Belediyelerde taşeron sistemi: "Eşantiyon gibiyiz"
Sendikasız ve asgari ücretle çalıştırılan taşeron işçilerin kıdem hakkı kazamamaları ve sendikal örgütlülüğü sağlamamaları için patronlar tarafından özel önlemler alınıyor.
Fotoğraf: Unsplash
Emine UYAR
2017 yılında çıkarılan 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile belediye taşeronlarında çalışan işçiler “Kadroya geçiriyoruz” adı altında Belediyelere ait şirketlere geçirilmişti. Halihazırda İzmir’de ilçelerde ve büyükşehir belediyelerinde sürekli işler için de belediyelere ait olmayan şirketlerden ihale ile hizmet satın alınarak işçi çalıştırılıyor. İlçelerde temizlikte kullanmak, büyükşehirde de hem temizlikte hem de taşıt olarak kullanılmak üzere birçok birimde araç kiralama yöntemi uygulanıyor.
Bu araçların bakım onarımını yapan ya da şoför olarak çalışan işçiler taşeron firma elemanı olarak sözleşmelerle çalıştırılıyor. İhaleler 2.5 yıl, 2 yıl, 1 yıl gibi sürelerle yapılıyor. Bu işçilerin aldıkları ücretler de çalışma koşulları da belediyenin kadrolu işçileri ve belediye şirketlerinin işçilerinden farklı.
Sendikasız olan ve asgari ücretle çalıştırılan taşeron işçilerin aldığı ücret yol ve yemek de dahil edildiğinde 20 bin lira dolayında. Herhangi bir sosyal hakları olmayan bu işçilerin kıdem hakkı kazanmamaları ve sendikal örgütlülüğü sağlamamaları için patronlar tarafından özel önlemler alınıyor. Örneğin yıllık ihale ile işçinin çalışma süresi 11 ay 25 gün olabiliyor, kıdem hakkı kazanmaması için. Emekli olanlar kıdem tazminatı alabilmek için mahkemeye başvurmak zorunda kalıyor.
Yine bu isçiler sendika üyesi olduğunda yetkinin gelmesi 8 ayı bulabiliyor ve ihale süreci nerede ise bittiği ve yeni bir şirket devreye girdiği için sürecin yeni baştan başlaması gerekiyor. Ücretleri düşük olduğu için fazla mesai vb. durumlarda taşeron işçiler tercih ediliyor. Yıllık en fazla 270 saat fazla mesai yapılabileceği için bu süre dolunca da pazar çalışması yazılıyor, hafta içi de çalışsa.
ÇALIŞMA SÜRELERİ ÇOK FAZLA
Belediyelerde İŞKUR aracılığı ile kiralanan işçiler de var. 2-3 aylık mevsimlik işçi alınıyor. Onların üzerinde baskı daha fazla. Araç kiralama adı altında işçilerin 12, 13, 14 saat çalıştırıldıkları oluyor. Oysa yasa gereği bir şoför en fazla 6 ya da 8 saat çalışabilir. Şartnamede asgari ücret artı yol, yemek verilir yazıyor. Ama bazı araç sahiplerinin işçinin aldığı asgari ücretin de bir kısmına el koyduğu, “3 bin bana vereceksin, vermeyeni çalıştırmam yoksa şoför bulurum” dediği söyleniyor.
Karşıyaka Belediyesinde, Belediyenin şirketten kiraladığı çöp araçları bulunuyor bu araçların tamiri ve bakımı taşerona bağlı çalışan işçiler tarafından yapılıyor. Sendikaları yok, ikramiyeleri yok, bayram parası, yakacak, erzak yardımı gibi sosyal hakları yok. Yol yemek içinde bir maaş ile çalışıyorlar. İş güvenceleri yok. İşveren istediğinde tazminatı verip çıkarıyor. Ücretleri asgari ücretin altında kalması durumunda asgari ücret düzeyine getiriliyor. Asgari ücrete zam yapıldığında kendi uygun gördükleri oranda zam yapıyorlar.
Büyükşehirin bir biriminde yıllardır şoför olarak çalışan işçi, “Zaman zaman firmalar değişiyor. Patronu tanımıyoruz bile. İhaleyi aldıktan sonra başvurduk aynı şekilde devam ediyoruz. İhaleler 2.5 yıl, 1 yıl, 2 yıl yapıldı son 2 yıllık oldu. Ustaları adreslere götürüyoruz açma-kesme. Koltuğun solunda oturan, sağında oturanın maaşının yarısını alıyor. Hiçbir yardımdan yararlanamıyor” diyor.
Bir başka işçi, “Ne patronun ne belediyenin çalışanıyız ortak mal gibiyiz. Müracaat edeceğimiz bir merci yok. İtiraz ettiğinizde yeriniz değiştirilebiliyor. Şirkete geri göndermek yani işten çıkarılmakla tehdit edilebiliyorsunuz” diyor. Başka bir işçi, “Aracını kiralıyor belediyeye, aylık şu kadar şoförü ile günlük gideri bu diyor. Aracın yanında biz eşantiyon gibiyiz” diyor. Maaşların ayın 20’sinden önce verilmediğini söylüyorlar, sözleşmede ise 1’i ile 10’u arasında ödenir deniliyor. İki yıldır çalışan bir işçi zamanında ödendiğini hiç görmedim diyor.