hiçbir sorumlunun yargılanmaması ve bütün sorumluluğun mühendislerin üzerine bırakılması kamuoyunda tepkilere yol açtı. Madenin kapasite artışına izin veren dönemin Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum’un İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanlığına aday olması da tartışma konusu haline geldi.
Emek Partisi ise maden faciasında sorumluluğu olanların yargılanması için bugün Çağlayan Adliyesinde suç duyurusunda bulundu. Suç duyurusu öncesi Çağlayan Adliyesi önünde yapılan basın açıklamasında konuşan Emek Partisi Genel Başkan Seyit Aslan, “Sadece şirket yetkilileri değil ölüm madeninin işletme ve kapasite artırımına onay veren kamu görevlileri ve yöneticileri de yargılanmalıdır” ifadelerini kullandı.
“KONU İŞÇİ OLUNCA YETERLİ TİTİZLİK GÖSTERİLMİYOR”
31 gündür İliç’te 9 işçinin toprak altında olduğunu ve arama kurtarma çalışmalarının sonuçlanmadığını vurgulayan Aslan, “Aileler ve Türkiye kamuoyu 32 gündür İliç’te yaşanan bu katliamda sorumluların açığa alınmasını bekliyor. 32 gündür İliç’te suçüstü yakalananların tutuklanmasını bekliyor. Bu iktidar, bu düzen tıpkı Soma’da olduğu gibi Ermenek’te olduğu gibi, Amasra’da ve diğer iş cinayetlerinde olduğu gibi suçüstü yakalanmıştır” dedi.
Türkiye’nin gelişmişliğiyle övünüldüğünü ancak tablonun pek öyle olmadığını vurgulayan Aslan, “Türkiye’de yerin 7 kat altında petrol bulduklarını, denizin ortasında doğalgaz bulduklarını, İstanbul Boğazında yerli ve milli diye gemi yüzdürdüklerini ve son olarak da uçak yaptıklarını ifade edenler 32 gündür toprak altında kalan işçi arkadaşlarımıza ulaşamadılar. Söz konusu sermaye olunca canla başla çalışan bu iktidar, mesele işçiler olunca her türlü arama kurtarma çalışmasında yeterli titizliği göstermiyor” diye konuştu.
“SİYANÜRLÜ TOPRAK HALK SAĞLIĞINI TEHDİT EDİYOR”
İliç’te yaşananın bir kaza değil açık bir cinayet olduğunu söyleyen Aslan, “Baroların, çevre örgütlerinin, TMMOB’nin, siyasi partilerin uyarılarına rağmen altın tekelinin oradan daha fazla maden çıkarması için tüm kurallar altüst edildi. ÇED raporları maden şirketlerinin istediği biçimde çıkarıldığı, daha önce kapatılmasına rağmen Murat Kurum tarafından madenin yeniden açılması için talimat verildiği, raporlar gizlendiği faciadan sonra açığa çıktı” ifadelerini kullandı.
Facianın 9 işçinin hayatının yanı sıra hayatı etkileyecek etkiler yarattığını söyleyen Aslan, “Tonlarca siyanürlü toprak, kimyasal maddeler o bölgedeki halkın sağlığını, yaşamını tehdit etmeye devam ediyor. Sulara karıştığı koşullarda Ortadoğu coğrafyasından akan nehrin de bölge halkının yaşamını ve sağlığını tehdit ettiği açıktır. Türkiye’de 22 yılda 35 bine yakın işçi arkadaşımız iş cinayetlerinde hayatlarını kaybettiler. Bu ülkenin adaleti, iktidarı ve sermayesi çalışma koşullarını her gün biraz daha ağırlaştıran kararlar alıyorlar. Bu ülkede Soma’da da Ermenek’te de Amasra’da ve birçok iş cinayetinde de patronlar kan parası ödeyerek cezasızlıktan kurtuluyorlar. Amasra’da süren davada da bir gelişme kaydedilmedi. İliç’te yalanan katliamın ardından hiç kuşkusuz bütün sorumluların açığa çıkarılması, göz altına alınması, bir an önce yargılamanın başlatılması gerekirdi” dedi.
“ETKİN BİR YARGI SÜRECİ DERHAL BAŞLATILMALI”
İktidarın ve sermaye güçlerinin kol kola yaşanan katliamın üzerini örtmeye çalıştıklarını ifade eden Aslan, “Bu nedenle parti ve Türkiye kamuoyu olarak İliç’te yaşanan bu cinayet karşısında sessiz kalmayacağımızı buradan bir kez daha ilan ediyoruz. İliç’te tüm madencilik faaliyetleri durdurulmalı, maden derhal kapatılmalıdır. Üniversitelerden, bilim insanları, Türk Tabipleri Birliği, TMMOB, Türkiye Barolar Birliği müdahilinde, bağımsız bilirkişiler tarafından hava, su, toprak numunelerinin alınmasına izin verilmelidir. Göçük altında kalan işçilere bir an önce ulaşılmalı, ailelerinin acıları hafifletilmeli, ailelere mutlaka tazminat ödenmelidir. Etkin bir yargı süreci derhal başlatılmalıdır. Şüpheliler hakkında soruşturma başlatılarak yurt dışına çıkış yasağı koyulmalıdır. Sadece şirket yetkilileri değil ölüm madenin işletme ve kapasite artırımına onay veren kamu görevlileri ve yöneticileri de yargılanmalıdır. Bu madenin işletilmesinde, çalıştırılmasında bürokratından bakanına kadar hangi kademede yer alırsa alsın mutlaka soruşturma açılarak yargılanmalarının önü açılmalıdır” diyerek, süreç için talepleri dile getirdi.
“TÜRKİYE’NİN DEMOKRASİ GÜÇLERİ BİRLEŞMELİ”
“İstanbul’da Büyükşehir Belediye Başkanlığı görevine aday olan Murat Kurum’un o maden şirketindeki yöneticiler kadar suçlu ve bu cinayetin sorumlusu olduğunu da biliyoruz. Madenlere bu şekilde izin veren, her türlü barbarca çalıştırılmaya olanak sunanların İstanbul gibi bir kenti ne hale getireceğini de biliyoruz. Bu nedenle çok açık ifade etmek isteriz Türkiye işçi sınıfı, Türkiye’nin emekçileri, demokrasi güçleri birleşmeden ve ortak bir mücadele vermeden madenlerde, işyerlerindeki iş cinayetlerini önleyemeyiz. İş cinayetleri, madenlerdeki cinayetler, Türkiye’de çevre ve doğa katliamı devam edecektir. Bir kez daha bütün demokrasi güçlerini yaşanan bu saldırılara karşı birlikte olmaya çağırıyoruz. İliç’teki bu iş cinayetinde sorumluluğu olan herkesin yargılanmasının da takipçisi olacağız. İliç’teki bu cinayetin bir tarafı olduğumuzu bir kez daha ilan ediyoruz” diyen Aslan, Türkiye’deki tüm demokrasi güçlerine çağrıda bulundu. (İstanbul/EVRENSEL)