Putin 5. zaferini ilan etti, ilk mesajı NATO’ya oldu
Rusya Merkez Seçim Komisyonu, Putin'in Devlet Başkanlığı seçimini, yüzde 87,29 oy oranıyla kazandığını açıkladı.
Fotoğraf: Kremlin Basın Ofisi/AA
Rusya’da 15-17 Mart tarihlerinde gerçekleştirilen başkanlık seçimlerini yüzde 87. 8 oyla Vladimir Putin’in kazandığı açıklandı. Seçimlere katılımın yüzde 77 gibi Rusya için rekor düzeyde olduğu duyuruldu. Batılı birçok ülkeden seçim sonuçlarının gerçek olmadığı açıklaması yapılırken Çin gibi bazı ülkeler ise Putin’i kutladı. Putin’in, zafer ilanı ardından yaptığı ilk konuşmasında ise hedefi NATO’yu Ukrayna’ya doğrudan müdahale konusunda uyarmak oldu.
Rusya Merkez Seçim Komisyonu Başkanı Ella Pamfilova, Başkent Moskova’da düzenlediği basın toplantısında, devlet başkanı seçiminin kesin olmayan ilk sonuçlarına ilişkin bilgi verdi. Seçime katılım oranının yüzde 77.44 ile “rekor düzeyde” olduğunu kaydeden Pamfilova, 87 milyon 113 bin 127 kişinin oy kullandığını dile getirdi. Pamfilova, seçimlerin özgür ve şeffaf olduğunu ileri sürerek, “Bağımsız bir halk olduğumuzu ve ülkemizin gelişmesi için her şeyi yaptığımızı kendimize gösterdik” ifadelerini kullandı. Pamfilova, kesin sonuçların 21 Mart’ta açıklanacağını bildirdi.
24 YILDIR ÜLKEYİ YÖNETİYOR
Bu sonuca göre 71 yaşındaki Rusya lideri, yüzde 76.7 oy aldığı 2018 seçimlerine kıyasla bu seçimi on puandan fazla artışla kazanmış oldu. Putin, böylelikle 5. kez Rusya Devlet Başkanlığı görevini üstlenmiş oldu. Putin, 6 yıl daha görevde kalacak.
Putin’in rakibi olarak açıklanan ancak Putin karşıtı bir seçim kampanyası yürütmeyen diğer cumhurbaşkanı adaylarından Rusya Komünist Partisi Adayı Nikolay Haritonov yüzde 4.30, Yeni İnsanlar Partisinden Vladislav Davankov yüzde 3.84 ve Liberal Demokrat Partiden Leonid Slutskiy yüzde 3.21 oy aldı.
Seçimi 129 ülkeden 1115 uluslararası gözlemci ve uzman izlediği açıklandı.
Rusya’nın 2014’te Ukrayna’dan ilhak ettiği Kırım’da, 2022’de ilhak ettiği Donetsk, Lugansk, Herson ve Zaporijya bölgelerinde de devlet başkanı seçimi için sandık başına gidildi.
TEBRİK EDENLER
Çin Devlet Başkanı Şi Cinping, Putin’i kutlayan liderler arasında yer aldı. Şi, Çin’in ortaklıklarını geliştirmek için Rusya ile yakın iletişimi sürdüreceğini söyledi. Xinhua haber ajansının aktardığına göre Şi, “Yeniden seçilmeniz Rus halkının size verdiği desteğin tam bir göstergesidir. Sizin liderliğiniz altında Rusya’nın ulusal kalkınma ve inşada kesinlikle daha büyük başarılar elde edeceğine inanıyorum. Çin, Çin-Rusya ilişkilerinin gelişmesine büyük önem veriyor ve Çin-Rusya kapsamlı stratejik ortaklığının sürekli, sağlıklı, istikrarlı ve derinlemesine gelişimini teşvik etmek için Rusya ile yakın iletişimi sürdürmeye hazır” ifadelerini kullandı.
Çek Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı Jan Lipavsky ise seçimleri bir “maskaralık ve parodi” olarak nitelendirerek “Bu, bu rejimin sivil toplumu, bağımsız medyayı ve muhalefeti nasıl bastırdığını gösteren Rus başkanlık seçimiydi” dedi.
Bosnalı Sırp Lider Milorad Dodik de Putin’i kutlayanlar arasında yer aldı: “Sırp halkı Başkan Putin’in zaferini sevinçle karşıladı çünkü onda büyük bir devlet adamı ve her zaman güvenebileceğimiz ve halkımızı koruyacak bir dost görüyorlar.”
Venezuela Devlet Başkanı Nicolas Maduro “Ağabeyimiz zafer kazandı, bu da dünya için iyiye işaret” derken, Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, telefonla aradığı Putin’e başarılar diledi.
Nikaragua ve Tacikistan devlet başkanları da tebrik mesajı iletenler arasında yer aldı.
TEPKİ GÖSTERENLER
Batılı liderler ise sahte olarak nitelendirdikleri Rusya seçimlerini kınadı. Seçimlerde Avrupa Güvenlik İşbirliği Teşkilatının (AGİT) denetimi olmaması eleştirildi.
İngiltere Dışişleri Bakanı David Cameron “yasa dışı” seçimlerde “Seçmenlere seçenek sunulmadığını ve AGİT’in bağımsız denetiminin olmadığını” söyledi ve ekledi: “Özgür ve adil seçimler böyle bir şey değildir.”
Almanya Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Cerstin Gammelin, Cumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeier’in Putin’i kutlamayacağını söyledi. Almanya Dışişleri Bakanlığının X hesabından yapılan açıklamada da “Rusya’daki sözde seçimler ne özgür ne de adildir, sonuçlar kimseyi şaşırtmıyor” denildi.
Polonya hükümeti de seçimleri “Yasal olmadığı” gerekçesiyle eleştirdi. Açıklamada seçimlerin “ağır baskı altında” ve Ukrayna’nın işgal altındaki bölgelerinde uluslararası hukukun ihlal edilerek gerçekleştirildiği belirtildi.
İtalya Dışişleri Bakanı Antonio Tajani ise “Seçimlerin ne özgür ne de adil olduğunu” söyledi.
Rusya’nın savaşta olduğu Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy ise sonucu gayrimeşru olarak nitelendirdi. Zelenskiy, “Dünyadaki herkes bu kişinin, tarih boyunca pek çok kişi gibi, güç hastalığına yakalandığını ve sonsuza kadar hükmetmek için hiçbir şeyden çekinmeyeceğini anlıyor” dedi.
İLK MESAJI NATO’YA
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, seçim zaferinin ardından yaptığı ilk açıklamada NATO’ya mesaj verdi. Putin, devlet başkanı seçiminin sona ermesinin ardından seçim karargahından vatandaşlara seslendi. Putin, seçim sonucunun ülke vatandaşlarının “kendisine duyduğu güvenin” ve “her şeyi planladığı gibi yapacağına dair umudun” göstergesi olduğunu iddia etti.
Bir ABD’li gazetecinin sorusu üzerine, cezaevinde öldüğü açıklanan Rus muhalif Siyasetçi Aleksey Navalni’nin hapishanede ölmesini “üzücü olay” şeklinde nitelendiren Putin, insanların hapishanede öldüğü başka vakaların da yaşandığını ama bu tip olayların ABD’de de olduğunu söyledi. Putin, ölüm haberi gelmeden birkaç gün önce Navalni’yi Batı ülkelerinde hapiste bulunan Rus vatandaşlarıyla değiştirme fikrini kabul ettiğini açıkladı.
Putin, Ukrayna savaşı konusunda ise “Biz barış görüşmelerinden yanayız ancak düşmanın cephanesi bittiği için değil, eğer gerçekten ciddilerse, uzun vadede barışı inşa etmek istiyorlarsa, barış görüşmelerinden yanayız. Yeniden silahlanma için 1.5-2 yıl ara verilsin diye değil” dedi.
Fransa’ya Ukrayna’da çatışmaları ağırlaştırmasını değil, barışçıl çözüme katkıda bulunmasını öneren Putin, Ukrayna’da NATO askerlerinin bulunduğunu bildiklerine dikkat çekti. Rusya ile NATO arasında çatışma olup olmayacağına yönelik soruyu cevaplayan Putin Batı’yı, Rusya ile NATO arasında doğrudan bir çatışmanın Üçüncü Dünya Savaşı’na bir adım kalması anlamına geleceği konusunda uyararak “Modern dünyada her şey mümkün. Bu çatışma, tam kapsamlı bir Üçüncü Dünya Savaşı’nın bir adım ötede olmasına yol açacak ama kimsenin bu konuyla ilgilendiğini düşünmüyorum” dedi. (DIŞ HABERLER)