Demirtaş ve Mızraklı’dan mektup: Onurlu, adil barışa inanan herkes barış sürecinin aktif katılımcısı olmalı
Selahattin Demirtaş ve Selçuk Mızraklı, “Kürt sorununda diyalog ve müzakerenin tarafları, muhataplık konusunda da yeni arayışlara gerek yoktur, sonuç da alınamaz” dedi.
Fotoğraf: Evrensel
İnsan Hakları Derneği (İHD) tarafından düzenlenen “Kürt meselesinin çözümü ve barış konferansı” öğleden sonraki son oturumla devam etti.
Oturum öncesi Edirne Cezaevinden mesaj gönderen Diyarbakır Büyükşehir Belediye Eş Başkanı Selçuk Mızraklı ve Halkların Demokratik Partisi (HDP) eski eş genel başkanı Selahattin Demirtaş’ın mesajları okundu.
Halepçe Katliamı’nda yaşamını yitirenlerin de anıldığı mesajda İHD’nin konferansına katılanlar selamlandı.
Demirtaş ve Mızraklı’nın imzasıyla gönderilen mesajda özetle şu ifadeler yer aldı:
“Karşılaştığımız tüm zorbalıklara, adaletsizliklere, hukuksuzluklara rağmen siyasi mücadelede, diyalog ve müzakerede ısrarcıyız. Konuşarak, tartışarak varılacak adil bir uzlaşmanın sonucunda onurlu bir barışın kurulmasından yanayız. Bunun koşullarının er geç sağlanacağından kuşkumuz yoktur. Fakat ne yazık ki, bu konuda gecikildiği her gün, her saat kan akmaya, canlarımız toprağa düşmeye devam ediyor. Dolayısıyla sizlerin yürüteceği cesur, hakkaniyetli tartışmaların pratik girişimlere vesile olmasını da yürekten diliyor, destekliyoruz.
"MUHATAP ARAYIŞINDA YENİ ARAYIŞA GEREK YOKTUR"
Türkiye'de ‘Kürt sorunu’nda diyalog ve müzakerenin tarafları, muhataplık konusunda da yeni arayışlara gerek yoktur, sonuç da alınamaz. Başarısız da olsa her çözüm süreci bizlere önemli deneyimler sunmuştur. Buralardan herkesin çıkaracağı doğru derslerle bu defa başarabiliriz diye umut ediyor, inanıyoruz.
Elbette Kürt sorununun çözümü, resmi olarak bir masa etrafında konuşulacaksa -ki bizce gecikilmeden konuşulmalıdır- masada Türkiye Cumhuriyeti devletini temsilen hükümet olmak zorundadır. Hükümet de bugün itibarıyla Sayın Erdoğan şahsında temsil edildiğine göre, bu işin birinci muhatabı Sayın Erdoğan'dır. Yine geçmiş deneyimlerden bilinen, kabul gören ve devletin de resmi hafızasında meşruiyeti kayıt altına alınmış Sayın Öcalan bir başka muhataptır. Ancak böylesine köklü ve girift bir sorun iki şahsiyetin tek başına çözebilecekleri bir mesele de değildir. Bu nedenle Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin bizzat kendisi, Meclis'teki tüm siyasi partiler, Kürt siyasi partileri, sivil toplum örgütleri, akademisyenler, aydınlar, kadın hareketleri, sendikalar, barolar gibi tüm toplumsal yapılar da konunun tarafı ve muhatabıdırlar. Onurlu, adil barışa inanan herkes bu sürecin aktif katılımcısı, yürütücüsü ve sahibi olmak zorundadır. Başka türlü, bu zorlu meselenin altından kalkılamaz. Bizler de Kürt siyasetçiler olarak, karşı karşıya olduğumuz tüm adaletsizliklere rağmen; rövanşist, intikamcı duygulara teslim olmak yerine, halkımızın hak ettiği onurlu barış uğruna her türlü desteği sunmaya hazır olduğumuzu belirtmek isteriz.
"ÇABALAR SOMUT GİRİŞİMLERE DÖNÜŞMELİ"
Onurlu barış için elini, gövdesini taşın altına koymaya hazır olanlar; küçük, şahsi hesaplar içine giremezler, girmemeliler. Sizler gibi bugün bu salonda tartışmaya katkı sunan tüm dostlarımız bizler açısından kıymetli barış elçileridir. ‘Bu yaz büyük askeri harekatlara hazırlanıyoruz’ diyenlerin, bunun yerine, ‘Bu yaz büyük barışa kapıları açacağız’ demeleri herkese kazandırır. Öbür türlüsü, çok daha büyük felaketlere yol açar ve büyük kaybettirir.” (HABER MERKEZİ)