Dünya Sağlık Meslekleri İttifakı: Çatışma bölgelerinde sağlık, sağlık kurumlarının ve çalışanları korunmalı
Dünya Sağlık Meslekleri İttifakı sağlık kurumlarının ve çalışanlarının korunmasının uluslararası hukuk çerçevesinde güvence altına alınmış hukuki yükümlülük olduğunu belirterek koruma çağrısı yaptı.
Fotoğraf: DHA
Dünya Sağlık Meslekleri İttifakı sağlık kurumlarının ve çalışanlarının zarar görmekten korunmasının sadece ahlaki bir gereklilik değil, aynı zamanda uluslararası insancıl hukuk çerçevesinde güvence altına alınmış hukuki bir yükümlülük olduğunu hatırlatarak; “Çatışma bölgelerinde sağlık, sağlık kurumlarının ve çalışanları korunmalı” çağrısı yaptı.
Dünya Sağlık Meslekleri İttifakı’nın açıklaması şöyle;
“Biz, aşağıda imzası bulundan dünyanın dört bir yanından sağlık çalışanları, hep birlikte, dünyanın çeşitli bölgelerinde sağlık kurumlarını ve sağlık çalışanlarını hedef alan, yükselen şiddete yönelik ciddi kaygımızı ifade ediyor, bu durumu tereddütsüzce kınıyoruz. Sağlık çalışanları çatışma bölgelerinde karşıt taraflardan kişilere sağlık hizmeti sunmak durumunda kalabilir ancak bizim sorumluluğumuz, hastalarımıza -hastalara, yaralılara ve acil ihtiyaç sahiplerine- yöneliktir.
Politik aidiyet ve inançtan bağımsız olarak evrensel sağlık güvencesi savunucusu olarak bizler, sağlık hizmeti sağlanmasında tarafsızlığa mutlak saygı duyulması gerektiğini ısrarla savunuyoruz. Sağlık kurumlarının ve çalışanlarının zarar görmekten korunması sadece ahlaki bir gereklilik değil, aynı zamanda uluslararası insancıl hukuk çerçevesinde güvence altına alınmış hukuki bir yükümlülüktür. Uluslararası insancıl hukuka uymak, sağlık kurumlarının ve çalışanlarının hedef alınmalarını kesinlikle yasaklarken, etkin bir şekilde korunmalarını gerektirir. Cenevre Sözleşmeleri, silahlı çatışmalardan etkilenenlere koruma sunan bir mihenk taşıdır.
Bu sözleşmeler sivillerin öldürülmesini ve sivillere kötü muamelede bulunulmasını yasaklar, yaralılara ve hastalara insancıl muamele edilmesini talep eder ve tutukluların saygı çerçevesinde ve koruma altında muamele görmesi gerektiğini vurgular. Dahası, elektrik ve su tesisatı gibi sivil altyapıların korunmasını gerektirir; sivillerin, aralarında sağlık hizmetinin de bulunduğu yaşamsal gerekliliklere erişimini güvence altına alır. Sağlık kurumlarının ve ambulansların askeri amaçlarla kötüye kullanılması hem yasaktır hem de asla onaylanamaz. Çatışmalar esnasında sağlık kurumlarını ve çalışanlarını ateş hattına yerleştirmek kabul edilemeyeceği gibi, meşru da gösterilemez. Hastaneler, ambulanslar ve sağlık çalışanları asla hedef alınmamalıdır.
Unutmayalım ki, sağlık çalışanları önyargısız ve mutlak bir tarafsızlıkla kendilerini yaralıların ve hastaların tedavisine adarlar. Biz, kişisel güvenliğimize yönelik risklere rağmen, mesleki etik kurallarımızla bağlıyız. Bu temel insancıl görev, asgari bir saygı, dürüstlük ve barış ortamı gerektirir. Dolayısıyla biz, çatışmaların tüm taraflarını insancıl hukukun tüm ilkelerini koşulsuzca uygulamaya çağırıyoruz.” (HABER MERKEZİ)