18 Mart 2024 08:28
/
Güncelleme: 08:37

Pulp kültürü, süper kahramanlar ve kolektivizm

Ozan
Lise öğrencisi
Kayseri

Pulp Dergileri 1896’dan 1955’e kadar popülerliğini sürdürmüş olan ucuz kurgusal dergilere denir. İsmini bu dergilerin üstüne basıldığı kağıt hamurundan (wood pulp) alır. Tıpkı yapımı gibi içeriği de ucuz olan bu dergiler 1. Paylaşım Savaşı dönemi Amerika’nın sansasyonel ve bazen erotik, kısa ve tamamıyla kurgu medya açlığını ömrünün sonlarına doğru bile 25 cent’i geçmeyecek bir fiyatta sunmuştur. Her ne kadar sığ da gözükseler bu minik seri şeklindeki hikâyeler bütünü, kendisini Amerikan kültürüne uzun bir süre kazımış ve şu anki pek çok süper kahramanın atası olabilecek “proto süper kahramanları” ana akım kültüre dahil etmiştir. Lakin sabırsız davranmayalım ve ilk önce süper insanların biz halkın aklına kazınan isimlere dönüşmeden önceki hâllerine bakalım.

“Süper kuvvetli insan” teriminin kökleri binlerce yıl öncesine, Gılgamış Destanı’na isim veren Uruk Kralı ve ölümsüzlük arayıcısı Gılgamış’a dayandırılır. Ancak halk hikyelerinin ana karakterleri, farklı kültürlerin mitolojilerinden gelen yarı ilahi kırmalar ve hatta Robin Hood, hepimizin bildiği ve sevdiği, fakirlerin dostu zenginlerin korkulu rüyası, kanunsuz çocuk masalı karakteri de birer süper insan örneğidir. Ancak bu kadar derin bir tarihe sahip olsalar da modern süper kahraman kültürünün temelini Pulp dergilerinin pişkin dedektifleri, kırbaçlı arkeologları (evet, Indiana Jones’un yaratılışı bu dergilerledir), değişik güçlere sahip çılgın bilim adamları ve dramatik Bayan Fan Servis gibi karakterler atmıştır. Tabii “temel” kelimesi bu cümlenin yıldızlı kelimesi, çünkü o zamanlar henüz “kahramanlarımız” kahraman olamamıştı. İşte bu dönemin kahramanlarına “proto süper kahramanlar” adı veriliyor. Bu kahramanlar her zaman “süper” veya iyi olmak zorunda değildi. Indiana Jones’un havalı olması için gözünden lazer atmasına gerek yok tabii, ancak şimdiki süper olmayan kahramanların yazımındaki derinliğe sahip değillerdi. Ucuz eğlence için şok etmenine başvurmak daha farklı duygulara sahip karakterler yaratımını sağlamıyor. Ancak bu karakterlerin fevri davranışları ve dobra tavırlarına rağmen günü kurtarmaları 2 Clevelandlı genci fazlasıyla etkiliyor.

İLK SÜPER KAHRAMANLAR NASIL ORTAYA ÇIKTI?

Jerry Siegel ve Joe Shuster lisede bu tarz kurguları sevmeleri üzerine arkadaş olmuş iki gençtir. Siegel yazardı, Shuster ise illüstrasyonla ilgileniyordu. Siegel amatör olarak dergisi için bilim kurgu hikâyeleri yazıyordu. Shuster da bu hikâyelere resimleriyle destek çıkıyordu. Hikâye, Bill Dunn isminde evsiz bir adamın kötü bir bilim adamı tarafından kandırılıp deneysel bir ilaç içmesi ve bu nedenle çeşitli süper güçler kazanmasını anlatıyordu. Bill yeni edindiği güçleri kendi zevki için kullanıyordu. İşte bu anlatı Superman’in temellerinin atılmasını sağlamıştır. Daha sonra Siegel ve Shuster gazeteler için karikatür bandı yapmaya başladılar ve editörlerin istekleri doğrusunda karakteri daha ilginç bir hâle getirdiler. Artık Superman bencil olmayan, suça karşı dövüşen bir kahraman olmuştu. Ancak gazeteler karakteri yine reddetti. Çalkantılı geçen birkaç sene sonrasındaysa Action Comics’in ilk baskısıyla Superman hayatımıza girdi. Bununla birlikte “Çizgi Romanların Altın Çağı” başladı ve hepimizin bildiği Batman, Spiderman gibi karakterler hayatımıza girdi.

Altın çağın başlangıcı yaklaşık 90 yıl önceydi. Şu an Superman ve Batman’e DC, Spiderman’e ise Marvel şirketleri sahip. Büyük bir medya devleri olmaları sadece çizgi roman olarak değil, çok daha geniş kitlelere hitap edecek farklı yollarla da karakterleri insanlara sunmalarını sağlıyor. Artık bu karakterlerin sadece tutkulu yaratıcıları tarafından niş medya yollarıyla dağıtılmaması ve markayı çok yüksek yerlere taşıyacak bütçeye sahip şirketler tarafından desteklenmeleri ilk başta heyecan verici dursa da kapitalizm, her sanat dalına yaptığı gibi burada da hayal gücünü baskılıyor. Ürünlerin üzerine uğraşılsa da artık zamanlar değişti. Süper insanlar artık ucuz kağıtlarda satılan magazin ürünleri değiller, her kültürün içinde birazcık da olsa olan kahraman ideasının modern bir hâliler. Bu yüzden doğal olarak bu hikâyeler seneler içerisinde farklı farklı lensler içerisinde incelendi, tarihe bağlanan alternatif hikâyeler ortaya çıktı.

SÜPER KAHRAMANLAR GÜÇLERİNİ NE İÇİN KULLANILIRLAR?

Çizgi romanlar modern zamanlarda da propaganda aracı olarak kullanıldı. Bu farklı bakış lenslerinden birisine örnek olarak Marksist düşünürlerin bir kısmının Süper Kahraman hikâyelerine ve modern inkarnasyonlarına karşı sık kullandığı bir argüman vardır: Süper kahramanlar doğası gereği anti-kolektivisttir. Ellerinde tüm bu güç ve bu gücü kullanma yetisi bilgisini barındıran küçük gruptaki bireyler. Oligarşinin sözlük anlamı!” Bu tespite karşı çıkmıyorum çünkü yanlış bir bilgi verildiğini düşünmüyorum, “übermensch” konsepti burada apaçık ortada. Ama bence bu tespit ölü bir tespittir. Bu tespit Süper Kahraman hikâyelerini her yerde gördüğümüz düz yazılar gibi inceler ve bu türün hikâye anlatımının esas noktasını kaçırır. Ortalama bir okuyucu bu hikâyeleri okurken kendini sivil olarak hayal etmez, süper kahraman olarak hayal eder. Bunun nedenine sıradan bir güç açlığı diyebiliriz ancak şunu düşünmek lazım: Buradaki kurulan fantezi hep insanlara yardım etmeye yöneliktir: garibana el uzatmak, bir karşılık beklemeden. Çünkü en nihayetinde kahraman olmak, süper ya da proto, yanındaki insanı yüceltmek demektir. Para istemeden, bir art niyet duymadan.

Birazcık geri dönelim. Gılgamış Destanı 3/4 tanrı kanına sahip kral Gılgamış’ın ölümsüzlük hikâyesini anlatır. Destanın en meşhur özelliği insanlığın kaydedilmiş ilk epik yani kahramanca yazı örneği olmasıdır. Peki, bir monarkın ölümsüzlük araması nasıl kahramanca olabilir? Bunun cevabı aramasının sonunda ölümsüzlüğü bulduktan sonra bir yılana kaptıran Gılgamış’ın insan hayatının değerini anlaması ve kaybettiği dostunu andıktan sonra yönettiklerini daha iyi davranmasıyla sona ermesidir. Birazcık daha ilerisine baktığımızda ağzı bozuk dedektiflerin agresif davranışları çok kahramanca gelmese de eninde sonunda suçluyu yakalayıp günü kurtarır. Süper Kahraman türü, bir yazı olarak, kolektivist değildir. Ama her seferinde onlara geri dönmemizin sebebi bu değil, çocukların okumasının sebebi de başka. Binlerce yıldır bu hikâyelere tek bir basit dersten dolayı geri dönüyoruz: “Güçle yapabileceğimiz en iyi şey, onu dağıtmaktır.”

EVRENSEL'İNMANŞETİ

Yağma iklimi

Yağma iklimi

Enerji şirketlerinin patronlarının bizzat yönetimine girdiği Saray iktidarı, “iklim değişikliğiyle mücadele” adı altında sermayeye yeni kaynak aktarma hazırlığında. İktidarın Meclise getirdiği tasarıya göre karbon emisyonu ticareti sistemi kurulacak, “atmosferi kirletme hakkı” alınıp satılan bir mala dönüşecek. Sistem karbon ticareti zenginleri yaratırken, halka zehir kalacak.

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
Erdoğan: Dünya bir imtihan yeridir, ekonomik zorluklar gelip geçer.

Evrensel'i Takip Et