16 Mart 2024 19:46

Kürt Meselesinin Çözümü Ve Barış Konferansı: "Kapsayıcı mücadele ve barış süreci önemli"

İHD Diyarbakır Şubesi “Kürt Meselesinin Çözümü ve Barış Konferansı” başladı. Konferansta "Kapsayıcı mücadele ve barış süreci önemli" vurgusu yapıldı.

Fotoğraf: Evrensel

Paylaş

İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şubesinin çağrıcısı olduğu “Kürt Meselesinin Çözümü ve Barış Konferansı” başladı. Konferansta, siyasetçi, akademisyen, aydın, yazar, gazeteci, demokratik kitle örgütü temsilcilerinden oluşan yaklaşık 110 katılımcının yer aldığı konferansın ilk günü 3 oturumla tamamlandı.

İlk oturum, “Dünya'da Çatışma Çözümü ve Barış Süreçleri Deneyimleri” başlığıyla gerçekleştirildi. Moderatörlüğünü Sosyo Politik Saha Araştırma Merkezi Koordinatörü (SAMER) Yüksel Genç’in yaptığı oturumda ilk olarak Avrupa’daki Filistinli Topluluklar ve Örgütler Birliği Başkanı George Rashmawi “Filistin Halkının Kendi Kaderini Tayin Etme Mücadelesinde Uluslararası Dayanışmanın Rolü” üzerine konuştu.

RASHMAWİ: “BİRLİKTE ÖZGÜRLÜK, BARIŞ VE ÖZGÜR FİLİSTİN’İ SAĞLAYABİLİRİZ”

George Rashmawi, Filistinlilerin büyük katliamlarla karşı karşıya kaldığını söyleyerek konuşmasına Gazze’de yaşananları hatırlatarak başladı.

Rashmawi, “Yoğun füze kullanımı ve yasaklı fosfor kullanımı yoğun bir güçtü. Bunların hareketlerini 7 Ekim tarihindeki saldırılara dayanmaktadır. Yüzlerce kadın ve çocukların yakalanması 7 Ekim ile ilişkilendirilebilir mi? Şu an 9 bin kişi tutuklu. Bu orantısız güç kullanımı uluslararası güçlerin ekonomik desteği ile sağlanmaktadır. Filistinli insanlar tek devletli çözüme karşı çıkmaktadırlar” dedi.

Çözümü uygulaması gereken uluslararası devletlerin çözüm sağlamadığını söyleyen Rashmawi, kolonyalist bakış açısının hakim olduğunu belirterek bunun da en ağır katliamlara yol açtığını ifade etti. Buna karşı yapılması gerekenlere dair Rashmawi şöyle konuştu: “İsrail’e daha fazla baskıyı artırmak için protestolar organize etmeliyiz. Özellikle Amerika ve İsrail elçilikleri önünde protestolar yapmalıyız. İsrail’in katliamlarını engellemeleri için birlikte hareket etmeliyiz. İsrail ve Avrupa’daki ülkelerle pazarlık içinde olan ülkelerin boykota sevk edilmeli. Birlikte özgürlük, barış ve özgür Filistin’i sağlayabiliriz."

Ardından Demokrasi, Barış ve Alternatif Politikalar Araştırmalar Derneğinden (DEMOS) Ferda Fahrioğlu Akın, “Yerel Aktörlerden Dini Grupların Barış İnşasındaki Rolleri” başlığı üzerine söz aldı. Barışı inşa ederken dini grupların rolü olduğunu savunan Akın, tez çalışmasından örnekler vererek hem çatışmalarda hem de çözüm noktasında önemli ve olumlu rol oynayabileceklerini belirtti.

HALEPÇE ANMASI

Panel, tüm dünyada Halepçe Katliamı için saat 11.00’de yapılan saygı duruşu ile devam etti.

FRANCİE MOLLOY: ÖZGÜRLÜK VE BARIŞ ARAYIŞIMIZ AYNIDIR

Saygı duruşunun ardından ilk oturumda son olarak konferansa online bağlantı ile katılan İRA’nın siyasi kanadı olan Sinn Fein Milletvekili Francie Molloy, “Çatışma çözümünde İrlanda deneyimi” başlığıyla bir konuşma geçekleştirdi. Kürt sorununu konuşmanın önemine değinen Molloy şöyle konuştu: “Barış inşa etmek kolay değil. İrlanda ve Kürt insanlarının arasında farklılıklarımız mevcuttur, ortak tarihimiz de var. Bizim özgürlük ve barış arayışımız aynıdır. Biz barış ve adalet istemekteyiz. İrlanda ikiye Kütler ise dörde bölünmüştür. Kürtler daha zor durumda."

“MÜCADELENİZİ DESTEKLEMEKTEYİZ”

Tutuklular üzerindeki baskı ve tecride de değinen Molly, birlikte mücadele vurgusu yaptı: “Günümüzde önemli olan şey önümüze bakmamız, çatışma ve tecrit konusunu gündeme almalıyız. Kapsayıcı bir süreç barış için önemlidir. Uluslararası toplum olarak bu barış sürecinde sizinle birlikteyiz. Birbirimizi desteklemek ve bir arada olmak gerekiyor. Tutukluların da kendi özgürlüklerini sağlamaları için onları desteklemeliyiz, özgürlükleri mücadelenin bir parçasıdır. Özgürlük ve bağımsızlık mücadeleniz desteklemekteyiz.”

“KAPSAYICI OLMAMAK KÜRT BARIŞINA SON VEREN BİR BARIŞ OLACAKTIR”

Birinci oturum biterken ikinci oturum “Ortadoğu’da Barış ve Kürt Meselesinde Demokratik Çözümü” başlığıyla devam etti. Moderatörlüğünü İHD’den Selahattin Esmer‘in yaptığı ikinci oturumda ilk olarak Hewler Üniversitesiden Doç. Dr. Arzu Yılmaz “Yeni Güvenlik Mimarisi ve Barış” üzerine bir konuşma yaptı. Yılmaz, Ortadoğu’da değişen dengelere değinerek, dengeler sonucunda siyasi aktörlerin etkisini belirti.

“Ortadoğu'daki çatışmalar en az iki aktörün dahiliyeti ile ortaya çıkıyor. Hal böyle olunca yeni dinamikte en az altı, yedi aktör dahil oluyor. Ve vekalet savaşında devlet dışı aktörler stratejik otonomiyi daha fazla pratik ediyorlar. Ortadoğu’da ortalama 200 milyon nüfus, devlet dışı aktörlerin yönetimleri altında yaşıyor. Ortadoğu hikayesinde yeni bir güvenlik mimarisi çiziliyor” diyen Yılmaz şöyle konuştu: “Kuşkusuz benzerlikleri olmasına rağmen 2009-2013’ten farklı olarak 2019-2023 dönemini geride bıraktık. Muhtemel barış yapılacaksa bunun en önemli riski 2009-2013’ten çok farklı olarak Kürtlerin arasındaki ilişkilerin uzlaşmadan çok uzak, çatışma potansiyelinin çok yüksek olduğu bir döneme denk gelmesi. Barış mekanizması kurulacaksa Kürt aktörlerinin hepsini kapsayıcı olmalı. Olmaması Kürt barışına son veren bir barış olacaktır."

2015 SONRASI REJİM DEĞİŞİKLİĞİ VE KÜRT MESELESİNİN ÇÖZÜMSÜZLÜĞÜ

Ardından konuşan Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Diyarbakır Milletvekili Cengiz Çandar, “Ortadoğu'da Yeni Durum, Türkiye'nin Konumu, Kürt Sorununda Çözüm Perspektifleri” başlıklı konuşmasını yaptı. Çandar, Türkiye’de 2015 sonrası değişikliklere değindi: “1 Kasım’da 7 Haziran 2015’in vermediği sonuç, iktidar sahiplerine verildi. Ondan sonra da bildiğimiz gelişmeler oldu. AKP-MHP arasında ittifak kuruldu. MHP’nin bu ittifaktaki ön şartı ‘çözüm sürecinin sona ermesi’ oldu. Türkiye’deki rejim değişikliği şu anda hüküm süren Kürt meselesinin de çözümsüzlüğünün de çözülmemesi gerektiğiyle de birebir bağlantısının olduğunu görmek gerekir.”

“Türkiye'de demokrasi konusunda ilerleme sağlanmalı” diyen Çandar, “PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın 2013 yılındaki Amed Newrozu’nda okunan mektubun ana fikrine dönülmeli” dedi.

“ÇÖZÜM SÜRECİ ELBETTE MÜMKÜN”

“Cumhuriyet’in 2’nci yüzyılında Türkiye’de yeni bir barış süreci mümkün mü?​” başlıklı son oturumun moderatörlüğünü Barış Vakfı Başkanı Hakan Tahmaz yaptı.  Gazeteci Ali Bayramoğlu ve 78’liler Girişimi Sözcüsü Celalettin Can konuşmacı oldu.

Oturum öncesi Edirne Cezaevinde mesaj gönderen Amed Büyükşehir Belediye Eşbaşkanı Selçuk Mızraklı ve Halkların Demokratik Partisi (HDP) eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın mesajları okundu.

Okunan mesajın ardından Cemalattin Can, akil insanlara dair konuştu: “Çözüm sürecinde halkın desteği yüzde 30’du ve bahar ayının sonunda “çatışma olmasın ve barış olsun” diyenlerin oranı yüzde 84’lere çıktı. Bunda akil insanların emeği var.”

Son olarak konuşan Gazeteci Ali Bayramoğlu ise, Kürtler kendi hak ve hukukunu bulacak alanları daha çabuk yaratmaya başladı. Avrupa süreci de Türkiye Kürtlerinin siyaset sürecine ivme kazandırdı. Tarihsel olarak Kürt hareketine baktığımızda esasen üç evre var. Üçüncü evre Arap Baharı ile başladı. Bu işin bir ayağı da Rojava'nın oluşumudur. Burada iktidar kendini zayıf hissediyor ve gittikçe otoriterleşiyor ve devlet krizi dediğimiz şey ortaya çıkıyor” diye konuştu.

“Çözüm süreci elbette mümkün” diyen Bayramoğlu, “Şu da açıktır ki tüm çatışmalar çözülür” şeklinde konuştu.

Son oturum soru-cevap bölümü ile sona erdi. Konferans ikinci gününde yarın devam edecek. (Diyarbakır/EVRENSEL)

ÖNCEKİ HABER

DEM Parti Eş Genel Başkanı Hatimoğulları: JİTEM ittifakına oy vermeyin

SONRAKİ HABER

Sarıyer Emek ve Demokrasi Güçleri: Geleceğin ‘MESEM’ ve ‘ÇEDES’ üzerinden karartılmasına izin vermeyelim

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa